Odatv davasına 12. duruşma ile devam ediliyor.
18.06.2012 11:46 OdaTV davasına 3 aylık aranın ardından devam ediliyor. ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Odatv´de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın´ın da aralarında bulunduğu 12´si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın 12. duruşması başladı. İstanbul Adalet Sarayı´ndaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Hanefi Avcı, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Müyesser Uğur Yıldız getirildi. 7 tutuksuz sanık Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır, Doğan Yurdakul, İklim Bayraktar Kaleli, Mümtaz İdil ve Coşkun Musluk da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı, Avrupa Parlamentosu´ndan bir grup da izliyor.
-TÜBİTAK raporu yetişmedi-
Sanık yoklamasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, ?TÜBİTAK raporu ulaşmadı. 4-5 kez telefonla, bir kez de müzekkere yazdık. Duruşmaya gelsin dedik ama gelmedi. Taleplerin, soruların çokluğundan dolayı yetiştiremediklerini söylediler dedi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada mahkeme başkanı ´Yalçın beyi özledik´ diyerek, Küçük´e söz verdi. TÜBİTAK´tan raporların gelmemesine sevindiğini ifade eden Küçük, Çünkü davamızın bilirkişi raporlarıyla ilgisi yok. dedi. Mahkeme heyetine yönelik, Bizi tanıyacaksınız. Kimi yargılıyorsunuz, onu görmelisiniz. Ceza davası budur. Bana ´kabadayı profesör´ derler. diye konuştu. Türk ordusunda korgeneralinden erine kadar kendisine verdikleri ismin kabadayı profesör olduğunu söyleyen Küçük, Bazılarına göre filozof, bazılarına göre, yazar, hukukçu, sağlıkçı, şairim. Benim için günümüzün Namık Kemal´i de diyorlar. Çok övünç verici. ifadelerini kullandı. Kendisine şeytan da dendiğini belirten Küçük, Bir şeytanı da yargılayacaksınız. Onun için TÜBİTAK´a gerek yok. TÜBİTAK kurulduğu zaman ben danışmanıydım. Devlet Bahçeli asistanımızdı. şeklinde konuştu. Bir gazetecinin kendisi için ´Yalçın Küçük suçtur´ dediğini kaydeden Küçük, Fiile değil faile ceza verilir. O nedenle bana ceza veremezsiniz. dedi. Soruşturma sırasında ifadesini alan dönemin savcısı Zekeriya Öz´e sorgu sırasında, Ben kağıda yazdım, ´Zekeriya bey benim tutuklanmamı isteyeceksiniz´ dedim. ´Bakın siz bu görevden alınacaksınız.´ İddianameyi hazırlayan Cihan Kansız savcı da gitti. diye konuştu. ( Cihan)
Odatv sanığı Yalçın Küçük, cezaevinde bulunduğu sırada terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan´ın avukatlarının kendisiyle görüştüğünü söyledi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada savunmasını yapan Küçük, Öcalan´ın eski avukatlarından İrfan Dündar´ın kendisini telefonla aradığını ve ´başkanın selamı var´ dediğini belirtti. Küçük, ? ´Beni hatırladın mı?´ diye sordu. ´O ince çocuk sen misin?´ dedim. Aysel Tuğluk, Doğan Erbaş ben cezaevindeyken gelirlerdi. Bak beni arıyorsun Zekeriya Öz ile bağlantı kuruyorsun dedim.? diye konuştu. Dündar´ın KCK soruşturmasında tutuklanmadığını basından öğrendiğini ifade eden Küçük, ?Onların partisi de söyledi ´biz değil MİT idare ediyor onu´ diye.? dedi. ( Cihan)
Davayı Tuncay Özkan sendromu olarak tanımlayan Küçük savunmasını şöyle sürdürdü; Selimiye´de bana çok iyilik yapan vardır. Orada askeri mahkemeye de çıktım. Bu davaların bir özelliği vardır. İspat ortadan kalkmaz, Balyoz davasını da biliyorsunuz... Mütalaa bir şey değiştirmez. Bu davalara Tuncay Özkan sendromu diyorum. Her duruşmada kalkıp ´bana suçumu söyleyin. Beni niye yargılıyorsunuz? Bütün siyasi davalar imzasız adı olmayan mektuplar. Siz yanlıştasınız. Ne adı var, ne yazarı var. Ben 2010´da Gebze´de bir konferans verdim. Beni 2011´de ihbar etmiş.Oda TV klasörlerinde var. Beni ihbar etmiş bu çocukcağız. Ama gönderdiği mektubu deşifre etmişler Küçük: 100 yıl tutun beni umrumda değil
Küçük, Yazık değil mi size? Yazık değil mi bana? Ne kadar yatacağımızı, ne alacağımızı hiçbirimiz bilmiyoruz. 100 yıl tutun beni umurumda değil. Görüyorsunuz, ne kadar tutarsanız beni o kadar gençleşiyorum. Bizlerin uzun tutuklanması iktidarın olduğunu belli ediyor. İktidar budur. Hiçbir dava bu kadar güçlü olmadı. Bir tek itirafçı çıkmadı. Ben hepsinin sözcüsüyüm. Bu dava Nedim, Ahmet ve Hanefi Avcı üzerine kurulu. Kitap yazmışlar, kötülük yapmışlar. Bunlar suç değildir. Siz de onları tahliye ettiniz. Davayı bitirdiniz zaten. Benim suçum ne? Barış Pehlivan gelmiş talimat vermişim. Talimatta da bir şey yok
Odatv davası sanığı Yalçın Küçük, Ertuğrul Özkök´ün Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği´nden ayrılacağını önceden nasıl bildiğini anlayamadığını söyledi. Telefon konuşmasındaki ´Soner Yalçın´a hesap sorma´ konusunu ise hatırlayamadığını savundu.Duruşmada savunmasını yapan Küçük, üye hakimin sorularını cevapladı. Ertuğrul Özkök´ün görevinden ayrılmadan 6 ay önce ayrılacağını ve yerine gelecek kişiyi de bildiği sorulan Küçük, Ben Hürriyet satıldı diye yazdım. Nasıl doğru çıktı şaşırıyorum. Ben bunları söyleyemem. Ben Zekeriya Öz´ü de görevden alacaklar, dedim. Nereden söylüyorum bilmiyorum. Bunları araştırsınlar bana da söylesinler. dedi.
Üye hakimin, gazeteci Oray Eğin ile telefon görüşmesinde, Siz, ´Enis´te (Berberoğlu) bende kayıtları var. Her gittiğimde çok hesap soruyorum´ diyorsunuz. Ne kayıtları, ne hesabı soruyorsunuz.? Konuşma devamında ´İsrail bu adamdan vazgeçti´ diyorsunuz. Açıklayabilir misiniz? diye sordu. Küçük, O zaman DYP Genel Başkanı olan Mehmet Ağar, Sinan Aygün, Enis Berberoğlu, Yiğit Bulut konuştuk. Onlar kaydedilmiş. O kayıtlardan bahsediyorum. Hesap sorma işini hatırlamıyorum, bilemiyorum. Bana da anlamlı gelmiyor. cevabını verdi.
Soner Yalçın´ın bir telefon görüşmesinde PKK´ya yanaştığınızı, çok milliyetçi bulunca ayrıldığınızı anlatıyor. ´PKK´yı milliyetçi bulmasaydı bir numara olurdu´ diyor. PKK ile irtibatınız nedir? sorusu üzerine Küçük, Soner Yalçın´ın o kadar zeki olduğunu bilmiyordum. Ben kimseye yanaşmadım. Cezaevinde yatarken yanımızda Kürtler yoktu, PKK da yoktu. dedi.
Üye hakimin, ´bir itiraf furyası başlarsa çöker´ şeklindeki ifadesini hatırlatması üzerine Küçük, O benim peygamberane söylediğim laflardan biri´ karşılığını verdi. ( Cihan)
-Soner Yalçın´ın özel hayat hassasiyeti-
Odatv sanığı Soner Yalçın, terör örgütü PKK´yı zor durumda bırakan bir haberi neden yayınlatmadığıyla ilgili soruya, kimsenin özel hayatına ilişkin haber yapmadıklarını gerekçe göstererek cevap verdi. Duruşmada, Soner Yalçın, soruları cevapladı. Üye hakimin, Aylık geliriniz 5 bin TL diyorsunuz. Halk Tv´yi alma işlemleriniz var. Bu parayla nasıl alabilirsiniz? diye sordu. Yalçın, Ek klasörlere bakmak lazım. Yazdığım kitaplar, filmler görülür. Kanalı almanın değişik yolları var. Eviniz vesaire varsa kredi çekersiniz. dedi.
Bir telefon görüşmesinde ´Ergenekon paratoneri olduk, başka haberimiz yok mu?´ ve ´vurun kaçın´ şeklindeki ifadeleri hatırlatılan Yalçın, Söylemek istediğim, medyada okul görevi yapan yayın organları vardır. Odatv de bence 21. yüzyılda okul görevi yapan kurumdur. Personel sadece çalışmaz, öğretmenlik de yaparım ben onlara. Burada söylemek istediğim, haberde eşik konusu vardır. Sürekli aynı haberi yaparsanız halkın ilgisi azalır. Onu ifade etmek istiyorum. cevabını verdi.
Bir telefon görüşmesinde terör örgütündeki kadınların cinsel hayatlarıyla ilgili bir haberi yayınlatmadığı, örgütün tek parça kalması gerektiği şeklindeki ifadelerini hatırlatan üye hakim, PKK´yı zor durumda bırakacak haberi yayınlamıyorsunuz neden? sorusunu sordu. Yalçın, Odatv olarak hiçbir şekilde hangi örgüt, kurum olursa olsun özel hayata ilişkin haber yapmayız. Doğruluğu yanlışlığı kontrol edilemeyen, belden aşağı haber yapmayız. karşılığını verdi. ( Cihan)
TUTUKLU SANIK YILDIZ TAHLİYE EDİLDİ
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, ´Odatv´ davası kapsamında tutuklu sanık Müyesser Yıldız´ın tahliye olmasına karar verdi. Duruşmada, verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Müyesser Yıldız´ın üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve tutuklulukta geçen süreyi dikkate alarak tahliye edilmesine karar verdi. Heyet, diğer tutuklu sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Hanefi Avcı hakkında ise ´bu sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, elde edilen delillerin içeriği, iletişim tespit ve fiziki takip tutanakları ve dosyadaki tüm delillere göre kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, sanık avukatlarının talebi doğrultusunda haricen üniversite bilirkişilerine yaptırılan incelemelerin hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği, dijital verilerle ilgili TÜBİTAK bilirkişi raporunun henüz dosyaya sunulmamış olması, sanıkların suçlarının CMK 100/3 maddesinde belirtilen suçlardan olması ve koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı´ gerekçeleriyle tahliye taleplerinin reddine karar verdi.
Heyet, TÜBİTAK´tan gelecek olan bilirkişi raporunun beklenmesine ve olası gecikmenin önlenebilmesi için duruşma arasında bilirkişi raporunun akıbetinin TÜBİTAK´a sorulması için yeniden yazı yazılmasına hükmetti. Mahkeme Heyeti duruşmayı, 14 Eylül 2012 gününe erteledi. (AA)
(18 Haziran 2012, 11:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Odatv davası duruşmaları
Odatv iddianamesinde arama yap
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap