Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu´nun Dink raporunda karartılan 5 madde, yargı sürecinin nasıl yanıltıldığını ve delillerin karartıldığını gözler önüne seriyor, somut isimler veriyor. Diğer taraftan Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast da şok açıklamalar yaptı. Dink cinayetinin üç aşamalı bir plan çerçevesinde gerçekleştirildiğini söyleyen Samast, bugüne kadar ne cinayetin soruşturma aşamalarında ne de mahkeme sürecinde gündeme getirmediği önemli bilgiler verdi.
17.03.2012 12:13 Hrant Dink cinayetine ilişkin hazırlanan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunun sansürlenen kısımlarının tamamına ilk kez Radikal ulaştı. Raporun bu sansürlü kısımları hem örgüte hem de cinayetin karanlık ilişkilerine ışık tutacak somut bilgiler içeriyor. Daha önce bir kısmı yayımlanan DDK raporunun karartılan 5 maddesi, Trabzon Emniyeti, Trabzon Jandarması ile İstanbul Emniyeti ve MİT´in cinayette ciddi ihmallerine işaret ediyor. Sansürlü kısımlarda yer alan tespitlere göre, Trabzon İstihbarat Müdürü Ercan Demir, Yasin Hayal ve grubunu takip ettirmeyerek, cinayetin önünü açan ihmallere neden oldu.
Ercan Demir´e dikkat!
Trabzon Jandarması, Pelitli´de altı muhbiri bulunduğu, 1500´e yakın görevlisi olduğu halde, gelmekte olan Dink cinayetini fark edemedi. İstanbul Emniyeti, Dink´i cinayetten önce korumadığı gibi, sonra da evrakta tahrifat yaptı. Raporda, Yasin Hayal ve grubunun izlenmemesinde İstihbarat Şube Müdürü Ercan Demir ve istihbaratçı Mehmet Ayhan´ın ihmallerine de dikkat çekildi.
Sansürlü maddelerde neler var?
6. MADDE: Trabzon Emniyeti´nin Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) Erhan Tuncel´den gelen, Yasin Hayal´in Hrant Dink´e suikast düzenleyeceği ihbarını İstanbul Emniyeti´ne ilettiği halde, Pelitli´deki jandarma birimi ve Trabzon Valiliği ile paylaşmadığı vurgulanıyor. Trabzon Jandarması´nın ihmalleri yargılama konusu olurken, ilgili polis memurları için soruşturma izni verilmemesinin ´izaha muhtaç´ olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, ?Cinayetin işlendiği dönemde görevde olan emniyet personeli ile ilgili ihmal iddialarının soruşturma/kovuşturma açılabilmesi açısından yeterli düzeyde ve ciddi olduğu? ifade ediliyor. Bu kuşkular şöyle:
* Yasin Hayal´in Trabzon´dan İstanbul´a gidişinin fark edilemeyişi ve bu dönemde dinleme işleminin yapılmaması. Hayal´in, Kasım 2007´den 22 Ocak 2007´ye kadar aralıksız dinlenirken, yalnızca keşif İstanbul´a gittiği döneme denk gelecek şekilde, 3 Ağustos 2006-29 Eylül 2006 arasında dinlenmemesi,
* Erhan Tuncel´in, tetikçi olarak Ogün Samast´ın belirlendiğini iletme girişimlerinin Trabzon Emniyeti´nce karşılıksız kalması,
* Cinayet öncesi teknik takibe alınan Yasin Hayal ve Erhan Tuncel´in görüşmelerinin cinayet öncesinde çözümlenmemesi,
* YİE´den Kasım 2006´da çıkarıldığı kaydedilen Erhan Tuncel´in yerine bir başka eleman temin edilmemesi, Pelitli´nin takipsiz kalması,
* Yasin Hayal ve grubunun takip edildiğinin belirtilmesine rağmen bunu kanıtlayan bir belgenin sunulmaması,
* İl Emniyet Müdürü Reşat Altay´ın, ?Bana cinayet hazırlığıyla ilgili bilgi verilmedi? açıklamasının personeli tarafından doğrulanmayışı.
7. MADDE: Dink´in öldürülmesine yönelik olarak silah temin edildiği ve/veya edilmek üzere teşebbüste bulunulduğuna ilişkin (polise göre) açık ve net istihbarata rağmen bu istihbarat; Trabzon Jandarma Komutanlığı´nca işleme konulmadı ve bir adli ya da idari birimle paylaşılmadı. Cinayetten sonra, ?geçmişteki istihbari zafiyetlerini saklamak amacıyla 20.01.2007 tarihli ´görev sonuç raporu´ ve 20.01.2007 tarihli ´haber kayıt ve bildirim formu´ isimli belgeler gerçeğe aykırı olarak, belgeler içerisinde bahsedilen faaliyetler icra edilmeden düzenlendi. Ayrıca şu iddialar da açıklığa kavuşturulmadı: Yasin Hayal´in Dink´i vuracağı bilgisini veren Coşkun İğci jandarmanın kayıtlı haber elemanı mıydı? Pelitli´de görevli diğer yardımcı istihbarat elemanları cinayete ilişkin bilgi verdi mi? Cinayet anında kullandığı silahın Ardeşen yapımı olduğu bilgisi henüz yakalanmadan önce Trabzon İl Jandarma Komutanlığı tarafından nasıl bilindi? Trabzon Jandarması´nda görevli bazı personelin sanıklar ile normal görev sınırlarını aştığı düşünülen ilişkilerinin cinayetle ilgisi var mı? Ayrıca jandarma hakkındaki iddialara ilişkin arşivlerdeki belge ve dijital kayıtlar üzerinde inceleme yapılmadı.
8. MADDE: İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi´ndeki görevlilerin Trabzon´dan 17 Şubat 2006´da Dink´e yönelik eylem yapılacağı istihbaratı üzerine gerekleri yerine getirmediği; Yasin Hayal´in ağabeyi Osman Hayal´in çalıştığı yerde araştırma yapmadıkları halde yapılmış gibi gerçeğe aykırı tahkikat raporu düzenlendiği; şüphelilerle ilgili telefon numaralarını cinayetten sonra sorguladıkları halde önceden sorgulamış gibi belge düzenlediği iddiaları araştırılmış olup kamu görevlileri, ihmal şüphesi makul ve yeterli deliller ile ortaya konmuş olmasına rağmen yargı önüne çıkarılmadılar. Ayrıca 2004´ten bu yana açık tehdit ve ihbarlarla Dink´in hedef haline geldiği ve hayatının ciddi biçimde tehdit altında olduğu somutlaştığı halde, istihbaratın gerekleri yerine getirilmedi, istihbarat hakkında dönemin valisine ve il emniyet müdürüne bilgi verilmedi ve Dink´in korunması için gerekli ve yeterli tedbirler alınmadı. Ayrıca, İstanbul İstihbarat Şubesince yapıldığı iddia edilen bazı iş ve işlemlerin cinayetten sonra yapıldığına ilişkin yeterince kuşku ve delil oluştuğu görülmüştür.
9. MADDE: Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığı´nın gerek ilk istihbaratın alındığı dönemdeki personeli gerekse cinayetin gerçekleştiği dönemdeki personeli hakkında iddia olunan ihmal fiillerine dair yapılacak herhangi bir işlem bulunmuyor.
10. MADDE: Hrant Dink´in İstanbul Valiliği´nde uyarılması olayında adı geçen MİT personeli ve MİT´le ilgili hususlar hakkında Başbakanlık müfettişlerince inceleme yapılmış olup soruşturma önerisinde bulunulmadı. Dink ailesinin başvurusu üzerine Başbakan tarafından soruşturma izni verilmiş ve zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilmiştir. Öte yandan, cinayetle ilgisi olduğu iddia edilen bazı kişilerle MİT mensubu olduğu ifade edilen kişilerin irtibatlarına yönelik şüpheli hususlar ile Dink´e yönelik tehdidin hem Trabzon Emniyeti hem de Trabzon Jandarması ıttılaına girmesine rağmen Trabzon MİT Bölge Başkanlığı´nın ıttılaına girmemesi hususunun, MİT Müsteşarlığı´nca ve/veya savcılıkça aydınlığa kavuşturulması gerektiği düşünülmektedir.
Polis imha ettik deyip saklamış!
DDK, Dink cinayetine ilişkin hazırladığı raporun dışında bir de 31 sayfalık teknik inceleme raporu daha hazırladı. DDK Üyesi Mehmet İlhan´ın 22 Şubat 2012´de hazırladığı rapor, kimi şüpheli kamu görevlilerine ilişkin açılmış 2007/972 sayılı soruşturma dosyası kapsamında değerlendirilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderildi. Raporda; Trabzon Emniyeti´nin ?İmha ettik? dediği Yasin Hayal´e ait tape kayıtlarını aslında silmeyip sakladığı, tape kayıtlarının depolandığı iki DVD´nin de İstanbul´da bulunamadığı belirtiliyor. Ayrıca cinayet mahalli ve saatini gösteren kamere kayıtlarının da İstanbul Emniyeti tarafından alınıp kaybedildiği tespit edildi.
DDK´nin raporuna göre; İstanbul Başsavcılığı, cinayet sonrasında, 16 Şubat 2007´de, Trabzon´dan elinde sanıklara ilişkin 2004 yılından bu yana ne kadar dinleme kaydı varsa DVD ortamında gönderilmesini istedi. Trabzon, Hayal´in 8 Kasım 2005´ten 22 Ocak 2007´ye kadar dinlendiğini, fakat 3 Ağustos 2006´ya kadarki görüşme içeriklerinin 11 Ağustos 2006´da silindiğini bildirdi. Ardından, 9515´i Erhan Tuncel´e, 148´i Yasin Hayal´e ait, toplam 9 bin 663 adet tape kaydını İstanbul´a gönderdi. 23 Şubat´ta da bu kayıtları ´silme ve kıyma´ yöntemiyle imha etti. Ne var ki İstanbul TEM´in yaptığı incelemede, Hayal´e ait 17 görüşmenin, 13 Şubat 2006-3 Ağustos 2006 tarihleri arasına ait olduğu ortaya çıktı. Oysa Trabzon, kayıtların 11 Ağustos 2006´da imha edildiğini belirtmişti. Rapordaki ikinci dikkat çekici unsura göre, İstanbul TEM cinayet mahallinden aldığı kamera görüntülerinden 11´ini 2 Şubat 2007´de Kriminal´e gönderdiği halde, 4 kaydı göndermedi. Polis, 23 Mayıs 2007´de Akbank şubesinden iki harddiski aldı. Bunlardan biri incelenirken, diğeri incelenmedi. Dahası iki harddiskten bir savcılığa dönerken, diğeri dönmedi. Bankaya ait dönmeyen iki harddiskin yerine iki farklı harddisk iletildi! Raporda, bu kayıtların aslında TEM´de olduğu ifade edildi. ( Radikal)
SAMAST´TAN ŞOK AÇIKLAMALAR: CİNAYETTE BİRİ DAHA VAR |
-Bunu ilk defa anlatıyorum-
Ben bir hukuksuzluk yaptım. Bir hata yaptım, bedelini, gençliğimle, yaşamımla ödedim ve ödüyorum. Şimdi sorularınız ışığında baştan sona kadar, bu süreci en yalın ve doğru haliyle anlatacağım. Ben, size bu cinayette sonuca ulaşmanın yolunu ve formülünü anlatacağım. Mahkeme aşamalarında verdiğim doneler iyi değerlendirilmiş olsaydı, bugün farklı durumda olurduk. Erhan Tuncel açıklamalarında polis memuru E.D´yi tanıdığımı söylemiş. Şahsen ben o polisi tanımıyorum. Gerçekten bilmiyorum. Ama bilsem de hukuka ve yargıca zerre kadar faydası olmaz. Başka bir bataklığa sürüklerler dosyayı. Bir başka konu da olayla ilgili TİB kayıtları varmış. İdrak etmekte zorlandığım bir konu bu. Kamerada flu bir görüntü vardı, ben bile kendimi seçemiyordum. Tüm duruşmalarda adeta bağırdım. Bu yol doğru bir yol değil.
-Üç aşamalı yol-
Bizi gerçeğe ulaştıracak yol ve yöntem üç aşamalı. Birincisi önce Hrant Dink´i vatan haini durumuna getiren ve hedef tahtasına oturtan kim ve kimler? Şimdi soruyorum. Bu araştırılmalı. Ben Trabzon´da Dink´i ne tanırım ne de Agos´un yerini bilirim. Yani şimdi ben sanki hiçbir şey olmamış, canım sıkılmış, aklıma esmiş, gelmişim böyle bir hata yapmışım. Bu adamın ölümünde onu hedef gösterenler benim kadar sorumludur. Dink´i basında vatan haini olarak gösteren kim varsa ?ölüme sebebiyet vermekten? soruşturma açılmalı. Ben kimseyi hedef göstermiyorum, ama bunlar araştırılmalıdır. Bu, birinci aşamaydı. Bunlar ortaya çıksın sonra devreye ben de Yasin de gireriz. Şu anda dosyamız Yargıtay´da. Bu nedenle bazı şeyleri anlatmayacağım. Şu ana kadar mahkeme de dahil hiçbir yerde anlatmadığım bir husus var. Ben cinayetten üç ay önce biriyle görüştüm ve birlikte çay içtik. Bu kişinin kim olduğunu ve Dink cinayetiyle ilişkisini anlatacağım.
-Olay aydınlatılmazsa daha çok Ogün çıkar-
Bu aşama başlatılsın, ben adalete, savcılara ve hakimlere her şeyi anlatırım. Açın davayı, Dink´i ?vatan haini? diye lanse edenlere, o zaman söyleyeceklerim var. Bunu bekliyorum. Yoksa Dink olayında olduğu gibi yarın başka kişilerin de başına aynı şeyler gelir. Çocuktan katil olan zihniyet değişmez. Yoksa getirin şuraya benim gibi 16 yaşında cahil genç. Okutun o yazıları, biri de gaza getirsin, alın size yeni Ogün´ler ortaya çıkar. Ben bunları yaparken milliyetçi duygularımın esiri oldum. Şimdi böyle bir şeyi asla yapmam. Tüm ifadelerimde dedim, ben Dink´i gördüm, önce vazgeçtim. Ama aklıma o an bazı şeyler geldi. Onları şu an anlatmam. Ama günü gelince anlatacağım. Olay anında kendimden geçmişim. Kendime geldiğimde koşuyordum. Zaten kamera kayıtlarına bakarsanız o şaşkın halimi görürsünüz. Ancak cinayetin asıl failleri hâlâ dışarıda. Jandarmayla, polisle, istihbaratla hiçbir bağlantım yok, olmadı. Bunu Yasin de bilir. Bir kere karakola gitmişliğim var, o da mahallede çıkan bir tartışma yüzünden.
-Tuncel Ergenekon´u anlatsın-
Erhan Tuncel açıklamalarında cinayetin arkasında Ergenekon´un olduğunu söylemiş. Bakın size şunu söyleyeyim. Ergenekon´un varlığı ya da yokluğu hakkında bir şey söylemek benim için zor. Ben bilmiyorum ve tanımıyorum. Ama o biliyorsa çıksın söylesin. Bence Erhan hedef saptırıyor. Ben beş yıldır içeride yatıyorum. Bana kim gelmiş, kim para yatırmış, kim aileme yardım etmiş. Bakın var mı yok mu? Anam, babam bana her ay para yolluyor. Ben tetikçiyim. Normalde benim milyon dolarlarım olmalı. Ama yok... Erhan serbest bırakıldı, yani Erhan suçsuzmuş. Yani koca Emniyet onu camiden aldı, namaz kılıyordu, öylemi. Sütten çıkmış ak kaşık yani... Erhan Tuncel´e tek soru soruyorum. Cezaevinden çıkmayı bekliyor muydu yoksa sürpriz mi oldu? Tamam, hukuk sistemi çok hata yapıyor ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Ben cezaevinde bu olayda örgüt var mı diye kendime çok sordum. Ama bulamadım. Bizde örgüt yoktu. Ama asıl örgüt onu hedef gösterenlerde. Erhan Tuncel ?Reşat Altay konuşmazsa Dink cinayeti çözülmez? lafıyla kendini aklamaya çalışıyor, saçmalıyor. Reşat Altay´ı Ergenekon örgütüyle bağlantılandırmak istiyor. Ben Reşat Altay´ı tanımam, tanışmışlığım yok. Erhan, ?Ergenekon var? diyorsa çıksın açıklasın, nasıl olsa artık dışarıda.
-Cinayet için beni tehdit etti-
Erhan´ın açıklamalarında bahsettiği ´cinayet yerinde görüntülenen topuk selamı veren kişiler´ hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Arkamda kimse olmadığına eminim. Bunlarla bu davada sonuca ulaşamazsınız. Erhan Tuncel´in evine bir kez gittim. O da film izlemek için. Ben, Dink cinayetini bir tek Yasin Hayal´le konuştum. Yasin bana ´6-7 yıl yatıp çıkarsın, rahat ol´ diyordu. Beni cinayet için zorladı, tehdit etti, severek isteyerek yapmadım. Silahı da parayı da Yasin´den aldım. Agos´un adresini ve Hrant Dink´in fotoğraflarını da bana o verdi. Olan bana oldu, gençliğim gitti.
-Yasin Hayal-Jandarma ilişkisi-
Yasin´i Jandarma arabalarının alıp götürdüğüne 2-3 defa ben de şahit oldum. Yasin mahallemizde simit sattığından Jandarma baskın yapar gibi gelip Yasin´i alıp götürürdü. Ne konuştuklarını bilmiyorum. Dışarıdan zorla götürüyormuş gibi gözüküyorlardı.
-Yakalanmasaydım, belki öldürülecektim-
Cinayetten sonra yakalanmasaydım da zaten teslim olacaktım. Trabzon´a gitmek istedim çünkü beni ailemin yanından teslim alsınlar istedim. Ama iyi ki beni yakalamışlar, çünkü eğer yakalanmasaydım belki de öldürülecektim. Beni öldürmek isteyen insanlar olduğunu Nedim Şener´in ´Kırmızı Cuma´ kitabında okudum. Kim olduklarını ben de bilmiyorum. ( Taraf)
YARGITAY OGÜN SAMAST´IN CEZASINI ONADI
21.03.2012 16:01 Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ogün Samast´a, Hrant Dink´i tasarlayarak öldürmek ve ruhsatsız silah taşımak suçlarından verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını onadı. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in katili Ogün Samast´ı, önce ´Dink´i tasarlayarak öldürmek´ suçundan ´ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası´na çarptırmış, Samast´ın olay tarihinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak 21,5 yıl hapis cezasına çevirmişti. Mahkeme, Samast´ı ´ruhsatsız silah taşımak´ suçundan da 1 yıl 4 ay hapis ve 600 TL adli para cezasına mahkum etmişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 1. Ceza Dairesi´nde görüşüldü. Daire, Samast´a, ´tasarlayarak Hrant Dink´i öldürmek´ ve ´ruhsatsız silah taşımak´ suçlarından verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını onadı, 600 TL adli para cezasını ise 300 TL´ye indirdi. ( AA)
(17 Mart 2012), son güncel.: (21 Mart 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink cinayetinde 18 karanlık nokta
Dink için Yargıtaya 18 delil sunuldu
Dink Hakimi: Örgüt yok diyemem
Savcı Dink´te temyize gidiyor
Sanık Tuncel de Ergenekon dedi
Flaş!!! Dink davası sonuçlandı
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Savcı: Dink cinayeti Ergenekon işi
Dink dosyasındaki Ergenekon delilleri
Dink´te suç: Anayasa ihlali
Dink cinayetinde 30 kişiye soruşturma
Gül, Dink için DDK´yı görevlendirdi
Flaş!!! Ergenekon ve Dink sanıklarının irtibatı tespit edildi
Balyoz Darbe Planı´nın hedeflerinden biri de Dink çıktı
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler
Samast, Dink´e öpülerek uğurlanmış
Zirve: Şerefsizlere vur dedik, öldürdüler
Samast´ın yakınındaki o er kim?
Katili yakalamayı sevenler ile katille resim çektirmeyi sevenler
Avcı ve Şener´in Dink yalanları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap