Eski Erzincan Başsavcısı ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile emekli Org. Saldıray Berk´in de olduğu 14 sanık hakkında Ergenekon kapsamında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi´nce düzenlenen iddianame ve son soruşturma kararında çarpıcı tespitler yer aldı. Sanıkların Dursun Çiçek imzalı planı Erzincan´da icraya koydukları, ´Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik ve birden fazla kişi ile tehdit´ suçlarından yargılanmalarını gerektiren delillerin bulunduğu belirtildi. Davayı ilk açan Erzurum Ağır Ceza ile İstanbul Ağır Ceza mahkemeleri de aynı tespitte bulunmuştu.
07.03.2012 10:15 Albay Dursun Çiçek´in ıslak imzalı ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´nı Erzincan´da uyguladığı iddiasıyla Yargıtay´da yargılanması kararı verilen, aralarında eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk´in de bulunduğu sanıklarla ilgili iddianame yerine geçen son soruşturma kararında önemli ifadeler bulunuyor. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi´nin son soruşturma kararında, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı´nın Berk, Cihaner ve diğer sanıklar hakkında hazırladığı iddianameden de alıntılar yapıldı. Ergenekon terör örgütünün silahlı olarak ülke genelinde faaliyet gösterdiği, gerçekleştireceği eylemler için sakladığı çok sayıda silah ve mühimmatın kolluk görevlilerince ardı ardına yapılan operasyonlarla yakalanması ve terör suçları kapsamında ceza davalarına konu edilmiş olmasının, örgütün deşifre edilmesine ve eylem kapasitesinin düşürülmesine yol açtığı kaydedildi.
Tunceli Başsavcılığı´nın iddianamesinde şunlar vurgulandı: Ancak örgüt mensupları hakkında açılmış soruşturmalar ve davaları sonuçsuz bırakma ve delilleri karatmayı stratejisinin bir parçası olarak gören örgütün, ilerleyen dava sürecinde hukuka uygun olarak elde edilen ve suç konusu olayları bütün boyutlarıyla temsil eden delillerin ciddiyetine gölge düşürmek, özellikle de kendisine karşı kararlı bir mücadele ortaya koyan kolluk görevlilerini yıldırmak ve Ergenekon terör örgütünün asli amaçlarına ulaşmak maksadıyla, kamu görevlileri bakımından oldukça üst düzeyde temsil olanağı yakaladıkları Erzincan´da, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olan bir planı icraya koydukları anlaşılmıştır.
Cihaner´in dokunulmazlığı yok
Mahkemenin son soruşturma kararında, milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili değerlendirmeler de yapılıyor. Kararda, Yasama dokunulmazlığı mutlak değildir. deniliyor. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve Anayasa´nın 14. maddesindeki durumlarda dokunulmazlığın söz konusu olmadığı vurgulanıyor. Şu ifadeler kullanılıyor: Anayasa´nın 83. maddesine göre ´seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa´nın 14. maddesindeki durumlar´ bu hükmün dışındadır şeklinde düzenleme getirmiştir. Dolayısı ile bu halde de dokunulmazlık söz konusu olmayacaktır. Ancak bu halde de yetkili makam durumu TBMM´ye bildirmek zorundadır. Bu durumda Meclis´in karar almak sureti ile milletvekiline dokunulmazlık tanıma yetkisi yoktur. Zira Anayasa´nın 138. maddesi yasamanın yargıya müdahalesini kesin olarak reddetmektedir. Dokunulmazlığı kaldırılan ya da dokunulmazlık kapsamı dışında kalan hallerde, milletvekilleri cezai takibat açısından artık diğer vatandaşlar gibidir. Yani suç iddiası nedeni ile milletvekili tutulabilir, sorguya çekilebilir, tutuklanabilir ve yargılanabilir. Milletvekilinin dokunulmazlığı, sadece yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararında belirtilen fiiller için kalkar. Kararda, sanıklara isnat edilen suçların terör suçu olduğu vurgulanırken, Cihaner´in bu anlamda dokunulmazlığının bulunmadığı kaydedildi. ( Zaman)
Eski Savcı açık konuştu: Ergenekon Yargıtay´a da sıçradı mı?
Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinin tespitlerini, davayı ilk açan Erzurum Ağır Ceza ile halen ıslak imza davasına bakan İstanbul Ağır Ceza mahkemesi de paylaşıyor. Buna karşın sanıklar Cihaner´le birlikte skandal şekilde Yargıtay´a alınarak serbest bırakılmıştı. Bu duruma isyan eden hukukçular Ergenekon örgütlenmesinin Yargıtay´a kadar yayıldığını açıkça belirtmişlerdi. 12 Eylül hakkında hazırladığı iddianameyle ve bu nedenle dönemin HSYK´sı tarafından mesleğinden atılan eski Savcı Kayasu, Yargıtay´ın fotokopi üzerinden Cihaner´in davasını kendi üzerine almasına büyük tepki gösteren hukukçulardan biriydi. Kayasu şöyle konuşmuştu:
Hakim ve savcıların yargılama usullerini belirleyen 2802 sayısı kanunla belirlenmiş durumda. Bu kanunda 1. sınıfa ayrılmış hakimlerin nasıl yargılanacağı açık bir şekilde belirtiliyor. Sadece şahsi suçlardan yargılandığında Yargıtay yetkili olur. Diğer durumlarda ağır ceza mahkemeleri yetkilidir. Yargıtay resmen yerel mahkemelerin elindeki yetkiyi gasp etti. Daha vahim bir durum ise bundan önce ortaya çıkan ses kayıtlarındaki planın aynen uygulanmış olması. Bu süreç normal bir hukuki sürece benzemiyor. Ses kayıtları ortaya çıkıyor ve kasetlerdeki planın aynısı uygulanıyor.
Yargıtay´ın, vatandaşın davalarını birinci derece mahkemesi olarak göremeyeceğini vurgulayan Kayasu, Cihaner davasında yalnız kendisinin değil onunla beraber Saldıray Berk ve MİT elemanlarının da yargılandığını hatırlattı. Onların yargılanma yerinin ise Yargıtay değil adli mahkemeler olduğunu ifade eden Kayasu, şöyle devam etti: Bir ses kaydı olmasaydı, hadi derdiniz ´hukuki hata.´ Ama o ses kaydından sonra ´acaba bu işin arkasında başka şeyler var mı; Ergenekon terör örgütü Yargıtay´a da sıçradı mı?´ gibi insanın aklına ister istemez bu sorular geliyor.
Yargıtay´ın terör suçlarını görme yetkisi bulunmadığının altını çizen Kayasu, terör suçlarının hangi mahkemelerde görüleceğinin kanunlarla belli olduğunu söyledi. Yargıtay´ın, hangi davaları birinci derece mahkemesi olarak göreceğinin de belli olduğunu dile getiren Kayasu, Yargıtay, bu terör davasını ancak üst mahkeme olarak, yani temyiz mahkemesi olarak görebilir. Üst derece mahkemesi olarak göremez. Hakim ve savcıların Yargıtay´da yargılanması ancak 1. sınıf olması ve görevle ilgili olma şartıyla söz konusu. Terör örgütü üyesi olmak görev suçuyla ilgili değil. Tamamen şahsi suç. Bunlar da kanunda, görevli adli mahkemelerde bakılacağı belirtilmiş. Bu çok vahim bir karar. diye konuştu.
Yargıtay´ın Cihaer´in davasını kendi üzerine alması kararıyla diğer mahkemeleri hiçe saydığını söyleyen Kayasu, Yargıtay´ın kendi üsleri ve amirleri olmadığını belirtti. Bizim yaptığımız bir işlemi yok sayamaz. O sadece hatalı gördüğü hususları bildirir ve bunların düzeltilmesini ister. diyen Kayasu, Yoksa kendisi böyle bir şey yapamaz. Yargıtay´ın kanununda yapacağı işler belli. En çok güvenmemiz gereken yer Yargıtay. Çünkü mahkemeler yanlış karar verdiği zaman, Yargıtay´a güvenmek zorundayız. Oradan döner. Ama Yargıtay yanlış yaparsa ve özellikle bu, bilerek yapılırsa vatandaş nereye güvensin? şeklinde konuştu. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(07 Mart 2012, 10:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eski Savcı açık konuştu: Ergenekon Yargıtay´a da sıçradı mı?
Cihaner iddianamesi kabul edildi
Cihaner´e şok: Yeniden yargılanacak
HSYK: Cihaner yargılanmalı
İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEM PLANI ERZİNCAN´DA UYGULAMAYA KONULDU: İŞTE ADIM ADIM ERZİNCAN´DAKİ ISLAK KOMPLO
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarma işbirliğiyle ´ıslak imza´ operasyonları
Erzincan iddianamesinde arama yap
7´nci iddianamede (Islak İmza) arama yap
ISLAK İMZALI ´İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEM PLANI´ MANŞETLERİMİZ
Cihaner´in gizli sorgu odası
Gizli tanıktan şok ifadeler: Cihaner ´terör arttırılmalı´ diyordu
SAVCI OLDUĞU ÖĞRENİLEN GİZLİ TANIK EFE´NİN MAHKEMEYİ SARSAN İFADELERİ
´Er Cihaner´i kurtarmak´ oyununa devam
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
Tiyatro: Er Cihaner´i kurtarmak
Yargıda Kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri