Balyoz davasını savcılığa teslim ettiği 1 valiz dolusu belge cd ve ses kaydıyla başlatan Taraf muhabiri Mehmet Baransu, yazı dizisinde Balyoz delillerinin sahte olduğu iddialarına tek tek cevap veriyor. Geçtiğimiz günlerde ABD´de bir firmaya teknik inceleme yaptıran Balyoz sanıklarının yakınları delillerin sahte olduğunu, 2003 tarihli Balyoz darbe planına ait bilgilerin yer aldığı cd´lerde 2003 sonrasına ait bilgilerin de bulunduğunu, bunun da cd´lerde oynama yapıldığına, yani sahte olduğuna dair delil olduğunu ileri sürmüşlerdi.
26.03.2012 16:35 Mehmet Baransu (Taraf): Balyoz ve gerçekler (1).. Balyoz Darbe Planı´yla ilgili son günlerde avukatların Amerika´dan aldığı bir rapor tartışılmaya başlandı. Rapora göre, Balyoz belgeleriyle ilgili bazı CD´lerin içeriğindeki belgelerin oluşturulma tarihi 2003 sonrasıydı ve ?belgelerin sahte olduğu kanıtlanmıştı?. İddia buydu ve Balyoz belgelerinin içeriğini hiç görmeyen, görmek istemeyen medyadaki bazı kalemler, bu rapor üzerine yazı yazıp, yorum yapmaya başladılar.
Öncelikle şu notu düşerek yazıma başlayayım. Balyoz Darbe Planı´nı ortaya çıkaran gazeteci olarak, yargılamanın devam ettiği bu süreçte sessiz kalmayı tercih ettim. Çünkü olayı ortaya çıkaran gazeteciydim ve davanın bir tarafı gibi görünmek istemiyordum. Yaptığım, 2003 yılında yapılan bir darbe planını, tüm belgeleriyle haberleştirmek ve kamuoyuna yansıtmaktan ibaretti. Davanın bir tarafı değildim.
Haberim üzerine herkesin bildiği gibi savcılık bir soruşturma açmış, belgeleri gazeteden istemiş ve ardından da konuyla ilgili bir iddianame hazırlamıştı. Hazırlanan iddianame de mahkeme tarafından kabul edilmişti. Bir süre sonra da Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesi´nde yapılan bir aramada, savcılar karoların altına saklanan çuvallar dolusu belgeyi yakalamış ve bu çuvallar içerisinde Balyoz Darbe Planı´yla ilgili yeni ve eski belgeler ortaya çıkarılmıştı.
Olayın ilk gününden itibaren, davanın bir tarafı olmadığım hassasiyetini göstermeme rağmen ortaya çıkan raporlar ve bazı gazetecilerin Balyoz Darbe Planı´nı okumadan yaptıkları yorumlar, yargılama sürerken konuyla ilgili yazı yazmama neden oldu. Yazdıklarım ve yazacaklarımla ?Adil yargılamayı etkileme? kastımın olmadığını öncelikle belirteyim. Bu notu düşerek ?Balyoz ve gerçekler? başlıklı yazılarıma başlayayım.
Bugün konuya kısa bir giriş yapacağım. Yarından itibaren de her gün bu köşede konuyla ilgili iddialara, yapılan çarpıtmalara cevap vereceğim. Balyoz belgeleriyle ilgili en kritik nokta, fişleme belgeleri ve ek planlarındaki bazı bölümlerin nasıl olup da 2003 sonrası bir tarihe ait olduğu sorusu. Bu konuyla ilgili daha önce bir yazı kaleme almıştım. Bu belgelerin bir bölümünün ?güncellendiğini? belirtmiştim.
Balyoz Darbe Planı çok sayıda belgeden oluşuyor. Sadece fişleme belgelerinin sayısı binlerce. Ses kayıtları, el yazıları, fişleme notları, power point´ler ve daha fazlası yüz binlerce belgeden ibaret. Tartışmaya açılan notların sayısı ise asıl planların eklerinde yer alan yaklaşık yüz ayrı konu. Hastane, sokak vb. gibi isimlerin güncellenmesi gibi.
Öncelikle ?güncellemeden? kastımın ne olduğunu açıklayayım. ?Güncelleme? tabiri bana ait değil. Tamamen Balyoz Darbe Planı içerisinde yer alan bazı askerlerin itirafları. Balyoz ses kayıtlarında ve alınan bazı ifadelerde belgelerin zamanla ?güncellendiği? itiraf ediliyor. Planlar ve fişleme belgeleri zaman içerisinde ?güncellenerek?, Kozmik Oda´da tutulmuş. Ya da eski listeler güncellenerek ?merkeze? gönderilmiş. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için yarın güncellemeyle ilgili ?itiraflardan? bir bölümüne yer vereceğim.
Balyoz Darbe Planı´nın yapıldığı toplantıda üç isme daha önce dikkat çekmiştim. Bu isimlerden biri 2003 yılında 3. Kolordu Komutanı olarak darbe toplantısına katılan ve burada bir de sunum yapan Korgeneral Ergin Saygun. Saygun, 2005 yılında Orgeneralliğe terfi etti. 2006-2008 yılları arasında da Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde bulundu. Bir yıl sonra da 1. Ordu Komutanlığı´na atanarak, 2009 yılı ağustos ayında emekliye sevk edildi. Dikkat çektiğim bir diğer isim ise Süha Tanyeri´ydi. Balyoz Darbe Planı´nın yapıldığı dönemde Kurmay Albay rütbesiyle 1. Ordu Komutanlığı Harekât Başkanı olarak görev yapıyordu. Balyoz´un ?beyni? olarak, tüm planları organize etmişti. 1980 darbesindeki Bayrak Harekât Planı´nı arşivlerden indirip, el yazısıyla güncelleyen de kendisiydi. Bir diğer isim ise Bertan Nogaylaroğlu´ydu.
Her üç ismin de 2007 yılında yolları Amerika´da kesişti. 2007 haziran ayında Hudson Enstitüsü´nde yapılan bir toplantı, bu üç ismi kamuoyunun gündemine taşıdı. Toplantıya katılan isimler Tuğgeneral rütbesiyle Süha Tanyeri ve Bertan Nogaylaroğlu´ydu. Burada dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu´ya suikast, Taksim´de bomba patlatılması gibi korkunç planlar konuşulmuştu. Bu toplantı da tıpkı Balyoz gibi o günlerde ?jenerik? diyerek geçiştirilmeye çalışılmıştı. Ergin Saygun da 367 krizi öncesi özellikle Amerika´da ?darbe yapılması halinde?, okyanus ötesinde nabız yokluyordu.
Bu toplantıdan önce de Hudson Enstitüsü uzmanlarından Zeyno Baran, Newsweek dergisine yazdığı bir makalede ?2007 yılında Türkiye´de darbe olma ihtimalinin yüzde 50? olduğunu yazdı. Kilit cümle ?darbe olma ihtimali? ve ?ordu içerisinde bir grubun 2006 yılı sonrası bir darbe girişiminde bulunabileceğinin? kamuoyuna açıklanmasıydı. Bu bir anlamda itiraf da demekti. Zeyno Baran isim vermeden haber kaynağının bir subay olduğunu belirtse de, bugün herkes haber kaynağının Ergin Saygun olduğunu biliyor.
2003 yılında Balyoz Darbe Planı içerisinde bulunan bu üç kilit isimden Ergin Saygun, 2006 yılı ağustos ayında Genelkurmay 2. Başkanlığı görevine getirildi. Yaşar Büyükanıt´ın yardımcısı olarak bu görevde iki yıl kaldı. 367 krizi, Cumhurbaşkanlığı tartışması, Taraf´ın ortaya çıkardığı Lahika Darbe Planı´nda, Karargâh´ın göbeğindeki isimdi. Balyoz Darbe Planı´nda Harekât Başkanı olarak Albay rütbesiyle görev yapan Süha Tanyeri de daha sonra Tuğgeneralliğe terfi ederek, 2005-2008 yılları arasında Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi (SAREM) Başkanlığı görevinde bulundu.
İşte bugün çok tartışılan bazı listeler, o günlerde bu üç isim tarafından arşivlerden tıpkı Bayrak Planı´nda olduğu gibi 2003 yılında indirilmiş, 2006 sonrası ?ihtimal? olarak değerlendirilen darbe planları için ?güncellenmişti?.
Bu listelerin nasıl güncellendiği, bu güncellemelerin ortaya çıkmasıyla Saygun´un bilgisayarlarını neden yaktığı, Lahika´nın darbe planı olarak değerlendirilip, 2007 yılında bu ve benzeri belgelerin kim tarafından nasıl imha edildiğiyle ilgili yazışmalar, güncelleme itirafları ve diğer iddialara ilişkin yazıma yarın devam edeceğim. Başta da belirttiğim gibi konunun anlaşılabilmesi için, bugün iddialarla ilgili küçük bir giriş yaptım. Detaylı açıklamaları ve Balyoz ve gerçekleri anlamak için 2007-2008 yılında yaşanan bazı olayları yarın sizlerle paylaşacağım. ( Mehmet Baransu / Taraf)
ASKERİ SAVCIDAN BALYOZ İTİRAFI
27 Mart 2012 15:19 Taraf´tan Mehmet Baransu,Balyoz belgeleriyle ilgili bazı CD´lerin içeriğindeki belgelerin oluşturulma tarihi 2003 sonrası ve belgeler sahte... iddialarını yanıtlamaya devam ediyor. Dün başlattığı yazı dizisinde belgelerdeki ´güncelleme´ye dikkat çeken Baransu, bugün de köşesinde ilgili ses kayıtlarına yer verdi. İşte Baransu´nun tespitleri:
Balyoz ve gerçekler (2)
Balyoz ve gerçekler yazımıza kaldığımız yerden devam edelim... Dün, CD´lerin içeriğindeki bazı dosyaların zaman çelişkilerini yazmış, çelişkinin nedeninin ?güncelleme?, bu iddianın da askerlere ait olduğunu belirtmiştim. Balyoz darbe planına 2003 yılında katılan ve ardından da orduda yükselen üç isme de dikkat çekmiştim; Ergin Saygun, Süha Tanyeri ve Bertan Nogaylaroğlu. Bu üç ismin ortak noktası, 2007 ve sonrası Türkiye´de darbe iddialarının konuşulduğu günlerde, tartışmanın odağında bulunmalarıydı.
Zeyno Baran´ın da dediği gibi Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir grup, eski alışkanlıklarını bırakmamış ve hükümeti zor durumda bırakmak için bazı girişimlerde bulunmuştu. Yine birtakım planlar yapılmaya, arşivler güncellenmeye başlanmıştı.
Balyoz Darbe Planı´nın hazırlandığı dönemde 3. Kolordu Komutanı olan Orgeneral Ergin Saygun da bu dönemde önce Genelkurmay 2. Başkanlığı ardından 1. Ordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. Adı, 367 krizinde, Lahika Darbe Planı´nda geçti. Müdahale olması durumunda Amerika´da bazı temaslarda bulunduğu da hep konuşuldu.
Tıpkı Balyoz Planı´nda, 12 Eylül Bayrak Harekât Planı´nın arşivlerden indirilip, güncellenmesi gibi, 2003 yılında katıldığı seminer kayıtlarının da güncellendiği iddia edildi. İddianın sahibi ise hem İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın orijinalini savcılığa gönderen meçhul subay hem de Balyoz Darbe Planı soruşturmasını yürüten Askerî Savcı Bülent Münger´di. Bugün sizlerle güncellemeyle ilgili hem seminer kayıtlarını hem de 2007 yılında imha edilen bazı belgelerle ilgili bilgileri paylaşacaktım. Ancak, yerim olmadığı ve paylaşacağım ses kaydı uzun olduğu için, tek bir örnek vererek, diğer konuları yarın ve sonrasına bırakacağım. Balyoz belgelerinin tümünü gören ve soruşturma yapan Askerî Savcı´nın anlatımlarıyla, güncelleme konusuna girelim.
Bülent Münger, Balyoz Darbe Planı´nı gazetede yazdığımız dönemde 1. Ordu Komutanlığı´nda Başsavcı olarak görev yapıyordu. Tıpkı sivil savcılar gibi Münger de Askerî Savcılığın başlatmış olduğu soruşturma kapsamında Taraf´tan Balyoz Darbe Planları´yla ilgili CD ve DVD´leri istedi. Ahmet Altan ve benim de ifademe başvurdu. Münger´e CD ve DVD´leri teslim ettik ve soruşturma genişletildi.
Soruşturma kapsamında belgeleri incelemek üzere bir bilirkişi görevlendirildi. Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan yazdığı raporda seminer adı altında yapılan toplantıda, sınırın aşıldığıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Seminerde gerçek isimlerin, yerlerin, siyasetçilerin adlarının kullanılmasının teamüllere aykırı olduğunu belirtti. Bu rapora ve belgelere rağmen soruşturmasını tamamlayan Münger, ilginç bir şekilde dosyayı kapattı.
Ancak daha sonra Savcı Bülent Münger ve üç askerî hukukçunun internete ses kaydı düştü. Balyoz belgelerinin konuşulduğu toplantıda Münger ve arkadaşları ?güncelleme? başta olmak üzere, çarpıcı itiraflarda bulunuyorlardı. Ses kaydının internete düştüğü gün, Münger´le telefonda görüşmüştüm. O gün kaydı yalanlamıştı. Ancak 3. Balyoz iddianamesinde, sivil savcıların Münger´in ifadesini aldıkları ortaya çıktı. Askerî savcı ses kaydını doğruladığı gibi kayıt mahkemeye de sunulmuştu.
Yazışmalar-emirler darbenin delili
Sonradan kabul edilen ses kaydında özetle şunlar konuşulmuştu: ?Normal plan semineri yapıyorsan, bu zaten eğitim planı içerisindedir. Gizli saklı olmaz. 1. Ordu ve Kolordular arası yazışmalar ve emirler darbe planlandığının delili. Sivil savcılar literatürü bilmediği için daha anlayamadılar. Her şey ellerinin altında ama askeri yazışma usullerini bilmedikleri için anormalliği fark edemiyorlar. ...Emirler taranmış vaziyette. CD´nin içinde. Bütün o emirler var ya, mesaj emirleri. Komutanlık emirleri. Taranmış vaziyette. Savcılar tarafsız askeri bilirkişilerle çalışabilse, ellerindeki mesaj emirlerinden darbe hazırlığını hemen ispatlarlar. Balyoz CD´lerinde var bunlar. Onlar fark edemedi. Askerlikten anlamıyorlar.?
Planları güncelleyip saklıyorlar
?Süha Tanyeri, 12 Eylül planlarını diğer plan subaylarının haberi olmadan arşivden kendisinin çıkarttığını itiraf etti. Plan subayı bilmiyor. Süha Tanyeri söylüyor bunu. Ben size bir şey söyleyeyim mi. Daha bu Iceberg´in görünen yüzü. Bir gün lazım olur diye, güncelleyip kullanabilmek için evrakları sürekli saklıyorlar. Hala o belgeler saklanıyor. Lazım olur diye. Bilgisayar MEBSS sorumlusu, evinde, bütün buradaki bilgileri evine aktarıyor. Emekli olurken veya buradaki bilgileri götürmüş.
Birol anlatmıştı. Ergin Saygun (2008-2009 yılı kastediliyor. Saygun 1. Ordu Komutanı) unutmuş ya. Hizmete özel bilgisayarını buradan almış. Evine götürmüş. Bütün planlar bilgisayarda yüklü. İnternete takmış. Ona da virüs girmiş mi. Tutuştu diyor Birol Yarbay. Düşün 1. Ordu´nun tüm gizli planları şeyde, adamın bilgisayarında. Adam evinden internete giriyor. İnternete virüs giriyor. Tutuşuyor. Bütün 1. Ordu´nun gizli planları biranda internet ortamında. Apar topar gecenin bir yarısı Birol gidiyor buradan. Müdahale ediyor. Panik. Sabaha kadar uğraştım diyor. Hayır, niye arkadaş bu adam bunları evine götürür.
Denizcilerin (Gölcükte, karolar altında bulunan belgeler kastediliyor.) o belgelerinin bulunması diyor ya bunlar geçmiş şeyimiz. Hafızamız. Hafızamızı silemeyiz. Sen diyorsun ya çıkarıp çıkarıp ısıtıyor aynı şeyleri. Planları kullanıyorlar. Ufak tefek rütuşlar yapıyorlar. Yeniden yapmıyor adam. Olanın üzerinden değiştiriyor. Günümüze uyguluyor.
Ben size Balyoz CD´lerini vereyim. Hiçbirisine yalan diyemiyorsunuz. Yapamaz siviller, mümkün değil. Bütünlüğü bozan bir şey yok. Hepsi mesaj emirleri, KKK emirleri. Belgelere bakın, planların bir yansıları yapılmış. O cami bombalamaların yansıları tamam mı. Olamaz böyle bir şey diyorsun. Yapamaz siviller. Şimdi bütününe baktığınız zaman bütününü bozan bir şey de yok.
İşin salaklığı. Adam kendi ses kaydını kendisi almış. Çökeriz diyor İstanbul´un üzerine. Ne demek İstanbul´un üzerine çökmek. Çökeriz diyor. Tabii canım, darbe yapar bunlar. Normal plan seminerinde niye İstanbul´un üzerine çöküyorsun. Bak en temel soru o. Nedir yani böyle İstanbul´la alıp veremediğin. Niye İstanbul´u mahalle mahalle inceliyorsun. Alışveriş merkezlerini belirliyorsun. İstanbul ayağı tamamsa, Jandarma da tamam derse darbe yapılabilir. Çünkü bütün teşkilatlanmamız jandarma üzerinden.?
Balyoz soruşturmasını kapatan Askerî Savcı´nın söyledikleri özetle böyleydi. Yarın, diğer güncelleme itirafları ve raporları ele alacağım. ( Mehmet Baransu / Taraf)
BALYOZ SEMİNER SES KAYITLARINDA PLANIN GÜNCELLENDİĞİ BELİRTİLİYOR
28.03.2012 14:44 Mehmet Baransu (Taraf): Balyoz ve gerçekler (3).. Bugün güncellemeyle ilgili bölüme devam edeceğim. Balyoz Darbe Planı´nın görüşüldüğü ve Çetin Doğan tarafından kayıt altına alınan ses kaydında yüzlerce yerde güncelleme ve çalışmaların devam ettiğiyle ilgili bölümler var. Şimdi bu konuşmalardan bazı bölümleri vererek, aslında listelerin bir bölümünün 2003 ve seminer sonrası nasıl güncellendiğini, bazı planların hangi birliklerden alınıp, güncellenerek İstanbul´a uyarlandığını anlatalım.
?Birlikler seferberliğin ilan edilmesiyle birlikte teşkil edilecek, sıkıyönetim planları gözden geçirilecek ve GÜNCELLEŞTİRİLECEKTİR.
Planın istihbarat ekinde yer alan görevde kalması sakıncalı olan kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, bunların yerine atanacak sivil ve asker şahıslar ile kamu kurum ve kuruluşlarının imkân ve kabiliyetlerini içeren bilgiler GÜNCELLEŞTİRİLECEKTİR. Sıkıyönetim bildirileri güncelleştirilerek yayınlanmaya hazır hale getirilecek, basın ve halkla ilişkiler merkezinde çalışacak personel ile basın sözcülerine gerekli eğitim verilecektir.
Plan istihbarat ekinde yer alan kuruluş amaçları dışında çalışan veya faaliyetlere devam etmesinde sakınca görülen dernek, sendika ve meslek kuruluşlarıyla bunların yan örgütlerinin faaliyetleri üst komutanlık emirleri doğrultusunda durdurulacaktır.
Valilik, belediye başkanlığı, televizyon stüdyosu, radyo evleri gibi binaların emniyeti sağlanacak, giriş ve çıkışlar kontrol altına alınacaktır. Planın istihbarat ekinde belirtilen irticai, yıkıcı ve bölücü örgütleri desteklediği bilinen yayın organlarının yayımı ve dağıtımı durdurulacaktır. Sıkıyönetim tali komutanlıkları sorumluluk bölgelerine ait bilgileri karşılıklı olarak koordine etmek suretiyle GÜNCEL halde bulunduracaktır.
Polisi hiçbir zaman ne jandarmanın ne silahlı kuvvetlerin dışında müstakil olarak bir göreve göndermemeyi planlıyor ve düşünüyoruz. Çünkü yapacağımız operasyon başarısız olabilir.
Kamu görevlerinin devralınması için önceden belirlenmiş olan personel görevlendirilmeleri icra edilecektir. Bu maksatla atanacak asker ve sivil şahıs listesi sıkıyönetim komutan yardımcılıklarınca GÜNCELLENMİŞ ve önceden sıkıyönetim komutanlığına gönderilmiş olacaktır. Askeri personel bütün kilit görevleri alacaktır. Bu personel harp akademileri, sınıf okulları ve diğer askeri birliklerdeki belirlenmiş general ve subaylardan, yetmediği takdirde emekli general ve subaylardan tefrik edilecektir.?
Ses kaydına burada ara verip, yukarıdaki bu bölümle ilgili şu notu düşeyim. Hatırlanacağı gibi, Balyoz Darbe Planı´nın Taraf´ta yayımlanmasının ardından Çetin Doğan, avukatları ve ailesi listelerdeki bazı isimlerle ilgili itirazlarda bulunmuş ve eklerin sahte olduğunu iddia etmişlerdi. Gerekçeleri ise şuydu; Mart 2003´te yapılan toplantıda bazı isimler 1. Ordu Komutanlığı´nda görev yapmıyorlardı ve ya daha sonra 1. Ordu Komutanlığı bünyesine atandılar. O dönem görev yapmayan isimler, nasıl oluyor da bu listelere girdiler sorusunu yöneltmişler ve listelerin sahte olduğunu belirtmişlerdi. Ancak yukarıdaki ses kaydından da anlaşılacağı gibi, toplantının bu bölümünde sunum yapan Kurmay Albay Ömer Küçükkılıç, atanacak asker ve sivil şahısların listesinin daha sonra güncelleneceğini belirtmiş ve bu listelerin aslında nasıl ve ne zaman hazırlandığını itiraf etmişti. Kaldı ki ses kaydının tamamı okunduğunda buna benzer onlarca bölümün olduğu görülüyor.
Çetin Doğan ve avukatlarının bir itirazı da emekli olan veya o tarihte görevde bulunmayan isimlerin listelere girdiği ve listelerin bu yüzden sahte olduğu iddiasıydı. Ses kaydında darbe yapılması sonrası kilit görevleri atacak kişilerin yetmemesi durumunda emekli general ve subayların görevlendirileceği belirtiliyor. Ayrıca ?diğer askeri birliklerdeki belirlenmiş general ve subaylar? denerek de 1. Ordu Komutanlığı bünyesinde bulunmayan, askerlerin de listelerde olacağı ses kaydında itiraf ediliyor.
Çetin Doğan: ?Şimdiye kadar yaptığımız sıkıyönetim uygulamalarında temel hatamız, ben 1960´lardan beri bu tecrübeyi yaşamış bir kimse olarak söylüyorum. Temel hatamız şu olmuştur. Sıkıyönetim görevleri hap-darp olmadığı halde hep tali görevler sayılmıştır. Planlarımızın boyutları böylece detaylandırılması lazım. Aksi halde her şey yarım kalır. Kim nereye nasıl gelecektir, kim nerde görev yapacaktır, şartları ve bu konudaki istihbarat dosyalarımız olması lazım. Aksi halde her şey yarım yamalak olur. Ki olmuştur da. Mesela 80 ihtilalini yaşamış biri olarak söyleyeyim. Şimdi bakanlıklara personel gönderdik, ama hiçbir talimat vermedik...
Gerekli koordine ve sevk ve idare tedbirleri tamamlanacaktır. Bu safhada ayrıca kadro tatbikatları ve keşifler yapılacak, asayiş harekat merkezleri ile müşterek istihbarat merkezleri oluşturma hazırlıkları tamamlanacaktır. Ancak en önemli faaliyet olan istihbarat toplama gayretleri kesintisiz sürdürülecektir.?
Ses kaydının bu bölümünden de anlaşılacağı gibi 12 Eylül Bayrak Planı güncellenerek hazırlanan bazı planlardaki eksiklikler Çetin Doğan´ın dikkatinden kaçmamış ve listelerin, tedbirlerin, istihbarat dosyalarının güncel hale getirilmesi emredilmiştir. Hazır bulunan ve hazırlanacak listelerin de kesintisiz sürdürüleceği açıklanmıştır.
Balyoz ses kayıtlarında İstanbul´a el konulması ve belirlenen liderlerin özel bir operasyonla bir gecede derhal toplanmasının anlatıldığı bölümde ise ilginç bir itiraf var. Önce bu bölümü okuyup ardından planların nasıl yapıldığını, nereden alındığını açıklayalım.
?Biz tabii 2. Ve 5. Kolordu Komutanlığı Bölgesinden aldık bu planları. İstanbul´un içerisinde daha değişik bir tertiplenmeyle bütün tugaylara düşündüğümüz tarzda görevlendirme yaptık.?
Kayıttan da anlaşılacağı gibi, darbe planlamaları ve ayrıntıları başka birliklerde hazırlanan planların güncellenip, değiştirilmesiyle oluşturulmuş, 12 Eylül Bayrak Planı´nda olduğu gibi arşivlerde hazır bulunan dosyalardan yararlanılmıştır. Aslında 2007 yılı ve sonrasında yapılan planlamalarda da Ergin Saygun ve ekibi benzer yöntem uygulamıştı.
Çetin Doğan: Doğrudan doğruya bu belediye yönetimlerine el koyma gibi görevlendirmelerimiz yok mu? Mesela diyelim, Pendik Belediye başkanı, Ümraniye Belediye Başkanı....
Asker: Komutanım şimdi onunla ilgili olarak bizim çalışmalarımız devam ediyor. Bazı bilgiler arz ettiğim gibi ulaşamadığımız şeyler var.?
Ses kaydının bu bölümünde de seminer sonrası çalışmaların devam ettiği itiraf ediliyor. Bu bilgi de Çetin Doğan ve arkadaşlarının, seminerden sonra belgeler arasında listeler var, bunlar sahte iddialarının kaynağını açıklıyor.
NOT: Dünkü yazımla ilgili Albay Bülent Münger bir açıklama göndermiş. Açıklama ve cevabım yarın bu köşede olacak. ( Mehmet Baransu / Taraf)
ALBAY MÜNGER´İN AÇIKLAMASI
29.03.2012 13:58 Mehmet Baransu (Taraf): Balyoz ve gerçekler (4).. Balyoz ve gerçekler yazı dizime bugün kısa bir ara verip, önceki gün ses kaydını yayımladığım 1. Ordu Komutanlığı Askerî Savcısı Albay Bülent Münger´in göndermiş olduğu açıklamaya yer vereceğim. Sayın Savcı´nın cevap hakkına saygı olarak açıklamayı yayımladıktan sonra konuyla ilgili cevabımı okuyacaksınız.
?Gazetenizin 27.3.2012 tarihli nüshasında ´Kozmik Köşe Mehmet Baransu- Balyoz ve Gerçekler 2´ başlıklı yazıda ´İddianın sahibi ise hem İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın orijinalini savcılığa gönderen meçhul subay hem de Balyoz Darbe Planı soruşturmasını yürüten Askerî Savcı Bülent Münger´di. Balyoz soruşturmasını yürüten Askeri Savcı´nın söyledikleri özetle böyleydi, bu rapora ve belgelere rağmen soruşturmasını tamamlayan Münger, ilginç bir şekilde dosyayı kapattı,´ şeklindeki ibarelerin yer aldığı, yine kanuna aykırı olarak elde edilmiş ve internete düşmüş ses kayıtlarının tarafıma aitmiş gibi gösterilip, bunu da 3. Balyoz İddianamesi´nde sivil savcıların bu konuda almış olduğu ifadelerimi mahkemeye sunması şeklindeki gerekçeye dayandırdığı görülmüştür.
Yayınlanan yazının kişilik haklarımı ihlal edici nitelikte olduğu, hukuka aykırı yollarla elde edilmiş bulunan bilgilere dayandığı, hukuka aykırı elde edilmiş bilgilerin daha da saptırılarak ve eklenen şahsi yorumlarla kasıtlı olarak hakaret ve iftira suçunu teşkil edecek tarzda yayınlandığı, meçhul subayla aynı pozisyon ve saflarda ismimin gösterilmeye çalışıldığı, bunun basın özgürlüğünün kullanılması ile izah edilemeyeceği, söz konusu internet kayıtlarının hiçbir hukuki geçerliliği olmaması yanında yapılan teknik araştırma, inceleme ve diğer soruşturmalarla tarafıma ait olmadığının belirlendiği, keza sivil ve adli makamlara da bunu doğrulayıcı bir beyanda ya da ifadede bulunulmadığı, bu bağlamda ismim zikredilerek tarafıma aitmiş gibi gösterilen konuşmalara dair söz konusu yayınlarla diğer yorumların kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve iftira suçunu oluşturabileceği aşikardır. Bülent Münger. Hakim Albay Askeri Savcı.?
Askerî Savcı´nın açıklaması böyle. Savcı Münger, ses kaydının kendisine ait olmadığını, sivil adli makamlara da bunu doğrulayıcı bir beyanda bulunmadığını açıklamasına rağmen, 3. Balyoz İddianamesi´nin 138. sayfasında 05.10.2011 tarihinde konuyla ilgili ifade verdiği, ses kaydının bir bölümünü kabul ettiği görülüyor:
?Donanma komutanlığı Gölcük´te yapılan arama sonrasında orada geçen belgelerle ilgili biz de herkes gibi askeri savcılıktan arkadaşlarla hayretler içerisinde kaldık. Bazı konuşmalarımız oldu. Bunlar sabah toplantılarında çay muhabbeti şeklinde gerçekleşen günlük konuşmalardı. Bu konuşmalarımızın kanuna aykırı olarak dinlendiğini ve internet ortamında yayınlandığını gördük. Bazı konuşmaların çarpıtıldığını, eklemeler yapıldığını, bazı konuşmaların kesilip arkasına eklemeler yapıldığını, bazı konuşmaların tarafıma ait olmadığı halde ismimin zikredilerek bana aitmiş gibi gösterildiğini gördük.?
Askerî Savcı Münger, bana gönderdiği açıklamada ses kaydını yalanlamasına rağmen, 05.10.2011 tarihinde sivil savcılara vermiş olduğu ifadede görüldüğü gibi kaydı ?kısmen? doğruluyor. Kaldı ki yazımda ses kaydında tamamen Münger´e ait olmadığını, üç ayrı hukukçunun daha bu toplantıda bulunduğunu, konuşmaların bir bölümünün de bu hukukçulara ait olduğunu belirtmiştim. Askerî Savcı verdiği ifadede konuşmanın sabah toplantısındaki bir çay muhabbetinde, Askerî Savcılık´tan arkadaşlarıyla geçtiğini de doğruluyor zaten. Ses kaydının Balyoz mahkemesi tarafından dikkate alınıp, dosya kapsamına konduğunu da hatırlatayım.
Sayın Münger, kendisini meçhul subayla aynı pozisyon ve saflarda göstermeye çalıştığımı iddia etse de, yazıya bakıldığında iki konunun ayrı olduğu net bir şekilde görülecektir. Yazımda, Münger´in kişilik haklarını ihlal etmediğim gibi hakaret ve iftira da atmadım. Yazımda kamuya açıklanan iddianamede yer alan ifadesini ve ses kaydını yazıp, Balyoz davasını soruşturan bir savcının tesbitlerini aktardım.
Vakit yok ama çalışma var!
Balyoz davasında önceki gün savunma yapan emekli Orgeneral Ergin Saygun´un ifadesindeki bir bölüm dikkatimi çekti. 2003 yılındaki yapılan ve darbe planlandığı iddiasıyla yargılaması devam eden toplantıyla ilgili şunları söyledi. ?İddianamede darbe karargâhı olarak yer alan, benim komutanlığını yaptığım 3. Kolordu Komutanlığı o dönemde tam teşekküllü NATO Karargâhı´na dönüştürülmesi emrini almıştı. Artık milli birlik olmayan 3. Kolordu, NATO´ya tahsis edilmiş ve bunun için hazırlıklarını tamamlamaya çalışan bir birlikti. NATO hazırlıkları yüzünden 3. Kolordu´nun darbe yapmaya vakti yoktu. Bundan, ´Vaktimiz olsaydı yapardık´ gibi bir anlam çıkarılmasın. Biz, meşru zeminden çıkmayı, darbe yapmayı asla düşünmedik.?
Saygun, ifadesinde bunları belirtmesine rağmen, hem 2003 yılında yaptığı sunumda hem de kendisine bağlı komutanların yaptığı diğer sunumlarda, karargâhının NATO´ya bağlı bir birlik gibi çalışmadığı, fişleme yaptığı, planlar hazırladığı görünüyor. Saygun, seminer konuşmasında iç tehdit başta olmak üzere, aşırı sol gruplar ve irticai kesimle ilgili ne tür hazırlıklar yapacağını ayrıntılarıyla anlatıyor. ( Mehmet Baransu / Taraf)
BALYOZ SEMİNERİNİN ´ÇOK GİZLİ´ DOSYALARI!
30.03.2012 12:11 Mehmet Baransu (Taraf): Balyoz ve gerçekler (5).. Balyoz ve gerçekler yazı dizimize bir günlük aranın ardından kaldığımız yerden devam edelim. Bundan önceki dört yazımda Balyoz darbe planlarının 2003 sonrası güncellendiğini anlatmış ve Çetin Doğan ve avukatlarının gerçek dedikleri ses kayıtlarından güncellemeyle ilgili örnekler vermiştim. Planların sürekliliğinden bahsetmiş, güncelleme bilgisinin de yine sanıklardan bazılarına ait olduğunu belirtmiştim. Bugün güncellemeyle ilgili dosyadaki sayısız örneklerden ikisini daha verip, yarın teknik ve içerik konularıyla ilgili çelişkileri anlatmaya çalışacağım. Güncellemelerin ardından 2003´teki bir dosyanın, 2007´de hazırlanmış gibi, üstelik yazı karakterinin de otomatik olarak nasıl değişebileceğini, Microsoft´tan aldığımız bilgiler ışığında anlatacağım.
Güncellemeyle ilgili ses kayıtlarının yer aldığı Balyoz İddianamesi´nde, çarpıcı bir kayıt var. Konuşan kişi perdede Çetin Doğan´a slaytlar eşliğinde yapılacak hazırlıklardan bahsediyor. Ancak bazı bölümleri atlıyor. Önce kaydı dinleyip, ardından bu çarpıcı bölümün altını çizelim:
?Komutanım, genel olarak aynıyız yaklaşımda. Ufak tefek rakamlarda oynamalar var. 15´e geçin. (15 no´lu slayta geçiyorlar.) Komutanım bununla ilgili olarak da sabah da arz edildi. Bu bilgiler Kara Kuvvetleri Komutanlığı´nın bu konuda yayınlanmış emrine istinaden ve oradaki hususlar GÜNCELLEŞTİRİLEREK yerine getirilmektedir. Konunun hassasiyeti ve bilgilerin yüksek gizlilik derecede kişiye özel gizlilik derecesinde olması nedeniyle takdime dahil edilmemiştir. Ancak bunlar dosyada, bu bilgilerimiz mevcuttur. GÜNCELLEŞTİRME faaliyetleri devam etmektedir. 22 lütfen.?
Burada 15. slayttan direk 22´ye geçiliyor.
Çetin Doğan ve arkadaşları Mart 2003´te yapılan toplantıda, yapılanın bir seminer olduğunu ve savaş senaryosu oynandığını açıklamasına rağmen, ses kayıtlarından anlaşıldığı gibi bazı dosyalar, gizli- gizlilik dereceli- kişiye özel denerek seminerde anlatılmıyor. Bu anlatılmayan planların dosyaların içerisinde olduğu da açıkça belirtiliyor.
Eğer bir seminer yapılıyorsa ve bu seminer savaşla ilgiliyse, harp oyunuysa, bu bilgilerin harp oyununa katılacak kişilerden neden saklandığı sorusu akıllara takılıyor. Akla ikinci gelen soru ise şu; Seminerde konuşulmayan ancak dosyada bulunan gizli- gizlilik dereceli bilgi, nasıl bir bilgidir ki GÜNCELLEŞTİRME faaliyetlerinin devam ettiğine vurgu yapılıyor? Gizli- gizlilik dereceli bilgi nasıl bir bilgidir ki güncellemeye ihtiyaç duyuluyor? Ve akla gelen üçüncü soru; Slaytlar neden atlanarak ve ?seminerde? bulunan kişilere gösterilmek istenmiyor. Bu toplantı normal bir ?seminerse? ve burada ?harp oyunu oynanıyorsa? bazı planların saklanması, katılımcılara gösterilmemesinin gerekçesi nedir?
Bu soruları sorduktan sonra ikinci ses kaydındaki güncelleme bölümüne geçelim.
?2 Şubat 2003 tarihinde Kısmi Seferberlik ilan edildi. Bu kanun da yürürlüğe girdi. Şimdi gelelim bu Marmara Nakliyat Planı´yla ilgili olarak elimizdeki planlara. Bu elimizdeki planlarda hâlâ Debedeniz Nakliyat diye ibareler var. Şu anda Debedeniz Nakliyat diye herhangi bir şey kalmadı. Bunun kesinlikle ve kesinlikle GÜNCELLEŞTİRİLMESİ lazım.?
Görüldüğü gibi yalanlanmayan ve kabul edilen seminer ses kayıtlarında, toplantıya getirilen bazı planların içeriğinde, o gün olmayan bazı Nakliyat ibarelerinin olduğu ve bunların kesinlikle ve kesinlikle güncelleştirilmesi gerektiği emri veriliyor. Buradan da anlaşılıyor ki, bazı planlar arşivlerden çıkarılıp, üzerinde kısmi değişiklik yapılmasına rağmen, hatalı olarak seminere getirilmiş. Bu planın daha sonra güncellendiği de kayıtlardan anlaşılıyor. Debedeniz Nakliyat ibaresinin planlarda olması durumunda, biz bugün böyle bir ibarenin 2003 yılında olmadığını ve bu planın da sahte olduğunu tartışacaktık.
Yazımı yazarken Balyoz davasının görüldüğü mahkemede savcının mütalaa verdiği haberi ajanslara düştü. Konuyu burada noktalayıp, savcının mütalaasıyla ilgili bazı hatırlatmalar yaparak, yazı dizimin detaylarına yarın devam edeyim.
Balyoz davasının görüldüğü mahkeme savcısı, mütalaasında darbenin icraata geçtiğiyle ilgili sayısız noktaya işaret etti. Kamuoyunda tartışmaya açılan ve bu yazı dizisinin de konuları arasında yer alan CD´lerden 11 no´lu CD´nin de orijinal olduğunu ileri sürerek, CD´nin Süha Tanyeri´nin el notlarıyla örtüştüğünü, TÜBİTAK raporunun da gerçek olduğunu belirtti. Raporları, CD içeriğini merak edenler, iddianamenin 74-100. sayfaları arasındaki bölümü internetten okuyabilir. ( Mehmet Baransu / Taraf)
(26 Mart 2012), son güncel.: (30 Mart 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Balyoz itirafı: Askeri yargıç Albay Münger ve diğer hukukçuların şok ses kaydını indir/dinle
Askeri savcıların ses kaydı Balyoz delili
Yargıçların ses kaydı da Balyoz´da
İşte ´Balyoz, darbe´ diyen rapor
İşte Balyoz ´darbe´ diyen deliller
İmza makinesi, buzdolap, CD ve bellek
ERGENEKON BALYOZ VE BENZER DAVALARI ENGELLEME GİRİŞİMLERİ
Balyoz Planı manşetlerimiz
Eskişehir belgeleri (2. balyoz davası) manşetlerimiz
Balyoz´da yeni belgeler ele geçirildi
Donanma´da 10 çuval belge manşetlerimiz
Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge
Islak imzanın gerçekliği ve imza makinesi tartışmalarını içeren manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap
Kafası karışanlar, kafa karıştıranlar
ŞOK ses kaydı: Koşaner´den itiraflar
Koşaner´in ses kaydı 2. bölüm: Balyoz ve benzer konularda eleştiriler
O bilirkişi Balyoz´da tanık olsun
Askeri ´bilmezkişiler´ itinayla seçilir
İŞTE ´BALYOZ´UN TÜM SES KAYITLARI
BALYOZ´UN SES KAYITLARINI İNDİR (293 MB)
Profesör: Kayıt Tolon´un, ispat ederim