28 Şubat süreciyle ilgili savcılık talimatı doğrultusunda İstanbul ve Ankara´da 30 adreste arama yapıldığı bildirildi. Emekli generaller Çevik Bir, Erol Özkasnak, Abdullah Kılıçarslan ve İdris Koralp´in de aralarında bulunduğu 31 emekli asker hakkında gözaltı kararı çıkartıldığı öğrenildi.
12.04.2012 10:05 Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında 30 civarında yerde arama yapıldığı ve emekli Orgeneral Çevik Bir hakkında gözaltı kararı çıkartıldığı bildirildi. Aramaların TSK´nın müdahalesi sonucu hükümetin görevden ayrılmasıyla sonuçlanan 28 Şubat 1997 sürecinde görev ve sorumluluk üstlenen kişilerin adreslerine yöneldiği belirtildi. Edinilen bilgiye göre, aramalar bu sabah saat 08.00 itibarıyla başladı. 28 Şubat Soruşturması kapsamında Ankara´da 12, İstanbul´da 18 adreste arama yapıldığı bildirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 28 Şubat Soruşturması kapsamında Ankara´da 12 adreste arama yapıyor. Soruşturma kapsamında, İstanbul´da da 18 adreste arama yapıldığı belirtildi. Arama yapılan yaklaşık 30 adres, Ankara ve İstanbul´un da aralarında olduğu değişik illerde bulunuyor. Operasyon 5 ilde yapılıyor: Ankara, İstanbul, Niğde, Çanakkale ve Eskişehir..
Hakkında gözaltı kararı çıkartılan kişiler arasında 28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral Çevik Bir de yer alıyor. Evinde arama yapılan ve hakkında gözaltı kararı olan emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, Süleymaniye´de Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayı sırasında Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısıydı.
GÖZALTI KARARI ÇIKARILAN İSİMLER
- Emekli Orgeneral Çevik Bir
- Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak
- Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan
- Emekli Tuğgeneral İdris Koralp
10:29 Fenerbahçe Orduevi´nde hareketlilik
Operasyon kapsamında İstanbul´daki Fenerbahçe Orduevi´nde de arama yapıldığı iddia ediliyor. Orduevindeki hareketlilik ve önünde bekletilen ambulans dikkat çekiyor.
10:41 Çevik Bir´in evinde arama
Operasyon kapsamında Emekli Orgeneral Çevik Bir´in evinde arama yapılıyor. 3 ilde 31 ayrı adreste başlatılan aramalar kapsamında, Orgeneral İzzettin Aksular Caddesi üzerinde, Harp Akademileri Lojmanları içerisinde bulunan Emekli Orgeneral Çevik Bir´in evinde de arama yapılıyor. Sabahın erken saatlerinde polis, Cumhuriyet Savcısı ile birlikte söz konusu adrese geldi. Çevik Bir hakkında da gözaltı kararı çıkarıldığı ileri sürüldü.
10:51 İsmail Hakkı Karadayı´nın evinde arama
Operasyon kapsamında eski Genelkurmay Başkanı ve Encümenti Danış üyesi İsmail Hakkı Karadayı´nın evinin de arandığı gelen bilgiler arasında.
11:10 HSYK: 31 kişi hakkında arama ve gözaltı kararı var
Basın mensuplarıyla tanışma toplantısında konuşan HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili soruyu cevapladı. Hamsici, 31 kişi hakkında arama ve gözaltı kararı bulunduğunu belirterek, şu an emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan ile İdris Koralp´ın gözaltında olduğunu açıkladı.
11:12 Nuh Mete Yüksel: Evimde arama yok
Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel hakkında da gözaltı kararı olduğu iddia edildi. Ancak Yüksel yaptığı açıklamada, evinde arama yapılmadığını belirtti. Nuh Mete Yüksel, Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturması kapsamında evinde arama yapıldığı iddialarına ilişkin, ?Bana intikal eden bir şey yok. Evimde arama da yok? dedi.
-Gerekçe: Hükümete darbe girişimi-
Arama yapılan tüm evler asker kökenli isimlere ait. Aramaların gerekçesi, dönemin Refah-Yol Hükümeti´ne yönelik darbe girişimi iddiası. Operasyonun ´Batı Çalışma Grubu´na yönelik olduğu belirtiliyor. ´28 Şubat´la ilgili suç duyuruları üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği soruşturma başlatmıştı. Operasyona adını veren 28 Şubat 1997´de MGK toplantısı yapılmış ve bir dizi karar açıklanmıştı. Kararların irtica ile mücadele için alındığı ifade edilmişti. Eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, 2009 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında zamanın savcısı Zekeriya Öz´e ifade vermişti. Savcı Öz, emekli generalin 28 Şubat´la ilgili şüpheli sıfatıyla ifadesini aldığını açıklamıştı. Çevik Bir´in, 1 yıl sonra da ´Devrimci Karargah Örgütü´ soruşturmasında mağdur sıfatıyla ifadesi alınmıştı.
-Kurmaylar ve 28 Şubat medyası tedirgin-
Sabah gazetesi yazarı ve 28 Şubat darbe girişimi sürecini en iyi bilen isimlerden Mahmut Övür, AHaber´e konuştu. Çevik Bir sonrası sırada kim alınır şeklindeki soruyu şöyle cevapladı: Çevik Bir, 28 Şubat´ta hiyerarşik olarak ikinci isimdi. Genelkurmay Başkanı Karadayı ve kuvvet komutanları var. Bunların hepsi ifade verecektir. Darbe yapanların darbeler yanına kar kalmayacak diye düşünüyorum. 28 Şubat´ın da 27 Mayıs´a da sıra geleceğini, faili meçhullere de sıra geleceğini biliyorum, düşünüyorum. Albay ve askerleri öldürüp, siyasileri, gazetecileri öldürüp hesap vermeyeceksiniz. Mümkün değil. Türkiye kendi darbeleriyle ilk defa yüzleşiyor. Ama Türkiye´deki darbelerin çok kendine özgü halleri var. Emir komuta zinciri içinde olsa da sivil toplum örgütlerinden, askerinden, medyasına kadar çok sayıda insan katılmıştır. Benim gördüğüm, Türkiye´de 35´inci maddenin ele alınmasına giden bir süreç görüyorum.
11:39 Hükümetten ilk yorum: Halk artık ipleri eline aldı
28 Şubat Soruşturması kapsamında başlatılan operasyonlara hükümet kanadından ilk yorum Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı´dan geldi. 15. Geleneksel Tüketici Ödül Töreni´ne katılmadan önce basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Yazıcı, Halk artık ipleri eline aldı. Demokratik temizlik yapılıyor. Aktif rol alan aktörler cezalandırılacak yorumunda bulundu.
12:16 Adalet Bakanı: Bütün çabalar demokrasinin askıya alınmasını engellemek için
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 28 Şubat soruşturması kapsamında bugün yapılan aramalar ve gözaltı kararlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. Türkiye demokrasisini kesintiye uğratanlarla yüzleşmek durumunda diyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Bütün çabalar demokrasinin askıya alınmasını engellemek için olduğunu belirtti. Türkiye´nin yaşadıkları ile yüzleşmek zorunda olduğuna vurgu yapan Adalet Bakanı, bugün yapılan aramalar ve gözaltı kararlarının Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının yaptığı soruşturma kapsamında yapıldığını ifade etti.
12:18 Kılıçdaroğlu: Adil olmak şartıyla yargılamaya karşı çıkmayız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat soruşturması ile ilgili, Adaleti intikam duygusu ile arayamazsınız. Adalet intikam duygusu ile aranırsa orada adalet olmaz. dedi.Partisinin PM Toplantısı öncesi gazetecilerin 28 Şubat soruşturması ile ilgili sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Sabaha karşı baskınlar yapıldı değil mi? diye sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
Eğer bir yerde hukuksuzluk, baskı varsa; adaletin, insan haklarının gerektiği şekilde herkesin yargılanmasına biz ses çıkarmayız. Adil şekilde olmak koşuluyla herkes gidip savunmasını yapabilir. Ama bugünkü Türkiye´de ben adaletin olmadığını söylüyorum. Adalet yok. Kişi savunma hakkını kullandı diye hapse mahkum oldu bizim ülkemizde. Hangi adaletten söz ediyorsunuz. Adaleti intikam duygusu ile arayamazsınız. Adalet intikam duygusu ile aranırsa orada adalet olmaz. Adalet yüce bir kavramdır, toplumun vicdanı demektir. Verilen kararın toplum vicdanında kabul edilmesi demektir. Eğer bir karar toplum vicdanında kabul edilmiyorsa o adalet, adalet değildir. Baskınlar uygulayacaksınız, insanları içeri alacaksınız, saatlerce ayakta bekleteceksiniz, iddianameler hazırlayacaksınız, savunmalara gizlilik kararı alacak yargıçlar, avukatlara vermeyecekler; sonra siz adalet arayışında bulunacaksınız. Bunlar adalet değil. Adaletin olmadığı yerde sağlıklı çalışan bir adli yargı da olamaz.
Kılıçdaroğlu, Sıkıyönetim mahkemeleri 12 Eylül döneminde o dönemin otoriter gücünün yargı ayağıydı. Özel yetkili mahkemeler de bugün AKP hükümetinin yargı ayağıdır. Bunlar operasyon mahkemeleridir. Siyasi otoriterinin verdiği kararları yerine getiriler. Buralarda adalet olmaz. Adaletin olmayacağı yerde de hakkı ile haksızı ayırmak zaten mümkün değildir. ifadelerini kullandı.
12:18 Gözaltıların tam listesi
28 Şubat soruşturması hızla büyüyor. 31 kişilik bir gözaltı listesi bulunuyor. İşte Çevik Bir´in başı çektiği isimlerin tam listesi... En çok gözaltı Ankara´da gerçekleşiyor. 17 kişinin ismi listede bulunuyor. İstanbul´da 11 kişi için gözaltı kararı verilirken, 1 kişi Çanakkale, 1 kişi Eskişehir, 1 kişi de Niğde´de gözaltına alındı. İşte gözaltı listesinde ismi bulunanlar:
Ankara: Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, emekli Kurmay Albaylar Hüsnü Dağ, Arslan Daştan, Oğuz Kalelioğlu, Sezai Kürşatökte, Ahmet Nazmi Solmaz; emekli Kıdemli Albaylar Serdar Çelebi, İbrahim Selman Yazıcı, emekli Albaylar Mustafa Kemal Savcı, Ziya Batur, Ruşen Bozkurt, Mehmet Şinasi Çalış, Aburrahman Yavuz Gürcüoğlu, İsrafil Aydın, Yahya Cem Özarslan; emekli binbaşı Ahmet Aka; emekli Başçavuş Hamza Özaltun.
İstanbul: Emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli Tuğgeneraller İdris Koralp, Ünal Akbulut; emekli albaylar Yüksel Sönmez, Eser Şahan, Cengiz Çetinkaya; emekli Binbaşı Salih Eryiğit; emekli yüzbaşılar Orhan Nalcıoğlu, Mustafa Babacan; emekli Başçavuş Necdet Batıran, Aydın Karaşahin.
Çanakkale: Emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci; Niğde: Emekli Kıdemli Albay Ümit Şahintürk; Eskişehir: Emekli Albay Alican Türk.
12:27 Emekli Albay Şahintürk gözaltına alındı
Operasyon kapsamında Niğde´nin Altunhisar ilçesinde Emekli Kıdemli Albay Ümit Şahintürk gözaltına alındı.
12:27 Emekli Albay Alican Türk´ün Eskişehir´deki evinde arama yapılıyor
Emekli Albay Alican Türk´ün Eskişehir´deki evinde savcı nezaretinde arama yapılıyor. Sabah saatlerinde savcı ve polislerden oluşan ekip, emekli Albay Alican Türk´ün Merkez Tepebaşı ilçesi Batıkent Mahallesi Çay Sokak Çamlıevler Sitesi´ndeki evine geldi. Savcı, istihbarat, terörle mücadele ve Ankara´dan gelen özel bir ekiple birlikte arama çalışmalarını sürdürüyor.
12.34 Tümgeneral Kılıçarslan´ın komşuları pencerelere Türk bayrağı astı
Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan emekli Tümgeneral Abdullah Kılıçarslan´ın Ankara Birlik Mahallesi´ndeki evinde sabah saatlerinde başlayan aramalar sürüyor. Ekipler arama için Kılıçarslan kapısını çaldığında Kılıçarslan´ın olaya tepki gösterdiği, komşularının ise pencerelere Türk bayrağı astığı öğrenildi. Kılıçarslan´ın evindeki arama hala devam ediyor.
12:36 SP´li Kamalak: Sivil işbirlikçiler de soruşturmaya dahil edilmeli
28 Şubat darbesine maruz kalan Refah Partisi´nin devamı olan Saadet Partisi lideri Mustafa Kamalak operasyonlarla ilgili bir açıklama yaptı. Gelişmelerin sevindirici olduğunu, o dönemin sivil işbirlikçilerinin de soruşturmaya dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, konuyla ilgili açıklamasında, 28 Şubat sürecinin ´en kalleşçe darbe´ olduğunu belirtti. Kamalak, Bunun soruşturulması sevindirici. Demokraside darbeye müsamaha ile bakılamaz. 28 Şubat´ta tarihimizin en haince en sinsi darbesi yapıldı. Kendisini bu millete vakfetmiş olan Milli Görüş denk bütçe yapmıştı, kötü mü etmişti. İşçiye, memura, emekliye yüzde 50 vermişti. İslam alemini birleştirme çabası içerisine girmişti. Birileri yolu kesmeye gayret etti. Asker burada kullanıldı. Tabii ki kullanılmış olmak suçu ortadan kaldırmaz. Çevik Bir´in gözaltına alınması kararı yerinde bir karar. Mesut Yılmaz´ın da soruşturulması gerekiyor. Mesut Yılmaz da demokrasiye çomak soktu. Asil aktörler holdingler ve patronlar. Bunların 22 bankanın içini boşalttıklarını biliyoruz. Muslukları kısılanlar askeri ve bir takım darbe heveslisi sivilleri maşa olarak kullandı. Medya tekel durumunda idi. Medyayı silah gibi kullandılar. dedi. Soruşturmanın millet ve demokrasi adına sevindirici olduğunu, sonuna kadar gidilmesi gerektiğini ifade eden Kamalak, ´bunun için Mesut Yılmaz gibilerin soruşturulması ve cezalandırılması´ gerektiğini vurguladı.
Demokrasinin bir gereği olarak hiçbir suçun soruşturma dışı kalmaması gerektiğini kaydeden Kamalak, açıklamasında şunları dile getirdi: Darbeler yargılanmalı diyorduk, şu an darbeler sorgulanıyor. Meclis´te komisyon kuruldu. Bunu takdir ediyoruz, olması gereken buydu. Ayrıca darbe yoluyla elde edilmiş bütün mevki ve makamlar geri alınmalı. Cemal Gürsel devlet mezarlığından çıkarılmalı, cumhurbaşkanlığı iptal edilmeli. Aynı şekilde Kenan Evren´in cumhurbaşkanlığı iptal edilmeli, emekli maaşı kesilmeli, edindiği mallar da hazineye devredilmeli, Marmaris´teki yazlığı da mağdurlara tahsis edilmeli.
12:38 Gazeteciler: Operasyon, Karadayı ve Kıvrıkoğlu´na da uzanabilir
Köşe yazarları 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili Cihan Haber Ajansı´na değerlendirmelerde bulundu. Operasyonların sürpriz olmadığını belirten Nazlı Ilıcak, Bu soruşturma bekleniyordu. Adı geçen Özkasnak, Çevik Bir gibi isimler 28 Şubat sürecinde aktif olarak rol oynamış isimlerdir. 28 Şubat emir komuta içinde gerçekleşmiş bir darbe teşebbüsü. Sıcak bir darbe olmamakla birlikte burada hedef Refah-Yol iktidarını devirmekti. Bunu başardılar. Emir komuta zinciri içinde olduğuna göre daha üst makamlara doğru bir arama kararı sorgulama kararı çıkacaktır. O dönemin iki Genelkurmay Başkanı var. Eski Genelkurmay başkanları İsmail Hakkı Karadayı ve Hüseyin Kıvrıkoğlu´na uzanma ihtimali var. Sonuç ne olur bilmiyoruz. diye konuştu.
Soruşturmayı Türkiye açısından önemli bulduğunu ifade eden Mehmet Altan ise, Türkiye açısından çok önemsiyorum. Olumlu buluyorum. Demokratikleşme açısından önemli bir hamle olduğunu geç kaldığımızı düşünüyorum. 28 Şubat´ı birebir mağduru olarak bire bir bütün detayı ile gördüm. Orada sivil siyaseti ve muazzam medya yaklaşımı var. Yargının yardımı var. Yargı sisteminin Genelkurmay´da brifing verdiği darbedir bu. ifadelerini kullandı.
Bu süreçte eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in de hesap vermesi gerektiğini düşünen Mahmut Övür ise düşüncelerini şöyle açıkladı: Türkiye geçmişteki darbelerle yüzleşmeye başladı. 12 Eylül darbecilerinin yargılanması kırılma noktası oldu. 28 Şubat süreci CHP´lilerin ´yargılayamayacaksınız´ argümanının geçerli olmadığını gösteriyor. Türkiye´de artık darbe yapanın darbesi yanına kar kalmayacak. Bunu ilk defa yaşadığımız için bu kolay olmayacak ama doğru bir yolu bulacağız. Darbeleri yapanlar mutlaka hesap verecek. 28 Şubat herkesin gözü önünde gerçekleşen çok somut pervasız bir darbeydi. Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel´in de hesap vermesi gerekiyor.
Eski MİT yöneticisi Star gazetesi yazarı Mahir Kaynak: Bunu çok olumlu karşılıyorum. 28 Şubat´ta siyasete müdahale edildi. İrtica iddiaları uydurmaydı. Bana karşı yapılan operasyon da tamamen uydurmaydı. Benim PKK´dan para aldığımı söylediler. Operasyonun sivil ayağı da yapılmalı. Çünkü olay asker ve sivillerin ortak olarak yaptıkları bir operasyondu. Askerlere dokunup sivillere dokunmamak haksızlık olur.
Habertürk yazarı Serdar Turgut: Beklenen bir şeydi. Uzun zamandır bunun zemini hazırlanıyordu. Yapılan tartışmalardan böyle bir operasyonun geleceği belliydi. Ama ben sadece askerlerle sınırlı kalacağını düşünmüyorum. Sivil kanada yönelik de bir operasyon gelecektir.
Gazeteci Mehmet Altan: Darbecilerin hukuksal olarak sigaya çekilmesi olumlu ve ileri bir adımdır. Ama 28 Şubat darbeci bir sistemin de ürünüdür. Medyanın ve siyasetin askerlerle birlikte nasıl tempo tutuğunu da unutmamak lazım. Ben yine de gecikmiş de olsa bir hamledir diyorum. Bu durumlarda ben hep Yunanistan´ı örnek veririm. 1967 darbesi ile 1974´te hesaplaştılar ve hızla demokratikleşme yolunda adımlar attılar. Bu hamlenin de geriye dönük bir arınma süreci olabilmesi için 12 Eylül´le net bir şekilde hesaplaşılabilmeli. 12 Eylül rejimi nihai olarak sona erdirilmeli. Bunun tersi durumda demokrasinin kesintiye uğraması tehlikesi her zaman var olur.
13:01 Kayasu: Darbe yapmaya heves edecekler, bir kez değil bin kez düşünmeli
2003´te 12 Eylül darbesini yapanlar hakkında iddianame hazırladıktan sonra meslekten ihraç edilen eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin, ´Bugünden sonra darbe yapmaya heves edenlerin bir kez değil bin kez düşünmeleri gerekir´ dedi. Adana Cumhuriyet Savcısı görevindeyken 12 Eylül darbesini yapanlar hakkında iddianame hazırladıktan sonra Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla 27 Şubat 2003´te meslekten ihraç edilen Kayasu, Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan aramalar ve gözaltı kararlarını AA muhabirine değerlendirdi. Arama ve gözaltı kararlarını ´gayet olumlu bir gelişme´ olarak nitelendiren Kayasu, şöyle devam etti:
´Artık bundan sonra hiç kimse darbe yapmaya heveslenemeyecek. Biliyorsunuz 28 Şubat başarılmış bir darbedir, 12 eylül de öyle... Darbe başarılmış bile olsa hiçbir şekilde bu kişiler yargı önünden kurtulamayacak. Bundan sonrası için ümit verici, bundan öncekiler için ise yapılanların hesabının verilmesi açısından yine de sevindirici bir durum. Çünkü bugüne kadar bunlar yargılanamadı.´ Yunanistan´da darbe yapanlardan yıllar önce hesap sorulduğunu hatırlatan Kayasu, ´Yani en yakın komşumuz Yunanistan 1974 yılında bütün darbecileri içeri attı, hala da içerideler, çoğu hapishanelerde öldü. Türkiye hala işte aradan 30 sene geçtikten sonra hesap soruyor, o bile kardır´ diye konuştu. Kayasu, şöyle devam etti: ´Bundan sonra benim beklentim, herkesin hukuk çizgisi içinde kaldığı, ne yargının, ne siyasetin, ne de askerin birbirlerinin alanına müdahale ettiği bir Türkiye´dir. Herkesin hukuk kuralları çerçevesinde kaldığı bir Türkiye. Dikkat edin hukuk kuralları diyorum, çünkü kanunlar hukuka aykırı olabilir. Herkesin hukuk kuralları içerisinde kaldığı bir Türkiye. Böyle bir Türkiye insanlara güven vereceği gibi ayrıca kalkınmayı da hızlandıracaktır. O bakımdan Türkiye zaten buna layık olan bir ülke. İnşallah bundan sonra Türkiye çok iyi yerlere gelecektir. Bugünden sonra darbe yapmaya heves edenlerin bir kez değil bin kez düşünmeleri gerekir.´
13:08 Şamil Tayyar: Hani 28 Şubat´ın üzerine gidilmezdi?
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, 28 Şubat operasyonlarına ilişkin twitter´daki sayfasından çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tayyar, Hani 28 Şubat´ın üzerine gidilmezdi? Hödükler. Bakalım şimdi ne yapacaksınız? Hödüklere kapak olsun dedi. 28 Şubat´ın silahlı kuvvetlerin başlattığı, silahsız kuvvetlerin sonuçlandırdığı bir süreç olduğunu söyleyen Tayyar, Apoletliler tamam, ya apoletsizler? diye sordu.
-28 Şubat darbesinin komutanlarını tanıyalım-
ÇEVİK BİR (DÖNEMİN GENELKURMAY 2. BAŞKANI): 28 Şubat post-modern darbesinin en önemli komutanları arasında Çevik Bir ön plana çıkıyor. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde olan Bir´in, bu süreçte yargıya Genelkurmay Başkanı adına talimatlar gönderdiği, ordu içinde faaliyet gösteren ´Batı Çalışma Grubu´nun başında olduğu iddia ediliyordu. Bir, daha sonra 1. Ordu Komutanlığı´na atandı. 28 Şubat´ın akıllara kazınan sözlerinden biri Çevik Bir´e aitti. Bir, Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu´nun ´Bin yıl sürer? dediği 28 Şubat sürecinde tankların Sincan´dan geçmesini Demokrasiye balans ayarı yaptık şeklinde değerlendirmişti.
İSMAİL HAKKI KARADAYI (DÖNEMİN GENELKURMAY BAŞKANI): 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, bu göreve 30 Ağustos 1994´te gelmişti. 28 Şubat post-modern darbesi olduktan sonra Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´nın dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´le işbirliği yaparak, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir´in planladığı iddia edilen askeri darbeyi engellediği iddia edilmişti. Yine basında yer alan ses kasetlerinde 2007 yılında İsmail Hakkı Karadayı´nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu´yu etkileyerek demokratik süreci engellediği savunulmuştu. 30 Ağustos 1998´de yaş haddinden Genelkurmay Başkanlığı´ndan ayrılan İsmail Hakkı Karadayı, Encümen-i Danış üyesi. 1932 Çankırı doğumlu olan İsmail Hakkı Karadayı, 1951 yılında Kara Harp Okulu´nda, 1953´te Uçaksavar Okulu´nda mezun oldu. Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 1994´te Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturmadan önce bir yıl Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptı.
EROL ÖZKASNAK (DÖNEMİN GENELKURMAY GENEL SEKRETERİ): Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri. 2000 yılında kadro yetersizliğinden emekli olana dek 28 Şubat konuşmalarında sürekli adı geçti. Özkasnak, Post-modern darbe olmasaydı, 1999 seçimlerinde bu netice alınamazdı sözleriyle de gündeme gelmiş, bir komutanın 28 Şubat´a post-modern olarak tanımladığının altı çizilmiş ve Özkasnak da bu tanımı doğrulamıştı. Özkasnak ayrıca, 28 Şubat bir kriz yönetimidir. Kriz yönetiminin amacı; savaş veya bir çatışmaya girmeden isteklerinizi karşı tarafa kabul ettirmektir. Bu amaç hasıl oldu, yani kriz yönetimi başarı ile idare edildi demişti.
GÜVEN ERKAYA (DÖNEMİN DENİZ KUVVETLER KOMUTANI): Oramiral Güven Erkaya, 28 Şubat döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini yürütüyordu. Güven Erkaya, 1996 Ağustos ayında yapılan MGK toplantısında, Aşırı dinci akımların devletin geleceği konusunda tehlike oluşturduğunu düşünüyorum. Ve bunun üzerinde görüşme açılmasını istiyorum diyerek 28 Şubat geleceğinin ilk işaretlerini vermişti. Güven Erkaya, bu isteğini Aralık 1996 MGK toplantısında yine gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bu isteğe cevap vermedi. Erkaya, Ocak 1997´deki toplantıda, Görüyorum ki MGK gündeminde bu konu hala yok. İzninizle bir hususu vurgulamak istiyorum. Aşırı dinci akımlar bugün Türkiye´nin en önemli ve birinci öncelikli sorunu haline gelmiştir dedi. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya´nın bu talebi 28 Şubat 1997´de MGK´nın gündemine alındı. 1938 yılında Manisa´nın Salihli ilçesinde doğan Güven Erkaya, 1959´da Harp Okulu´ndan asteğmen olarak mezun oldu. Güven Erkaya 1988-1992 yılları arasında koramiral, 1992-1997 yılları arasında oramiral rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri´nde hizmet gördü. Güven Erkaya 24 Haziran 2000 yılında kanserden hayatını kaybetti.
ABDULLAH KILIÇARSLAN: Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, dönemin komuta kademesine yer alan bir isim. 2003´te yapıldığı iddia edilen ´Balyoz´ semineriyle de gündeme gelmişti. O dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik ve Tetkik Kurulu Daire Başkanı olarak görev yapan Kılıçarslan, 2003 yılında 11 Türk askerinin başına ABD askerlerince çuval geçirilen ´Süleymaniye Baskını´ sırasında Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısıydı. Kılıçarslan, MHP´den milletvekili adaylığıyla da gündeme gelmişti.
13:19 Savcı Bilgili: Gözaltı kararı çıkarılan 31 isme de ulaşıldı, tüm isimler Ankara´ya götürülecek
Soruşturmayı ve operasyonları yürüten Akara Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltı kararı çıkarılan kişilerle ilgili bir açıklama yaptı. Gözaltı kararı çıkarılan 31 isme de ulaşıldı. Tüm isimler Ankara´ya götürülecek diyen Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili isimleri de açıkladı. Soruşturma kapsamında gözaltı kararı çıkarılan 31 kişinin kimlikleri şöyle:
´Ankara´da emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, emekli Kurmay Albaylar Hüsnü Dağ, Arslan Daştan, Oğuz Kalelioğlu, Sezai Kürşatökte, Ahmet Nazmi Solmaz; emekli Kıdemli Albaylar Serdar Çelebi, İbrahim Selman Yazıcı, emekli Albaylar Mustafa Kemal Savcı, Ziya Batur, Ruşen Bozkurt, Mehmet Şinasi Çalış, Aburrahman Yavuz Gürcüoğlu, İsrafil Aydın, Yahya Cem Özarslan; emekli binbaşı Ahmet Aka; emekli Başçavuş Hamza Özaltun İstanbul´da emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli Tuğgeneraller İdris Koralp, Ünal Akbulut; emekli albaylar Yüksel Sönmez, Eser Şahan, Cengiz Çetinkaya; emekli Binbaşı Salih Eryiğit; emekli yüzbaşılar Orhan Nalcıoğlu, Mustafa Babacan; emekli Başçavuş Necdet Batıran, Aydın Karaşahin. Çanakkale´de emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci; Niğde´de emekli Kıdemli Albay Ümit Şahintürk; Eskişehir´de emekli Albay Alican Türk.´
13:23 HSYK: 28 Şubat´ta brifing alan yargı üyelerine soruşturma yok
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici ile HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur basın mensuplarının soruları yanıtladılar.
HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, ´28 Şubat sürecinde Genelkurmay´da brifing alan hakim ve savcılarla ilgili resen bir inceleme başlatacak mısınız?´ sorusuna şu yanıtı verdi: ´Hakim, savcılarla ilgili böyle bir düşüncemiz yok. Gelişmeleri izleyelim bakalım. Yani brifing almaya giden hakim ve savcılar hakkında soruşturma yapmayı düşünmüyoruz, ama gelişmeleri değerlendireceğiz. Varsayım üzerine bir şeyler söylemek çok doğru değil. Brifingde ne söylenmiş de hakim ve savcılar bundan etkilenmiş.´
HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur da aynı yöndeki soru üzerine, o dönemde çok tartışılan bu brifingin Adalet Bakanlığı ile dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu arasında da tartışmalara neden olduğunu belirterek, ´O dönemde Sayın Bakan, brifingle ilgili hakim ve savcılara izin vermediğine ilişkin bir yazı göndermişti. Ancak bu konu HSYK´nın gündemine gelmiş ve kurul ´Bu konu Adalet Bakanının izin vereceği hallerden değildir, dolayısıyla gidebilirler´ demişti´ diye konuştu. Geçmişte yapılan işlemleri yok sayamayacaklarını ve devlette devamlılığın esas olduğunu ifade eden Okur, ´Bu husus dönemin HSYK´sında konuşulmuş, tartışılmış, herhangi bir sorun olmadığı kanaatine varılmış. Dolayısıyla tekrar ´Haydi gelin bakalım, yeniden buna bakalım´ demek düşünülemez, ama somut olarak bir şikayet gelir ve ´şu, şunu yapmıştır´ diye önümüze delil koyarlarsa o ayrıca değerlendirilir. Ama bunun dışında ´O dönemin hakim ve savcılarıyla ilgili inceleme yapalım´ demek düşünülemez´ dedi.
13:34 Emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci´nin evinde arama
Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan emekli Hava Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci´nin Çanakkale´deki evinde arama başladı. Özel bir iş merkezinde çalışan Yelkenci´nin, aramayı duyar duymaz evine gittiği öğrenildi. Daha sonra binaya polis ekipleri ve Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Terör Şube Müdürü de geldi. Evde arama başladığı sırada Yelkenci´nin eşi, yanında bir arkadaşıyla taksiyle gelerek dairesine çıktı. Evde arama devam ederken komşuları, dışarıda bekleyen gazetecileri merakla seyretti.
13:34 Emekli Albay Cengiz Çetinkaya´nın evinde arama
Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Emekli Albay Cengiz Çetinkaya´nın evinde arama yapılıyor. Sabah saatlerinde 9 kişilik polis ekibi Çetinkaya´nın Kadıköy´deki evine geldi. Evde arama yapan polisler, 28 Şubat dönemine ait belge ve bulgu aradı. Aramaların bir süre daha devam edeceği öğrenildi.
-28 Şubat´ta ne olmuştu-
28 Şubat 1997´de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreçte Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar alınmıştı. 28 Şubat´ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye´de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. 28 Şubat 1997´deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, ´8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli´ gibi daha sonra çok tartışılacak kararlar alındı.
MGK toplantısından bir hafta sonra, 4 Mart´ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. Ancak baskılar nedeniyle 13 Mart´ta imzalamak zorunda kaldı. 21 Mayıs´ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ´Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini´ söyleyerek, RP´nin kapatılması için dava açtı. 10 Haziran´da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı´na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi. 18 Haziran´da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. 19 Haziran´da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller´e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz´a verdi. 30 Haziran´da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Özkan´la birlikte ANASOL-D Hükümeti´ni kurdu.
-Adalet Platformu suç duyurusu yapmıştı-
Adalet Platformu, Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Avukat Yunus Akyol, Genç Siviller, Mazlum-Der, Özgür-Der, İnsan Hakları Derneği, Hukukçular Derneği, Adaleti Savunanlar Derneği gibi sivil toplum örgütü ve kişiler tarafından çok sayıda suç duyurusu yapılmıştı. Adalet Platformu, 28 Şubat 2011 tarihinde 28 Şubat 1997 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri için suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim edilen suç duyurusunda, bu darbelerde etkin rol alan kişilerin isimleri belirtiliyor ve bu kişiler ile sorumlu diğer tüm kişilerin cezalandırılması talep ediliyordu. Platform sözcüsü Adem Çevik´in savcılığa teslim ettiği ve olayın gerçekleştiği yer olması itibarıyla Ankara savcılığına aktarılan suç duyurusu dilekçesinde, ayrıntılı olarak belirtilen iddialardan dolayı ilgililere Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanması, kamu davası açılması talep ediliyordu:
Şüphelilerden Her Türkiye vatandaşı gibi bende bizzat manevi ve maddi zarar gördüm. 12 Yaş öncesine Kuran eğitim yasağı konulduğundan oğluma Kur´an öğretemedim. Kızımı İmam-Hatipe Gönderemedim... Tüm ailem müslüman olduğundan islama irtica denilmesi ve başörtülü olmak suçtur ayrımcılığı bana ve insanlığa karşı suçtur... Şüphelilerin cezalandırılması için kamu davası açılması ve tüm darbecilerin malvarlıklarına el konularak hazineye aktarılması, tüm darbecilerin ve destek verenlerin kamu kurum-kuruluşlarına-cadde ve sokaklara verilen isimlerinin de acilen silinmesini hukuki zorunluluktur. Darbeci isimleri kullananlara da darbeyi-suçu-suçluyu övme suçu ve suça iştirakden ve islama irtica dedikleri için islama-müslümanlara hakaretten de işlem yapılmasını, TSK ve Yargı mensuplarının da içinde bulunduğu CUNTAcılarla 27mayıs-12mart cuntacıları, 28şubat-27nisan muhtıracıları ve Ergenekon-Balyoz-Kafes-İrtica-Susurluk-pkk-kck-bçg-gladio vb. Çetelerle organik-inorganik bağlantılarının araştırılmasını özellikle insanlığa karşı suç işlenmesinden dolayı TCK 77. maddeye göre de cezalandırılmalarını arz ve talep ederiz.
14:26 Bülent Orakoğlu: 28 Şubat, Balyoz ve diğer darbe girişimlerine örnek oldu
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat´ın Balyoz başta olmak üzere diğer darbe girişim süreçlerine örnek olduğunu söyledi. 28 Şubat soruşturmasının ´rövanşizm´ düşüncesiyle yapıldığı iddialarının bir psikolojik harekat olduğunu savunan Orakoğlu, Bir takım darbeci medya unsurları, hesap vermemek için bu işe dört elle sarıldı. dedi.Orakoğlu, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin Cihan Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. Türkiye´nin bütün darbe süreçleriyle hesaplaşmayı 12 Eylül 2010 referandumu ile başlattığını dile getiren Orakoğlu, yakın dönemde birçok darbe girişimiyle ilgili çalışmaların yapıldığını söyledi. Türkiye´de yakın tarihin gerçekleşmiş en önemli darbelerinden bir tanesinin 28 Şubat süreci olduğuna dikkat çeken Orakoğlu, olayın asker ve sivil unsurların ortada bulunduğunu ifade etti.
Bu işte görev aldıklarının yargı süreciyle ortaya çıkacağını ifade eden Orakoğlu, 28 Şubat süreci şöyle önem arzediyor; bu sürecin ortaya çıkarılması gerekiyor ki bir daha Türkiye darbe süreçleriyle karşılaşmasın. Balyoz ve diğer darbe süreçlerinin hepsi, İrticayla Mücadele Planı, 28 Şubat sürecindeki Batı Çalışma Grubu ilgili örnek alındığı gözüküyor. dedi.
28 Şubat´ın ülke ekonomisine, yargının siyasallaşmasına, ülkenin dış stratejilerine ve dünyadaki saygınlığına gölge düşüren bir süreç olduğunu vurgulayan Orakoğlu, inanılmayacak kadar çok ciddi zararlar verdiğini ifade etti. O dönem Türkiye´nin milli manevi değerlerinin suç kabul edildiğini anlatan Orakoğlu, soruşturmanın ülkeye hayırlı olmasını dilediğini söyledi.
Operasyonun Batı Çalışma Grubu çerçevesinde alınmış gibi gözüktüğünü dile getiren Orakoğlu, soruşturmanın sivil unsurlara kayacağını düşündüğünü söyledi. 28 Şubat sürecinde büyük bir soygun yapıldığının altını çizen Orakoğlu, bazı üst düzey askeri personelin bazı ülkelerle yapmış olduğu bir takım alım ve satımların bulunduğunu belirtti.
Sürecin dış bağlantılarının da irdelenmesi gerektiğini anlatan Orakoğlu, Çok ciddi bir süreç. İş dünyası, yargı, medya ayağı var. Başta o dönemin Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasi ayağı var. Allah hepimize yardım etsin. Ama bu süreci ülkenin milletin yararına düşünüyorum.
Başbakanın bu sürece destek vereceğini daha önceki açıklamalarından anlaşıldığını dile getiren Orakoğlu, bu sürecin büyüyeceğini söyledi. Rövanş meselesine de değinen Orakoğlu, şöyle devam etti: Rövanşizm meselesi, bir psikolojik hareket olarak devreye sokuldu. Bir takım darbeci medya unsurları, hesap vermemek için bu işe dört elle sarıldı. Rövanşizm meselesini kimin çıkardığı da soruşturmayla çıkar.
İsrail´den 17 milyar dolar geldiğine yönelik iddialar bulunduğunu ancak emniyet istihbarat olarak kendilerinin böyle bir bilgiye ulaşmadığını dile getiren Orakoğlu, birçok iddia olduğunu ve bunların ciddi araştırılması gerektiğini ifade etti. 28 Şubat´ta Türkiye´ye yapılacak psikolojik hareketleri önlemeden sorumlu ilgili birimlerin ciddi anlamda Türk milletine psikolojik hareket yaptıklarına dikkat çeken Orakoğlu, darbenin haklılığını, meşruiyetini ispatlamaya çalışacak psikolojik hareketler uygulandığını ifade etti.
Soruşturmanın dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´e ulaşıp ulaşmayacağına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Orakoğlu, Cumhurbaşkanlarının sadece vatana ihanetten yargılandığını belirterek, Demirel zaten kamuoyu vicdanında mahkum olmuş durumda. Bu işin içinde kim varsa üzerine gidilmesi ve hatta bu süreçlerden ders alınarak bazı mevzuatların, kanunların yeni Anayasa ile değiştirilmesi gerekiyor. dedi.
14:30 İdris Koralp gözaltına alındı
Emekli Tuğgeneral İdris Koralp Bakırköy´deki evinde gözaltına alındı.Sabah saatlerinde Bakırköy Yeşilyurt Mahallesi´ndeki evinde arama yapılan Emekli Tuğgeneral İdris Koralp gözaltına alındı. Polis aracına bindirilen Koralp sağlık kontrolünün ardından Atatürk Havalimanı´na götürülerek, Ankara´ya gönderilecek.
14:38 Erol Özkasnak, evinin önüne jandarma çağırdı
Operasyon kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılanlardan Erol Özkasnak, Muğla´nın Bodrum ilçesine bağlı Yalıkavak beldesindeki evine jandarma çağırdı. Gazetecileri engellemek amacıyla Gümüşkaya Jandarma Karakolu´na telefon eden Özkasnak´ın evinin önünde, şu anda iki jandarma bekliyor.
14:48 Arınç: Yargı çok özenli olmalı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise gözaltılarla ilgili gazetecilerin sorularını cevapladı: Süreci hepimiz özenle takip etmeliyiz. Meclis´te bütün partilerin iştirakiyle darbeleri araştırma komisyonu kuruldu. Türkiye darbelerle yüzleşiyor. Artık darbe dönemlerinin geride kaldığına hepimiz şahidiz. Yargı bu süreçte çok özenli olmalıdır. Özellikle gözaltı sürecinde vatandaşlarımızın bazı keyfiliklerle karşılaşmaktadırlar. Vicdanları kanatacak olaylarla karşılaşmamalıyız. Arınç, CHP lideri Kılıçdaroğlu´na da tepki gösterdi: Adalet başka şeydir merhamet başka şeydir. Ben avukatken bunu öğrenmiştim. Sanırım Kılıçdaroğlu operasyonlardan üzüntü duyuyor. Çünkü o dönemde kendisi genel başkan değildi. Deniz Baykal bu dönemi en alkışlayan kişilerdendir. Refah-yolunun devrilmesini istiyordu. Kılıçdaroğlu bu açıklamayı, operasyonu küçümsemek için yapmıştır.
14:54 Gözaltına alınanlar sağlık kontrolünden geçiriliyor
Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği tarafından yürütülen 28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan zanlılardan bazıları sağlık kontrolü için Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi´ne getirildi. Zanlının hastaneye getirilmesi sırasında yoğun güvenlik tedbiri alındı. Zanlılardan birinin hastaneden ayrılırken, Adalete güveniyoruz. dediği duyuldu.
15:03 Tümgeneral Şahintürk´ün evinde arama
Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan emekli Tümgeneral Ümit Şahintürk´ün Niğde´nin Altunhisar ilçesinde elma bahçesi içindeki evinde arama yapılıyor. Şahintürk´ün, Altunhisar ilçesi İstiklal Caddesi Kızılyel Kümeevler´deki evine gelen ekipler, evde kimsenin bulunmaması üzerine çilingir yardımıyla kapıyı açtı.
15:40 Evi aranan Albay Türk, psikolojik harekat konusunda uzmanmış
Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan emekli Albay Alican Türk´ün Eskişehir´deki evindeki arama 7,5 saattir sürüyor. Türk´ün Özel Kuvvetler´den emekli olduğu, terör ve faili meçhuller konusunda iki kitabının bulunduğu öğrenildi.Alican Türk´ün, Tepebaşı Batıkent Mahallesi Çay Sokak Çamlıevler Sitesi´ndeki evine gelen polisler, cumhuriyet savcısı nezaretinde arama çalışmalarına başladı. Yaklaşık 7,5 saattir süren aramada Türk´ün evindeki dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar ile göreve başladığı günden bu yana biriktirdiği evrakları polis ve savcı tarafından tek tek inceleniyor. Türk´ün evindeki aramaların her anının polis kamerası tarafından kayda alındığı kaydedildi.
Özel Kuvvetler´den albay rütbesi ile emekli olan Türk´ün aynı zamanda sosyolog olduğu öğrenildi. Biri Doğu ve Güneydoğu´da Faili Meçhul Cinayetler ve Gerçekleri olmak üzere terör konusunda yazılmış iki kitabı bulunan Türk´ün aynı zamanda Ankara başta olmak üzere çeşitli illerde kitapları için imza törenleri düzenlediği öğrenildi. Türk´ün son olarak nisan ayının başında Ankara Ulus´taki Atatürk Kültür Merkezi´nde ´Doğu ve Güneydoğu´da Faili meçhul Cinayetler ve Gerçekleri´ isimli kitabının imza törenine katıldığı kaydedildi.
Psikolojik harekat konusunda uzman olan Türk´ün, Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda uzun süre sosyolog subay olarak görev yaptığı, bu birimde görev yapan askerlere ´Halkla nasıl iletişim kurulur? ´Terör örgütünün propagandası nasıl önlenir´ ve ´Halkın güveni nasıl kazanılır? gibi başlıklar altında dersler verdiği öğrenildi.
16:10 Savcılıktan açıklama: Darbe suçu soruşturuluyor
Operasyonlarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan bir açıklama daha geldi. Açıklamada Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği´nin, 28 Şubat soruşturmasını, ´Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek´ suçundan yürüttüğü bildirildi.
16:26 Savcılık: 3 gözaltı yapılamadı, şahıslar yurtdışında
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: 31 adreste arama yapılıyor, 31 gözaltı kararı var. 3 kişi yurtdışında olduğu için gözaltı işlemi yapılamadı. 2 şüphelinin avukat olması nedeniyle savcının nezaretinde arama yapılıyor. Gözaltındakilerin cumartesi günü adliyeye getirilmesi bekleniyor.
(12 Nisan 2012, 10:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
Flaş!!! YÖK´e 28 Şubat operasyonu
28 Şubat: 4 memur sorgulandı
28 Şubat yargısına inceleme
Flaş!!! 28 Şubat´a soruşturma