Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, ´Danıştay saldırısında kamera kayıtlarının silinerek delillerin karartıldığı´ iddiasına ilişkin 10 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 13 Ağustos´ta. Diğer yandan, 28 Şubat darbe sürecine yönelik bugün gerçekleşen 3. dalga operasyonlarda, OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Türker de gözaltına alınanlar arasında yer alıyor.
25.04.2012 11:10 Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, ´Danıştay saldırısında kamera kayıtlarının silinerek delillerin karartıldığı´ iddiasına ilişkin 10 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti.Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından, eski Oyak Güvenlik Genel Müdürü Orhan Çoban´ın da aralarında bulunduğu 6´sı tutuklu 10 şüpheli hakkında hazırlanan 61 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı. İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, davanın ilk duruşmalarının 13, 14, 15 Ağustos´ta Çağlayan´daki İstanbul Adalet Sarayı´nın büyük salonunda yapılmasını ve iddianamenin okunması için TRT İstanbul Müdürlüğü´ne yazı yazılarak görevli bir spiker gönderilmesinin istenmesine karar verdi.
-Ergenekon dosyası istendi-
Mahkeme Danıştay saldırısı davasının birleştirildiği Birinci Ergenekon dava dosyasını da özel yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden istedi. Mahkeme ayrıca, Danıştay saldırısına ilişkin dava dosyasının birleştirildiği Ergenekon ana davasını yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden Danıştay saldırısı sırasında yaralanan ve mağdur olan Danıştay 2. Ceza Dairesi başkan ve üyelerinin isimlerinin bildirilmesini istedi.
-Oyak genel müdürü de iddianamede-
6´sı tutuklu 10 şüphelinin yer aldığı iddianamede OYAK Güvenlik eski Genel Müdürü Orhan Çoban, OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarık Özyılmaz, OYAK Elektronik Güvenlik Sistemleri Müdürü Yavuz Selim Kavaklıoğlu, şirketin Bilgi İşlem müdürü Barış Demirtaş, Bakım Teknisyeni Murat Ünal, Teknisyen Serkan Akyıldız ve Montaj Bakım Şefi Metin Alma´nın şüpheli olarak yer aldığı öğrenildi.
-Oyak Müdürü 28 Şubat soruşturmasında bugün gözaltına alındı-
28 Şubat sürecine ilişkin başlatılan soruşturma bugün 3. dalga operasyonlar yapılıyor. OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Türker de gözaltına alınanlar arasında yer alıyor.
-Kayıtların silindiği iddia edilmişti-
TÜBİTAK 2010 yılında savcılığa gönderdiği raporda Danıştay saldırısına ait güvenlik kameralarının silindiğini belirtmişti. Bu rapor savcılık soruşturma başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen ´Danıştay saldırısına ait kamera kayıtlarının silinmesine ilişkin´ soruşturma kapsamında, OYAK güvenlik şirketlerinin İstanbul ve Ankara şubelerinde arama yapılmış 9 kişi tutuklanmıştı.
İŞTE ADIM ADIM OYAK OLAYI
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dava bünyesine alınan Danıştay saldırısını sil baştan soruşturmaya başlamış, derinleştirdiği soruşturmada şok delillere ulaşmıştı. Bunlardan biri de saldırıyla ilgili kamera görüntülerinin silinmesiydi. Kameralara bakan OYAK Güvenlik şirketinin kayıtları sildiğinin bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesi üzerine mahkeme, 2 yıl önce 19 Ocak 2010´da yeni bir soruşturma başlattı. Bu 2 yıl içinde elde edilen deliller neticesinde de 3 Ocak 2012 tarihinde OYAK Güvenlik şirketine yönelik gözaltı operasyonu yaşandı. Operasyon kapsamında 8´i Oyak Güvenlik elemanı, 1´i de Danıştay bilgi işlem görevlisi olmak üzere 9 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 7´si tutuklanarak cezaevine konuldu, 1´i ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklanmış olan bir şüpheli de itirazı haklı görülerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Soruşturma kapsamında elde edilen ve tutuklamalara da neden olan yeni delillerin bir kısmı medyaya yansıdı. Bunlardan çok önemli birisi, Oyak elemanlarının, ´veri disklerini silelim loglarla oynayalım´ şeklindeki konuşmalarıydı. Bu konuşmayla örtüşecek şekilde Oyak´ın mahkemeye kayıtları sildiği ve loglarıyla oynadığı harddiskleri verdiği bilirkişi tarafından tespit edildi. Diğer önemli bir delil de Danıştay´a saldırı günü çalışmıyor denilen kamera sisteminin çalıştığının, bozuk denilen harddiskin de bozuk olmadığının anlaşılmasıydı. Diğer bir delil de Danıştay´a saldırı günü Danıştay´a harddiski teslim almaya gittik diyen Oyak güvenlik elemanlarının doğru söylemediklerinin baz kayıtlarıyla ortaya çıkarılması oldu. Olay günü hard-diski takmak için gittiklerini ancak olay sonrası yaşanan kargaşadan dolayı takamadıklarını tutanakla ispat etmeye çalışan teknisyenlerin o gün Balgat´taki ofislerinden hiç dışarı çıkmadıkları, Dört elemandan hiçbirinin o gün Danıştay´a gitmediği anlaşıldı. Diğer bir delil, yukarıda da belirtildiği gibi Oyak´ta ele geçen bir bilgi notunda, bilirkişi raporlarının ardından gözaltına alınması beklenen kişilere yönelik olarak sorguda söylenmesi gerekenlerin ve bu raporları çürütme taktiklerinin yer almasıydı. Bu arada, Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy´un, Danıştay saldırısında kameraların karartıldığı iddialarında adının geçmesinden şikayetçi olan MİT´çi Kaşif Kozinoğlu´na, ´Devleti korumak ayıp değil günah değil´ demesi de belki burada sayılabilir. Danıştay saldırısıyla Ergenekon´un amaçladığı da zaten AK Parti hükümetinin yıkılması ve derin devletin korunması değil miydi?.. Bunlar ortaya çıkarılan delillerden sadece birkaçı. Diğerlerini iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktığında öğrenebileceğiz. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
İDDİANAMENİN AYRINTILARI
Danıştay binasının güvenlik hizmetini yürüten Oyak Güvenlik firmasının 6´sı tutuklu toplam 10 yetkilisi, Danıştay 2. Dairesine 2006 yılında avukat Alparslan Arslan tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı olayından sorumlu tutuldu. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bugün kabul edilen iddianamede, firma yetkilisi bulunan 10 kişinin, saldırıdan bir gün önce Danıştay binasındaki kamera kayıt ve görüntü sisteminin sökülerek delil niteliğinde olabilecek görüntülerin geri getirilemeyecek şekilde silinmesi, sökülen sistemin yerine yenisinin takılmayarak saldırı günü sistemin çalışmasının engellendiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler Orhan Çoban, Mustafa Tarık Özyılmaz, Yavuz Selim Kavaklıoğlu, Serkan Akyıldız, Barış Demirtaş, Metin Almalı, Murat Ünal Rıza, Murat Kablan, Celalettin Yüksekkaya, Erdem Acun´un, Anayasal düzenin ön gördüğü düzeni uygulamasını önlemeye teşebbüs ettiği iddia ediliyor. Ayrıca şüphelilerin Danıştay saldırısına ilişkin 1 kişinin öldüğü, 4 kişinin de yaralanması sonucu adam öldürmeye teşebbüs suçuna yardım ettikleri, Silahlı terör örgütüne yardım etmek suretiyle örgüt üyeliği ve Suç delillerinin gizlenmesi ve yok edilmesine iştirak etmek suçundan yargılanmaları isteniyor.
İddianamede 17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesine yönelik gerçekleştirilen menfur silahlı saldırı sonucu Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin´in hayatını kaybettiği, Başkan Mustafa Birden ile üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu´nun ise yaralandığı hatırlatıldı. Avukat Alparslan Arslan´ın ise olaydan hemen sonra suçüstü yakalandığı ve bu saldırıyı dairenin verdiği türban kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini söylediği anlatıldı. Olayda kullandığı silah ise yine kamuoyunda hayalet silah olarak bilinen Glock marka silah olduğunun görüldüğü belirtildi.
Halen Ergenekon ana davasının sanıkları arasında yer alan Muzaffer Tekin, M. Zekeriya Öztürk ve Hüseyin Görüm başta olmak üzere bir kısım şüphelilerin, Danıştay saldırısına ilişkin soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulduğu, ancak delil yetersizliği nedeniyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belgisi verildi. Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Süleyman Esen, Tekin Irşi, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Salih Kurter, Ayhan Parlak ve Aykut Metin Şükre hakkında ise Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı bilgisi verildi.
-Kaos haberleri Oyak iddianamesinde-
Danıştay saldırısına ilişkin güvenlik kamera kayıtlarının silinmesinden sorumlu tutulan 6´sı tutuklu, 10 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, Danıştay saldırısı olduğu gün ve sonrasında medyada çıkan haberlerde, Ergenekon Terör Örgütü´nün istediği gibi kaos ve kargaşa ortamı yaratacak haberlerin yapıldığı ve bu konunun medya tarafından desteklendiği anlaşılmıştır. ifadesi yer alıyor.
Danıştay binasının kamera kayıtlarından sorumlu olan Oyak Güvenlik firması yetkililerinden 6´sı tutuklu 10 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmıştı. 61 sayfalık iddianame, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. İddianameyi inceleyen mahkeme iddianameyi kabul etti. İddianamenin ayrıntılarında Danıştay saldırısı sonrası Ergenekon Terör Örgütü´nün istediği gibi kamuoyunda haberler yapıldığı anlatılıyor. Danıştay saldırısının olduğu gün ve sonrasında kaos ve kargaşa ortamı oluşturacak haberlerin servis edildiği belirtiliyor.
Belirtilen haber başlıkları şu şekilde: Bu Kez De Aynı El, Tehlikenin Farkında mısınız?, Danıştay hükümeti suçladı: Yetkililer cesaret verdi, Hükümete tavır, Laikliğe Kurşun Allahın askeriyiz, Saldırı rejimin temeline ve Çörtoğlu: En yetkililer saldırıya cesaret verdi, Türkiye´ye Kurşun, Laik Cumhuriyete Savaş Açtılar, Halkın Tepkisi Devamlı Olmalı
Bu şekilde atılan manşetlerle toplum üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığı, laik-antilaik çatışmasının körüklendiği ifade ediliyor. Mustafa Yücel Özbilgin´in cenaze töreninde atılan sloganlar hatırlatılarak iddianamede, Katılımcıların tepkileri ve sloganlarına bakıldığında ülkede nasıl bir kaos ve kargaşa ortamı oluşturulmaya çalışıldığı, toplum arasında nasıl bir çatışma ortamı hazırlanmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir. ifadeleri yer alıyor. ( Cihan)
ERGENEKON AMAÇLARI İÇİN ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETLERİ KURDU
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edilen ´Oyak´ iddianamesinde, Ergenekon´un özel güvenlik şirketi kurmayı ve gerektiğinde bu şirketleri istihbarat ve operasyonel eylemler için kullanmayı amaçladığı bilgisine yer verildi. İddianamede, bu kapsamda Oyak A.Ş.´ye yönelik bulgulara da rastlandığı belirtildi.İddianamede, özel güvenlik şirketleriyle ilgili önemli bilgilere yer verildi. Ergenekon´un, amaç ve faaliyetleri doğrultusunda özel güvenlik şirketleri kurulması ve bu şirketlerden istihbarat ve operasyonel anlamda yararlanılmasını hedeflediği ifade edildi. İddianamede, ´Lobi´ isimli örgüt dokümanında, ´Hedef´ başlığı altında ... İnsan kaynaklarına dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmesi, yine aynı amaçla bir güvenlik şirketi kurularak, iş adamlarının güvenliğinin sağlanması ve böylece her alanda kadrolaşmanın gerçekleştirilmesi... ifadelerine yer verildi.
Veli Küçük, Ümit Oğuztan, Şener Eruygur, Ufuk Akkaya, Tuncay Özkan gibi Ergenekon sanıklarından ´Security A.Ş. Uluslararası Güvenlik Şirketi Projesi´ isimli örgüt dokümanının ele geçirildiği de belirtildi. Bu dokümanda, ´Amaç´ başlığı altında şu ifadelerin bulunduğu kaydedildi: Güvenlik şirketlerinin istihbarat örgütleri için çok önemli olduğu, oluşturulacak güvenlik şirketinin istihbarat görevlerinde yer alarak uzmanlaşmış emekli bir kurmay albayın başkanlığında kurulması gerektiği ve tüm personelin yalnızca emekli istihbarat subaylarından oluşturulması gerektiği, bu şirket bünyesinde kesinlikle emekli emniyet mensuplarının yer almaması gerektiği, böylece örtülü bir biçimde yepyeni bir yapılanma ile güçlü bir istihbarat biriminin oluşturulmuş olacağı, bu istihbarat biriminin doğal olarak operasyonel hizmetlerin sorumluluk ve yükümlülüğünü de üstlenebilecek yeterlilikte olacağı, Özel Güvenlik Şirketi olarak faaliyet gösterecek olan bu şirketin operasyonel girişimlerinin deşifre olması halinde olumlu bir örtü görevi üstleneceğinin de çok açık olacağı...
İddianamede, dokümanın sonuç bölümünde ise kurulması planlanan güvenlik şirketinin anonim şirket olarak faaliyete geçeceği, kurulacak güvenlik şirketiyle hem gelir elde edileceği, hem de istihbarat verilerinin toplanacağı, gerektiğinde ise operasyonel faaliyetler sürdürebileceği bilgisine yer verildi.
ERGENEKON´UN GÜVENLİK ŞİRKETİ FAALİYETLERİ
İddianamenin ´delillerin değerlendirilme´ bölümünde şu ifadelere yer verildi: Yukarıda bir kısım alıntılar yapılan örgüt dokümanlarından, Ergenekon Terör Örgütünün nihai amacına ulaşmak amacıyla özel güvenlik şirketlerini kurmak/yönetmek/kontrol altında tutmak amacıyla ciddi çalışmalar yürüttüğü ve bu kapsamda stratejiler geliştirdiği anlaşılmaktadır.
Örgütün bu stratejisine paralel olarak bugüne kadar haklarında işlem yapılan sanıklar Veli Küçük, Oktay Yıldırım, Muhammet Yüce ve Ergin Geldikaya başta olmak üzere bir kısım örgüt üyesi ve yöneticisi şüphelilerin özel güvenlik sektöründe çalışması bu durumu açıkca ortaya koymaktadır.
Ergenekon Terör Örgütünün yapmayı planladığı operasyonel faaliyetlerin deşifre olması halinde bu durumun örtbas edilmesi, delillerin yok edilmesi amacıyla kurulan/kontrol edilen özel güvenlik şirketinin önemli bir görev üstleneceği, bu kapsamda kurulacak olan özel güvenlik şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığına istihbarat alanında uzmanlaşmış emekli kurmay albay getirilmesi hedefine uygun olarak, OYAK Güvenlik Şirketinin yönetimine, Ergenekon örgütü sanıklarıyla irtibatlı olan Emekli Kurmay Albay Orhan Çoban´ın görevlendirildiği, bu nedenle OYAK SGS´nin de örgütün müdahalesi, yönlendirmesi ve kontrolüne açık olduğu anlaşılmaktadır.
OYAK-ERGENEKON BAĞLANTISI
Oyak iddianamesinde, özel güvenlik şirketleriyle ilgili yukarıda belirtilen bir kısım örgüt dokümanlarının yanı sıra, soruşturmaya konu olan Oyak A.Ş ile ilgili soruşturma kapsamında bazı bulguların elde edildiği belirtildi. İddianamede bununla ilgili bulgular şöyle sıralandı:
Sanık Mehmet Şener Eruygur´dan ele geçirilen ve Emekli Oramiral Özden Örnek´e ait olduğu anlaşılan günlüklerin, 7 Ocak 2004 başlığı altında, Tuncay Özkan´ın Ziyareti ... Benden UYAK´ın (OYAK) kurulacak şirkete hissedar olmasını ve böylece Başbakan Recep Tayyıp ERDOĞAN´a karşı bir çeşit koruma sağlamayı istedi. Bende kendisine elimden geleni yapacağım dedim. ...
2 Şubat 2004 başlığı altında; Akşam Aytaç paşalar bizi ve oğlanları Bilkentte yemeğe götürdüler. Çok güzel vakit geçirdik. Yine bizim Burak bir konu açtı. Bizim bunda sonra iki konuya önem vermemiz gerkiyor. OYAK´ın heyetinin yaptıklarının kontrol edilmesi gerekiyor. Ankara Belediyesine 250 milyon dolar kredi vermiş durumda bu parayı geri almak biraz zor. İkinci bir konuda OYAK´ın kendi amaçlarımıza yardımcı olacak şekilde kullanılması, bazı medya kuruluşlarına ortak olması veya kredi vermesi gibi. Oyak ile ilgili bir rapor hazırlamaya karar verdik.
15 Mart 2004 başlığı altında; Tuncay Özkan ve Kerim Can Kamal´ın ziyareti Tuncay Özkan yanında yeni kurmakta olduğu TV istasyonunu yöneticisi olacak Kerim Can ile beraber geldi. Çok oturmadılar. Bana OYAK´ın reklam teminatı verip veremeyeceğini sordu. Esas bunu öğrenmeye gelmişler. Bana göre dehşetli bir istihbarat bilgisi var. şeklinde notların bulunduğu tespit edilmiştir. ( Cihan)
(25 Nisan 2012, 11:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
OYAK kameraları böyle karartıldı
Danıştay´ın kameralarına bakan OYAK Güvenlik´le ilgili tüm manşetlerimiz
OYAK´ta belge imha paniği
Oyak´ta şok delil: Verileri silelim
OYAK: Devleti korumak ayıp değil
Flaş!!! Danıştay saldırısında 9 gözaltı
Danıştay soruşturması yargıya uzanır mı?
Danıştay´ın silinen kayıtlarına soruşturma başlatılmış
Flaş!!! Danıştay kayıtlarına suç duyurusu
Flaş!!! TÜBİTAK: Kayıtlar silinmiş, bir kısmını kurtardık
Mahkeme tüm ayrıntılara iniyor: Orduevi kameraları da incelenecek
Flaş!!! Sıhhiye kameraları da karartılmış
Biri emretmiş biri planlamış biri vurmuş biri karartmış biri de örtmüş
Ergenekon´un kökleri ve Menemen
Danıştay ve Ergenekon davalarının birleştirilmesi manşetlerimiz
Danıştay soruşturması sil baştan
İşte adım adım Danıştay saldırısı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ankara´daki Danıştay davasında skandal
Danıştay, 11. Ağır Ceza´ya uzanabilir
Danıştay hakiminden skandal sözler
´Danıştay kararında vicdanım hala rahat´
Danıştay hakimi: Görüntüleri istememişlerse ben ne yapayım?
Birden niçin susuyor?
O gün çok konuşan hatta tekbir getirtenler(!) şimdi suskun