Ergenekon davasında 200. duruşma görüldü. Sanıkların beklediği tahliye kararları gelmedi. Mahkeme heyeti, yürürlüğe giren yeni yasa çerçevesinde yapılan başvuruların ilk değerlendirmede ele alınacağını bildirdi. Duruşmada Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan tanık olarak ifade verdi.
06.07.2012 17:14 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen 68´i tutuklu 273 sanıklı davanın Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin içinde bulunan büyük salonda yapılan 200. duruşmasında, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İbrahim Şahin, Alparslan Arslan, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Mehmet Perinçek´in de aralarında bulunduğu 51 tutuklu sanık hazır bulundu. Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker´in de aralarında 17 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
TANIK NEVZAT TARHAN´IN İFADESİ
Duruşmada tanık olarak dinlenen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan´ın, kimlik tespiti ve yeminin ardından ifadesi alındı. 14 yaşında Türk Silahlı Kuvvetlerine girdiğini söyleyen Tarhan, 1996 yılında kıdemli albay olarak görev yaparken emekli olmak zorunda bırakıldığını söyledi. 1997 yılında bin 555 subay ve astsubayın TSK´dan uzaklaştırdığını belirten Tarhan şunları söyledi: 14 yaşında girdiğim silahlı kuvvetler içinde neden birden bire iç tehdit olarak görüldüğümüzü araştırmak amacıyla Adaleti Savunanlar Derneği´ni kurduk. 28 Şubat sürecinde askerlerin planlı bir şekilde tasfiye edildiğini toparladık. Bunarlı ´Ben Disiplinsiz Değilim´ adlı kitapta anlattık. 1994 yazında Cumhuriyet Gazetesi´nde ´GATA´da irtica´ isimli bir haber çıktı. Bundan sonra GATA´da denetlemeler başladı. 35 öğretim üyesinin tayini çıktı. Ben doçenttim, profesörlüğüme 1 ay kalmıştı. Çorlu´ya veteriner kısım amirliğine gönderildim. Sıradışı bir tayindi. İtiraz edip mahkemeye verdim. Göreve iade edildikten 5 ay sonra da tayinim çıktı. O dönemde Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir´di. Tekrar mahkemeye verdim. Göreve iade edildikten sonra Haydarpaşa´nın komutanı Çetin Harmankaya ile görüştüğümde bana, ´Silahlı kuvvetler içinde emir komuta zinciri dışında bir odak var, sizi istemiyorlar, yaşam tarzınızı beğenmiyorlar´ dedi. Bunun üzerine ben de emekliliğimi istedim. Rahmetli eşim tesettürlüydü. Bu iç tehdit olarak algılanmak için yetiyormuş. Düşman olarak algılanmak çok ağrıma gitti. Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal ve GATA Komutanı Fahrettin Alparslan´a dava açtım. Tazminat kazandım. Mahkemenin başkanı değişti. Yargıtay´dan sonra karar aleyhime sonuçlandı. O süreçte silahlı kuvvetlerde zararlı bir unsur olarak görülmek hoş değildi. Silahlı kuvvetlerdeki böyle bir yapıyla ilgili bir şüphemiz kalmadı ama kanıt olarak ne sunabilirim. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´nın arkadaşı İbrahim İşcan, ´Devlet içinde devlete rağmen bir yapı var. Karadayı da o yapının içinde´ demişti
-Tanık Tarhan, Ergenekon sanıklarının sorularını cevapladı-
Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan Profesör Doktor Nevzat Tarhan, Cumhuriyet savcısının sorularından sonra sanıklar ve avukatlarının da sorularını cevapladı. Tutuklu sanık Muzaffer Tekin´in soruları üzerine Nevzat Tarhan, Muzaffer Tekin ile biz dönem arkadaşıydık, yiğit bir adamdı. Savcılık ifademde ofisinde bomba bulunduğu iddiaları varsa, kendisinin olmasa bile ´Benimdir´ diyecek kadar kadar yiğitlik yapar dedim. Gözü pek biriydi. Hatta dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay´ın, onun için ´Çok heyecanlı birisi. Eğer şimdi emekli etmezsek ileride ihtilal yapar.´ dediği şeklinde Silahlı Kuvvetler içinde söylenti dolaşıyordu. diye konuştu.
Bunun üzerine Muzaffer Tekin, bunu söyleyen kişinin Necip Torumtay değil, Necdet Üruğ olduğunu söyledi. Tekin, Üruğ ile emekli olduktan sonra bir yerde karşılaştım. Bana ´seninle ilgili verdiğim emeklilik kararı en büyük askeri hatamdı.´ dedi bana. Sayın Tarhan da gazeteden okuduğu için yanlış hatırlıyor. O zaman Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ idi. Torumtay Genelkurmay 2. Başkanıydı. Yazıyı yazan gazeteci yanlış yazmış. Bir yüzbaşının ihtilal yapması mümkün müdür.? Asıl benim için darbe yapar diyenlerin kendileri darbeciydi. dedi. Tarhan, darbeci diye bahsettiği kişilerin Kenan Evren ve arkadaşları olduğunu dile getirdi.
Nevzat Tarhan, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi´nin kendisine devlet içindeki illegal bir yapılanmadan bahsettiğini ifade ederek, 1980 darbesinden sonra Tanrıverdi´ye 1984 yılında Özel Harp Dairesi´ni yapılandırma görevi verildi. O sırada birileri gelip ´eğer 1980´deki gibi bir müdahaleye ihtiyacımız olursa diye ayrı bir ekip kuralım´ teklifinde bulunmuşlar. Adnan Tanrıverdi de kabul etmiyor. Ben bu ekibin ´Ergenekon´ yapılanması olduğunu düşünüyorum. ifadelerini kullandı.
Tarhan, kendisine yöneltilen sorular üzerine şahıslarla husumeti olmadığını belirterek, Husumetim olanlarla yargıda hesabımı sordum. Benim darbeci ideolojiyle husumetim var. dedi. Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Sedat Peker´in, 2003 yılında tedavi için bürosuna geldiğini anlatan Tarhan, muayenesi öncesinde Peker ile sohbet ettiğini söyledi. Tarhan, Sedat Peker ile askerliğim dönemimle ilgili konuşurken, ´Köksal Karabay ile birlikte çalışıyorum´ dedi. Ben bu sözlerini ´devlet içindeki bir yapılanmanın uzantısı olarak çalıştığı´ şeklinde yorumladım. Bu görüşmeden bir süre sonra Peker tutuklandı. şeklinde konuştu.
Peker´in avukatı Mehmet Doğurga da, Tarhan´ın müvekkiliyle ilgili bu sözlerinin ardından cezaevine giderek Peker ile görüştüğünü anlattı. Doğurga, Müvekkilim hasta olduğu için duruşmaya katılamıyor. Bana uyku düzeninin olmadığını, Feneryolu´nda ve profesör olması nedeniyle 2 kez Tarhan´ın muayenehanesine gittiğini söyledi. Müvekkilim emekli ´Korgeneral Köksal Karabay´ı tanımıyorum. Profesörün unvanına saygısızlık yapmayacağız ama hafızası karışmış olabilir´ dedi. Muayenehanede başka isimle kayıt yaptırmadığını, kendisi öyle yazmışsa da teşekkür ettiğini belirtti. Peker, ´Ben cezaevinde de kendi adımla psikiyatriste gidiyorum´ dedi. ifadelerini kullandı.
Başkan Hüsnü Çalmuk da cezaevinde kendi adıyla psikiyatriste gidebileceğini ifade ederek, Psikiyatriste gidenlerin toplumdaki algısını biliyorsunuz. Deli diyecekler dedi. Çalmuk, Peker ile ilgili konuların hasta ve doktor ilişkisi kapsamında kaldığını belirterek, Peker´in izin vermesi durumunda bu konularla ilgili çalışma yapabileceklerini söyledi. Tarhan da Peker´in, kendisine Köksal Karabay ile bağlantı içinde olduğunu, ondan emir aldığını söylediğini iddia ederek, Karabay´ın adını o zaman duyduğu için unutmadığını dile getirdi.
-Doğu Perinçek salondan çıkarıldı, diğer İP´liler de tepki için çıktı-
Tarhan´a sorular yöneltildiği sırada yerinden izin almadan konuşan tutuklu sanık İşçi Partisi (İP)Genel Başkanı Doğu Perinçek´e Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, tarafından birkaç kez ikaz yapıldı. Buna rağmen sorulara müdahale etmeye çalışan Perinçek, Çalmuk´un talimatı ile salondan dışarı çıkarıldı. Perinçek´in salondan çıkarılmasına tepki gösteren İP´li diğer sanıklar Mehmet Perinçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek, Erkan Önsel, Mehmet Bedri Gültekin ve Turhan Özlü ile İP´li sanıkların avuvatları da salondan ayrıldı. Başkan Çalmuk ise bu olayla ilgili olarak dışarı çıkan sanıkların, salonu terkettiklerini ve cezaevine gittiklerini söyledi.
-Balbay da tahliye istedi-
Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, 3. Yargı Paketi kapsamında beyanda bulunmak isteyenlerin taleplerini yazılı olarak mahkemeye sunmalarını istedi. CHP Milletvekili Mustafa Balbay´ın avukatı Mehmet İpek de mahkemeye 3 sayfalık dilekçe sunarak 3. Yargı Paketi kapsamında tahliye talebinde bulundu. Balbay´ın 3.5 yıldır tutuklu olduğu belirtilen dilekçede, 6352 yasayla değişik CMK´nın 109/1 maddesi uyarınca milletvekili olan müvekkilimiz Mustafa Balbay´ın tutukluluk halinin kaldırılarak adli kontrol altına alınmasına karar verilmesini saygı ile vekaleten arz ve talep ederiz denildi.
-Duruşma Pazartesiye ertelendi-
Çalmuk, ardından, yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa kapsamında başvurular yapıldığını belirterek, bu konudaki değerlendirmenin, CMK´nın 108. maddesi kapsamında yapılacak ilk incelemede ele alınacağını söyledi. Çalmuk, duruşmanın 9 Temmuz Pazartesi gününe ertelendiğini açıkladı. CMK´da tutuklu sanıkların tutukluluk durumlarının gözden geçirilmesi için en fazla ayda bir savcı mütalaası ile değerlendirme yapılması gerektiği belirtiliyor. Ancak bu süre beklenmeksizin her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında da inceleme yapılabileceği ifadesine yer veriliyor. CMK 108 maddesine göre mahkeme tarafından yapılan en son tutukluluk hali incelemesi 28 Haziran 2012 tarihinde yapıldığı için 28 Temmuz 2012 tarihine kadar bu talepler, herhangi bir oturum ile karara bağlanabilecek.
(06 Temmuz 2012, 17:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: