Mahkemenin Dink kararına itiraz eden Savcı Usta, ´Örgütün varlığına dair fazlasıyla delil var´ demişti. İşte Ergenekon ve Balyoz gibi ´Kaos yaratıp darbe yapma´ davalarının iddianamelerinde yer alan Dink delilleri...
22.01.2012 11:28 İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Hrant Dink suikastının örgütlü bir cinayet olmadığı yönündeki tartışmalı kararına savcı, sanıklar ve Dink ailesi itiraz etti. 2 sayfalık itiraz dilekçesinde ?Örgüt de var, fazlasıyla delil de, mahkeme delilleri incelemedi? diyen Savcı Hikmet Usta, Yargıtay´a yapacağı temyiz başvurusunda Dink cinayetinin örgüt bağlantılarını tek tek sıralamaya hazırlanıyor. Usta dilekçesinde, ?cinayeti işleyen Ergenekon´un Trabzon Hücresi´ne talimat veren liderler bulunamasa da cinayetin örgütün işi olduğunu? vurgulayacak. İşte bugüne kadar iddianamelere yansıyan örgüt delillerinden bazıları:
1-ERGENEKON´UN HÜCRE TİPİ YAPILANMASI VE GİZLİLİK
Birinci Ergenekon İddianamesi: Ülkemizde son birkaç yılda meydana gelen benzer olaylara bakıldığında, Danıştay saldırısından önce ve kısa bir süre sonra benzer olayların zincirleme bir şekilde devam ettiği ve hemen hemen birçok olayda Ergenekon´u işaret eden ciddi şüphelerin bulunduğu görülmüştür. Fakat örgütün temel prensibi olan gizlilik ve hücre yapılanması nedeniyle olayların birbirleri ile benzerlik gösterdikleri görülmüşse de yeterli delil edilmesi mümkün olmamıştır. (...) Ülkemizde son yıllarda meydana gelen provokatif amaçlı eylemlerden biri 19 Ocak 2007 günü öldürülen Hrant Dink olayıdır. Bu olayın failinin 17 yaşındaki Ogün Samast olduğu görülmüştür. Ogün Samast´ın beyanları doğrultusunda olayın azmettiricisi ve planlayıcısı ile birlikte bir kısım şahıslar daha yakalanmış, fakat bu soruşturmada da daha ileriye gidilememiştir. Samast´ın tutuklu bulunduğu cezaevinde geceleri, kullanıldığını söyleyerek bağırıp çağırdığı ve diğer koğuşlarda bulunan tutukluları uyutmadığı biliniyor. Hrant Dink´in avukatı Erdal Doğan cinayetten hemen sonra yazılı ve görsel medyaya yapmış olduğu açıklamalarda Hrant Dink´in ölmeden önce Veli Küçük tarafından tehdit edildiğini Veli Küçük´ün adamlarının Dink´in davalarına sürekli geldiklerini belirtmiştir.
2-ERGENEKON SANIĞI SAYIN: DİNK SAVAŞTIĞIMIZ ADAM
Birinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Ümit Sayın 18 Temmuz 2005 tarihli msn görüşmesinde ?MGK´nın misyonerlerle mücadele konseptini kabul ettiği, Hrant Dink için rüzgârın ters taraftan esmeye başladığı yıl? ifadelerini kullanıyor.
İkinci Ergenekon iddianamesi: Sanık Ümit Sayın ile dönemin İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy arasında 18 Temmuz 2005 günü yapılan MSN görüşmesinde, Sayın´ın ?Hrant Dink bizim savaştığımız adam, o yazıyı bana yollayın. Grup izindeymiş, önümüzdeki hafta devredeler? dediği tespit edildi.
3-KERİNÇSİZ: DİNK´İ VURANLARI KONUŞTURSALAR TAMAMDIK
Birinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Kemal Kerinçsiz 09 Ocak 2008 günü yine tutuklu sanık Veli Küçük´le telefonda konuşurken, ?... ikimiz hakkında yapılan şikayet Savcı Naci Kanık´ta ben şimdi az önce ifade verdim sizi de rica ettiler gelsin bir ifade versin de dosyayı kapatalım diye bu Hrant Dink´le alakalı yine? derken, Küçük´ün ?Hrant Dink mi gene? dediği tespit edildi. 15 Ocak 2008´de Küçük´ün ?Ben gittim o Şişli Savcısına. Oradaki savcılar tanıdıklarımmış hepsi geldiler gerekli ifadeyi verdik. Bir netice çıktı mı bıktık şu Dink denen heriften yahu? dediği, Kerinçsiz´in ?İyi de paşam Allah´tan bunlar bir tezgah kurmadılar. Bu yakalanan çocuklara iki kelime konuştursalardı tamamdık? dedi.
4-UYGULANMAKTA OLAN HAREKAT PLANLARINDAN BİRİ
İkinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Durmuş Ali Özoğlu´nda ele geçen ve Genelkurmay´daki bir bilgisayarda hazırlandığının tespit edildiği iddia edilen belgelerde ´PH 02.2.2 Ermeni Sorunu´ başlıklı belgede, Ermeni vatandaşların Türkiye´deki sayıları çıkartılarak Türkiye nüfusuna oranının yüzde 15 olduğu öne sürülüyor. ´PH 01.5 TSK ve dünyada psikolojik harekat teşkilleri´ başlıklı belgede, psikolojik harekatın Türkiye´de hangi birimler tarafından uygulandığı anlatılırken bu birimlerin kod isimler arasında Ergenekon da var.
5-YASİN HAYAL´İN ERGENEKON SANIĞI AVUKATINA YASAK
Ergenekon sanığı avukat Fuat Turgut, Dink cinayeti davasında sanık Yasin Hayal´in avukatlığını yaptı. Hakkında terör iddiasıyla dava açılan Turgut, yasalar gereği terör suçundan yargılanan birinin vekili olamayacağından Hayal´in avukatlığını bırakmak zorunda kaldı.
6-DİNK´İ TEHDİT EDEN MİT´Çİ ERGENEKON SANIĞI
Agos Gazetesi´nde Sabiha Gökçen´in Ermeni olduğunun yazılmasının ardından Hrant Dink İstanbul Valiliği´ne çağrılarak bir vali yardımcısı ve iki MİT görevlisi tarafından tehdit edilmişti. Dink ile İstanbul Valiliği´nde yapılan görüşmede yer alanlardan biri Ergenekon sanığı MİT mensubu Özel Yılmaz´dı.
7-KAFES EYLEM PLANI: DİNK CİNAYETİ BİR OPERASYONDU
Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Kafes Eylem Planı davası iddianamesinde yer alan planda, ?Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye ´de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş? ifadeleri yer alıyor. Yine Kafes Eylem Planı belgesinde ?Hrant Dink cinayeti sonrasında, geniş bir kitle tarafından, Hepimiz Ermeni ´yiz, hepimiz Hrant ´ız şeklindeki sloganlarla Hrant Dink ve Türkiye´de yaşayan gayrimüslimlere sahip çıkılmıştır? deniliyor.
8-ERENEROL´DAN TRABZON´DA MİSYONERLİK KONFERANSI
Ergenekon sanığı Sevgi Erenerol 2006 yılının Ekim ve Kasım aylarında Genelkurmay Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutalığı´nda misyonerlik faaliyetleri ve azınlıkları konu alan seminerler verdiği saptanmıştı. Erenerol´un seminer verdiği şehirlerden birinin de Trabzon olduğu görülmüştü.
9-ŞÜPHELİ ERGENEKON SANIKLARI SORGULANMADI
Dink cinayetinde adı geçen Ergenekon sanıklarından sadece birinin ifadesi alındı. Dink cinayeti şeması olarak bilinen şemada Ergenekon davasında sanık olan Veli Küçük, Levent Göktaş, Levent Temiz ve Kemal Kerinçsiz´in Dink cinayeti sanıklarıyla irtibatlı oldukları iddia edilmişti. Dink cinayetiyle ilgili haklarında iddialar bulunan Ergenekon sanıklarından sadece Levent Göktaş, Dink soruşturmasını yürüten savcılık tarafından sorgulandı. İsmi geçen diğer Ergenekon sanıklara Dink cinayetiyle ilgili sorgulanmadı.
10-ERGENEKON SANIĞI ERMİŞ OKUMADAN YAZI YAZDI (!)
Birinci Ergenekon İddianamesi: (Sanık Fuar Ermiş ile ilgili): Şüphelinin yazarlık misyonu olmadığı halde Kuvva-i Milliye Derneği üyesi olması sebebiyle üye tabanına mesajları vermek için yazılar yayınladığı, beyanında da bu yazıyı tamamen okumadığını okusaydım asla yayınlamazdım şeklindeki savunmasından da örgütsel talimatlara istinaden yazıyı yayınladığı, yazı içeriğinde yayınlandığı dönem itibarıyla Hrant Dink ve Malatya´da ki misyonerlerin öldürülmesi olayları akabinde Türkiye´de ki yabancı dine mensup kişilerin öldürüleceğini ve daha sonra ülkenin kaos ortamına gideceğini anlatan yazıların tamamen Ergenekon terör örgütünün amaçlan arasında bulunan kaos oluşturmak suretiyle darbeye zemin hazırlamak olduğu anlaşılmıştır.
11-ERGUN POYRAZ YARGITAY´DA MİSYONERLİK KULİSİ YAPTI
Birinci Ergenekon İddianamesi: (Tutuklu sanık Ergun Poyraz için) Misyonerlere yönelik saldırılar ve Malatya´daki cinayetler, Rahip Santoro ve Dink olaylarının olması açısından şüphelinin o tarihlerde Yargıtay´da görülen misyonerlik davasıyla alakalı kulis yapıp hakimlerin misyonerler aleyhine oy kullanması şeklinde telkinlerde bulunduğu, avukat, savcı olmadığı halde hem Alman Vakıfları davası hem de misyonerlik davası gibi davalara müdahil olarak katılıp takip etmesi de belirtilen cinayetler açısından düşündürücü olmaktadır.
12-ERGENEKON SANIĞI KÜÇÜK İLE ALBAY ÖZ´ÜN İLİŞKİSİ
Dink cinayetinde, suikast ihbarı aldığı halde değerlendirmediği gerekçesiyle hakkında ´görevi kötüye kullanma´ ve ´ihmal´ suçlarından soruşturma açılan dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz´ün, Ergenekon davasında ´üst düzey yönetici´ olduğu iddiasıyla yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük´le bağlantısını gösteren fotoğraflar ortaya çıktı. Ergenekon soruşturmasında, Albay Ali Öz´ün Ergenekon sanıklarıyla bağlantısının araştırılması için, Öz´ün kullandığı telefon ve ´banka hesap hareketlerinin incelenmesine karar vermişti.
13-BALYOZ DARBE PLANI: DARBE KARŞITI HEDEF KİŞİ
Balyoz Darbe Planı İddianamesi: Belgeler arasındaki eylem planlarından Orak kod adlı operasyon hedefi olarak ?Etyen Mahçupyan, Hrant Dink, Sevan Nişanyan? isimleri belirtilmiş olup hedef tanımı olarak ?Darbe Karşıtı Ermeni Basını? yazıldığı görülmüştür.
14-DİNK CİNAYETİNDE JİTEM İLE KÜÇÜK VAR
İkinci Ergenekon İddianamesi: PKK itirafçısı Alaattin Kanat´ın alınan ifadesinde ?Hrant Dink cinayetinin arkasında JİTEM ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük var? dediğine dair notlar yer aldı.
15-OGÜN´ÜN HESABINDA TRİLYON VARMIŞ BİZ DE...
Birinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Muhammet Yüce bir telefon konuşmasında ? Ogün´ün hesabında trilyon varmış. Ya a..na koyam bunlar Dink´i hallettiler hiçbir si..m olmadı, ne akrabaları ne çevreleri hepsi kahraman oldu çıktı a..na koyam, Biz ona diyek ki gelin biz Orhan´ı dökek? demişti.
Birinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Selim Akkurt telefon görüşmesinde ?Gazeteci Orhan Pamuk var onu halledecez 2 trilyon alacaz. Dink´i vuranlarla da Halil görüşmüş, Sedat Peker, Alaattin Çakıcı arkamızda. Emniyet Müdürü ve savcıyla da bu hafta görüşeceğiz, sen hazırlıklı ol? diyor.
16-TEMİZ: DİNK ÖFKEMİZİN VE NEFRETİMİZİN HEDEFİ
İkinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Emin Gürses´ten elde edilen ?emin gürsesdİjİtallermaxtor e1pc1t1ez9999 40gbdocvatan-devrim-mülakat.doc? adlı belgede ?Eski Ülkü Ocakları İl Başkanı Levent Temiz´in 26 Şubat 2004´te AGOS´un kapısına gidip, ´Hrant Dink, bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir´ demesi bir yeşil ışık mı? Levent Temiz, Amerikan Konsolosluğu´nun peşinden ´gel, bir konuşalım´ diye yalvardığı biridir. Ama bunu kabul etmediği için de birçok yerden dışlanmıştır. Ben size bunu bir bilgi olarak söylüyorum. Zaten bu yeşil ışıklar da öyle orta yerde yakılmaz. Temiz´in yaptığının adı eylem? yazıldığı belirlenmişti.
17-SİNAN AYGÜN´ÜN NOTLARI: EYLEMİ KÜÇÜK YAPTIRDI
İkinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Sinan Aygün´ün kaleme aldığı notlarda X isimli şahıs, Danıştay ve Dink cinayetlerinde düğmeye basan kişinin Veli Küçük olduğunu belirttiği iddiası yer alıyordu. Notların yer aldığı belgedeki anlatımlar ismi yazılmayan ancak Veli Küçük´ü 1998 yılından beri tanıdığını belirten bir kişiye ait.X kişi, Küçük´ü kendisinden iyi kimsenin tanıyamayacağını söylüyor.
18-NERİMAN ABLA´DAN CİNAYETİN ANLAMI E-MAİLİ
İkinci Ergenekon İddianamesi: Sanık Neriman Aydın tarafından gönderilen e postalarda ?Harbiyeli, bir Ermeni´nin (Hrant Dink) hangi emeller için neden ve kimler tarafından vurulduğunu elbette tahmin edecek ferasettedir Türk Milletinin evlatları... Türk´ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeninin Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur.´ 13 Şubat 2004 ?Hrant Dink. Hoşgidişler ola Mustafa Kemal Paşa. Hrant Dink Katil Devlet....? şeklinde ifadelerin geçtiği görülmüştür. ( Star)
DİNK VE ERGENEKON SANIĞINA AYNI AVUKAT |
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesine ilişkin davayı sonuçlandırdı. Tutuklu sanıklardan Yasin Hayal, ?Hrant Dink´i tasarlayarak öldürmek? suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. İkisi tutuklu 20 sanığın yargılandığı davada, bütün sanıkların ´silahlı terör örgütüne üye olmak´ suçundan beraatına karar verildi. Sanıklardan Erhan Tuncel en çok tartışılan isim oldu. Mahkeme heyeti, Tuncel´e sadece McDonald´s´ın bombalanması eylemine ilişkin 10 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurulan Tuncel, tahliye oldu.
Davanın sonucu kimseyi memnun etmedi. ?Terör örgütü yok.? denmesi herkesi isyan ettirdi. Çünkü Dink´e ateş eden Ogün Samast´ın arkasında duranlara ait çok önemli ipuçlarını son birkaç senedir duymayan kalmamıştı. Balyoz Darbe Planı´nda ele geçirilen belgelerde Hrant Dink ismi öldürülecek insanlar arasında sayılıyordu. Öyle ki Dink´in öldürülmesini üstlenecek timin başına atama bile yapılmıştı. Kafes Eylem Planı belgelerinde ise Dink cinayetinden bir ´operasyon´ olarak bahsediliyordu. Ergenekon davasındaki dokümanlar ise örgütün bu tür operasyonları yapabilmesi için nasıl bir yapılanma içinde olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.
Sonuncusundan başlayalım. 29 Ekim 1999 tarihli ?Ergenekon´un Yeniden Yapılanması (Reorganizesi)? isimli belge belki de bunlardan en önemlisi. Bu dokümanının 5. bölümünde ?Organizasyon Planı? başlığı altında Ergenekon´un merkez yapılanması hakkında bilgi verilirken ?Operasyon Dairesi Komutanlığı? isimli bir birimden bahsediliyordu. Belgenin devamında ?Kontrol Dairesi? başlığı altında ise görev tanımı şöyle yapılıyordu: ?Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi, operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir. İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir.
Bir ajanın sonun başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamamaya başladığı süreçtir. Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidirler. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı´ndan almalıdırlar, üst yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler.?
Kafes ve Balyoz´daki bağlantılar
Bu konudaki bir başka önemli belge ise Kafes Eylem Planı soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Binbaşı Levent Bektaş´ta ele geçen ?Kafes Eylem Planı? idi. Bu dokümanda, azınlıklara yönelik bir dizi eylem planlanıyor ve eylemlerin AK Parti ve ona destek veren gruplar tarafından yapılmış gibi nasıl gösterileceği anlatılıyordu. Aynı belgede Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink cinayetleri de birer operasyon olarak nitelendiriliyordu.
Hrant Dink ismi, ´Balyoz Darbe Planı´ soruşturmasında da yer alıyordu. Plana göre, söz konusu davanın 143 numaralı sanığı olan Albay Cemal Temizöz, Dink´e karşı yapılacak eylemden sorumlu idi. İddianamenin en önemli belgesi olan 11 nolu CD´de bu açık bir şekilde anlatılıyordu. Dink´i hedef alan eylemin kontrolü Diyarbakır´daki faili meçhul cinayetler davasının tutuklu sanığı, o dönemde Tekirdağ İl Jandarma Alay Komutanı olan Albay Cemal Temizöz´e verilmişti.
Balyoz iddianamesine göre, darbe karşıtı sağcılar, solcular, Ermeni basını, azınlık cemaat önderleri, dini liderler ve akademisyenleri hedef alan Döküm, Tırpan, Orak, Sakal, Testere, Yumruk, Urgan, Kürek isimli 8 ayrı eylem planı yapılmış ve her bir planı hayata geçirecek jandarma görevlileri tek tek belirlenmişti.
Balyoz Darbe Planı´nda yer alan ´Sakal´ operasyonu kapsamında gayrimüslim cemaat önderi ve işadamları tek tek sıralanıyordu. Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Patriği Mutafyan ve Katolik cemaatleri Ruhani Genel Sekreteri Maroviç´in ismi açık açık zikrediliyordu ´Orak´ operasyonunda ´darbe karşıtı Ermeni basını´ da listelenmişti. Bu kapsamda Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan ve Hrant Dink ´hedef´ listede bulunuyordu. ´Yumruk´ operasyonu ise ´darbe karşıtı aşırı sağ kesim´i hedefliyor; Nazlı Ilıcak, Ahmet Taşgetiren, Ali Bulaç ve Fehmi Koru bu listede yer alıyordu. ´Darbe karşıtı aşırı sol kesim´ için ise ´Kürek´ operasyonu planlanmıştı. Burada da Toktamış Ateş, Hasan Cemal, Cüneyt Ülsever vardı. ´Darbe karşıtı liberaller´ olarak zikredilen Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Barlas ve Taha Akyol´a dönük operasyona da ´Testere´ ismi verilmişti. Bütün bunlar Hrant Dink´in 2003 yılından beri ?hedef şahıs? olarak belirlendiğinin kanıtı gibiydi.
Kafes ve Poyrazköy davalarının en önemli sanıkları, Balyoz Darbe Planı davasında da sanıktı. Azınlıklara yönelik kanlı eylemler ve Koç Müzesi´ndeki denizaltıda yüzlerce çocuğu katletme gibi kanlı eylemler içeren Kafes Eylem Planı davasının kilit sanıkları Kafes Danışma Kurulu´nda yer alıyordu. Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar ve eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü de bu kurulda bulunuyordu. Poyrazköy Cephaneliği davası sanıkları Tuğamiral Levent Görgeç, Kurmay Albay Ali Türkşen, Albay Tayfun Duman ve Albay M. Nuri Alacalı da Balyoz davasında sanık sandalyesine oturmuştu.
Bütün bunlar Hrant Dink üzerine yoğun bir çalışma yapıldığının göstergesi gibiydi. Ergenekon, Balyoz ve Kafes davalarındaki ilgili bağlantılara rağmen Hrant Dink´e tetik çektiren eller, neden oralarda aranmadı? Davayı bu yönden ele almayan mahkeme heyeti ve savcılık makamının eksi ve artılarını herkes konuşuyor. Ancak davayı yakından takip edenlere göre alınan bu sonuçta müdahil avukatların başarısız bir strateji izlemelerinin de etkisi var.
Müdahil avukatların, suçu sürekli soyut bir ?devlet? kavramına yıkmaya çalışması, somut delillere bir türlü gönderme yapmamaları dikkat çekiciydi. Hrant Dink davası ile aynı zaman diliminde devam eden Balyoz, Kafes ve Ergenekon davaları aslında olayın aydınlatılması için bir şanstı. Avukatlar bu davalardaki belge ve dokümanları mahkemeden rahatlıkla talep edebilirdi. Ancak kimse Ergenekon adını ağzına almak istemiyordu. Hatta Dink´in avukatları arasına Ergenekon davasının sanıklarından Cumhuriyet başyazarı İlhan Selçuk´un avukatı Fikret İlkiz bile girmişti. Bütün bunlar davanın savunma açısında da sağlıklı gitmediğinin bir göstergesiydi. (Erkan Acar/ Aksiyon)
DİNK CİNAYETİNİ ERGENEKON´DAN AYIRMAK MÜMKÜN DEĞİL |
Hrant Dink, Türk milletinin bütünlüğüne yönelik tehdit propagandasını beslemek için iyi bir malzemeydi. Her cümlesi bir düşmanlık vesilesi olarak ele alındı. Türklüğü aşağılamak iddiasıyla Şubat 2004´te 301´den hakkında dava açıldıktan sonra da, sürekli ulusalcıların hedefinde oldu. Sözgelimi, 150 yıl önce Ermenilerin başına gelen Kürtlerin başına da gelebilir demesi, ya da yurtdışında bir konferansta, soykırımdan söz etmesi, onu çok ağır yazıların muhatabı yaptı. Zaten yargılandığı Şişli Adliyesi´nin önüne, daha sonra Ergenekon sanığı olarak tutuklanan Kemal Kerinçsiz, Veli Küçük, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol gibi şahıslar geliyordu. Mahkemenin önünde, Aralık 2006´da açılan bir pankart, karşı karşıya kaldığı üslûp hakkında bir fikir verebilir: Hrant Dink, Taşnak, Hınçak, Asala ve devşirmeler seninle gurur duyuyor. Büyük Türk Milleti.
Misyonerlik ve azınlık tehdidi, Dink´in şahsında elle tutulur hale gelmiş, ulusalcılığı pekiştiren bir mahiyet kazanmıştı. O sıralarda Trabzon Santa Maria İtalyan Kilisesi Rahibi Santoro öldürüldü. Cinayeti 18 yaşından küçük Oğuzhan Akdin işlemişti. Acaba, 19 Ocak 2007´de Dink cinayetinin gene yaşı küçük Ogün Samast tarafından işlenmesi tesadüf müydü? Onun ardından da, 18 Nisan 2007´de Zirve Yayınevi misyoner katliamı geldi.
Dink cinayetini Ergenekon´dan ayırmak mümkün değil. Bakın 1. Ergenekon iddianamesinde misyonerliğe nasıl bir atıf var: Şüphelilerin misyonerlik temasını yoğun olarak kullandıkları, azınlıklar ve misyonerlik konusunda toplumu kin ve düşmanlığa sevk edecek biçimde eylem yürüttükleri görülmektedir.
Bir cümle de, Sevgi Erenerol´dan: Ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditler bir piramit arz ederse, bunun en tepesinde azınlıklar bulunmaktadır.
Kafes
Kafes Eylem Planı´ndan cümleler: Kamuoyu desteğini kazanmak için gayrimüslimler üzerinde korkutucu propaganda icra edilecek; kara propaganda ile bu faaliyetlerin AKP ve ona destek veren şer odaklarınca gerçekleştirilmiş gibi gösterilmesi sağlanacaktır. ´tehditaltındayiz´ ve ´agosasahipçikalim´ gibi sitelerde AKP ağır biçimde eleştirilecek, AKP´ye aitmiş gibi gösterilen sitelerden de, azınlıklara ait medya siteleri hedef alınacak.
Zirve
Zirve katliamında, Malatya Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger´in, misyonerlere gözdağı vermek üzere Yukarıdan gelen bir talimatı yerine getiriyorum sözleriyle, İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Ruhi Abat´ı azmettirdiği ileri sürüldü. Ruhi Abat da, Emre Günaydın´ı bu iş için görevlendirmişti. Ayrıca uzman çavuş (gizli tanık) D.U.´nun, Mehmet Ülger´in talimatıyla papaz olduğu ve misyonerler arasına sızdığı bilgisi mevcut. Amaç, zamanı geldiğinde toplumsal bir infial yaratmak üzere ajitasyon çalışması yapmak. Gölcük Donanma Komutanlığı baskınında, Zirve katliamıyla ilgili yazışmalar da bulundu. Orada, Albay Mehmet Ülger ve ekibinin cinayeti AK Parti´ye ve Gülen Cemaati´ne yıkabilmek için sahte ses kayıtlarıyla istihbarat raporları hazırladığı bilgisi mevcuttu. ( Nazlı Ilıcak / Sabah)
(22 Ocak 2012), son güncel.: (27 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink Hakimi: Örgüt yok diyemem
Savcı Dink´te temyize gidiyor
Sanık Tuncel de Ergenekon dedi
Flaş!!! Dink davası sonuçlandı
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Savcı: Dink cinayeti Ergenekon işi
Dink dosyasındaki Ergenekon delilleri
Dink´te suç: Anayasa ihlali
Dink cinayetinde 30 kişiye soruşturma
Gül, Dink için DDK´yı görevlendirdi
Flaş!!! Ergenekon ve Dink sanıklarının irtibatı tespit edildi
Balyoz Darbe Planı´nın hedeflerinden biri de Dink çıktı
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler
Samast, Dink´e öpülerek uğurlanmış
Zirve: Şerefsizlere vur dedik, öldürdüler
Samast´ın yakınındaki o er kim?
Katili yakalamayı sevenler ile katille resim çektirmeyi sevenler
Avcı ve Şener´in Dink yalanları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap