Taraf´tan Alper Görmüş, Balyoz davasındaki delillerin sahte olduğunu iddia edenlerin iddialarını çürütmeye devam ediyor. Görmüş yazısında, zamanlama çelişkileri, çete, sonradan üretilmiş deliller gibi iddiaları inceliyor.
17.04.2012, 13:12Alper Görmüş (Taraf): Balyoz çelişkileri: Bir ihtimal daha var (3).. Bu dizinin ilk iki yazısında, Balyoz davasındaki meşhur 11 No´lu CD´deki zamanlama çelişkilerinin bir istihbarat yanıltmacası olabileceğini öne sürmüş, şöyle demiştim: ?11 No´lu CD darbecilerin öz malıdır. Darbenin hafızasını her daim taze tutmak için CD´deki dosyalarda yer alan bilgileri sürekli güncelliyorlardı. Yeni bir bilgi girdiklerinde ise bilgisayarın tarihini bir istihbarata karşı koyma tekniği çerçevesinde manuel olarak eskiye ayarlıyorlardı. Ki böylece, ola ki belgeler deşifre olduğunda, ´zamanlama çelişkileri´ni öne sürerek ´her şey sahte, her şey senaryo´ iddiasını öne sürebilsinler...?
İddiamın meşruiyetini esasen, Taraf´a ulaştırılan belgeler arasında yer alan 11 No´lu CD´nin kopyasının (1 No´lu CD) Gölcük´teki İstihbarat Şubesi´nin döşemelerinin altındaki gizli bölmede bulunmuş olmasından aldığını söylemiştim. Fakat bu iddiayı öne sürerken dayandığım bir başka meşruiyet kaynağım daha var: 11 No´lu CD´deki ?zamanlama çelişkileri?nin zorunlu olarak ?çete?yi ve ?sonradan üretilmiş deliller?i işaret ettiğine dair iddianın taşıdığı zayıflıklar... Şimdi sıra onlara geldi. Zamanlama çelişkilerine neden hep ?listeler?de rastlanıyor?
İddianın zayıf yanlarından biri şu: Bu türden zamanlama çelişkileri hep Türk Silahlı Kuvvetleri´nde (TSK) zaten tutulan ve sürekli olarak güncellenen birtakım listelerde bulunuyor. Öyle olunca da, zamanlama çelişkilerini ?Darbenin hafızasını sürekli taze tutmak için TSK´da üretilen listelerin güncellenmesiyle? açıklayanların elleri güçleniyor. Oysa bu çelişkiler, davanın delilleri arasında yer alan birtakım ?düz? metinlerde de gösterilebilseydi, onlara dayanarak ?çete? suçlamasında bulunmak çok daha ikna edici olabilirdi.
Aslında ?zamanlama çelişkileri?nde böyle bir dönem de yaşadık... Özellikle, Balyoz darbe girişiminin temel belgesi sayılan ?Balyoz Güvenlik Harekat Planı?ndaki (BGHP) kimi zamanlama çelişkileri, o dönemde bazı gazetecileri çok heyecanlandırmıştı. BGHP´nin içinde zamanlama çelişkisi bulmak ve böylece onun ?sonradan üretilmiş? olduğunu ?ispatlamak? amacıyla gerçekleştirilen kazı çalışmasından devşirilen argümanlar önce Pınar Doğan ve Dani Rodrik´in bloglarında, ardından birlikte kaleme aldıkları Balyoz adlı kitapta ve nihayet bazı köşe yazarlarının ?vay canına!? efektli yazılarında yer aldı.
Bu çelişkilerin içinde ?en güçlüler? olarak sivrilen ikisi gazetelerin ve köşe yazarlarının gözdesiydi. Ben, o günlerde kaleme aldığım yazılarda ikisinin de geçersizliğini göstermiştim. Zaten uzun bir zaman önce BGHP içinde ?zamanlama çelişkisi? bulma çabasından vazgeçildi ve TSK´da sürekli olarak tutulup güncellendiğini bildiğimiz ?listeler?deki zamanlama çelişkileri üzerine yoğunlaşıldı.
BGHP´deki zamanlama çelişkileri...
Balyoz darbe planının temel belgesinde yer alan ve bir zamanlar üzerinde fırtınalar kopartılan iki ?büyük? zamanlama çelişkisinin ne olduğunu hatırlayalım... Bunlardan ilki önce Doğan ve Rodrik´in bloglarında, ardından internet sitelerinde yer aldıktan sonra 3 Ağustos 2010 tarihli Milliyet´te birinci sayfa haberi olarak zuhur etti: ?Balyoz´da ´Ege Ordusu´ bilmecesi...? Ayrıntılarda da şunlar vardı:
?Aralarında muvazzaf subay ve generallerin de bulunduğu 196 kişi hakkında dava açılmasına dayanak olan ve 2002 yılında hazırlandığı ve 2003 yılında düzenlenen toplantıda ele alındığı öne sürülen ´Balyoz Güvenlik Harekat Planı´ adlı belgede ´Ege Ordusu Komutanlığı´nın da adı yer alıyor. Fakat bu komutanlığın adı 2007 yılına kadar ´Ege Ordu Komutanlığı´ idi. Yani planın hazırlandığı dönemde ´Ege Ordu Komutanlığı´ olarak geçen birimin adı beş yıl sonra değiştirilmiş olan haliyle; ´Ege Ordusu Komutanlığı´ olarak yer aldı.? Yani: Bu Balyoz Güvenlik Harekat Planı denen belge 2007´den sonra hazırlanmıştır, yani kurgudur.
Haberi okuyunca ilk iş olarak Google´a girdim, arama butonuna ?Ege Ordusu Komutanlığı? yazdım ve adının 2007´de resmen böyle değiştirilmesinden önce de komutanlığın zaman zaman bu adla anılıp anılmadığını kontrol ettim. Yarım saat içinde derlediğim bilgiler hiç fena değildi: Anadolu Ajansı´nın 2006 şura atamalarını duyurduğu bir haberinde (Hürriyet ve Sabah, 4 Ağustos 2006): Milli Savunma Bakanlığı´nın web sitesinde yayınlanan bir ihale ilanında (30 Eylül 2005): Hakkı Devrim´in Radikal´deki iki makalesinde (22 Eylül 2002 ve 15 Mayıs 2004) Ege´deki ordunun adı ?Ege Ordusu Komutanlığı? diye geçiyordu. Daha da ilginci, 2004´te ?Ege Ordu Komutanı? olan Orgeneral Hurşit Tolon´un, başında bulunduğu komutanlıktan ?Ege Ordusu Komutanlığı? diye söz etmesiydi. Böylece bu tez çökmüş oluyordu.
BGHP içinden gösterilen ikinci ?çelişki? ise ilk bakışta daha da çarpıcıydı... ?2005´teki konuşma, 2002´deki metinde ne arıyor??
BGHP içinde bir de mini ekonomi programı yer alıyordu. Doğan-Rodrik ikilisi, bu programın ulusalcı-İslamcı-askerci (garip ama gerçek) bir iktisatçı olan Haydar Baş´ın 2005´teki Milli Ekonomi Kongresi´nin kapanışında yaptığı konuşmayla taşıdığı büyük benzerliklere dikkat çektiler ve yine aynı sonuca vardılar: 2005´te yapılmış bir konuşma 2002´de oluşturulduğu söylenen bir belgede yer alamayacağına göre, belge 2005´ten sonraki bir tarihte oluşturulmuştur, yani bir ?sahtekarlar çetesi?nin işidir.
İddia ciddiydi, BGHP belgesini inceleyen askerî bilirkişi, iki metin arasında tam 25 paragraflık bir benzerlik saptayınca daha da ciddi bir hal almıştı. Gerçekten de neredeyse birebir aynıydı paragraflar...
Ben ne yaptım? Oturdum, bu 25 paragrafı karşılaştırdım ve şu iki noktayı saptadım:
Birincisi: Benzerlik taşıyan 25 paragrafın tümü 2002 sonrasına referansı olmayan paragraflardı. Oysa 2005´teki konuşmanın (ki 100 paragraf civarındaydı) öbür bölümlerinde 2002 sonrasına referans veren paragraflar vardı.
İkincisi: 2005 tarihli konuşmadaki bazı rakamlar, BGHP içindeki karşılıklarının güncelleştirilmiş halinden ibaretti. Şunlar gibi:
2002 tarihli Balyoz Güvenlik Harekat Planı: ?Ülkemizin iç ve dış borçları 250 milyar doları bulmuş, yeraltı ve yerüstü kaynakları yabancılara satılmış, ülke yönetimi IMF, Dünya Bankası ve AB´ye teslim edilmiş, üretim neredeyse sıfırlanarak...?
2005 tarihli konuşma: ?Ülkemiz, iç ve dış borçları 400 milyar dolara baliğ olmuş, ekonomi yönetimi IMF´ye teslim edilmiş, üretimini nerdeyse sıfırlamış...?
2002 tarihli Balyoz Güvenlik Harekat Planı: ?Günümüzde kapitalist sömürü yönteminin adı ve adresi uluslararası şirketlerdir. Dünya ticaretinin yüzde 60´ı 500 büyük şirketin elindedir.?
2005 tarihli konuşma: ?Yeni dünya düzeninde sömürü yönteminin adı ve adresi uluslararası şirketlerdir. Dünya ticaretinin yüzde 65´ini 500 büyük şirket denetlemektedir.?
Bir ?çete? bu kadar salak olabilir mi?
Şimdi: İddia edildiği gibi, bir ?çete? 2009´da oturup 2002-2003´e dair bir ?darbe senaryosu? yazdıysa ve yine iddia edildiği gibi hazırladıkları temel belgede 2005´te yapılmış bir konuşmayı kullandılarsa, rakamlardaki bu ?düzeltme?yi nasıl açıklayacağız?
?Çete? şöyle mi akıl yürütmüştür: ?Biz 2005´teki bu konuşma metnini kullanıyoruz ama, ona sanki 2002´de yazılmış süsü verebilmemiz için a) 2005´e dair rakamları 2002´ye göre ´düncellemeliyiz...´ Ayrıca, 2002 sonrasına referans veren bütün rakamlardan da arındırmalıyız.?
Niye ki? Sözünü ettiğimiz şey altı üstü iki sayfalık klişe bir ulusalcı ekonomi deklarasyonu değil mi ki ?çete? oturup kendi metnini yazmamış da, ona harcayacağı zamanı, metni ?düncellemeye? ayırıp, tuzak kurmaya çalıştıklarının eline bu kadar büyük bir koz vermiş?
Bu saçmalığı siz de zekanıza hakaret sayıyorsanız, size iki alternatifli bir izah getireceğim, artık hangisini isterseniz:
a) Haydar Baş 2005´teki konuşma metnini, 2002´den önce yazdığı bir metni genişletip güncelleyerek oluşturmuştur. Balyoz darbecileri de 2002´de onun ilk versiyonundan yararlanmışlardır.
b) Balyoz darbecilerinden biri, oluşturdukları ?ekonomi programı?nı 2002-2003´ten sonraki bir tarihte Haydar Baş´a iletmiştir. O da metindeki eski rakamları güncelleyerek ve birtakım ilaveler yaparak 2005´te konuşma metni haline getirmiştir. (Nasıl olsa gizli belge, kim bilecek?)
Haydar Baş´ın askerlerle muhabbetini düşündüğümüzde insanın aklına başka ihtimaller de geliyor ama, bunlara şimdilik girmeyelim. ( Alper Görmüş / Taraf)
(17 Nisan 2012, 13:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARINDA DELİL TARTIŞMALARI
SAVCILIĞIN ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASININ TAMAMI (920 sayfa)
Flaş!!! Balyoz: Savcıdan esas mütalaa
Balyoz planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
1. Balyoz iddianamesinde ara
2. Balyoz iddianamesinde ara
3. Balyoz iddianamesinde ara
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri