JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever´in 1993 yılında öldürülmesinin ardında Ergenekon Terör Örgütü´nün olduğunu düşündüren bulgular var. Bazı çevreler Ergenekon´un 2001´de ortaya çıktığını belirtip, daha önceki tarihlerde var olmadığını ileri sürmekteler. Bu tartışma ayrı bir yazı konusu olabilir. Ancak örgütün daha önceki tarihlerde de var olduğunu kanıtlayan belgelerin Ergenekon davası sürecinde ele geçirilmiş olduğunu belirtmekle yetinelim ve Ersever olayında Ergenekon bağlantısı konusuna dönelim.
28.05.2012 12:10 1993 yılında öldürülen JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever, PKK ile derin devletin işbirliğini ve ihaneti farketmişti. Terörle mücadelenin niçin başarılı olamadığını ve giderek kötüleştiğini görmüştü. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´e çok yakındı. Baba oğul gibi oldukları söylenir, kapıyı vurmadan Bitlis´in yanına girebilirdi. Üst komutanlarını atlayarak doğrudan Bitlis´le sık sık görüşmekte, bu durum diğer JİTEM´ciler Veli Küçük ile Arif Doğan´ın tepkisine neden olmaktaydı. Bitlis de Ersever´e güvenmekte, sık sık ondan bilgi almaktaydı.
İddialara göre o da yargısız infazlarda bulunmuştur. Terörle mücadelede kontrgerilla yöntemlerini o da kullanmıştır. Güneydoğu´da çok sayıda faili meçhul cinayete adı karışmıştır. PKK´ya karşı yapılan gerilla ve istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiştir. Ancak bunu terörle mücadele amacıyla yapmıştır. Terörle mücadelede ihanet ve menfaat işbirliği içerisindeki askeri yetkililerin varlığını görmesi bakış açısını değiştirir.
En üst komutanı Eşref Bitlis´in 17 Şubat 1993 günü uçağının düşerek hayatını kaybetmesi, Ersever´i şok eder ve çok kritik bir karar vermesine neden olur. Olayın kaza değil bir suikast olduğuna inanan Ersever, kazadan 1 ay sonra 30 arkadaşıyla beraber ordudan istifa eder. Bu toplu istifa, çok büyük bir olaydır aslında.. İstifa mektubunda; Güneydoğu´da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir der. Bir gazeteye faksladığı özgeçmişinde ise; 1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve uygulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani´nin ihanetleri, PKK ilişkileri, Güneydoğu´daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum der. Bir başka açıklamasında ise, Beni de tamamen illegal çizgiye getirdi bu adamlar. Susturmak istiyorlar ama susmayacağım der. Yaşanan gerçekleri ve PKK ile mücadelenin eksikliklerini kamuoyuna duyurmaya çalışacağını açıklar.
Dediğini de yapar. PKK ile psikolojik mücadele kapsamında, ´Ahmet Aydın´ takma adıyla, ´Üçgendeki Tezgah´ ve ´APO-PKK-Kürtler´ isimli kitapları yazar. Üçüncü kitabı ´Şam´daki Kemancı´yı ise tamamlayamaz.
Terörle mücadelede yaşanan ihanetleri açıklamaya çalışır. Kitaplar yoluyla dar bir kesime hitabı yeterli görmez. Basına açıklamalar yaparak da ihaneti anlatmak ister. Önce büyük tirajlı bir gazeteye gider. Ancak anlattıklarını yayınlamayı kabul etmezler. Devreye giren birilerinin yönlendirmesiyle, günümüzün Ergenekon sanığı Doğu Perinçek´in yayın organı Aydınlık gazetesine gider. Gazetede açıklama yaptığı kişi günümüzün diğer bir Ergenekon sanığı olan Soner Yalçın´dır. Aydınlık´a, Yeşil kod adlı tetikçi Mahmut Yıldırım ve bazı faili meçhuller ile ilgili bilgiler verir.
Veli Küçük, Ersever´i İzmit´e çağırır, ancak o gitmez. Öldürüleceği endişesiyle gizlenerek yaşamaya çalışır. JİTEM itirafçıları peşindedir. Kendisine birşey olursa Güneydoğu´dan tanıdığı Hanefi Avcı´ya haber verilmesini ister.
Aydınlık gazetesindeki açıklamalarından dolayı Jandarma Askeri Savcılığı´nca dava açılır. 26 Ekim 1993´teki duruşmada ifade vermek için Ankara´ya gitmesi gerekir. ´Sivil savcılık olsa tereddütsüz giderim´ diyen Ersever endişelidir. ´Şam´daki Kemancı´ isimli kitabının hazırlık çalışması için Ankara´daki yayıncısını arayarak ona Eşref Bitlis olayıyla ilgili ?Dur, bekle. Olayın arkasında öyle bir isim var ki söylesem bana deli dersin. Ama bekle, sana belgesini getireceğim. Kitabı öyle basalım? der. 24 Ekim 1993´de Ankara´ya doğru yola çıkar. Günlerce kendisinden haber alınamaz. 1 Kasım´da Ankara Çamlıdere´de sevgilisi Neval Boz´un, 2 Kasım´da Ankara Polatlı´da arkadaşı itirafçı Murat Demir´in, 4 Kasım 1993′de de Ankara Elmadağ´da kendisinin cesetleri bulunur. Üç farklı noktada bulunan cesetler üçgen teşkil etmektedir. Ersever´in ´Üçgendeki Tezgah´ kitabına karşı sanki mesaj verilmiştir.
Ersever´in itiraflarda bulunduğu Aydınlık gazetesi, halen Ergenekon davasının en önemli sanıklarından olan Doğu Perinçek´e ait. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi suçlamasıyla yargılanan Perinçek´in PKK kampında Öcalan´la sarmaş dolaş görüntüleri ortaya çıkmış ve olay olmuştu. Ersever´in itiraflarda bulunduğu Soner Yalçın ise Ergenekon bağlantılı Odatv davasının sanığı. Diğer bir sanık ise Yalçın Küçük. Bu sanıklar ile Odatv´nin PKK´yı savunan yayınları ve faaliyetleri soruşturma sürecinde ortaya çıkmıştı. Ersever´in, PKK ile mücadeledeki ihaneti anlatmak için çok yanlış bir adrese gittiği açık. Farkında olmadan Ergenekon yöneticilerine itiraflarda bulunmasının sonunu hazırladığını söyleyebiliriz. İhanet şebekesine karşı donkişotvari tarzda çapından büyük bir mücadeleye girişmiştir. İhaneti anlatmak için çok yanlış bir yere gitmiş ve tuzağa düşürülerek öldürülmüştür.
Tuncay Güney´in 2001 yılında polise verdiği ifade, bu iddiamızı güçlendiriyor. Güney´in o ifadesi basında yer aldı. İfadenin tam dökümü (1) ve video kaydı (2) internette yer alıyor.
İfadenin dökümü okunduğunda 10. sayfada şu satırlar var:
Sorgucu (S) : En son bu Doğu PERİNÇEK le tanışma Veli KÜÇÜK le şu an EYMÜR arasındaki
Tuncay Güney (T.G.) : Ha Mehmet EYMÜR ün onlara onur kırıcı işkence yaptığını araya girmeyeceğini ama Doğu PERİNÇEK i Veli KÜÇÜK ve ekibi rahatlıkla kullanıyorlardı daha sonra ben oraya gide gele işleri çözmeye başladım mesela DOĞU PERİNÇEK in yanında bir sürü emekli subaylar var emekli albay var emekli Deniz Binbaşısı mesela Erol BİRBİLİK - Erol MÜTERCİM ler yakın tarihe göre bu insanların hepsi askeriyede sivrilmiş insanlar yani böyle sonra Soner YALÇIN la JİTEM diye konuşan Cem ERSEVER di hatırlıyorsunuz şimdi bu ilişkileri falan düşünüyorum mesela ben Cem ERSEVER öldüğünde Soner YALÇIN ı felan tanımıyordum zaten Soner YALÇIN ı Akşam Gazetesine geldiğimde Adnan AKFIRAT ...... söylemişti pardon Sabah Gazetesine geldi yani kendilerinde ...... popüler olduklarını kendi gruplarına ihanet ettiklerini söylediler sevmiyorlar ama düşünüyorum bu Soner YALÇIN ı buna kim gönderir General Veli KÜÇÜK ten başka hiçbir kimse göndermez ikincisi Doğu PERİNÇEK JİTEM le gelen bir adama sıcak bakmaz neden JİTEM onların adamını öldürdü kimdi onların adamı Kontra Hizbullah Kamplarını çıkartan Halit GÜNGÖR dü Halit GÜNGÖR ü öldürdüklerinde onların adamıydı çünkü bu örgütlenmeyi Teoman KOMAN Paşa yapıyordu
Sayfa 60´da ise şu satırlar yer alıyor:
S : Peki bu Soner YALÇIN la görüşmüşmüydü Cem ERSEVER
T.G. : Aydınlığa gelip gidiyo itirafta bulunduğunu zaten bütün medyanın yazdığı şeyler bunlar, Soner YALÇIN la
S : Görüşmüş
T.G. : Tabi görüşmüş görüşmese zaten çocuk öyle kitapları ve bilgileri birisinden alamaz
S : Aydınlığa gitmesinde Veli paşanın bi etkisi oldumu
T.G. : Veli paşa itmiştir zamanında ben o dönem yoktum zaten ama Soner le birisinin kucağına itiraflarda bulunması için bak bu çocuk ilk önce s.. gazetesine gidiyor ... hatırlıyorum, buna şey yapmıyorlar ondan sonra İlhan ÖZTÜRK Baki ÖZİLHAN var UBET te Ulusal bilmem ne teşkilatı UBET diye bunlarla ajans bu bunlarla şey yapıyor bu da onun üzerine telefon açıyo diyo ki Soner I çağırttırıyo Soner YALÇIN geliyo
S : Soner aslında Aydınlığın yazarı demi
T.G. : Tabi canım ... GÖKTÜRK te Soner YALÇIN da öyle C.Ç. işte döneklerden bi kaç kişi
S : İtiraflarda bulundu diyorsun peki Veli paşa gibi misyon yüklenmiş bi adamın itirafta bulunması normalmi
T.G. : Onu bilmiyorum insanın psikolajisinide bilmiyorum benim gibi bi adam çenç- oto iş yaparmı demekki bi şey oluyor kafanız karışıyor bi şey yapıyor yani ben çenç -oto yaptım yani düşün Veli KÜÇÜK bi şey söylemişti Sonar YALÇIN ın kitabıyla ilgili aklıma geldi dediki Cem ERSEVER kendi yaptıklarını hiç anlatmamış Soner e hep İbrahim BABAD la falan yaptıkları itirafçıların üzerine atılan suçlar kendi yaptıklarını anlatsaydı da dinleseydikya ölmüştü biliyorsunuz kitap çıkmıştı
S : Kitap öldükten sonra çıktı yani onu düşünemiyor
T.G. : Hayır bu kitabı okudum diyor tamam Cem ERSEVER bunları Soner YALÇIN´ a anlatıyor tamam ama anlattıkları itirafçılarla yaptıkları şeyler niye sırf kendi yaptıklarını anlatmıyor itirafçılar onun dünyüsında yokken Cem ERSEVER ve Jitem yokmuydu diyor mantıklı söyliyor aslında o hata yaptı diyor şey yapmıyor yani
S : Bu kitaptan sebeb öldürülmüş olabilirmi
T.G. : Yok canım kitap için falan degildir kitap icin Doğu PERİNÇEKin kucağına zaten şey itmişti paşa kendisi itmişti yani siz onu anlayamazsınız ama kendisi itmişti
S : Anlatta anlayalım
T.G. : Hayır biz anlayamayız yani ama paşa o yöne doğru itmiştir
S : Gözden çıkarmıştır manasındamı
T.G. : Tabi ki gözden çıkarmış yani Aydınlık tan başka bi yere gitmesi Veli paşanın işine yaramaz sonra Ali YALÇIN a anlattığı bütün bilgiler Doğu PERİNÇEKe kalır general Veli KÜÇÜK aleyhinde söylemiş olsa bile kitapta yazmazlar
S : Kitapta böyle bi şeyden bahsetmişmi
T.G. : Yok okumadınızmı kitabı öyle bi şey yok
Tuncay Güney´in ifadesinde verdiği bu bilgilere göre, Cem Ersever´in itiraflarda bulunmak için Aydınlık gazetesinden Soner Yalçın´a gitmesi birilerince ayarlanmış. Ersever´in anlattıklarının da tümü değil, ayıklanmış kısmı gazetede yayınlanmış. Bu iddialar doğruysa, Ergenekon örgütünün, Ersever´in kendileri hakkında ne bildiğini ve anlatacağını öğrenmenin bir yolu olarak, gazeteye kamuoyunun öğrenmesi amacıyla yapacağı ifşaatları gördüğü söylenebilir. Bu amaçla da Ersever tanıdık bir yayın organına yönlendirilmiştir. Bildikleri, hem basına yaptığı bu açıklamalarıyla gönüllü olarak, hem de yakalanarak çekildiği sorguda zorla elde edilmiştir. Basına yaptığı açıklamaları, Güney´in ifadesinde belirtildiği gibi örgüt hakkındaki hassas bilgilerden arındırılarak kısmen yayınlanmıştır. Ve son olarak da Binbaşı infaz edilerek öldürülmüştür. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) tuncayguneyifade_tammetin.doc
(2) http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/472231.asp
(28 Mayıs 2012, 12:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Cem Ersever suikastiyle ilgili manşetlerimiz
Ersever´den şok itiraflar, Ergenekon şüphesi
Tuncay Güney´in 2001´de poliste verdiği ve Ergenekon örgütünü ifşa eden ifadesinin dökümü
Tuncay Güney´in 2001´de poliste verdiği ve Ergenekon örgütünü ifşa eden ifadesinin video kaydı
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap