Ergenekon tutuklu sanığı Mehmet Haberal´ın sağlık raporunun mahkemeden gizlenmesiyle ilgili hazırlanan iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oybirliğiyle kabul edildi. Açılan davada 5´i doktor 8 sanığın, ´Ergenekon Terör Örgütüne yardım etmek´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Başlama tarihi daha sonra belli olacak davanın ilerleyen süreçte Ergenekon davasıyla birleştirilmesi bekleniyor.
14.06.2012 12:52 Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, ´Ergenekon´ davası kapsamında tutuklu bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın mahkemeye gönderilmeyen sağlık raporuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, 5 profesör, 1 hemşire ile Haberal´ın 2 refakatçisi hakkında hazırlanan iddianameyi oy birliğiyle kabul etti. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Savcı Bilal Bayraktar tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Prof. Dr. Erhan Kansız, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcier, Prof. Dr. Nazmi Gültekin, hemşire Songül Arı ve refakatçiler Muhammet Hüsrev ile Erkan Özhun hakkında hazırladığı 58 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı. Mahkeme heyeti, oy birliğiyle iddianamenin kabulüne karar verdi. Davaya ilişkin duruşma tarihinin daha sonra belirleneceği, tutuksuz olan sanıkların meşruhatlı davetiyeyle duruşmaya çağrılacağı ve iddianamenin okunması amacıyla bir spiker görevlendirilmesi için TRT İstanbul Müdürlüğü´ne yazı yazılacağı bildirildi. İddianamede, sanıkların ´Ergenekon terör örgütüne yardım etmek´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
-Haberal´ın hastanede kalması için özel çaba harcandı-
Mehmet Haberal´ın gizlendiği belirtilen raporla ilgili davada sanık olan doktorların ifadelerinde, Haberal´ın hastalığı nedeniyle uzun süre hastanede kalmasının normal olmadığını söyledikleri ortaya çıktı. Sanıklardan Prof. Dr. Zerrin Yiğit´in, Haberal´ın cezaevine gönderilmesi halinde meydana gelebilecek ölüm durumunda sorumluluk taşımamak için uzun süre yattığını söylediği ortaya çıktı. İddianamede Haberal´ın hastanede kalması için doktorların özel çaba sarf ettikleri belirtildi. İddianamede, sanıkların Adalet başmüfettişlerine ve savcılıkta verdikleri ifadeler yer aldı. Sanık doktorlar Hatice Sezer Karcıer, Cengiz Çeliker, Zerrin Yiğit ve Nazmi Gültekin ifadelerinde daha önce Haberal kadar uzun süre hastanede yatan hastaları olmadığını belittiler.
O dönemde İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Kardiyoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı sanık Zerrin Yiğit savcılık ifadesinde, Benim görev yaptığım 30 yıllık süre içerisinde bu kadar süre ile hastanede yatarak tedavi gören hastam olmadı. Böyle bir vakaya rastlamadım. En fazla 6 ay süre ile yatan bir hastaya şahit olmuştum. Mehmet Haberal´ın bu kadar uzun süre bu teşhisle hastanede yatmasının sebebi kendisinin cezaevine gönderilmesi halinde meydana gelebilecek bir ölüm olayında sorumluluk taşımak istemememizden kaynaklanmaktadır. Aksi takdirde, cezaevinde bulunmayan bir hastanın aynı nitelikteki bir teşhisten dolayı 20 ay süre ile hastanemizde yatması söz konusu olamaz. dedi.
Tanık olarak savcılıkça dinlenen doktor Cengizhan Türkoğlu, Kardiyoloji Enstitüsü´nde 28,5 yıldır görev yaptığını, hastanede yatarak tedavi gören tüm aritmi hastalarının kendisinin kontrolünden de geçtiğini söyledi. Doktorların büyük bir kısmının da bu konuda kendisine danıştıklarını ifade eden Türkoğlu, Mehmet Haberal da bir aritmi hastasıdır. 28,5 yıllık meslek hayatımda ritm bozukluğu olan bir hastanın yaklaşık 20 aylık bir süre ile hastanede yattığına şahit olmadım. ifadelerini kullandı.
İddianamede, şüpheli ve tanık beyanlarına göre, Haberal´ın yaklaşık 2 yıl süren yatarak tedavi sürecinin normal hastalar için uygulanmadığı, sanığa ayrıcalıklı davranılarak cezaevine gönderilmesinin engellendiği ve hastanede kalması için özel çaba sarf edildiğinin anlaşıldığı kaydedildi. ( Cihan)
-Hastanede kalmak için hastalığını kullanmış-
İddianamede, doktorlar arasındaki tartışmalar ve Haberal´ın rahatsızlığına yönelik değerlendirmeler de yer aldı. Haberal´ın kalp rahatsızlığı ile ilgili önerilen tedavinin I.C.D tedavisi olduğu ancak Haberalı´n bunu kabul etmediği anlatıldı.
Sanık doktorlar Hatice Sezer Karcıer ve Zerrin Yiğit, ifadelerinde kalbine pil takılması yönünde tekliflerde bulunduklarını, bu sayede hastanede yataklı tedavisine gerek kalmayacağını söylendiklerini ancak Haberal´ın bu işlemi kabul etmediğini anlattıkları belirtildi.
Adalet başmüfettişlerine tanık olarak ifade veren enstitü çalışanlarından Murat Kazım Ersanlı ifadesinde, Kanaatimce Haberal´ın kendisine kardiyoloji açısından yapılacak asıl müdahale I.C.D. takılmasıdır. Hasta bunu kabul etmediği için süreç böyle gelişmiştir. Eğer hasta bu aşamada I.C.D. takılmasını kabul ederse bu sorunların aşılacağını düşünüyorum. dedi.
Adalet başmüfettişlerince tanık olarak ifadesi alınan Vedat Sansoy da, Cengizhan bey hastaya elektrofizyolojik tetkik yapılmasını önerdi ancak hasta bunu kabul etmedi ve bunu beyan ederek imzasıyla onayladı. Bunun üzerine amiyodarone tedavisine başlandı. Amiyodarone tedavisini hastaya öneren bendim. Çünkü servis sorumlusu bendim. Bilahare hastanın haftalık 24 saatlik holter ritim izlemeleri ve psikiyatri konsültasyonları ile hastayı izlemeye devam ettim. Sonuçta ritim izlemesi yanında bir de 02.10.2009 tarihinde psikiyatrik konsültasyon yaptım. Ardından anabilim dalı başkanlığına bu hastayı taburcu edebileceğimiz yönünde kurul raporu vermek amacıyla heyet oluşturulmasını teklif ettim. dedi.
Savcılıkça tanık olarak ifadesi alınan Cengizhan Türkoğlu, söz konusu rapor ile ilgili yaşananları anlattı. Türkoğlu, Kendisiyle ilgili gerekli tetkik ve tedaviler uygulandıktan sonra hastanın durumuyla ilgili Kardiyoloji Enstitüsü Anabilim Dalı´nın 15.08.2009 tarihli talebi üzerine hasta ile birebir görüşülerek taburcu olmasında bir sakınca olmadığına dair 27.08.2009 tarihli bir rapor tanzim edilerek anabilimdalı başkanlığına gönderdim. Daha sonra tekrar talep üzerine 28.09.2009 tarih ve 466 sayılı, aynı mahiyette hastanın tedavisini ayakta devam etmesinde sakınca bulunmadığına ilişkin raporu düzenleyerek anabilimdalı başkanlığına gönderdim. ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine 16 Ekim 2009 tarihinde Zerrin Yiğit´in imzasıyla Haberal´ın taburcu olması planlanması ile ilgili kurul toplanacağının bildirildiğini anlatan Türkoğlu, Kurulda toplantı tartışmalı geçti. Aksi yöndeki bir rapora muhalefet koyacağımı bildirdim ve 16.10.2009 tarihli, hastanın taburcu edilebileceğine dair heyet kararı çıktı. Ancak bu raporların Adli Tıp Kurumu´na gönderilip gönderilmediğini bilmiyorum. Zira bu görev enstitü müdürlüğüne aittir. dedi.
Haberal ile ilgili son teşhisin hipertiroid ön tanısı olduğunu aktaran Türkoğlu, bu hastalığın ilacın kesilmesini gerektirmediğini söyledi. Bu yönüyle de hastanın yatarak tedavi görmesine gerek olmadığını belirten Türkoğlu, Zira hasta birçok tedaviyi kabul etmemektedir, normal koşullarda tedaviyi kabul etmeyen hastalara uygulanan yöntem taburcu etme işlemiyle son bulur. Tedaviyi kabul etmeyen hastaya uygulanacak başka yöntem yoktur.
Sanıklardan Nazmi Gültekin geçtimiz Mayıs ayında verdiği ifadesinde, Son olarak eğer Mehmet Haberal daha öncesi tedavileri kabul etmiş olsaydı, yani ICD tedavisi yine Aplosyon tedavisini ve elektrofızyolojik incelemeleri kabul etseydi bu kadar uzun kalmasına gerek olmazdı. Hiç bir hekim bunu hastanede tutamazdı. Hasta bu durumu kullanmıştır diyebiliriz. şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.
Bu ifadeler üzerine savcılığın değerlendirmesinde, Sanık için önerilen en uygun tedavinin ICD tedavisi olduğu, bu konunun uzmanının Cengizhan Türkoğlu olduğunun şüpheli ve tanık beyanları ile sabit olduğu ve tedavinin Cengizhan Türkoğlu tarafından sanığa teklif edildiği, sanığın bu teklifi kabul etmediği, böyle durumlarda hastaların taburcu edilmesinin genel teamül olduğu, sanık Mehmet Haberal´ın tedavi yöntemini kabul etmeyerek durumu kendi lehine kullandığı, sanık hakkında verilen taburcu kararının kendisine önerilen en uygun tedaviyi kabul etmemesi sonrasında olduğu anlaşılmıştır. denildi. ( Cihan)
(14 Haziran 2012, 12:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HABERAL VE ONUN YARGI İLE SAĞLIKTA KOLLANMASI MANŞETLERİMİZ
Hastaneden çıkınca iyileşen ikinci hasta Haberal
Ve Haberal 2 yıl sonra Cezaevi´nde
Flaş!!! Haberal´ın doktoru tutuklandı
Jandarma Haberal´ı savcılardan koruyor
Haberal´ın odasında arama
Baskınları telsizle ´haberal´ıyor
Flaş!!! Haberal´ın doktoru tutuklandı
Hani kıpırdarsa ölürdü?.. Haberal yalanı açığa çıktı
Doktorlardan panik-tehdit: Haberal Adli Tıp´a gidemez, yoksa..
Panik-tehdit korkutmadı: Mahkeme Haberal sevkinde ısrarlı
Harekette ölüm riski var, tehdit ve bayan ziyaretçide değil
Mahkemenin Haberal şüphesi hastaneyi panikletti
İşte 1 yıl mahkemeden gizlenen ´Haberal sağlıklı´ raporu
Flaş!!! 3. Haberal raporu da mahkemeden gizlenmiş
Sağlıkta kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara