Ergenekon soruşturma belgelerini ele geçirmek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü´ne düzenlenen baskından sonra İşçi Partisi´nde Ergenekon soruşturması kapsamında düzenlenen operasyon ve aramalar hakkında soruşturma başlatıldı. İki olayın kaynağı da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Bu durum Ergenekon soruşturmasının Ankara´daki birilerini rahatsız ettiği şeklinde yorumlanıyor.
02.09.2008 13:03 Ergenekon davası süreci, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın başlattığı soruşturmalarla sarsılıyor. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt´ün dinlendiği iddialarını araştıran Ankara Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan´ın İstanbul Organize Şube Müdürlüğü´ne yaptırdığı baskının ardından, yeni bir soruşturma daha geldi. Memur suçlarına bakmakla görevli Ankara Savcısı Abbas Özden, Yargıtay´a suikast krokilerinin de ele geçirildiği İşçi Partisi´nde yapılan arama işleminin hukuka aykırı yapıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz´ün talimatı üzerine Emniyet güçleri, 21 Mart 2008 günü Ankara´daki İP Genel Merkezi´nde ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem´in evinde arama yapmıştı. Aramalarda bir CD içinde, Yargıtay binasına giriş ve güvenli kaçış yollarını belirten ayrıntılı bir suikast krokisi ele geçirilmişti. Ergenekon iddianamesinde de yer alan belgelere karşı İP´liler, delillerin Ceza Muhakemeleri Kanunu´nda belirtilen maddelere aykırı elde edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. İP´liler, bilgisayarlara şifreli oldukları gerekçesiyle yedekleme yapılmadan el konulduğunu, bilgisayarlardaki verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı, kendilerine verilmediği ve bilgisayarlara kendilerine ait olmayan bilgilerin yüklenmesinin mümkün olduğu iddiasını dile getirdi.
Suç duyurusu üzerine Abbas Özden soruşturma başlattı. Savcının, CMK´nın 134. maddesinin ihlal edildiği, yedekleme yapılmadan bilgisayarlara el konulduğu, verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı ve parti yöneticilerine el konulan verilerin birer örneğinin verilmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı´ndan soruşturma izni talep edeceği ifade edildi. Arama ve el koyma işlemi, Cumhuriyet savcısı gözetiminde gerçekleştirilmişti. Savcının bu girişimiyle Ergenekon delillerinin bir kısmının tartışmalı hale geleceği de öne sürüldü. CMK 134. madde, şifrelenen bilgisayarlara girilememesi halinde el konulacağını, şifrenin çözülmesi ve gerekli kopyanın alınması durumunda el konulan cihazların iade edileceğini belirtiyor.
Hukukçular, soruşturmalarda el konulan bilgisayarların yedeklemelerinin, şüpheli ve vekiline verilmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığını, ancak ilgili kişilerin talebi olursa bu yedeklemelerin verileceğini ifade ediyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedri Eryılmaz, Yedeklemenin verilmemesi delillerin kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Burada basit bir hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Zanlının delillerin kendi bilgisayarında olmadığını ispatlaması gerekir. şeklinde konuştu.
Arazi yolsuzluğu dosyalarında adı çıktı
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu´nun adı Büyükçekmece Adliyesi´nde kaybolan dava klasörlerinden çıktı. Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerine giren Büyükçekmece´deki arazi yolsuzluğu belgelerinin, daha önce başka bir davaya konu olduğu Büyükçekmece Adliyesi´nde kaybolduğu belirlenmişti. Kaybolan klasörler, Büyükçekmece ve beldelerine yönelik arazi yağması operasyonu ile ilgiliydi. Operasyonu yapan dönemin Jandarma Binbaşısı Zeki Bingöl´ün mahkemeye sunduğu deliller kaybolmuştu. Bingöl, Boyrazoğlu´nun başında bulunduğu S.S. Defne Dalı Konut Yapı Kooperatifi´ne Kadıköy Belediyesi tarafından arsa tahsisi yapıldığını söylüyor. Boyrazoğlu, son olarak İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü´ne yapılan baskınla gündeme gelmişti. Baskın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın emriyle yapılmış ve Ergenekon dosyaları kopyalanmak istenmişti. Boyrazoğlu´nun Ergenekon sanıklarından Sedat Peker´le irtibatı da medyaya yansımıştı. (Zaman)
Ankara Başsavcılığının adeta İstanbul Başsavcılığına misilleme yaparcasına İşçi Partisinin şikayeti üzerine soruşturma başlatması ilk değil. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Organize Şube´nin Kontrgerillacılar tarafından nöbetçi mahkemenin izniyle basıldığı ortaya çıkmıştı. Olay çok önemliydi. Olayın başkahramanları AYM başkanvekili Osman Paksüt ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı idi. Kontrgerillacıların birdenbire ve inanılmaz şekilde somutlaşan çırpınmaları, kendilerini kuşatan ve gittikçe daralan çemberi yarma girişimleri sürüyor ve İtalyan kontrgerillası Gladio´yu soruşturmasıyla ortaya çıkarıp çökerten Savcı Felice Casson´un da uyardığı gibi Savcı Zekeriya Öz ve arkadaşlarının işi kolay değil. Kontrgerillacılar kolay pes etmeyecek, bu tahmin ediliyordu zaten. Ama bir şey gittikçe netleşmeye başladı. Savcı Öz ve arkadaşları, Ergenekon soruşturmasıyla kontrgerillacıları kuyruğundan da olsa gerçekten yakalamayı başarmış ve soruşturmanın seyri kontrgerillacıları daha da zora sokacak.Ankara Başsavcılığı´nın Ergenekon soruşturmasını baltalamaya çalıştığı açık olan bu iki girişiminden sonra diğer bazı şeylerin nedeni de aslında daha bir netleşiyor. Şemdinli soruşturmasına bakan Savcı Ferhat Sarıkaya´nın meslekten atılması, Şemdinli davasının Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde ağır cezalarla neticelendirilmesi üzerine Kontrgerillacıların davayı askeri mahkemeye sevk ettirerek tekrar gördürme girişimleri. Yargı alanında dikkat çekici girişimler.. Kontrgerilla örgütlenmesi giderek netleşiyor!.. (Abdullah Harun)
(02 Eylül 2008, 13:03)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: