Ergenekon davasının son iki duruşmasında verilen tanık ifadeleri, Ecevit´in başbakanlıktan düşürülmesi tartışmalarını bir kez daha ateşledi. Eksik tedavinin uygulandığı Haberal´ın hastanesinde Ecevit´in Sağlık Bakanıyla görüştürülmediği ortaya çıkarken, bir başka şok gelişme tanık açıklaması ile yaşandı. Davada ifade veren Doktor Bolkan, ´Başkent Üniversitesine Ecevit´e acil müdahalede takılması gereken sıvıyı sorduk. 10 yıldır cevabını almış değiliz. Tedaviyi devraldık, tedaviyi bilmiyoruz. Bu yaşta hastaya yanlış sıvı verilirse ölür´ dedi. İlginç bir gelişme de, Haberal´ın istediği taktirde duruşmalara rahatlıkla katılabildiğinin görülmesi oldu.
11.07.2012 11:32 Ergenekon davasında son iki duruşmadır verilen tanık ifadeleri, Ecevit´in Ergenekon örgütü tarafından başbakanlıktan düşürülmek istendiği tartışmalarını bir kez daha ateşledi. Açıklamalar yeni açıklamaları getiriyor. Dönemin Anasol-M hükümetinin Sağlık Bakanı olan Osman Durmuş´un, Bülent Ecevit´i hastanede ziyaret etmek istediği, Mehmet Haberal´ın başhekimi olduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´nin Osman Durmuş´u Bülent Ecevit´le görüştürmediği öğrenildi. Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş, söz konusu olayı doğruladı ve ?Bülent Ecevit´in anestezi olduğu gerekçesiyle uyuduğunu söylediler, görüşemedik? dedi.
-Mahkeme şura raporunun peşinde-
Osman Durmuş´un, Bülent Ecevit´in hastalığıyla ilgili Sağlık Şûrası´nı topladığı, Sağlık Şûrası´nın Bülent Ecevit´in özel hastane olan Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde tedavisinin uygun olmadığı yönünde karar aldığı öğrenildi. Sağlık Şûrası; askerlerin tayin, terfi ve ihraçlarına karar veren Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) benzeri oluşum... Ergenekon Terör Örgütü davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, Sağlık Şûrası´nın Bülent Ecevit ile ilgili kararını Sağlık Bakanlığı´ndan isteyeceği bildirildi.
-Tanığın şok sorusuna kimse cevap veremiyor-
Merhum Başbakan Bülent Ecevit´in hastalığı döneminde bir süre acil müdahale ekibinden sorumlu olan ve Ergenekon duruşmasında önceki gün tanık sıfatıyla ifade veren Ankara eski İl Sağlık Müdür Yardımcısı Mustafa Bolkan, ilginç açıklamalarını sürdürdü. Bolkan, ?Başkent Üniversitesi´ne, ´Başbakanımız Bülent Ecevit´in, olası acil müdahale durumunda takılması gereken elektrolit sıvısı nedir?´ diye sorduk. 10 yıl önce de sormuştum. Ben hâlâ cevap alamadım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Sağlık Bakanlığı, on yıldır bu sorunun cevabını arıyor. Bu sorunun cevabını 10 yıldır Sağlık Bakanlığı bilmiyor. Aradan 2-3 hükümet geçti. Bu soruyu soruyoruz, cevap yok. Bu ´hasta ölürse, siz sorumlusunuz´ demek... Bülent Ecevit´i kapı önüne koydular? dedi.
Mustafa Bolkan, şunları söyledi: ´Sağlık Bakanlığı görevlileri, Başbakan Ecevit´i öldürdü´ diyeceklerdi. Sağlık Bakanlığı olarak biz de, ömür boyu ´Başbakan´ı öldüren Sağlık görevlileri´ diye yaftayı taşıyacaktık. Başbakan Ecevit´e hangi sıvıyı vereceğimizi dün (önceki gün) mahkemede de sordum. Mahkemede de cevap veremediler. Biz tıp doktorlarıyız, biz hastanın olası acil müdahalede takılması gereken sıvıyı sorduk. Hâlâ cevap vermediler. Bu skandal ötesi durum... En basit sıvı cevabını vermediler. 10 yıl oldu, Bülent Ecevit öldü, hâlâ cevap alamadık. Tedaviyi devraldık, tedaviyi bilmiyoruz. Bu yaşta hastaya yanlış sıvı verilirse ölür. AK Parti eski Milletvekili Mücahit Pehlivan, Bülent Ecevit´in ortopedi yönünden tedavisini yaptı.? (Yeni Akit)
HABERAL´IN KORUMA ÇEMBERİ, İDDİALARI GÜÇLENDİRİYOR
Son iki duruşmada yaşanan bir başka ilginç ayrıntı da, Ecevit´e yönelik komploda baş rolde yer alan Haberal´ın istediği taktirde duruşmalara rahatlıkla katılabildiğinin görülmesi oldu. Haberal, Pazartesi ve Salı günkü duruşmalarda tanıkların aleyhinde ifade vermesi üzerine, aynı gün duruşmalara ilerleyen saatlerde kendi isteğiyle katıldı. Bu şaşırtıcı idi. Çünkü Haberal 3 yıldır duruşmalara katılmamıştı. İfadesi dahi bir hakimin ayağına kadar gitmesi ve video konferans yöntemi ile doktor kontrolünde hastanede zorlukla alınabilmişti. Ancak tüm bunların düzmece olduğu da ilerleyen süreçte mahkemece ortaya çıkarıldı.
Haberal, Nisan 2009 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı. Cezaevinde sadece birkaç saat kaldıktan sonra rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. O olaydan sonra iki yıl boyunca da cezaevinden uzak kaldı. Haberal, mahkemenin şüphelenmesi ve olayın üzerine gitmesi sonucu sağlık durumunun anlaşılması için başka bir hastanede, Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi´nde yattı. Bu hastanenin tetkikleri ve 11 Mart 2011 tarihinde de Adli Tıp Kurumu´nun sağlıklı olduğuna dair raporu üzerine Haberal Silivri Cezaevi´ne getirildi. 21 Mayıs 2012 tarihindeki duruşma ve son iki duruşma haricinde yaklaşık 3 yıldır devam eden yargılama sürecinde Haberal hiçbir duruşmaya katılmadı.
Mahkeme, tıpkı Danıştay saldırısının üzerine giderek kamera skandalını ve diğer bazı çarpıcı ayrıntıları ortaya çıkardığı gibi, ´her an ölebilir, cezaevine giremez, hastanede tutulmalı´ denen Haberal´ın gayet sağlıklı olduğunu da ortaya çıkardı. Yürütülen soruşturma, Haseki Kardiyoloji hastanesinde örgütlenmiş Ergenekon üyesi doktorların Haberal´ı hasta göstermeye çalıştıklarını gösterdi. Doktorların, ´Haberal´ın her an ölebileceği ve sorumlusunun da hakimler olacağı´ iddiasıyla hasta gibi yatarken, gece geç saatlerde bayan ziyaretçi kabul ettiği, elde tespih odasında gayet neşeli volta attığı, internette bağlanıp film seyrettiği, dışarıdaki adamlarının kurduğu telsizli haberalma sistemi ile yapılacak polis ve savcılık baskınlarını haber aldığı ve derhal ağır hasta moduna geçtiği, bu durumu ispatlayan görüntü kayıtlarıyla ortaya çıkarıldı. Hatta olay o aşamaya geldi ki, onun heran ölebileceğini iddia eden doktorlar, örgüt varlığını ispatlar bir tavırla onu adli tıpa kontrole götürmek için gelen başbakanlığa mahsus çok özel donanımlı ambulansı, önünü keserek engellediler.
İşte mahkemenin şüphenin üzerine gitmesiyle yaşanan tüm bu şaşırtıcı gelişmeler, onun sağlıklı olduğunu, cezaevinden Ergenekon örgütü tarafından uzak tutulduğunu gösterdi.
Haberal´ın ne kadar derin birisi olduğunu gösteren başka gelişmeler de yaşandı. Sadece sağlık alanında değil yargıda da örgütsel bir koruma çemberine alındığını düşündüren gelişmeler yaşandı. Haberal yukarıda bahsedildiği gibi cezaevi yerine hastanede yatarken bir taraftan da kendisini tahliye etmeyen çeşitli mahkemelerdeki 9 hakim hakkında Yargıtay´da tazminat davası açtı ve skandal şekilde bu davaları kazandı. Beklenmedik bu durum tam anlamıyla bir skandaldı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yürüyen davalara yeni bir içtihat ortaya koyarak müdahale etmişti. Davaları anlamsızlaştırarak yerine Yargıtay´ın geçmesini getiren bu içtihat, hakimleri ve kamuoyunu şok etti. Haberal bununla da yetinmedi. Tazminata çarptırdığı hakimlerin, tahliyesi başvurusunu görüşecek mahkeme heyetinden ve Ergenekon davasından çekilmesini de istedi. Skandal süreç giderek gelişti. Haberal´ın açtığı kapıdan diğer Ergenekon ve Balyoz tutukluları da geçerek aynı şekilde tazminat davaları açtılar. Hakimlerin kendi davalarından çekilmesini talep ettiler. Ergenekon ve Balyoz davalarının çökmesine kadar gidecek şekilde hukukta tam bir kaos durumuna girilirken, 2010 yılında yapılan referandumda anayasa değişikliklerinin halk tarafından kabul edilmesi, Yargıtay´ın bu skandal müdahalesini ve kaos durumunu son anda engelledi.
İşte Haberal´ın bu derinliği, sağlık ve yargı alanında şaşırtıcı şekilde kollanması, 2002 yılında Haberal´ın rol aldığı Ecevit´e yönelik komplo iddiasını da güçlendiriyor. Ergenekon iddianamelerinde Haberal´ın Ergenekon tarafından başbakanlığa ya da cumhurbaşkanlığına getirilmek istendiği iddiaları yer alıyor. Bu bilgiyle örtüşen çok ilginç bir gelişme, Ecevit´in Haberal´ın hastanesinden apar topar çıkarıldıktan sonra hızla iyileşen Başbakan Ecevit´in, daha önce arasının çok iyi olduğu Haberal´a karşı ani tavır değişikliği oldu. Ecevit, diğer koalisyon ortaklarıyla anlaşarak sürpriz şekilde Necdet Sezer´i cumhurbaşkanlığına seçtirdi. Demirel´den boşalacak cumhurbaşkanlığı makamı için adı geçen adaylar arasında en büyük şansa sahip görünen Mehmet Haberal´ın yerine, emekli olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Sezer cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Mecliste yapılan oylamayla da seçildi. Bu aday değişikliği o dönem kamuoyunda sürpriz olarak değerlendirildi. Çünkü Ecevit´in Haberal ile arasının çok iyi olduğu biliniyordu. Ecevit hiç bir zaman bu şüpheyi dile getirmedi. Bu konuda hiç konuşmadı. Bir belgesel çekiminde konuyla ilgili konuşan eşini de uyardı. Ecevit´in devlet terbiyesi nedeniyle böyle davrandığı anlaşılıyor. Ancak bulgular, Haberal´ın derinliğini ve ardındaki güçleri sezen Ecevit´in onun cumhurbaşkanlığına getirilmesinden sürpriz bir kararla niçin vazgeçtiğini de anlaşılır kılıyor.
ERGENEKON´UN ECEVİT PLANI NEYDİ
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, 2002 yılında rahatsızlanması üzerine Hacettepe Hastanesi´nde tedavi gördü, fakat iyileşmemesi üzerine, Başkent Üniversitesi Hastanesi´ne yatmaya razı oldu. Ancak hastanede kaldığı süre boyunca bir türlü iyileşemiyor, hatta durumu daha da kötüye gidiyordu. İşte o günlerde Ecevit´in yakınlarına gelen bir ihbar, Ecevit´in adeta kaçırılırcasına hastaneden çıkarılmasına ve tedavisinin evinde sürdürülmesine neden oldu. Bundan sonra Ecevit hızla iyileşmeye başladı. Bu durum ´hastaneden çıkınca iyileşen tek hasta´ sözünün doğmasına da neden oldu. Mehmet Haberal ve Sinan Aygün Ergenekon davasının sanıklarından. Haberal hakkındaki suçlamalardan biri de Ecevit´e düzenlendiği iddia edilen komplo idi. Halen Ergenekon davasında mahkeme heyetince de ciddiye alınan ve araştırılan bu komplo ihbarına göre, iktidarı bırakması için Ecevit´e kumpas kurulmuştu. Ve bu kumpasın içinde hastanenin Başhekimi Mehmet Haberal da vardı. Amaç ise Ecevit´e ´iş göremez´ raporu vererek yeni oluşum ve yeni isimlerin önünü açmaktı. Ecevit´in o dönemde koruma müdürlüğünü yapan Milletvekili Recai Birgün, 29 Nisan 2009´da Cumhuriyet Başsavcılığı´na verdiği ifadede o dönemle ilgili önemli bilgiler veriyordu. Birgün, şunları anlatmıştı: Tedaviyi kestikten bir süre sonra hastanede tetkik yapılması gerektiği söylendi. Gitmeye hazırlanırken parti yetkililerinden bize ´sakın gitmeyin, Bülent Ecevit´e iş göremez raporu verilecek´ şeklinde bilgiler gelince gitmekten vazgeçtik.
-İş göremez raporu verilecekti-
İddialara göre Ergenekon örgütünün stratejisi doğrultusunda Ecevit´e hastalığı nedeniyle iş göremez raporu verilerek başbakanlıktan çekilmesi sağlanacaktı. 2002 yılı Mayıs ayında Bülent Ecevit, Prof. Mehmet Haberal´a ait Başkent Hastanesi´nde tedavi görmüştü. Daha doğrusu, tedavi için gittiği hastanede geçirdiği 11 günün sonunda durumu kötüleşmişti. Bunun üzerine Rahşan Ecevit´in ısrarıyla tedavisi tamamlanmadan hastaneden çıkarılmış, eve götürülmüş, evde kısa sürede toparlandığı söylenmişti. Ecevit, o günden sonra Prof. Haberal´la randevusuna gitmemişti. Bunun nedenini dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı şöyle açıklamıştı: ?O randevuya gitseydi, kendisine ´çürük´ veya ´iş göremez´ raporu verilecek ve Başbakanlıktan düşürülecekti.? O günlerde gelen bir istihbarat, bu istihbaratı getiren kişinin güvenilirliği ve kaynağının Başkent Hastanesi´nin içinden olması nedeniyle DSP yönetimince dikkate alındı. 11 Temmuz günü Ecevit´in evinde bir toplantı yapılarak Ecevit´in hastaneye gitmemesi kararı alındı.
-Mahkemeye şok başvuru: Ecevit başbakanlık yapamaz-
Aynı günlerde bir başka kritik gelişmenin daha yaşandığı ortaya çıktı. Buna göre, halen Ergenekon davasında sanık olarak yargılanan dönemin Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün mahkemeye başvurarak, Ecevit´in başbakanlık yapamayacak durumda olduğunun tespit edilerek vesayet altına alınmasını talep etti. Aygün, 5 Temmuz 2002 tarihinde verdiği ve Ankara 16. Sulh Hukuk Mahkemesi´ne gönderilen dilekçesinde, Başbakan Ecevit´in sağlık durumunun kişisel ihtiyaçlarını bile karşılamaya elvermeyecek kadar bozuk olduğunu, makamına gelemediğini, toplantılara katılamadığını, ekonomiyi yönetemediğini belirtiyor, onun yurtdışında Türkiye´yi temsil edemediğini iddia ediyordu. Dilekçesinde Başbakan´ın üstlendiği ağır görevler dikkate alındığında, Sayın Bülent Ecevit´in sorumluluklarını yerine getirip getiremeyeceğinin tespitinin gerekli olduğu düşünülmektedir diyen Aygün, Medeni Kanun uyarınca Ecevit´in ?vesayet altına alınmasını? talep ediyordu. Vesayet altına alma, medeni hukuk uyarınca ?kendisini yönetmekten aciz, akılca zayıf? ve benzer durumda bulunan kişilere uygulanabiliyor.
-Tedavisi kesilince iyileşen tek hasta-
O dönem Ecevit´in koruma amirliğini yapan DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün de şüpheleri doğruladı: ?Dünyada tedaviyi kesip de ayağa kalkan tek insan Ecevit´ti. O gün yaşananlara, 57. Hükümet´in düşürülmesi operasyonun bir parçası olarak baktık. Bu operasyonun bir ayağı da Ecevit´in devre dışı bırakılmasıydı.? Rahşan Hanım başta olmak üzere Ecevit´in yakın çevresi, Hüsamettin Özkan´ın imzasını taşıdığına inandıkları bu operasyonun ?Ecevit´in devre dışı bırakılması?yla ilgili bölümünü Özkan´ın yakın dostu Prof. Haberal´ın üstlendiği kanısındaydı. Kimine göre Amerika, Irak operasyonuna direnen Ecevit´i bu yolla bertaraf etmeye çalışıyordu. Kimine göre ise ?Ergenekon?, bazı komutanların desteği ve Prof. Haberal´ın katkısıyla Ecevit´i devirip yardımcısı Hüsamettin Özkan´ı başbakanlığa hazırlıyordu.
-Ve Özkan hükümeti düşürdü-
Medyada günlerce yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı, tartışmalar yaşandı ve Ecevit´in görevi bırakması gerektiği işlendi. 8 Temmuz 2002´de Özkan, İsmail Cem ile birlikte 61 milletvekiliyle birlikte DSP´den istifa etti. Ve 18 Kasım 2002´de DSP-ANAP-MHP´den oluşan 57. Hükümet böylece düştü. Ecevit´in iş göremez raporu ile düşürülmesi başarılamayınca Hüsamettin Özkan´ın doğaçlaması ile Ecevit´e yönelik plan değiştirilerek sonuçlandırılmış oldu.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(11 Temmuz 2012, 11:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ECEVİT´İN ´İŞ GÖREMEZ´ RAPORU İLE BAŞBAKANLIKTAN DÜŞÜRÜLME PLANI MANŞETLERİMİZ
Aygün: Ecevit Başbakanlık yapamaz
HABERAL VE ONUN YARGI İLE SAĞLIKTA KOLLANMASI MANŞETLERİMİZ
CHP´li Aygün´den mahkemeye şok başvuru: Ecevit Başbakanlık yapamaz
ŞOK rapor: Ecevit´e eksik tedavi yapıldı
İşte Haberal´ın Ecevit sansürü
Ecevit´i azl, Ergenekon işi mi?
Mahkemenin Ecevit şüphesi: Doktorlar rapor tutmamış
Ecevit´in tedavi sürecini Adli Tıp inceleyecek
Ecevit´in koruma müdürü sorgulanacak
Hastaneden çıkınca iyileşen ikinci hasta Haberal
Haberal Ecevit gibi hastaneden çıksın, iyileşir
Erdoğan için ´çalışamazlık raporu´ planı ortaya çıktı
Haberal, Başbakan ambulansını beğenmedi
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap