Diyarbakır´da görülen Albay Temizöz davasında kendisini temize çıkarmaya çalışan sanıklara resmi kurumlardan bir yalanlama daha geldi. Tutuklu olarak yargılanan PKK itirafçısı Hıdır Altuğ, Şırnak´ın Cizre ilçesinde cinayetlerin işlendiği tarihlerde ´beyninde sağlık sorunları olduğunu ve Diyarbakır´da ameliyat olduğunu´ iddia etti. Ancak Diyarbakır Cezaevi, bunu yalanladı. Tutuklu sanık Cemal Temizöz de Cizre´de bir cinayetin işlendiği tarihte yurtdışında olduğunu iddia etmiş, ancak çeşitli kurumlardan gelen bilgiler bunu yalanlamıştı.
04.05.2012 15:25 Şırnak´ta 1993-95 yılları arasında işlenen 20 kadar cinayetten sorumlu tutulan ve aralarında Kayseri İl Jandarma eski Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak ile itirafçıların da bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına 35. duruşma ile devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklardan emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atak, Temer Atak, Fırat Altın, Hıdır Altuğ ve Adem Yakin katıldı.
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, hiçbir tanığın hazır olmadığını belirterek, dosyaya konulan belge ve bilgileri açıkladı. Yılmaz, sanık Hıdır Altuğ ile ilgili Diyarbakır Cezaevi´ne yazılan müzakereye cevap verildiğini ve belirtilen tarihlerde Altuğ´un akıl sağlığının tam olduğunu, belgenin dosyaya konulduğunu dile getirdi. Mahkeme heyeti, Cizre´de Şubat 1994´de öldürüldüğü bildirilen Ramazan Elçi´nin mezarının talimat üzerine açtırıldığını ve mezardan çıkarılan kemiklerin Elçi´ye ait olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu´na gönderildiğini bildirdi.
-İsimsiz mektup: Recep Gençoğlu JİTEM sığınağını kazıp cesetleri çıkardı-
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, mahkemeye isimsiz bir mektup gönderildiğini belirterek, mektupta, Cizre-İdil yolu üzerindeki Kuştepe köyünde JİTEM tarafından kullanıldığı ileri sürülen bazı sığınakların bulunduğunun iddia edildiğini söyledi. Mektupta, JİTEM´in hala bölgede varlığını sürdürdüğü ifade edilerek, köyde yaşayan bazı şahıslara ait bahçe ve evlerde bulunan sığınaklardan 4 cenaze çıkarıldığı ve bu cenazelerin Cizre Asli Mezarlığı´na gömüldüğü ileri sürüldü. Başkan Yılmaz, mektupta, köydeki sığınakların yerlerini gösteren elle çizilmiş bir krokinin de yer aldığını kaydetti. Müdahil avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, söz konusu mektubun gereğinin yapılması için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmesini talep etti.
El yazısı ve büyük harflerle yazılan mektupta, Kurmay Albay Recep Gençoğlu´nun Cizre´deki JİTEM sığınaklarında 1996-1997 yılları arasında kazı yaptığını ve çıkardığı cesetleri mezarlığa gömdüğünü iddia edildi. Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Erzincan Ergenekon soruşturması kapsamında Şubat 2010 tarihinde tutuklanmış, davanın Yargıtay´a aktarılması sonrasında serbest bırakılmıştı. Halen o davanın sanıklarından biri olarak tutuksuz olarak yargılanıyor.
Gençoğlu´yla ilgili mektupta, şu ifadeler yer aldı:
İdil yolu üzerinde bulunan Kuştepe köyünde JİTEM´in olduğu saptanan birkaç sığınak tespit edilmişti. Ama orada hala kazılmayan sığınaklar var. Nusret Boyacı´nın bahçesinde 2 sığınak bulunmaktadır. Bir sığınak Melek adındaki kadının tarlasındadır. Aynı köydeki Şefik Tanrıverdi´nin evinin altında, Ali Tanrıverdi´nin evinin önünde birer sığınak var. 2 sığınak 1996-97 yıllara arasında merkez komutanı olan Recep Gençoğlu ve korucu başı Kamil Atağ tarafından açıldı. Buradan 4 cenaze çıkartıldı ve Cizre Asri Mezarlığı´na götürüldü. Mezarı açan kişinin Sait Gözünür olduğu biliniyor. JİTEM varlığını bölgede hala sürdürüyor. İsmimi can güvenliğim nedeniyle saklı tutuyorum.
Söz alan müdahil avukatlardan Tahir Elçi, dava dosyasında adı geçen ve o tarihte Cizre´de görev yaptıkları belirlenen ´Tuna, Yavuz ve Cabbar´ kod ismi kullanan uzman çavuş ile astsubayların gerçek isimlerinin tespit edilmesini istedi. Polis teşkilatının son derece teknik donanımlara sahip olduğunu ifade eden Elçi, şunları söyledi: ´Bu dava, devede kulak, denizde bir damla sudur. Savcılık, her türlü suç örgütünü ortaya çıkaracak donanıma sahip polis teşkilatına talimat verirse, söz konusu kod isimleri kullanan görevlilerin gerçek kimlikleri ortaya çıkarılır. Başka bir davada tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bir açıklamasında bu davada sanık olan Cemal Temizöz´ü korumuş ve yargıyı etkilemeye çalışmıştır. Temizöz´ün Şubat 1994´de Ramazan Elçi´nin öldürüldüğü tarihte yurt dışında bulunduğu halen doğrulanmamıştır.´
Müdahil avukatların, sanıkların tutukluluk halinin devamına ilişkin taleplerinin ardından söz alan sanıklardan Hıdır Altuğ, bu davanın zorla bir parçası haline getirildiğini ileri sürerek, ´Nasıl kurtulacağımı bilemiyorum´ dedi.
Sanık Tamer Atağ da düşman sahibi oldukları için cezaevinde dahi can güvenliğinin olmadığını iddia ederek, tahliye talebini yineledi.
Sanık Kamil Atağ ise gerçeğe dokunduğu için bu davada sanık olarak yargılandığını ileri sürerek, ´Ben, bir binbaşıyı 3 husus konusunda uyarmıştım. Bunlardan biri izin verdiği kaçakçılık olayıydı. Bakın sonuçları Uludere´de ortaya çıktı. Diğer iki hususu açıklamak istemiyorum. Onlar benim için sır niteliği taşıyor. Biz, bir nefer olarak ülkemize hizmet için esas duruşta beklemekteyiz. Ben, bir gerçeğe dokundum diye bana dokundular´ diye konuştu.
Sanık Cemal Temizöz da dava dosyasında kendisinin Cizre´de ´Metin´ kod adı kullandığının ileri sürüldüğünü belirterek, şöyle dedi:
´Ben o dönemde kaymakam vekilliği bile yaptım. İlçe Jandarma Komutanıydım. Cizre´de herkes beni bilir ve tanırdı. Neden böyle bir kod isim kullanayım. Gizli tanıkların ifadelerindeki 2 olayda da ben Cizre´de değildim. Ramazan Elçi olayında, yurt dışındaydım. Yurt dışında olduğuma dair belgeler mahkemeye geldiğinde, yurt dışında çektirdiğim fotoğrafları da mahkemeye sunacağım. Bir Arap şahsın öldürülmesi olayında ise başka bir yerde görevdeydim. Bu iki olay gizli tanıkların ifadelerinin nasıl kurgulanarak alındığını göstermektedir.´
Sanık Temizöz, yargılandığı Balyoz davası ile söz konusu dava arasında benzerlik olduğunu da iddia ederek, iki davanın da somut delillerden yoksun bir şekilde açıldığını ileri sürdü.
Sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin beyanlarını dinleyen mahkeme, verdiği kısa bir aranın ardından, mahkemeye gönderilen isimsiz mektubun, gereğinin yapılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmesine karar verdi.
Tutuklu 6 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK´nın ´Adam öldürmek´, ´Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak´ ve ´Adam öldürmeye azmettirmek´ suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün dokuz, Kamil Atağ´ın yedi, Tamer Atağ´ın iki, Adem Yakin´in yedi, Hıdır Altuğ´un üç, Fırat Altın´ın altı, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz´ün 1993´te Cizre´de ´Terörle mücadele ediliyor´ görüntüsü altında ´Korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK´ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı´ ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor. ( Cihan, AA)
(04 Mayıs 2012, 15:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Temizöz iddianamesinde arama yap