Ergenekon davasına 188. duruşmayla devam ediliyor. Duruşmada, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu´nun dün başlanan tanık olarak ifade verme işlemi devam ediyor. Orakoğlu, Sanık ve avukatları tarafından yöneltilen soruları yanıtlıyor.
25.05.2012 14:00 Ergenekon davasına 188. duruşmayla devam ediliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen 64´ü tutuklu 260 sanıklı davanın Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin içinde bulunan büyük salonda yapılan duruşmasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, CHP Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in de aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık katıldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili ve Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.
TANIK BÜLENT ORAKOĞLU´NUN İFADESİ
Duruşmada dün tanık olarak dinlenilmeye başlanan Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, sanık ve avukatlarının sorularını yanıtlıyor. Orakoğlu, Perinçek ve ekibinin Türk Silahlı Kuvvetleri´ne sızma faaliyetlerinin var olduğunu savunarak, Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi´ni kuran Perinçek´in 12 Mart Darbesi´nin ardından Kara Kuvvetleri Devrimci Subaylar Örgütü davasında yargılandığını hatırlattı. Perinçek´in, bu davanın tutanaklarını okuyup okumadığını sorması üzerine Orakoğlu, tutanakları okumadığını, Mehmet Eymür´ün internet sitesi olan www.atin.orgdan alıntı yaptığını belirtti. Perinçek de bu davada yargılanan 42 subay arasında tek sivilin kendisi olduğunu ifade ederek, Tutanaklarda öyle bir şey yok. Bunlar şeref meselesidir. 42 subay hakkında hüküm verilirken, bir tek Perinçek beraat etti. Bu dava nedeniyle 35 gün kontrgerilla merkezinde işkence gördüm. ´Partimin görevi TSK´ya sızmaktır´ diye bir beyanım olsa beraat edebilir miydim? diye konuştu.
Hizbullah üyelerine Güneydoğu´da çevik kuvvete ait mekanlarda eğitim yaptırıldığını belirten Perinçek´in, polisin Hizbullah´ı eğittiğine dair bilgisi olup olmadığını sorduğu Orakoğlu, polisin Hizbullah´ı eğittiği kanaatinde olmadığını dile getirerek, kendisinin Hizbullah´ı araştırdığını anlattı. Perinçek´in, Hizbullah´ın MİT kontrterör dairesi tarafından kurulduğu konusunda bir bilgisi olup olmadığını sorduğu Orakoğlu, Türkiye´de Ergenekon´a gelmeden önce bir kontrgerilla yapısı var. Bu yapının MİT´e sızdığı iddia edildi dedi. Orakoğlu, MİT´in Hizbullah´ı kullandığı konusunda bir bilgisinin olmadığını kaydetti.
Bülent Orakoğlu´nun, MİT´in kurumsal kimliğiyle ilgili bir şey söylemem mümkün değil şeklindeki sözleri üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, MİT´in içindeki bir grup ile Hizbullah arasında bağlantı olup olmadığını sordu. Orakoğlu da Özel Harp Dairesi içinde savaş eğitiminden geçirilmiş, MİT´in içinde de özel savaş eğitimi alan bir grup var. Bunlar MİT´e sızmış gladyo yapılanmasıdır diye konuştu. Kontrgerillanın sızma taktiği uyguladığını ifade eden Orakoğlu, MİT´e, devletin birimlerine sızar. Eylemini yapar, geri çekilir. Bu gladyonun stratejisinden biridir dedi.
-Sanık Serdar Öztürk dışarıya çıkarıldı-
Duruşmada, tutuklu sanık Serdar Öztürk, Orakoğlu´nun açıklamalarına tepki göstererek, Orakoğlu tanıklık yapmıyor, bilirkişilik yapıyor. Adam tanık mı, bilirkişi mi? Görgüye dayalı bir şey yok. Kitaplarını anlatmaya mı geldi diye yüksek sesle konuştu. Başkan Özese´nin uyarılarına rağmen, konuşmaya devam eden Serdar Öztürk, duruşma salonundan çıkarıldı.
Orakoğlu, kitaplarını kendisinin yazmadığı şeklindeki iddialara da tepki göstererek, kitaplarında yazdıklarının açık kaynaklardan edindiği bilgiler olduğunu kaydetti.
Orakoğlu, 28 Şubat döneminde MOSSAD ajanlarının MİT´in kozmik odasına girdiklerini iddia ederek, bu konudaki belgeleri Ankara´da 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcıya verdiğini söyledi.
28 Şubat´ta Milli Güvenlik Siyaset Belgesi´nde ´irtica´nın birinci sırada yer aldığını ifade eden Orakoğlu, ´PKK alt sıralara düştü. 27 Nisan ´e-muhtırası´nda Peygamber, irtica tehlikesi olarak gösterildi´ diye konuştu. Tutuklu sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de, ´İşçi Partisi Peygamber Efendimiz´e dil uzatmaz. Hazreti Muhammed dünyanın en büyük insanlarından biridir´ dedi. Bu arada Orakoğlu´nun bu sözleri sanıklar arasında tepkiyle karşılandı.
Doğu Perinçek´in ´Neden hep Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy gibi Kemalist aydınlar öldürüldü?´ sorusuna Orakoğlu, laik-anti laik çatışması çıkararak darbe ortamı yaratılmak istendiğini söyleyerek, ´Daha önce de Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışmaları yaratılmak istendi. Uğur Mumcu ile düşüncelerimiz farklı olsa da Mumcu değerli bir gazeteciydi. Hizbullah, kontrgerilla, PKK gibi üzerinde konuşması büyük tabu olan konuları araştırdı. Ama Mumcu suikastında hep İran ve irtica adres gösterildi. Gladyodan hiç söz edilmedi. Ben Türkiye´deki derin yapılanmanın işi olduğunu düşünüyorum´ şeklinde konuştu.
-´Danıştay cinayeti ´Ergenekon´ tarafından işlendi´-
Perinçek´in ´Danıştay cinayetini MOSSAD´ın düzenlemiş olması mümkün müdür?´ sorusu üzerine Orakoğlu, ´Danıştay tetikçisi zaten burada. MOSSAD´ın Türkiye´de ciddi uzantıları var. ´MOSSAD işlemiştir´ desem yanlış olur. Danıştay cinayetinin iddia olunan ´Ergenekon Terör Örgütü´ tarafından işlendiğini düşünüyorum´ diye konuştu.
Bülent Orakoğlu´na soru sormak üzere söz alan tutuklu sanık CHP Milletvekili Mustafa Balbay, ´Sizi televizyonlardan izliyorum. Her zaman size cevap verememenin hüznünü hapis duvarları arkasında yaşıyorum´ dedi. Orakoğlu´nun ´Ankara´da Gölge Oyunları´ adlı kitabından bir bölüm okuyan Balbay ´Bu kitapta benim Mayıs 2003´teki ´Genç subaylar tedirgin´ haberime gönderme yapıyorsunuz. Devamında da Ankara Barosu´ndan bir grup avukatın bu haberle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu yazıyorsunuz. Siz bu kitabı 2006´da yazmışsınız. Savcılık bu konuda takipsizlik kararı verdi. Sizin bu gelişmeyi de yazmanız gerekmez miydi´ diye sordu.
Bunu da öğrenip yazması gerektiğini ifade eden Orakoğlu, o dönemde Türkiye´yi idare eden Başbakan ve Genelkurmay Başkanı´nın ´Genç subaylar tedirgin sendromuna´ kapıldığını belirterek, genç subayların genelkurmay başkanlarına karşı her zaman baskı unsuru olduğunu kaydetti. Orakoğlu, Türkiye´yi darbe eşiğine getirmek isteyen insanların bunu kullanabileceğini kaydetti.
Orakoğlu´nun kitabında Özden Örnek´in olduğu iddia edilen günlüklerden de alıntı yaparak dönemin karışıklığından söz ettiğini belirten Balbay, ´Benim ´Genç subaylar tedirgin´ başlıklı haberimin doğru olma olasılığı var mı?´ diye sordu. ´Sizi suçlamak amacıyla söylemedim, ama yazınızın nasıl tedirgin ettiği konusunda Genelkurmay Başkanı açıklama yaptı´ diyen Orakoğlu, bu haberin doğru olup olmadığını mahkemenin değerlendireceğini söyledi.
Balbay, Orakoğlu´na yazdığı 5 bin makale arasından sadece ´Genç subaylar tedirgin´ haberinin sorulduğunu ifade ederek, ´Böyle bir durumun olduğunu yazmam sonuçları açısından iyi midir, kötü müdür?´ diye sordu. Orakoğlu da ´Genelkurmay´ın bu olaydan rahatsız olması nedeniyle mi yazdınız, yoksa gazetecilik mesleği gereği mi?´ Niyetinizi bilemem´ dedi.
Balbay da, bu haberin ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün basın toplantısı yaptığını ve çağırdığı 12 gazeteci arasında kendisinin de bulunduğunu ifade ederek, ´Benim kötü niyetli olduğumu düşünse beni çağırır mıydı?´ diye konuştu. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok gibi Cumhuriyet yazarlarının teröre kurban gittiklerini dile getiren Balbay, ´Ben de ölümü bekliyordum, ama terör mağduruyken teröristlikle suçlanmak çok ağır geliyor´ diye konuştu.
Sanık Yalçın Küçük de Orakoğlu´na soru yöneltmek istedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ´Sanığın sizinle ilgili beyanı yok´ diyerek, sorularını yazılı vermesini söyledi. Yalçın Küçük, elinde kitaplarla sanık sıralarının önüne yürüyerek soru sormak için ısrar edince Başkan Özese, Küçük´ün dışarı çıkmasını istedi. Küçük´ün direnmesi üzerine Özese, görevliler tarafından çıkarılması yönünde talimat verdi. Kolundan tutarak kendisini dışarı çıkarmak isteyen görevlilere direnen Küçük, ´Sorularımdan korkuyorsunuz?´ diye bağırarak, salondan ayrıldı.
Orakoğlu, avukatların sorularını yanıtlamasının ardından, ´Yargılanan hiç kimseyle bir meselem yok. İfadelerime, analiz olduğu için çok karşı çıkıldı. Bunlar, uzun yıllar emniyette hizmet veren bir kişinin analizleridir. Kimseyi suçlamayı amaçlamıyorum ama suç işleyen birileri varsa da cezasını çekmeli´ diyerek, beyanlarını tamamladı.
-Sanık Öztürk ve Özoğlu duruşmalardan men edildi-
Başkan Özese, daha sonra bugünkü oturumda salondan çıkarılan tutuklu sanık avukat Serdar Öztürk hakkında jandarma görevlilerince tutanak tutulduğunu belirterek, tutanakta Öztürk hakkında, ´Mahkeme başkanının uyarısına rağmen oturduğu yerden bağırarak konuştuğu, bu nedenle de başkanın talimatı ile duruşma salonundan çıkarıldığı, ancak salondan çıkartılırken tanık Bülent Orakoğlu´na hitaben (ş.......) diye bağırdığı gözlenmiştir´ yazıldığını söyledi. Mahkeme heyeti, daha önceki celselerde de duruşma düzenini bozucu davranışları nedeniyle men edilen Serdar Öztürk´ün, mahkemenin uyarılarına rağmen bu tür davranışlarına devam ettiğini kaydetti. Öztürk´ün, tanık Orakoğlu´na hakaret ettiğini belirten mahkeme heyeti, tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu´nun da duruşmada bağırdığını ve çıkarılırken jandarmaya direndiğini belirtti. Mahkeme, Öztürk ve Özoğlu´nu, duruşma disiplinini bozdukları, mahkemenin saygınlığını zedeleyici sözler sarf ettikleri gerekçesiyle esas hakkındaki son savunmalarını yapana kadar duruşmalardan men ederken, sarf ettiği sözler nedeniyle de Öztürk hakkında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı´na yazı yazılmasına karar verdi.
-Yalçın Küçük´e 16 duruşma yasağı-
Tutuksuz sanık Yalçın Küçük´ün de tanığa soru yöneltirken uyarılara uymayarak bağırdığını kaydeden mahkeme heyeti, Küçük´ün de duruşma düzenini bozucu davranışları nedeniyle 16 celse duruşmalardan men edilmesine hükmetti.
Duruşma, 28 Mayıs Pazartesi gününe ertelenirken, davanın görüleceği 28 ve 29 Mayıs´ta sanık ve avukatların talepleri alınacak. ( AA)
(25 Mayıs 2012), son güncel.: (26 Mayıs 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: