Ankara´da yürütülen faili meçhul cinayetler soruşturmasında Ergenekon sanığı Veli Küçük ile yeraltı dünyasının önemli ismi Alaattin Çakıcı´nın da ifadelerinin alınacağı öğrenildi. Savcı, Devrimci Karargah Örgütü sanığı Hanefi Avcı´yı da dinleyecek.
03.01.2012 10:45 Faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında eski Tunceli milletvekili Sinan Yerlikaya ve eski Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başmüfettişlerinden Ali Tekin Tanık sıfatıyla ifade verdi. Yerlikaya Tunceli Ovacık´ta avukat olarak görev yapığı sürede Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ın işkenceci olduğunu bildiğini söyledi. Savcılar Başmüfettiş Tekin´e ise uyuşturucu yapımında kullanılan asitlerin ithali soruldu. Faili meçhul soruşturmasında Ergenekon sanığı Veli Küçük, Devrimci Karargah Örgütü sanığı Hanefi Avcı ile yeraltı dünyasının önemli ismi Alaattin Çakıcı´nın ifadesinin alınacağı öğrenildi.
ASİTLER EN ÖNEMLİ DELİL
Avukat Yusuf Ekinci´nin ailesinin başvurusuyla başlayan ve eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın ifadeleri ile derinleştirilen faili meçhul soruşturmasında dün iki önemli tanık ifade verdi. Soruşturmayı yürüten özel yetkili savcılar Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı ile faili meçhul bir cinayete kurban giden Namık Erdoğan cinayeti ile ilgili Erdoğan ile birlikte görev yapan Başmüfettiş Ali Tekin´i dinledi. Sağlık Bakanlığı´nın izni ile uyuşturucu yapımında da kullanılan asitlerin 1990-1996 yılları arasında hangi firmalar ve kimler tarafından getirildiği soruldu.
VELİ KÜÇÜK ŞÜPHELİ
Sağlık Bakanlığı müfettişiyken öldürülen Namık Erdoğan´ın uyuşturucu yapımında kullanılan asitlerin ithali ile ilgili bir çalışma yürüttüğü ve ölümünün bu sebepten olduğu üzerinde duran soruşturma savcıları asit ithal eden firmaların isimlerini araştırmaya başladı. Faili meçhul bir cinayete kurban giden Namık Erdoğan cinayeti ile ilgili Veli Küçük´ün evinden çıkan 3 Mart 2000 tarihli Namık Erdoğan neden öldürüldü başlığı altındaki notta Görmemesi gereken gerçek eroin üretiminde kullanılan asit trafiğiydi. Öldürüldü ifadesi yer alıyor. Savcı Yüksel benzer içerikli bir yazıyı Gümrükten sorumlu bakanlığa da gönderdiği öğrenildi. Savcıların Ergenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük´ün de şüpheli sıfatıyla ifadesini alacakları öğrenildi. Savcıların Ali Tekin´e uyuşturucu yapımında kullanılan asitlerin kimler tarafından ithal edildiğini sorduğu belirtildi.
YEŞİL İŞKENCECİYDİ
Faili meçhul soruşturmasında tanık olarak dinlenen bir diğer isim ise eski CHP Tunceli milletvekili Sinan Yerlikaya oldu. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım´ı bölgede yaptığı faaliyetlerden dolayı tanıdığını dile getiren Yerlikaya, Yeşil´in o dönem özel harekat polisleri ile ortak hareket ettiğini duyduğunu söyledi. O dönem Tunceli Ovacık´ta avukatlık yaptığını dile getiren Yerlikaya, Yeşil, işkenceciler ile birlikte hareket ediyordu dediği öğrenildi.
Kaçma şüpheleri var
Ankara´daki faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmanın şüphelileri Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy´un tutukluluklarına yapılan itiraz reddedildi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, kaçma ve delil karartma şüphelerini gerekçe göstererek, Çarkın ve Ersoy´un tahliyesine yönelik itirazı reddetti. ( Yenişafak)
TOPAL´I ÖLDÜREN SİLAHI ÇATLI MI ATEŞLEDİ?
03.01.2012 13:51 Ankara´daki faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmaya dair bir bilgi de Sabah gazetesinde yayınlandı. Sabah´ın haberine göre, Kumarhaneler Kralı Topal cinayetinde kullanılan Kalaşnikoflar olay yerindeydi. Şarjördeki bandın içyüzünde parmak izi bulundu. İzin sahibi ise... İz Şahin Ekli´yi gösteriyordu ancak o kişi gerçekte Abdullah Çatlı´ydı. Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal 28 Temmuz 1996 gecesi tam da evine ulaşmak üzereyken Kalaşnikoflu iki kişi tarafından çapraz ateşe tutuldu. Şoför koltuğuna yığılan Topal oracıkta can verdi. Saldırganlar kullandıkları Kalaşnikofları olay yerinde bırakarak kaçtı. Bu da onların profesyonel olduklarının bir işaretiydi. O Kalaşnikoflardan 52033 seri numaralı olanının şarjöründe koli bandı yapıştırılmıştı. Bandın iç yüzünü inceleyen teknik büroda görevli polis memuru Yakup Dere gözlerine inanamadı. Gördüğü şey gayet net bir parmak iziydi. Bulunan parmak izi önce İstanbul Emniyeti´nde sonra Ankara´da müthiş bir heyecana neden oldu. Parmak izi, suikast sonrası gözaltına alınan özel harekâtçı polisler Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy´un parmak izleriyle karşılaştırıldı. Ama tutmadı.
5 AY SONRA BULUNDU
Parmak izi kime aitti? Arşiv kayıtlarında hummalı bir çalışma başladı. Ve cevap yaklaşık 5 ay sonra bulundu. Silahtaki banttaki parmak izi, 1992´de sahte pasaportla yurtdışında çıkmak isterken yakalanan Şahin Ekli´ye aitti. Ekli ise daha önceden hem Mehmet Özbay hem de Abdullah Çatlı olarak parmak izi alınan Çatlı´nın ta kendisiydi... Susurluk´taki kazada ölen ve TİP´li 7 gencin öldürülmesi olaylarında adı geçen Çatlı´nın parmağı; bir komiser ve iki polis memuru tarafından hazırlanan şu raporla arşiv kayıtlarında yerini aldı:
PARMAK İZİ RAPORU
(...)Şarjördeki koli bandının yapışkan iç kısmından tespit edilen parmak izinin Büromuz arşivinde yapılan değerlendirmesinde; 26.02.1996 tarihinde Hav.Li.Şb.Müd.ce ´Sahte pasaport ile çıkış yapmak´tan C.396796 F.386434 ve 1318003 sayımıza kayden Haydar ve Fahriye oğlu, Malatya -1957 doğumlu Şahin EKLİ kimliği ile tescili yapılan (Abdullah ÇATLI)´nın SAĞ el ORTA parmak basımının aynısı olduğu anlaşılması üzerine iş bu Parmak İzi Mukayese Tablosu ve Raporu tarafımızdan tanzimle imza edildi. 13.12.1996
HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKAN ÇATLI
Tozlu dosyaların arasında Abdullah Çatlı´ya ait 3 suç sicili evrakı bulunuyor. Sicillerden birincisi 27 Şubat 1977 tarihli. Kayıtta Çatlı, gerçek ad ve soyadıyla yazılmış. İşlenen suç; polise ateş etmek, suç aleti tabancayı saklamak. Yer Ankara... Çatlı´ya ait ikinci suç sicilinde isim Şahin Ekli olarak görülüyor. 26 Şubat 1992 tarihli sicil kaydına işlenen suçlama sahte pasaport ile çıkış yapmak. Abdullah Çatlı´nın fotoğrafının yer aldığı üçüncü suç sicili ise Mehmet Özbay adına düzenlenmiş. 1 Ağustos 1996 tarihli suç siciline işlenmiş olan fiil ise; ruhsatlı tabanca ile meskûn mahalde ateş etmek olarak düzenlenmiş. Yer bu kez Erdek... Tozlu dosyaların arasında Çatlı´ya ait bir belge daha var. O da Eminönü Mimar Kemalettin Mahallesi Muhtarlığı´nda Şahin Ekli adına düzenlenmiş ikametgâh ilmuhaberi... ( Sabah)
HANEFİ AVCI İFADE VERDİ: Eymür ve Kozinoğlu´na ağır suçlama |
Resmi görevli ve sivil kişilerden teşekkül ettirilmiş ve yasadışı örgütlerle mücadele etmek üzere Emniyet, MİT ve JİTEM içerisinde ayrı ayrı illegal grupların oluşturulduğunu ileri süren eski Emniyet Müdürü, bu yapıların Mehmet Eymür´ün dışında 6-7 kişiden oluşan bir grup olduğunu ve bunların arasında Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım dahil olmak üzere ülkücülerden oluşan bir grup olduğunu kaydetti. Bu grupta geçtiğimiz ay bulunduğu cezaevinde şüpheli bir şekilde ölen eski MİT´çi Kaşif Kozinoğlu, Duran Fırat ve Mehmet Eymür´ün MİT´çi Yavuz Ataç´ın da bulunduğunu ileri süren Avcı, Diyarbakır´da bir avukatın aracına bomba konulması, Vedat Aydın´ın öldürülmesi, PKK´ya yakın bir derginin yakılması gibi olayları JİTEM´in gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Avcı, Behçet Cantürk, Savaş Buldan olaylarıyla birlikte 5-10 eylem ve bazı bombalamaların da bunlar tarafından yapıldığını ifade etti.
TARIK ÜMİT´İN ORTAĞI DA İFADE VERDİ
Bu arada aynı soruşturma kapsamında 16 yıldır kayıp olan Tarık Ümit´in ortağı Hakkı Yaman Namlı da dün ifade verdi. Namlı, Hanefi Avcı gibi Susurluk Komisyonu´na anlattıklarını söylediğini belirterek, Tarık Ümit´in kaybolması ile ilgili olarak devlette olmayan bilgileri tazeledik dedi. Tarık Ümit´in kendisine bir ölüm listesinden bahsetmediğini kaydeden Namlı, Ümit´in kimlerce kaçırıldığı hususunda da bir bilgim yoktur diye konuştu. ( Yenişafak)
CEM ERSEVER: GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR YOLDAYIM |
CANTÜRK´ÜN ÖLDÜRÜLMESİ
Avcı, Behçet Cantürk, olayında Susurluk kazasında ölen emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ´ın bir bilgisinin olmadığını da savundu. Polis yeleği giyen kişiler tarafından kaçırılıp, cesedi Sapanca´da bulunan yer altı dünyasının ünlü ismi Behçet Cantürk cinayetinde, Kocadağ´ın parmağı olduğu iddiası, DEP eski Genel Başkanı Yaşar Kaya tarafından da gündeme getirilmişti. Kaya, Öldürülecek iş adamları listesinde Behçet Cantürk ve ben de vardım. Cantürk, listede olduğunu biliyor ve zırhlı araçla geziyordu. Onu, güvendiği ve samimi bulduğu Hüseyin Kocadağ tuzağa düşürdü demişti. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş da, Cantürk´ün Emniyet teşkilatı tarafından öldürüldüğünü belirterek Susurluk raporunda şöyle demişti:
Kim olduğu ve ne yaptığı aşikar olmasına rağmen Devlet, Cantürk ile baş edememiştir. Yasal yollar yetmemiş neticede Özgür Gündem gazetesi patlayıcıyla havaya uçurulmuş, Cantürk´ün devlete biat etmesi beklenirken, yeni bir tesis kurmak üzere harekete geçmesi üzerine, Türk Emniyet Teşkilatı tarafından öldürülmesi kararlaştırılmış ve karar infaz edilmiştir. Böylece 100 kişiye yakın olduğu tespit edilen ve zamanın Başbakanı´nın ifade ettiği ´PKK finansörü iş adamları´ listesinden bir kişi eksilmiştir. ( Gazeteport)
SAVAŞ BULDAN´IN ARKADAŞI YAZAR CEVAT KORKMAZ İFADE VERDİ
11.01.2012 18:36 Ankara´da, bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, yazar Cevat Korkmaz´ın ´tanık´ sıfatıyla ifadesi alındı.Akşam saatlerinde Ankara Adliyesine gelen Korkmaz, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür´e ´tanık´ sıfatıyla ifade verdi. Korkmaz, yaklaşık 1,5 saat süren ifadesinin ardından, adliye çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, savcıların, kendisine, Behçet Cantürk ve Savaş Buldan´ın ölümüyle ilgili sorular sorduğunu söyledi. Savaş Buldan´ın yakın arkadaşı olduğunu belirten Korkmaz, şunları kaydetti:
´Savaş Buldan, ölmeden 1 hafta önce, Tarık Ümit´e hayatlarının bağışlanması ve listeden isimlerinin silinmesi için 1 milyon mark verdiğini söylemişti. İşlerini yurtdışına taşımak amacıyla Adnan Yıldırım´ı Bulgaristan´a göndermişlerdi, bu parayı verdikten sonra Yıldırım´ı geri çağırdılar ´artık Türkiye´de rahatız´ diye. Bundan 1 hafta sonra da öldürüldü. Buldan, parayı Tarık Ümit´e vermiş. Bana göre Tarık Ümit de bunu, Abdullah Çatlı ve birlikte hareket ettiği o gruptan gizlediği için, aralarındaki para ihtilafı yüzünden bu adamı öldürmüşler. Behçet Cantürk, öldürülmeden önce, Nadire İçkale tarafından ´ortadan kaybol, senin gibi iş adamlarına dönük operasyon başlayacak´ diye uyarılmış. Behçet de ölmeden önce bunu yakınlarıyla paylaşıyordu. Nadire İçkale bu bilgileri kimden, nasıl almış, Behçet ile niye paylaşmış bunları da ona sormak lazım.´
Behçet Cantürk´ün uyarıdan sonra çok dikkatli yaşadığını ifade eden Korkmaz, ´Behçet Cantürk, ancak kendisinin çok güvendiği ve onun çok iyi tanıdığı biri tarafından alınıp infaz için götürülebilir´ dedi.
DREJ ALİ LAKAPLI ALİ YASAK İFADE VERDİ
Bu arada, kamuoyunda ´Drej Ali´ olarak tanınan Ali Yasak da ´Şüpheli´ sıfatıyla, savcı Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür´e ifade verdi. Ali Yasak, ifade işleminin ardından serbest bırakıldı. Yasak´ın isminin, Susurluk Komisyonu raporunda geçtiği belirtildi. ( Zaman)
ÖMER LÜTFİ TOPAL´IN EŞİ İFADE VERDİ
31.01.2012 10:13 Ankara´da yürütülen bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma kapsamında, İstanbul Sarıyer´de 1996 yılında öldürülen, ´Kumarhaneler Kralı´ olarak tanınan Ömer Lütfi Topal´ın ´dini nikahlı´ eşi Birsu Hilal Altıntaş´ın ´tanık´ sıfatıyla ifadesi alındı. Dün öğle saatlerinde Ankara Adliyesine gelen Altıntaş, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili´ye ´tanık´ sıfatıyla ifade verdi. Altıntaş, yaklaşık 1 saat süren ifade işleminin ardından adliyeden ayrıldı. Birsu Hilal Altıntaş´ın, ´Ömer Lütfi Topal´ın öldürülmesine´ ilişkin ifadesine başvurulduğu belirtildi. ( AA)
(03 Ocak 2012), son güncel.: (31 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Cinayet izi Bakanlık arşivinde aranıyor
O cinayet Küçük´ün ajandasında
Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair itirafları ve yürütülen soruşturma manşetlerimiz
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap