Balyoz davasının 81. duruşması başladı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ile eski Genelkurmay Başkanları Yaşar Büyükanıt tanık sıfatıyla ifade vermek üzere duruşmaya katıldılar. Mazeret bildiren Kalyoncu ilk olarak ifade vermeye başladı. Kalyoncu ifadesinde, ´Belgeleri hiyerarşik yapılanmada bürokratik bir işlem gereği imzaladım. Yapılan tespitlerde herhangi bir olağanüstülük fark etmedim. Ordunun bir talebi var mı yok mu ona baktım. Oyun vardı, senaryo vardı´ dedi.
01.03.2012 11:50 2003 yılında Birinci Ordu Komutanlığı´nda ´Balyoz´ kod adıyla darbe planlandığı iddiasına ilişkin, Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu´nun da aralarında bulunduğu 249´u tutuklu 365 sanıklı davanın 81. duruşması görülüyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmaya, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP İstanbul milletvekili Emekli Korgeneral Engin Alan, Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 220 tutuklu sanık katıldı. Hakim albay Ahmet Zeki Üçok´un da aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık ise gelmedi. Ayrıca 5 tutuklu sanığında hazır bulunduğu duruşmada hakkında yakalama kararı bulunan sanıklar emekli Orgeneral Ergin Saygun ve İkinci Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ise duruşmaya katılmadı.
BÜYÜKANIT VE KALYONCU MAHKEMEDE
Duruşmaya ayrıca tanık olarak dinlenmek üzere eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, emekli Korgeneral Köksal Karabay´ın da aralarında bulunduğu 7 kişi tanık sıfatıyla dinlenmek üzere duruşmada hazır bulundu. Müdahil, Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği yöneticisi olan Rıdvan Kaya ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken tanıkların dinleneceğini belirtti. Ömer Diken ilk olarak Kalyoncu´nun dinleneceğini belirterek diğer tanıkların duruşma salonundan dışarı çıkmasını istedi. Büyükanıt´ın da aralarında bulunduğu 6 tanık, hakim ve savcıların duruşma salona giriş yaptığı kapıdan duruşma salonundan ayrıldı. Tanık olarak dinlemek üzere kürsüye çağrılan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu´ya ilk önce tanık hakları hatırlatıldı. Kalyoncu´ya daha sonra Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim şeklinde sözleri söyleyerek tanıklık yemini yaptırıldı. Kalyoncu yemin metnini okuduğu sırada mahkeme heyeti ve sanıklarda dahil olmak üzere herkes ayağa kalktı. Kimlik tespiti yapılan Kalyoncu ikamet adresi olarak Jandarma Genel Komutanlığı´nı söyledi.
TANIK BEKİR KALYONCU´NUN İFADESİ
Mahkeme Başkanı Ömer Diken iddianamedeki suça değinerek, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı´nda bir seminer düzenleniyor ve iddiaya göre seminerde darbe planı yapılıyor. Sizinde dava konusu plan seminerine ilişkin düzenlenen Genelkurmay Bakanlığı sonuç raporunda imzanızın bulunması nedeniyle tanık olarak dinlenmenize karar verildi dedi.
Başkan Ömer Diken´in, Sizin Genelkurmay sonuç raporda imzanız var. Seminerde olağanüstü görüşme yapıldığına yönelik bir şüpheye vardınız mı?´ şeklindeki sorusuna tanık Bekir Kalyoncu, seminerin sonuç raporuna askeri hiyerarşi gereği kendisinin de 21 Mart tarihinde imza attığını söyledi. Kalyoncu, 20 Mart tarihinde Amerika, Irak´a savaş başlatmıştı. Çok yoğun dönemdi. Ben raporda sadece semineri düzenleyen ordunun bir talebi olup olmadığına baktım diye konuştu.
Kalyoncu sonuç raporunda imzasının olduğunu belirterek, Plan semineri oyun şeklinde yapılır. Seminer adeta bir tiyatro oyunu şeklinde yapılır. Bir senaryo vardır. Çeşitli enjekteler ile durum kötüleştirilerek çözüm arayışları yapılır. Ben raporda herhangi bir olağanüstülük fark etmedim. O dönemde dedi. Bekir Kalyoncu 1. Ordu Komutanlığı´nda seminer düzenlendiği dönemde Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanı olarak tümgeneral rütbesiyle dava konusu plan seminerine ilişkin düzenlenen Genelkurmay Başkanlığı sonuç raporunda imzası bulunuyor.
Plan seminerine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı sonuç raporunda imzası bulunan Bekir Kalyoncu, Gözlemci raporunda herhangi bir anormallik yoktu. O zaman rapora baktığımda olağandı. Şimdi baktığım zaman ve iddianamelerden dolayı objektif olamayacağımı değerlendiriyorum dedi.
Kalyoncu ifadesini tamamlanmasının ardından heyetin, sanıkların ve avukatların sorularını yanıtladı. Üye Hakim Ali Efendi Peksak´ın soruları üzerine Orgeneral Bekir Kalyoncu, Sonuç raporunun özensiz olarak hazırlandığını söylemek ne kadar doğru olur bilemem. Ancak imla hatalarından dolayı özensiz hazırlanmış olabilir. Ayrıca o tarihlerde Irak harekatı söz konusuydu, bize gelen tek rapor bu değildi. O zaman raporu ayrıntılı incelemedim. Daha sonra tanık olarak çağrıldığımda inceledim. ifadesini kullandı.
Hakim Peksak, Sonuç raporunda planın dışına çıkıldığına dair ve darbe hazırlığı gibi bir duyum aldınız mı? veya hissetiniz mi? diye sordu. Kalyoncu, Hükümetin kurulmasından 3 ay geçmiş. Anadolu´da bir tabir vardır. Fol yok yumurta yokken böyle bir şeyin aklıma gelmesi mümkün değil. Olsa olsa senaryoda böyle bir durum yaratılmıştır. O sırada Irak savaşı başlamıştı. Afganistan´daki Genelkurmay Karargahı´nda yoğun bir hareketlilik vardı. Aklıma geleceğini zannetmiyorum diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Diken´in, Sonuç raporunda Genelkurmay İkinci Başkanı´nın imzası var. Genelkurmay Başkanı´nın imzası yok. Neye göre ayarlanıyor veya bunun takdir yetkisi kimde? sorusunu Kalyoncu, Genelkurmay İkinci Başkanı´nın yetkisindeydi. Eğer isterse ´sayın komutana arz´ diye paraf açabilir. diye cevapladı.
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, Bekir Kalyoncu´ya, Seminer tarihinde Türkiye´de irticai bir ayaklanma belirtisi var mıydı? diye sordu. Kalyoncu ise, O tarihte bir irticai ayaklanma yoktu. dedi.
-Kalyoncu: Plan seminerinde gerçek isimler olmamalı-
Savcı Kırbaş, Plan seminerinde gerçek kişilerden bahsedilir mi? Çünkü seminerde gerçek kişilerden bahsedilmiş ve bazı belediye başkanları ile imam hatip lisesi müdürlerinin gözaltına alınmasından bahsediliyor. şeklindeki sorusuna Kalyoncu, Prensip gereği gerçek kişilerden bahsedilmez. Genel değerlendirmem odur. Ben, genel komutan olarak uygun bulmam. diye cevap verdi.
Müdahil Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da, Sivil toplum örgütlerin yeniden yapılandırılması başlığı var. Siz bu başlık altında yazanları doğru karşıladınız mı? şeklindeki sorusu üzerine Kalyoncu, Seminerde hep senaryo oynandığı için normal karşıladım. Senaryo çerçevesinde ihtiyaç olmuştur, diye bakıyorum dedi.
Tutuklu sanık emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın´ın Seminer döneminde hem sizin hem de Genelkurmay Başkanlığı´nda işlerin yoğun olduğunu söylediniz. Bu kadar yoğun dönemde Çetin Doğan ve diğer komutanlar işi gücü bırakmış darbe hazırlığı yapmışız. Buna kargalar bile güler, siz kargalara katılıyor musunuz? sorusuna Kalyoncu gülümseyerek cevap vermedi.
Orgeneral Kalyoncu, Savcı Savaş Kırbaş´ın sorularını da cevaplandırdı. Kırbaş, Orgeneral Kalyoncu´ya yönelik O dönemde irticai ayaklanma olmadığını söylediniz. 1. Ordu Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo´nun (OYTS) oynanmasında ısrar ediyor ve oynuyor. İç tehdidin öncelikli olduğu raporda yazılmış. O dönemde de Irak konusu gündemde ve savaş durumu varken iç tehditten bahsediliyor. Siz ´Buna kargalar bile güler´ demediniz mi? diye sordu.
Savcının bu sorusuna avukatlar ve sanıklar tepki gösterirken, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken ortamı sakinleştirdi. Bunun üzerine tekrar söz alan Savcı Kırbaş, sorusunu, Soruyu netleştirelim. Biz Genelkurmay Başkanlığı olarak neyle uğraşıyoruz, 1. Ordu Komutanlığı neyle uğraşıyor´ diye düşünmediniz mi? şeklinde yöneltti.
Sanık avukatlarından Celal Ülgen, bu sorunun sonuç raporuyla ilgili olmadığını belirterek, sorunun muhatabının emekli Orgeneral İlker Başbuğ olduğunu söyledi.
Sanıkların ve avukatların tepkileri üzerine Savcı Kırbaş, İki tanığa da aynı soruyu sorarım. 10 tanığa da sorarım dedi.
Orgeneral Bekir Kalyoncu da muhatabının Kara Kuvvetleri Komutanlığı olduğunu belirterek, Bu bir oyundur dedi.
Tutuklu sanık Çetin Doğan´ın seminere ilişkin sorularını cevaplayan Kalyoncu, kendisinin söz konusu seminere katılmadığını belirterek, Ne oynandığını sadece önümdeki kağıttan biliyorum şeklinde konuştu. Çetin Doğan da, Senaryoyu biz burada oynamaya hazırız. Arkadaşlarımız da burada zaten. Seminerde her geçen konuyu dakika dakika ses kaydına aldırdım zaten. ifadelerini kullandı.
Sanıklar ve avukatların yorum ve kanaatine dayalı soruları üzerine tanık Bekir Kalyoncu, Burada kendimi tanık gibi değil de bilirkişi gibi hissediyorum. ifadesini kullandı. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Kalyoncu´ya soru soran birçok sanık ve avukatı, Daha dinlenecek tanıklarımız var. Tekrar tekrar aynı sorular soruluyor. Ayrıca yoruma dayalı, kanaatini söylemesi istenen sorular sorulmasın. Sadece tanıklığı istenen gözlemci raporuna ilişkin sorular sorulsun. diye ikazda bulundu. Orgeneral Kalyoncu, Jandarma Genel Komutanı olarak kanaati sorulan bazı sorulara da, Ben burada Jandarma Genel Komutanı olarak tanıklık yapmıyorum. Plan Daire Başkanı (Seminer tarihinde) olarak tanıklık yapmak üzere geldim. diye konuştu.
Duruşmada salonunda yaklaşık 2 saat kalan Orgeneral Bekir Kalyoncu, kendisine yöneltilen soruların tamamlanmasının ardından yoğun programı nedeniyle duruşmadan ayrılmak için Mahkeme Başkanı Ömer Diken´den izin istedi. Başkan Diken´in izin vermesinin ardından Kalyoncu, saat 11.30´da duruşma salonundan ayrıldı. ( DHA, Cihan, Cnnturk)
TANIK KÖKSAL KARABAY´IN İFADESİ
Balyoz davasında Savcı Hüseyin Kaplan, tanık olarak dinlenen emekli Korgeneral Köksal Karabay´a, Semineri aşmış bir senaryo ele alınıyor. Hiç olmayacak ihtimaller, 20-30 yıl sonraki ihtimaller mi düşünülüyor? Ordu hep afaki konuları mı ele alır? diye sordu. Karabay da, Her seviyede plan semineri ve tatbikatı yapılır. Bu seminerde bir bölgedeki plan inceleniyor. TSK afaki çalışma yapmamıştır. cevabını verdi.
Duruşmada, 5-7 Mart 2003 tarihli 1. Ordu seminerin yapıldığı tarihte Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı olan emekli Korgeneral Köksal Karabay da tanık olarak dinlendi. Karabay, kendisinin de imzaladığı gözlemci raporunda herhangi bir olağanüstülük görmediğini söyledi. Gözlemci raporunun sonunda bu raporun başka birimlere gönderilmesinin faydalı olacağı yönünde görüş bulunduğunu belirten tanık Karabay, Ben de onayladım. dedi.
Gözlem raporunun kendisine arz edildiğini belirttikten sonra mahkeme başkanının, Kara Kuvvetleri Komutanlığı´nın ´bu oyunu oynamayın´ şeklinde bir emri var. Altında da İlker Başbuğ´un imzası var. Bu talimattan haberiniz var mıydı? diye sordu. Böyle bir emirden haberi olmadığını söyleyen Karabay, Seminerler senaryo oyunudur. Ben de böyle baktım seminere. cevabını verdi.
Bu arada Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan, Seminerde ele alınan konuların o günün gündeminde yer almayan tehlike senaryoları olduğu söyleniyor. Savunmalarda hep ileriye yönelik olası tehlike senaryolarının ele alındığı iddia ediliyor. Ancak daha yakın olasılığı yüksek tehlike senaryolarının ele alınması gerekmez mi? Semineri aşmış bir senaryo ele alınıyor. Hiç olmayacak ihtimaller. 20-30 yıl sonraki ihtimaller mi düşünülüyor? Ordu hep afaki konuları mı ele alır? diye sordu. Köksal Karabay da, Her seviyede plan semineri ve tatbikatı yapılır. Bu seminerde bir bölgedeki plan inceleniyor. Dolayısıyla orası ile ilgili bazı konuları motomot koyarsanız planınızı deşifre edersiniz. TSK hiç afaki bir çalışma yapmamıştır. diye konuştu. Bunun üzerine Savcı Kaplan, Hiç uygulanmayacak bir şeyi neden konu ettiniz? diye sordu. Karabay ise, 1915´te Rus-Osmanlı savaşında geri bölgede tehcir yapılmıştı. Bu da geri bölgelerin emniyeti için alınan bir karardır. Bir harp durumunda her şeyi incelemek durumundasınız. Bu afaki değildir. Bazı şeyleri sanal olarak yapmak durumundayız. ifadelerini kullandı. ( Cihan)
TANIK YAŞAR BÜYÜKANIT´IN İFADESİ
Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Balyoz Davası´nda tanık sıfatıyla ifade vermeye başladı. Büyükanıt ifadesinden satır başları şu şekilde; Seminer planında hukuk dışı hiçbir şey görmedik. Rapora imza atmam raporu onaylamam anlamına gelmez. Bir senaryo hazırlamak o ülkeye taarruz yapılacak anlamına gelmez. 2003´te irtica tehdit olarak görülüyordu. Öncelik değişir ama şu an öncelikli tehdit terör. Askeri hukukçular semineri hukuka uygun buldu.
Balyoz davasının bugünkü duruşmasına gelen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, yaklaşık iki saat tanık olarak ifade verdi. Dava konusu 5-7 Mart 2003 tarihinde yapılan 1. Ordu semineri yapıldığında Genelkurmay İkinci Başkanı olduğunu belirten Büyükanıt, Yapılan plan seminerleri ve harp oyunlarıyla alakalı sonuç raporları, üst komutanlıklara silsile yoluyla imzalanarak ulaştırılırdı. dedi.
Dava konusu seminere ilişkin sonuç raporunu kendisinin de imzaladığını belirten Büyükanıt, Ben bu raporu onayladım ama içinde bulunanları onaylama anlamına gelmez kesinlikle. Benim onayım, sadece raporun askeri yazım kurallarına göre hazırlanıp hazırlanmadığına ilişkindi. Ancak içeriği konusunda da şunları söyleyebilirim. Hukuk müşavirlikleri ve gerekli makamlara bu raporu incelettirdik. Hukuk dışı herhangi bir durum görmedik. Bir senaryo yapmak, bahsedilen ülkeye taarruz yapılacağı anlamına gelmez. Bu raporlarla kuvvet istenen ve zaafiyet bulunan alanlara ilişkin teklifler de sunulabilir. diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olduğu dönemde Olasılığı En Yüksek Tehlike Senaryosunun (OEYTS) o zaman oynanmaması yönünde bir mesaj emri göndermiş. Ancak bu emre rağmen OEYTS oynanmış. Bu emri gördünüz mü, bilginiz var mı? diye sordu. Böyle bir emirden haberinin olmadığını söyleyen Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanlığı´nın bir tasarrufudur. Genelkurmay Başkanlığı´na bu konuda bilgi vermek zorunluluğu yoktur. ifadesini kullandı. Büyükanıt, kendisi imzaladıktan sonra raporu Genelkurmay Başkanı´na gönderdiğini belirterek, Birkaç gün sonra da komutanın makamına çıkarak bu konuda bir direktifi olup olmadığını sordum. Olmadığını söyledi. şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Diken, öğleden önce dinlenen Kalyoncu ile Karabay´a sorduğu soruyu Büyükanıt´a da sordu. Diken, Seminerin gözlemci sonuç raporunun bazı yerlerinde yazıların altı çizilmiş. Bu bölümleri kimin çizdiğini merak ediyorum. Belki davaya doğrudan etkisi olmayacak ama bu konuların üzerinde durulduğu akla geliyor. Sizdeki rapor suretinde de altı çizili yerler var mı? Genelkurmay Başkanlığı´ndan aldınızsa belki bizdeki suretten farklı olabilir. Acaba soruşturma aşamasından sonra mı çizildi yoksa sizde mi çizildi? diye sordu. Tanık Büyükanıt ise bu soruya, Ben, görev yaptığım yerlerden bir kağıt parçası bile almadım. Bu suret de avukatım tarafından bana verildi. Muhtemelen sizlerdeki suret ile aynıdır. Ancak şunu söyleyebilirim ki seminerden sonra bana geldiğinde bu konuların altını ben çizmedim. Hatırladığım tek konu raporun kendisidir. açıklamasını yaptı.
Üye hakim Ali Efendi Peksak ise, ordu seviyesinde yapılan bir seminere Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının katılması konusunda bir usul var mıdır? diye sordu. Böyle bir usulün olmadığını söyleyen Büyükanıt, Eğer katılma durumu varsa Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları katılırdı fakat bu nezaket gereği yapılırdı. dedi. Bunun üzerine Peksak, Madem seminere nezaket gereği katılırdı da seminerin sonuç raporunu da nezaketen imzalaması beklenmez mi? şeklinde soru yöneltti. Büyükanıt ise böyle bir zorunluluğun olmadığını söyledi.
Peksak da sonuç raporunda, Körfez savaşı sonrası milli mutabakat hükümetinin kurulması, sivil toplum örgütlerinin yeniden yapılandırılması ve MİT Başkanlığı´na asker kişilerin getirilmesi konularının altının kim tarafından çizilmiş olabileceğini sordu. Büyükanıt, bu konuda bir fikri olmadığını söyledi.
Plan semineri ya da harp oyununun bir senaryoya göre yapıldığını ifade eden Büyükanıt, Seferberlikten sıkıyönetime kadar uzanan geniş bir yelpaze var. Seferberlik ya da sıkıyönetimin ilan edilmesi de senaryo kapsamında normaldir. Varsa, bu askeri bir harekattır. Dolayısıyla mantıktan uzak değildir. MİT Müsteşarlığı´na askeri kişi getirilmesi de hayali değildir. Yakın tarihe kadar MİT Müsteşarlıklarında asker kişiler vardı. Sıkıyönetim merkezlerinin komutanlık karargahı olması da böyle bir durumda gayet normal bir uygulamadır. dedi.
Üye Hakim Murat Üründü ise, dava konusu 2002 ile 2003 tarihlerinde tanık Büyükanıt´tan Türkiye´de en öncelikli tehdidin ne olduğunu sordu. Zaman zaman tehdit önceliklerinin değişiklik gösterebildiğini belirten Büyükanıt, Günümüz için sorarsanız yıllardan beri Türkiye´nin başının belası olan ve olmaya devam eden terörü birinci sıraya koymamız gerekir. dedi. Üründü´nün, 2002-2003 yıllarında irticanın birinci öncelikli olarak iç tehdit içerip içermediğini sordu. Büyükanıt ise, O dönemi bilmiyorum. İrtica, silahlı kuvvetler tarafından her zaman bir tehdit olarak görülmüştür. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. İrtica, Türkiye Cumhuriyeti´nin temel esaslarına tehdittir. Laikliğe karşı bir tehdit görülüyorsa bu bir tehdittir. Anayasamızın temel değerlerine karşı bir tehdit varsa bu bir tehdittir tabii. İrtica geniş kapsamlıdır. Herkes kendine göre değerlendirebilir. diye konuştu.
Savcı Hüseyin Kaplan, Seminerin sonuç raporunda İstanbul ili için ilave 4 tugaya ihtiyaç olduğu belirtilmiş. Ancak o döneme ilişkin basında yer alan bazı söylentiler var. Sayın Genelkurmay Başkanımız, Çetin Doğan´ın İstanbul´da istenilmeyen işler yaptığını öğrenmiş ve bu durum ciddi sıkıntılar doğurmuş. Çetin Doğan´ın 4 tugay daha istemesine rağmen 1. Ordu´ya bağlı bulunan bazı birimler, farklı komutanlıklar emrine kaydırılarak olası bir darbeyi engellediği rivayet ediliyor. dedi. Büyükanıt da, Böyle bir bilgim yok. Kusura bakmayın. Ancak, ben de İstanbul´da 1. Ordu Komutanlığı yaptım. İstanbul, idare edilmesi güç şehirlerden biridir. Takviye ihtiyacı olan bir ildir ve bunun da seminerde dile getirilmesi normaldir. Bu takviye, savaş durumu nedeniyle değil, toplumsal olaylarda emniyet güçlerine takviye olmak amacıyla gereklidir. karşılığını verdi.Yaklaşık 2 saat mahkemede kalan Büyükanıt, Silivri´den ayrıldı. ( Cihan)
TANIK İLKER BAŞBUĞ´UN İFADESİ
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 2003 yılı Ocak ayı tarihli mesaj formunu kaleme alan ve imzası bulunan Tuğgeneral Levent Gözkaya´nın tanık olarak dinlenilmesinin ardından duruşma salonuna ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davası kapsamında tutuklu olan emekli Orgeneral İlker Başbuğ alındı. Kimlik tespiti yapılan Başbuğ´a, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken adresini sorunca ´Belli. Silivri´ diye yanıt verdi. Başbuğ, tahliye olunca ulaşılabileceği bir adresi olup olmadığını soran Diken´e, Fenerbahçe Orduevindeki konutlarda kaldığını dile getirdi. Başkan Diken, daha sonra Başbuğ´a yeminini yaptırarak, tanıklığın önemini anlattı.
Başbuğ´un tanık olarak çağrılmasına neden olan Ocak 2003 tarihli mesaj formunu incelemesi için veren Başkan Diken, ´5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığında düzenlenen plan seminerinden önce sizin de imzanızın bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığının 1. Ordu´ya gönderdiği bir mesaj formu var. Bunda Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS) oynanmaması yer alıyor. Bu mesaj emrini neden gönderme ihtiyacı hissettiniz? Seminerde OEYTS oynandığı anlaşılıyor. Daha sonra bununla ilgili bir müeyyideniz oldu mu?´ diye sordu.
2002-2003 yıllarında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan ve mesaj formunda imzası bulunan Başbuğ da, bu soruya yanıt vermeden önce bazı noktaların değinmek istediğini belirterek, Türkiye´nin o dönemde yaşadığı Irak operasyonuyla ilgili süreci anlattı. Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryonun ne olduğuna ilişkin açıklama yapan Başbuğ, 1. Ordu Komutanlığı´nın icra etmiş olduğu seminer Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı´nın tatbikat programının bir gereğidir. 1. Ordu Komutanlığı seminere ilişkin planla ilgili 12 Aralık 2002 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı´na yazı yazarak bilgi vermiştir. Sonra da buna mukabil 3 Ocak 2003 tarihinde mesaj emri çektik. Plan seminerini öyle oynayın ki amacına daha uygun olmalı. Mesaj emrinin birinci maddesinde ´1. Ordu´nun öngördüğü OEYTS´yi Kara Kuvvetleri reddediyor´ deniliyor. Oynamayacaksın dedi deniliyor. Hayır yok öyle bir durum. Sadece OEYTS´yi modifiye edin bazı maddelerini tadil edin deniliyor. Mesaj emri OEYTS´yi reddetmemektedir. Oynamayın denilmesi başta bahsettiğim kurallara karşı ters düşer. Ama ilerde OEYTS´yi modifiye ederek oynayabilirsin deniliyor. Modifiye ettikten sonra da oynayacağın tarihi bildir deniliyor dedi.
Başbuğ, 1. Ordu Komutanlığı tatbikat programını planlama ve çalışması yapmakla görevlidir ve çalışmalara da başlamıştır. Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo 2003 tarihinde, 2000 tarihli Milli Askeri Stratejik Dökümana göre düzenlenmiştir. Bu belgenin üzerinde ise Milli Güvenlik Stratejisi vardır dedi. Türkiye´nin o tarihlerde çevresinde yaşanan savaş ortamına dikkat çeken Başbuğ, Bu planların ortaya çıkmasından sonra gizlilikleri ortadan kalktı. Kimse merak etmesin planları değiştirdik dedi. Başbuğ, Senaryonun içeriğinde eğer bir suç unsuru varsa bize sormanız lazım. Neden oynanmasına müsaade ettiniz diye sormalısın. 1. Ordu bizim mesaj emrimizden sonra çalışmalarına devam ediyor. Sonra 17 Ocak 2003 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanları 1. Ordu Komutanlığı´nı ziyaret ediyor. 31 Ocak 2003´de de 1. Ordu Komutanlığı plan semineriyle ilgili yazısını yazıp gönderiyor. Bu yazı Genelkurmay Başkanlığı dahil 56 adrese gitmiştir. Bu yazıda OEYTS oynayacaklarını alternatif planlara da bakılacağını da söylüyorlar, ancak 2. Maddesinde de Egemen Harekat Planı´nın öncelikli oynanacağı söyleniyor. Bir boyutuyla Kara Kuvvetleri Komutanlığının isteklerini büyük ölçüde karşıladığını değerlendirdik. 31 Ocak 2003 tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Size soru sorulmaksızın pek çok konuya değindiniz. Bir bütünlük oldu dedi.
Tanık İlker Başbuğ´un, 1. Ordu Komutanlığı´na gönderilen 3 Ocak 2003 tarihli mesaj emrinde Olasılığı En Yüksek Tehlike Senaryosu OEYTS oynanmasın denilmiyor. Sadece modifiye edilsin, tadil edilsin ve başka bir zamanda oynansın deniliyor. açıklamasını hatırlatan Üye hakimler Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü ile Savcı Kırbaş, benzer sorularla konunun açıklanmasını istediler. Emirde net olarak 5-7 Mart 2003 tarihinde yapılacak olan plan seminerinde OEYTS´nin oynanmamasının net olarak istendiği hatırlatılınca tanık Başbuğ, Bizim gönderdiğimiz 3 Ocak tarihli bu mesaj emrinin ardından 1. Ordu Komutanlığı da 30 Ocak tarihli bir yazı göndererek ´Ben bu OEYTS´si oynayacağım. Ancak sizin istediğiniz egemen harekat planını öncelikli olarak ele alacağım.´ diyor. Bu da Kara Kuvvetleri´nin isteklerini karşılıyordu. Bu nedenle itiraz etmedik. şeklinde açıklama yaptı.
Bunun üzerine savcı Savaş Kırbaş, Bu durum emre itaatsizlik değil mi? Doğrudan verdiğiniz emrin tersine hareket edileceği anlaşılıyor. diyerek konuyu net olarak açıklamasını istedi. Tanık Başbuğ ise O zaman Türkiye´nin içinde bulunduğu durum ve bizim yoğunluğumuzu bahsetmiştim. Bir yazı daha yazmamız gerekirdi, yazamadık. Ancak 1. Ordu´nun yazısına aksi bir cevap vermediğimize göre seminerin onların söyledikleri şekilde yapılmasını kabul ettiğimiz anlamına gelir. Askerler bunu anlar. ifadesini kullandı.
Savcı Kırbaş´ın, Askerlikte böyle midir? Emir nasıl değiştirilir? diye sordu. Kırbaş´ın bu sorusu birçok sanık ile sanık avukatı tarafından tepki ile karşılandı. Kırbaş, OEYTS´nin neye göre modifiye edilmesinin istendiğini sordu. Tanık Başbuğ bu soruya da Bunu 1. Ordu anlar. cevabını verdi.
-CHP´li vekil savcının sorusuna müdahale etti-
Savcı Savaş Kırbaş, seminere ilişkin tanık İlker Başbuğ´a soru sorduğu sırada sanık avukatları ve duruşmayı izlemeye gelen CHP Milletvekili Mahmut Tanal tepki gösterdi. Söz almak isteyen Tanal´a Mahkeme Başkanı Ömer Diken, ´Siz milletvekilisiniz, sizin burada bir müdahale ve söz hakkınız yoktur. Sizin burada oturmanıza kim izin verdi. Biz o bölümü tutuksuz sanıklara ayırmıştık´ dedi. Bunun üzerine Tanal, ´Personelinize sorun´ diye cevap verdi. Diken de, ´Milletvekili olduğunuz için size saygı gösterdik. Lütfen yerinize oturun. Biz Türk milleti adına yargılama yapıyoruz. Siz ise seçilmiş bir milletvekilisiniz. Sizin göreviniz yasamadır, bizimki de yargıdır´ şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Kırbaş, ´Nasıl olur da, bir milletvekili benim soruma müdahale edebilir´ diye tepki gösterdi. ( Cihan)
Tanık Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı raporlarına şüpheyle bakılması bizleri çok üzüyor. Genelkurmay Başkanlığı yalan söylemez sayın hakim. Genelkurmay Başkanı da dahil karargah yalan söylemez. Eksiklik olabilir ama Genelkurmay asla yalan söylemez. Seminer evraklarının neden imha edildiği sorusuna da tüm seminer evrakları 5 yıl sonra emir gereği güvenlik nedeniyle imha edilir. Başka bir sebepten değil. Gözlemci heyeti bu tatbikatlarda en ufak olağan dışılık görürse bize rapor eder. Görevleri budur, böyle bir şey olmadı diye konuştu.
Tatbikattan sonra 2003 yılındaki seminere katılan gözlemcilerin komuta katına sözlü ya da yazılı bir bilgi sunduklarını hatırlamadığını belirten Başbuğ, Eğer sıradışı olağan üstü bir durum olsa mutlaka bize anlatırlardı. Bugün burada hatırlamamız söz konusu olamazdı dedi.Prensip olarak tatbikattan sonra sonuç raporunun komuta katına yani kendilerine sunulması gerektiğini belirten Başbuğ, Bugün net olarak bize sunulduğunu hatırlamıyorum. Eğer sunulmuş olsaydı ve olağan üstü durum belirtilseydi bunu unutmamız söz konusu olmazdı diye konuştu.
Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bazı sorularda Yunanistan karasularının 6 mil olduğuna değinilmesi üzerine, hukuk fakültesinde uluslararası hukuk dersinde bunu gördüklerini belirterek, Yunan karasularının 6 mil olarak görülmesine ilişkin açıklamada bulundu. Bunun üzerine Başbuğ, Siz askerliği iyi yapmışsınız sayın başkan deyince salonda gülüşmeler yaşandı. Başkan Diken, Başbuğ´a Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemi kapsayan göreviyle ilgili sorular yöneltilmesine izin vermedi. Diken, mesaj formuyla ilgili tanıkların dinlenildiğini belirterek, Başbuğ ve Levent Gözkaya´ya salondan ayrılabileceklerini ifade ederek, duruşmaya ara verdi. ( AA, Cihan)
(02 Mart 2012, 10:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
BALYOZ PLANI VE DAVASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
1. Balyoz iddianamesinde ara
2. Balyoz iddianamesinde ara
3. Balyoz iddianamesinde ara
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
´Yakalanırsak Harp Oyunu deriz´
Balyoz oyun değil, terör
´Yakalanırsak Harp Oyunu deriz´
Sanıklar: Senaryoda gerçek isim olmaz