Türkiye´de ülke aleyhine siyasi faaliyetlerde bulunmakla suçlanan ve Ergenekon davasında mercek altına alınan Alman vakıfları, Mısır´da da benzer suçlamalara konu oldu. Geçen aralık ayında 17 yabancı sivil toplum kuruluşuna yapılan baskınlarda ele geçen deliller üzerine Alman vakfı Konrad Adenauer ve diğer yabancı sivil toplum kuruluşlarındaki 43 kişi dün hakim karşısına çıktı.
27.02.2012 10:49 Almanya´da Hıristiyan Demokrat Parti´ye (CDU) yakınlığıyla tanınan Konrad Adenauer Vakfı´nın Kahire şube müdürü Andreas Jacobs, bu ülkede hakim karşısına çıktı. Mısır´ın başkenti Kahire´de geçen yıl aralık ayında aralarında söz konusu vakfın da bulunduğu 17 yabancı sivil toplum kuruluşuna baskın yapılmış, vakfın doküman ve bilgisayarlarına el konularak faaliyetleri yasaklanmıştı. Mısırlı yetkililer, vakıfların yurt dışından sağlanan illegal kaynaklarla ülke aleyhine siyasi faaliyetlerde bulunduklarını öne sürüyor. Bu ve bazı diğer benzer suçlamalarla Alman vakfı Konrad Adenauer ve diğer yabancı sivil toplum kuruluşlarındaki 43 kişi dün hakim karşısına çıktı.
Vakıf başkanının Mısır dışına çıkışı yasak
Kahire´de başlayan dava öncesinde vakfın başkanı Jacobs´un Mısır dışına çıkması yasaklanmıştı. Alman makamlarıysa olaya sert tepki gösterirken, otuz yıldır bu ülkede faaliyette bulunan vakfın illegal bir çalışması olmadığını öne sürüyor. Ancak Mısırlı yetkililer Almanların bu görüşünü paylaşmıyor. (Cihan)
HABLEMİTOĞLU ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE ALMAN VAKIFLARINI ARAŞTIRIYORDU
Alman vakıfları konusu Ergenekon soruşturması sürecinde bir çok kez gündeme geldi. Araştırmacı Necip Hablemitoğlu´nun bu vakıfların Türkiye´deki siyasi girişimlerini araştırırken Ergenekon örgütü tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Bu vakıfların CHP´ye ve Ergenekon sanıklarına maddi yardımlarda bulunduğu iddia ediliyor. CHP´ye yardım iddiasını ispatlayan deliller Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti. Ancak başka partiler için internet andıcı sitelerindeki yalan haberler dahi kapatma davası açılmasına yeterli görülürken CHP hakkındaki bu şok iddia, belgelerle desteklendiği halde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya harekete geçmemişti.
DÖNERCİ CİNAYETLERİ ALMAN İŞİ ÇIKTI
Son dönemde Almanya´da meydana gelen ve dönerci cinayetleri olarak nitelendirilen Türklere yönelik katliam olaylarının ardından da neonazilerle işbirliği içindeki Alman derin devleti çıkmıştı. Bu cinayetlerle ilgili soruşturmada aylardır somut bir gelişme yaşanmadı ve görünüşe göre örtbas edilmeye gidiyor. Bu tartışma sürecinde Ergenekon´un Almanya´daki bağlantıları da gündeme geldi.
ALMANYA´DAN DALAN´A SAHTE PASAPORT
Siyasi amaçlarla Alman vakıflarını kullanan Alman derin devletinin, Ergenekon davasının en önemli sanıklarından firari Bedrettin Dalan´a başka bir isimle sahte pasaport verdiği ortaya çıkmış, Türkiye´nin iade talebi reddedilmişti. Alman gizli servisinin, Ergenekon´un firari sanığı Bedrettin Dalan´a verdiği sahte pasaporta ulaşıldı. Sinan Akkuş isimli şahıs adına düzenlenen pasaportun doğum tarihi hanesinde 17 Aralık 1950 tarihi yazarken, doğum yeri ise Erzincan olarak görülüyor. Alman istihbaratının kendisine verdiği bu sahte pasaportla Beyaz Rusya ve Ukrayna gibi ülkelere gidip gelen Dalan, havaalanlarında hiçbir zorlukla karşılaşmıyor. Güvenlik kontrollerinde pasaportundaki bütün bilgiler teyitlenen Dalan, şüphe çekmeden uçağa binebiliyor.
KOZİNOĞLU´NUN DİKKAT ÇEKTİĞİ ALMAN PROJESİ
Yine geçtiğimiz günlerde şok bir gelişme yaşanmış, Odatv davasında sanık olan ve kalp krizi ile hayatını kaybeden MİT görevlisi Kozinoğlu´nun Aydınlık tarafından yayınlanan mektubunun sansürlendiği ortaya çıkmıştı. Mektubun sansürlenen bölümlerinde CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında Kozinoğlu´nun şok bir tespiti yer alıyordu. Kozinoğlu´na göre, Kılıçdaroğlu´nun CHP´de liderliğe gelmesinde ve Almanya´da Deniz Feneri davasının açılması ve bu yolla AK Parti hükümetini yıpratılmasında Alman derin devleti CHP ile işbirliği yapmıştı. Kozinoğlu, Odatv ve Aydınlık yayın organlarının sahip çıktığı ve aynı davada onlarla birlikte sanık olan üst düzey bir MİT görevlisi. Aydınlık´ın övünerek yayınladığı mektubun yayınlamadığı satırlarında Kozinoğlu, Deniz Feneri davasının, Alman İstihbaratı´nın AK Parti´yi zor durumda bırakmak için uydurduğu bir dava olduğunu belirtiyor. Mektupta ayrıca Kozinoğlu, o dönem CHP milletvekili olan ´Kemal Kılıçdaroğlu´nun bizzat Alman İstihbarat Teşkilatı (BND) görüştüğü ve BND´nin Kılıçdaroğlu´nun CHP Genel Başkanlığını desteklediği´ şeklindeki ifadelere de yer veriyor. Kılıçdaroğlu´nun PKK´lı yetkililerle aynı otomobilde birlikte bulundukları daha önce medyada yer almış, ancak bu iddia CHP´lilerce yalanlanmıştı. Ancak son iddianın, kahraman ilan ettikleri MİT mensubu Kozinoğlu´ndan gelmesi, bu iddiasını sansürleyerek diğer iddialarını savunmaları, Ergenekon ve CHP´li çevrelerin ne kadar şaşkınlık içerisinde olduklarına dair çarpıcı bir delil olarak değerlendirilmişti.
TANIK KARLIBEL ÇARPICI İDDİALARDA BULUNMUŞTU
Birinci Ergenekon davasında ifade veren Tanık Talip Doğan Karlıbel, Alman vakıflarına ve bu vakıfların Türkiye´deki Ergenekon sanıkları ve CHP´yle bağlantılarına dair çarpıcı iddialarda bulunmuştu. İfadesinde 1997´ye kadar 11 yıl Alman emniyetinde çalıştığını, tercümanlık yaptığını, uyuşturucu alanında da çalıştığını dile getirerek, 1999´da da Türkiye´ye döndüğünü anlattı.
2002 yılında öldürülen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu ile tanıştığını ifade eden Karlıbel, ´5 Alman siyasi vakıfıyla ilgili çalışmaları vardı. Hablemitoğlu öldürüldükten sonra, 2003´ten itibaren bazı araştırmalar yapmaya başladım. Belirli bir grup bu cinayetin belirli bir cemaat tarafından yapıldığını iddia etse de bu cinayetin arkasında Alman siyasi vakıflarının olduğunu düşünüyorum. Almanya´da siyasi vakıflara karşı soru önergeleri veren milletvekilleri seks kasetleri ortaya çıkıp, siyasetten uzaklaştırılıyordu. Türkiye´de bu şekilde bir komplo olmamıştır. Nuh Mete Yüksel´e yapılan kaset skandalından sonra olmuştur´ dedi.
Kendisinin iddialarını ilk destekleyenlerin İşçi Partisi (İP) olduğunu, kitap yazdıktan sonra Ulusal kanala çıktığını belirten Karlıbel, İP´in Hablemitoğlu cinayetinin arkasında Alman vakıfları değil de belirli bir cemaat olasılığından, Hablemitoğlu´nun eşi Şengül Hablemitoğlu´nun da İran ya da Fethullah Gülen´e yakın bir cemaat olabileceğinden söz ettiğini anlattı. Karlıbel, Şengül Hablemitoğlu´na bunun hedef saptırma olabileceğini söylemesine rağmen, bu şekilde düşünmediğini söylediğini kaydetti. Hablemitoğlu´nun, öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya´da gezinti yaptığını ifade eden Karlıbel, Ankara 2 No´lu DGM´de görülen Alman vakıflarıyla ilgili davada da eski CHP Milletvekili avukat Şahin Mengü´nün yönetimindeki avukat grubunun, bu vakıfların avukatlığını yaptığını kaydetti. Alman siyasi vakıflarının, CHP ve bazı siyasi partiler ile bölücü örgütler gibi hükümete karşı olan bütün örgütlerle iç içe olduğunu tespit ettiğini savunan Karlıbel, kendisinin kamuoyunda sahtekar gibi lanse edilmeye çalışıldığını kaydetti.
KARLIBEL ALMAN VAKIFLARINDAN PARA ALANLARI AÇIKLADI
Mahkemede ifade verdikten sonra Beyaz TV´de bir programa katılan Talip Doğan Karlıbel, çeşitli Alman Vakıflarından para alan Ergenekon sanıklarını ve aldıkları para miktarını açıkladı. Beyaz TV´de yayınlanan Medcezir programında Talip Doğan Karlıbel, Almanya´daki çeşitli vakıflardan para alan Ergenekon sanıklarının listesini verdi. Karlıbel, programda ülke elden gidiyor, memleketi parça parça satılıyor diye ulusalcılık propagandası yapan Ergenekon sanıklarının çeşitli Alman vakıflarından ne kadar para aldığını tek tek açıkladı. Latif Şimşek ile Nagehan Alçı´nın beraber modere ettiği Beyaz TV´deki Medcezir Programında dün akşam milletvekili Şamil Tayyar ile Talip Doğan Karlıbel konuktu. Karlıbel´in Almanya´daki çeşitli yerlerden Veli Küçük başta olmak üzere bazı Ergenekon sanıklarının ve Yeniçağ televizyonun para yardımı aldığını açıkladı. İşte Almanya´daki çeşitli vakıflardan para yardımı alan Ergenekon sanıkları ve bazı kurumlar...
Yeniçağ Televizyonu: 120 Bin Euro
Türk Ortodoks Kilisesi: 380 Bin Euro
Noel Baba Derneği: 90 Bin Euro
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Başkanı Taner Ünal: 15 Bin Euro
Doç. Dr. Ümit Sayın (Kitap alımı için): 4 Bin Euro
Kemal Kerinçsiz: 25 Bin Euro
Sevgi Erenerol: 3 Bin Euro
Veli Küçük: 12 Bin Euro
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
DAVA SONUÇLANDI: ALMAN VE ABD VAKIF YÖNETİCİLERE HAPİS
04.06.2013 10:42 Mısır Ceza Mahkemesi 43 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisini siyasi faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle 1 ila 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanı Ray Lahood´un oğlunun da aralarında bulunduğu 16 Amerikalı hakkında 5 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme ayrıca sivil toplum kuruluşlarına ait tüm evrak ve dokümanlara el konulmasını ve ofislerinin kapatılmasını kararlaştırdı. Mısır Başsavcılığı söz konusu kişilerin sivil toplum kuruluşu adı altında ülkede siyasi faaliyetler yürüttüğünü belirtiyor. Savcılık, 2012 mart ve aralık ayları arasında izinsiz açılan 6 kuruluşun temsilcisinin, yabancı kaynaklardan fon sağladığını ortaya koymuştu.
Dava sonucunda Alman Konrad Adenauer Vakfı´nın yöneticilerine ve büro sorumlularına 5´er yıla kadar varan hapis cezası verildi. Halk ayaklanması sırasındaki faaliyetleri sebebiyle başta Alman vakıfları olmak üzere çoğu uluslararası STK´ların büroları basılmış ve 47 vakfın temsilcileri hakkında dava açılmıştı. Bazı ülkeler vatandaşlarını tahliye bedeli karşılığında serbest bıraktırmış ve ülke dışına çıkartmıştı. Konrad Adenauer Vakfı´nın yöneticilerine de giyabi tutuklama cezası verildi.
Bugün görülen davada, Kahire Cinayet Mahkemesi, yabancı STK´ların finansı davasında 1 ila 5 yıl arasında değişen cezalar Verdi. Yargıç Mekrem Avad başkanlığında görülen davada, içinde Mısırlı ve yabancıların bulunduğu 43 kişi yargılandı. Davada mahkeme başkanı, Mısır´daki 68 yabancı sosyal toplum kuruluşunun 60 milyon dolar yardım aldığının tespit edildiği kaydedildi. Davada 27 sanık hakkında gıyaben 5 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu 11 sanık ise bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 5 sanık hakkında ise 1000 (180 ABD Doları) Mısır Cuneyhi para ve iki yıl hapis cezası verildi.
Davaya yabancı kuruluşların avukatları, basın ve halkın büyük ilgi gösterdiği gözlendi. Kahire el Cedide bölgesindeki duruşma esnasında polis sıkı güvenlik önlemleri aldı. Davadaki bütün yabancılar hakkındaki yargı gıyaben verildiğinden hiç bir yabancı hapsedilmedi.
(27 Şubat 2012), son güncel.: (04 Haziran 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Alman vakıfları Ergenekon davasında
Talip Doğan Karlıbel´le ilgili tüm manşetlerimiz
Ergenekon´un Almanya örgütlenmesi konulu manşetlerimiz
Almanya Dalan´ı iade etmiyor
Dalan Almanya´da ortaya çıktı
Naziler, Alman Ergenekonu´nun kılıfı
Aydınlık´tan Kozinoğlu´na ilginç sansür
Baykal kaseti özel yetkili savcılarda
´Ergenekon ve CHP´ manşetlerimiz
Örneklerle CHP´nin Ergenekon davalarında sempatizanlıktan öte tavırları
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Odatv iddianamesinde arama yap
Ergenekon´un finans kaynakları manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap