Ergenekon davasına 199. duruşma ile devam ediliyor. Sanık avukatları, üçüncü yargı paketindeki değişiklikleri gerekçe göstererek tahliye talebinde bulunmak istediklerini söyledi. Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, Öğleden sonra tüm sanık avukatlarına beşer dakika süre vereceğim. Sözlü taleplerin dışında kalanlar, taleplerini yazılı sunabilirler. dedi.
05.07.2012 16:48 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen 68´i tutuklu 273 sanıklı davanın Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin içinde bulunan büyük salonda yapılan 199. duruşmasında; Mustafa Balbay, Veli Küçük, İbrahim Şahin, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon, Levent Ersöz ve Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme heyeti ilk olarak, DSP Genel Başkanı Masum Türker, Gazeteci Can Dündar, Mücahit Pehlivanlıoğlu, Mustafa Balkan ve Mehmet Ali Özaltın´ın önümüzdeki oturumlarda beyanları alınmak üzere duruşmalarda hazır edilmelerine karar verdi.
Başkan Hüsnü Çalmuk, oturumu açtığında sanık avukatları üçüncü yargı paketindeki değişiklikleri gerekçe göstererek tahliye talebinde bulunmak istediklerini söyledi. Tutuklu sanık emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin Yönetim size yetki vermiş, salın bizi. diye mahkeme heyetine seslendi. Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, tanık sıfatıyla mahkemeye çağırılan Semih Genç´in, sanıklara görünmek istemediğini belirterek Genç´in görüntüsünün bozularak salona yansıtılacağını açıkladı.
Gizli tanık odasında konuşan tanık Semih Genç, 1998 ve 2002 yılları arasında DHKP-C örgütü adına Romanya´da bulunduğunu söyledi. Genç, Bize Sedat Peker´in o dönemde Romanya´da dolaştığı bildirildi ve takip etmemiz istendi. dedi. Genç, Sedat Peker´in Türkiye´ye geri dönmesi konusunda ikna edildiğini ve kendisine bir iş ihale edildiğini duydum. şeklinde konuştu.
1988 ve 1989 yıllarında DHKP-C terör örgütünün İç Anadolu sorumlusu olarak Ankara´da yaşadığını belirten Genç, o dönemde bir örgüt üyesi aracılığıyla Astsubay olan Necmi Suna ile tanıştığını ve defalarca görüştüğünü söyledi. Genç, Necmi Suna bana, örgüte sempatisi olduğunu ve yardım etmek istediğini söyledi. Ondan patlayıcılar, TNT kalıpları, fünyeler ve el bombaları aldım. Patlayıcıları operasyonda kullandığını üstlerine bildirip bana veriyordu. dedi. Tanık Genç, Türk Silahlı Kuvvetleri´nin kalbinde Necmi Suna ile görüşüyordum. Aranmam olmasına rağmen Suna ile Jandarma Genel Komutanlığı´nda makamında görüştüm. ifadelerini kullandı. İş yaptığı astsubayların bir takım karanlık olaylara karıştığını da belirten Genç, Zamanında Ankara´da bir polis öldürülmüştü. Bununla ilgili Yakup´un evine baskın yapıldı. Polisin silahı ile eylemde kullanılan elbiseler onun evinde çıktı. diye konuştu.
Öte yandan, duruşmanın öğleden sonraki oturumunda kürsüye elinde Resmi Gazete´nin dünkü sayısının internet çıktılarıyla gelen Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, Sabah bana üçüncü yargı paketiyle ilgili talepte bulunmak istediğinizi bildirmiştiniz. Öğleden sonra tüm sanık avukatlarına beşer dakika süre vereceğim. Sözlü taleplerin dışında kalanlar, taleplerini yazılı sunabilirler. dedi.
ODATV SANIKLARI 16. AĞIR CEZADAN TAHLİYE TALEP ETTİ
Bu arada İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Odatv davasının sanıkları, yeni yargı paketini gerekçe göstererek tahliyelerini talep etti. Dava sanıklarından Hüseyin Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan´ın avukatları davanın görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´ne dilekçe verdi. Dilekçede, CMK´nın 109. maddesinin, 6352 sayılı kanunun 98. maddesi ile değiştirildiği belirtildi. Değişiklikle adli kontrol tedbirinin 3 yıllık üst sınırının kaldırıldığını ifade eden avukatlar, adli kontrolün tamamen tutuklamanın alternatifi sayıldığını savundu. Yasa koyucunun tutuklamayı suçun niteliğine ve önemine bakmaksızın geçici bir tedbir olarak saydığı belirtilen dilekçede, Yasa koyucu tutuksuz yargılama yöntemini benimsemektedir. Söz konusu yasa değişikliği yasa koyucunun iradesinin açıkça, özgürlük hakkının en geniş şekilde yorumlanmasından yana olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede tutuklama artık son çare olarak görülmeli, adli kontrol tedbirinin uygulanma olanağının bulunmadığı durumlarda ve sınırlı hallerde bu yola başvurulması gerekmektedir. denildi. Adli kontrol içinde konutunu terk etmemek, belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek ve belirlenen yer veya bölgelere gitmemek gibi seçeneklerin de yer aldığını ifade eden avukatlar, Bu önlemler içinde ´konutunu terk etmemek´ tutuklama kadar ağır bir tedbir olduğundan tutuklu bulunan müvekkillerimiz için CMK 109. maddenin 3. fıkrasının k bendinin uygulanarak tahliye edilmelerine karar verilmelidir. dedi. Avukatlar, Hüseyin Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan´ın öncelikle tahliyesine karar verilmesini, aksi durumda ise 6352 Sayılı Kanunla Değişik CMK 109. Madde hükümleri uygulanmak suretiyle serbest bırakılmalarını talep etti. Avukatlar, KCK davasından yargılanan müvekkilleri muhabir Çağdaş Ulus´un da aynı gerekçelerle serbest bırakılmasını istedi. ( Cihan)
(05 Temmuz 2012, 16:48)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: