Odatv davasında 5. duruşma İstanbul´da Çağlayan Adliyesi´nde görülüyor. Soner Yalçın´ın savunmasıyla devam eden duruşmada Mahkeme Başkanının ´Sabıkanız var mı?´ şeklinde soru yönelttiği sanık Yalçın Küçük, ´Kız oğlan kızım. Sabıkam yoktur´ dedi. Bunun üzerine Başkan, dosyada Küçük hakkında 3 ayrı sabıka kaydının bulunduğunu belirtti. Yalçın Küçük ise 2000 yılında erteleme yasası çıktığını ve bu sabıkaların silindiğini ifade etti.
30.12.2011 13:55 Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın´ın da bulunduğu 12´si tutuklu 14 sanık hakkında açılan Odatv davasının 5. duruşması başladı. İstanbul Adalet Sarayı´ndaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Şükrü Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli katıldı. Diğer tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil ise sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya gelmedi. Davanın tutuklu sanıklarından Kaşif Kozinoğlu ise cezaevinde rahatsızlanarak 12 Kasım´da hayatını kaybetmişti.
YALÇIN KÜÇÜK´TEN İTİRAF: EVET CHP´Yİ DEĞİŞTİRDİM
Dün savunmasını bitiren sanık Yalçın Küçük, duruşmada söz alarak, Savunmamda eksik birkaç yer var. Onları söylemek istiyorum. Hakkımdaki iddialardan biri de CHP´yi değiştirmektir. Evet değiştirdim doğrudur. Diğer bir iddia ise ´Ergenekon´ davalarını zayıflatmak için tutuklu bulunan kişileri milletvekili seçtirmemdir, bu da doğrudur. Bu suçu işledim. Bu işler için organize polisinden izin almak zorunda değilim. Soner Yalçın benim arkadaşımdır. Ben ona yardım ederim o da bana yardım eder, ortağım gibidir dedi.
´SABIKAM YOK, KIZ OĞLU KIZIM´ DEDİ, 3 SABIKASI ÇIKTI
Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci´nin Sabıkanız var mı? sorusuna Küçük, Kız oğlan kızım. Sabıkam yoktur dedi. Bunun üzerine Başkan Ekinci de dosyada Küçük hakkında 3 ayrı sabıka kaydının bulunduğunu belirtti. Yalçın Küçük de 2000 yılında erteleme yasası çıktığını ve bu sabıkaların silindiğini ifade etti.
SONER YALÇIN´IN SAVUNMASI
Duruşmada ilk kez ifadesi alınan tutuklu sanık Soner Yalçın, 25 yıldır gazetecilik yaptığını belirterek, Burada sanık sandalyesinde oturan düşüncedir. Gazeteci ve yazarları cezaevine atmak kimseye onur vermez. Düşünce ateşe atmakla yok edilemez. Düşünce ve kitapları yargılayanları tarih affetmez dedi. Türkiye´de gerçek gazetecilik yapmanın tehlikeli sonuçlarının olduğunu öne süren Yalçın, savunmasını şöyle sürdürdü: Gazetecileri bekleyen sadece acıdır. Dürüst, taviz vermeyen gerçek gazeteciler ya hapse atılır ya da işten atılır. Taviz vermeyen cesur gazeteciler hep olmuştur ve olacaktır. Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink gibi... Bunlar ölümü bile göze almıştır. Gazetecinin tek ilkesi vardır, gerçeğe bağlı kalmaktır. Onurumla girdiğim cezaevinden, utançla çıkmaya hiç niyetim yok. Mesleğime hiç ihanet etmedim.
Yalçın, bugüne kadar 11 ayrı kitap yazdığını ve hayatı boyunca derin devlet, gladyo, faili meçhul cinayetler gibi konuları araştırıp yazdığını söyledi. Soner Yalçın, Türkiye´de şu anda çokça tartışılan Jitem ve Susurluk Çetesini yıllar önce kendisinin yazdığını ifade ederek, şöyle devam etti: Devlet içinde yuvalanmış derin yapılar hakkında en bilgili gazetecilerden biriyim. Faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu konuda tanıklığıma başvurdu. Ne gariptir ki bir savcı sanık yapıyor, başka bir savcı da tanık yapıyor. Hangi hukuk uygulanıyor Türkiye´de? Böyle terörist olur mu? Duruşma, Soner Yalçın´ın savunmasıyla devam ediyor.
Oda TV davasının 5. duruşmasında tutuklu sanık gazeteci yazar Soner Yalçın´ın savunmasıyla devam edildi. Odatv operasyonuna karar veren iki önemli isim olduğunu ifade eden Soner Yalçın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ve Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz. Peki, Odatv operasyonundan hemen sonra polis müdürü Yılmazer ve Savcı Öz neden görevlerinden alındılar? Bu olayın tesadüf olmayacağını bilecek kadar gazetecilik deneyiyim var dedi. Hayatım boyunca hiçbir legal ya da illegal siyasi bir örgüte mensup olmadığını ifade eden Soner Yalçın, Yalnızca TGC, Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi üyesiyim. Korkunç bir haksızlıkla, savcılar Ergenekon Terör Örgütü mensubu olduğumu iddia ediyor dedi.
VELİ KÜÇÜK´Ü TANIMIYORUM, TANISAYDIM ÇOK İYİ HABERLER YAPARDIM
Evinin aranması için hangi güçlü delillerin olduğunun araştırılması gerektiğine dikkat çeken Yalçın, 13 Mayıs 2009´da İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü´nün bir rapor hazırladığını, raporda, Tuncay Güney´in 2001 yılında yakalandığı sırada kendisi hakkında bazı açıklamalarda bulunduğunu ancak bu açıklamaların aradan 8 yıl geçtikten sonra hatırlanılmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Söz konusu raporda, Güney´in Yalçın´ın bir dönem Cem Ersever ile görüştüğünü, Yalçın´ın Veli Küçük´ün talimatı ile hareket ederek Aydınlık Dergisine gittiğini ve birtakım bilgilerin Veli Küçük tarafından bu şahsa iletilmekte olduğunu tahmin ettiğini beyan etmiştir ifadelerinin yer aldığını söyleyen Yalçın, İyi de Güney sorgusunda böyle dememişti ki. Güney, Cem Ersever´in Veli Küçük talimatıyla bana geldiğini tahmin ediyordu. Yoksa Küçük´ün talimatıyla Aydınlık´a gittiğimi değil. Zaten ben 1987´de, Aydınlık´a değil 2000´e Doğru dergisine gittim. Hadi Savcı Öz´ü polis raporu yanılttı diyelim. Hayatımda Güney ve Küçük´ü hiç görmedim, tanışmadım, telefonla dahi konuşmadım. Tanısaydım da çok iyi haberler yapardım. Ersever, Ankara´daki Ulusal Basın Ajansı´na bir açıklama yapmıştı, bunun üzerine kendisiyle röportaj yaparak tanıştık. Bunun gizli saklısı yok ki, 1994 yılında yazdığım ´Binbaşı Ersever´in İtirafları´ kitabımda süreç olduğu gibi yazılı dedi.
ÜNAL ERKAN´IN YÜZÜNE TÜKÜRMÜŞÜM AYIP AYIP...
Ak Parti eski milletvekili ve Ergenekon davasının firari sanığı Turhan Çömez´e yönelik yapılan aramada dijital verilerde tespit edildiği iddia edilen BAY EYMÜR isimli world dosyasındaki kendisi ile ilgili yazılanlara değinen Yalçın, Hakkımda, ´Güneydoğu´ya istihbarata, UGA (Ulusal Güvenlik Ajansı) üyesi Yalçın gidiyor. Katledilen masum Kürt ve Alevi halklarının sorunlarını dinliyor. Diyarbakır´da bulunan OHAL Valisi Ünal Erkan ile görüşüyor. Erkan, Soner Yalçın´a ´Siz bulaşmayın´ deyince, Soner Yalçın, Erkan´ın yüzüne tükürüyor ve kapıyı sertçe vurup bölgeden ayrılıyor´ ifadeleri yer alıyor. Ulusal Güvenlik Ajansı ne, hiç duymadım, hiç çalışmadım. Ayrıca Erkan´la da hiç görüşmedim, tanışmadım. Dolayısıyla bu hayal ötesi bile olamayacak absürd, sözümona belge de rapora eklenmişti. Erkan´ın yüzüne tükürmüşüm. Ayıp ayıp... diye konuştu.
BİZLERİ VE CHP´Yİ LEKELEMEK İÇİN BUNDAN İYİ FIRSAT OLABİLİR MİYDİ?
26 Ocak 2011´de İklim Bayraktar ile Deniz Baykal´a yönelik iddiasının konuşulduğu telefon kaydının olduğunu söyleyen Yalçın, Oda TV operasyonunu Baykal´a şantaja dönüştürerek bizleri itibarsızlaştıran telefon görüşmeleri var. Hukuken silinip yok edilmesi gereken bu telefon kaydı, bizleri lekelemek için kullanıldı. Mahkemenin geriye dönük dinleme kararı vermesinin nedeni bu. Biz, Bayraktar´ın iddiasını konuşmuş ve unutmuştuk. Ama şimdi ortaya çıktığı gibi yasa dışı dinleme yapanlar yasadışı şeklinde bunu, mahremiyetimizi medyaya sızdırdılar. Tezgah kurulmuştu, bilgisayarlara siber korsanlık sonucu ´öyleyse Varan 2´ yalanı yerleştirilmişti. Öyle ya Türkiye siyasal genel seçime gidiyordu. Böyle bir siyasi malzeme bir kararla yok edilebilir miydi? Odatv´yi, bizleri ve CHP´yi lekelemek için bundan iyi fırsat olabilir miydi? diye konuştu.
POLİSİN ÖNGÖRÜSÜ BAYAĞI İYİ
Bayraktar´ın da tacize uğradığını iddia ettiği günden bir gün sonra 27 Ocak 2011´de dinlenmeye başlandığını anlatan Yalçın, Bayraktar´ı niye dinliyorlar. Bu soru, tüm tezgahı ortaya çıkarıyor. Deniz Baykal´la Halktv meselesini konuşmamışız daha. Öyle ya daha Odatv basılıp bilgisayarlarda sözümona varan2 medya 2010 filan çıkmamıştı. Demek polisin öngörüsü bayağı iyi dedi.
BİZİ YANDAŞ GAZETECİLERLE KARIŞTIRIYORLAR
İddianamede, Küçük ile kendisi arasında hiyerarşik bir yapı olduğu, Küçük´ün kendisini yayın konusunda yönlendirdiği yönündeki iddialara da değinen Yalçın, Körlük öyle bir noktaya gelir ki, gülünçleşir. Savcılar, insanın görüş/fikir belirtmesiyle bir işi yaptırması arasındaki farkı bilmezlikten geliyorlar. Üzülerek söyleyebilirim ki, iddianame gösterdi ki, bilgi birikimleri, tecrübeleri, bu davanın çok altında kalmış olarak görülmektedir. Gazeteciliğin emir-komutayla yapıldığını sanıyorlar. Bizi, her türlü etik ilkeden yoksun, cemaat müridi yandaş gazetecilerle karıştırıyorlar. Kimse bize emir, buyruk veremez. Bu kimsenin haddine değildir diye konuştu.
HOCAM, ÇIKINCA SİZİ DAHA ÇOK ARAYACAĞIM
Odatv, dürüstlüğün havarisidir, gerçeğin fanatiğidir ifadelerini kullanan Yalçın, üç yılda yaptığı 22 bin 500 telefon görüşmesinin 9´unun Küçük ile olduğunu söyledi. Yalçın, Küçük´e hitaben Sayın Hocam, sizi son yıllarda çok az aradığım için lütfen kusuruma bakmayınız. Keşke 9 kez değil 999 kez arasaydım. Telefon tapelerine bakınca çok utandım. Hocam, biliyorsunuz, son yıllarda inzivaya çekildim. Bir keşiş gibi münzevi bir hayat sürüyordum. Kütüphanemden pek çıkmıyordum. Ama söz eğer suçsa da şimdiden itiraf ediyorum, çıkınca sizi daha çok arayacağım. Güzel bir restorana davet edip kendimi affettireceğim diye konuştu.
DELİL YARATMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPMIŞLAR
Yasadışı silahlı örgüt üyesi olmak için gerekli şartların kendisi adına oluşmadığını vurgulayan Yalçın, Ünal İnanç, Yalçın Küçük ile telefon irtibatı var. İyi de bu şekilde Türkiye´de herkes mutlaka bir Ergenekon sanığıyla telefon da konuşmuştur. 8 yıldır yüzü aşkın gazetecinin kullandığı telefon fihristlerine el konularak hepsi bana ait gösterilmiştir. Fihristlerdeki el yazılarının birbirinden farklı oluşu bile kaç kişi tarafından kullanıldığını göstermektedir. Delil yaratmak için ellerinden geleni yapmışlar, tabi bunlar delil ise... diye konuştu.
ADALET BAKANLIĞI CEZALANDIRMA BAKANLIĞINA DÖNÜŞTÜ
Türkiye´de adaletin siyasallaştığını vurgulayan Yalçın, Adalet Bakanlığı´nın Cezalandırma Bakanlığına dönüştüğünü, tarafsız adalet tanrıçasının bile gözündeki bağın açıldığını söyledi. Savcılık ifadesinde Yalçın Küçük ile 4 yılda 2 kez cenazede görüştüğünü söylediğini anımsatan Yalçın, iddianamede ise Küçük ile görüşmesini inkar ettiğinin öne sürüldüğünü vurguladı. Yalçın, Ne şimdi bu? 3 yılda 9 telefon 3 yüz yüze görüşme bizi örgüt mü yapıyor? dedi.
Bu arada, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ve CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.
YEMEK TARTIŞMASI
30.12.2011 - 16:13 Oda TV duruşmasında yemek tartışması yaşandı. Duruşmaya verilen öğle arasından sonra yakınlarının getirdiği yemekler güvenlik nedeniyle sanıklara verilmedi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Oda TV davasının öğleden sonraki bölümünde yemek tartışması yaşandı. Yakınları tarafından getirilen yemekler sanıklara verilmeyince mahkeme salonunda itirazlar oldu. Sanık avukatlarından Celal Ülgen, durumu Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci´ye anlatarak sanıkların aç bırakıldığını söyledi. Başkan Ekinci de ´Mahkememizle ilgisi yok ben insani olarak yakınlarının getirdiği yemekleri güvenlik gerekçesi ile verilmemesini söylemiştim. Bu konu ile ilgili bir yetkim yok söylediklerim tavsiye idi, ayrıca sanıklara kumanya veriliyor.´ dedi. Bunun üzerine araya giren tutuklu sanık Nedim Şener, ´Kumanya da sadece kuru ekmek var.´ dedi. Sanık avukatlarından Celal Ülgen de ´Sanıklar sizin huzurunuzda aç bırakılmıştır ve suç işlenmiştir.´ diyerek suç duyurusunda bulundu.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ise ´Savunmaya tekrar ara verelim sanıklar bir şeyler yesin. Her öğlen bunu mu yaşayacağız. Yakınları yukarıdan yiyecek alıp gelsinler. Alay komutanı ile de Pazartesi günü bu konuyu konuşacağım.´ cevabını verdi. Başkan Ekinci, Soner Yalçın´a ´Savunma yapabilecek misin? diye sordu. Yalçın da ´Aç karna savunmamı yapabilirim.´ şeklinde cevap verdi. Başkan Ekinci tekrar ifadeyle ´Size kafeteryadan kek aldıralım´ demesi üzerine Yalçın, bir şey istemediğini söyledi. Yalçın´ın yaklaşık bir saat ifade vermesinin ardından yemek yemesi için duruşmaya 15 dakika ara verildi.
Bu arada duruşmayı izleyen CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, sanıklara öğlen arasında yemek verilmediği gerekçesiyle bu olaya sebebiyet veren kişiler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. ( Cihan)
Duruşma Salı gününe ertelendi
30.12.2011 19:59 ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Odatv´de yapılan aramalara ilişkin açılan davanın tutuklu sanığı Soner Yalçın, ´Kalleş bir hilekarlıkla bilgisayarımıza yerleştirilmiş bu word dosyaları bizim değildir. Kirli eller tarafından konulmuştur´ dedi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmadaki savunmasında kitabından alıntılar yapan Soner Yalçın, ´Türkiye solunun çoğunluğu kültürünü, dinini okuyup araştırmadı. Türkiye´de solcu aydınların çoğu İslamiyet´i bilmemektedir. Halkının dinsel inancını dışlamıştır. Tasavvufun, aklın ve bilimin öğretisi olmadığı kolaycılığına kaçarak, kendi coğrafyasına yabancılaşmıştır. Ne Muhyiddin İbn-i Arabi´yi ne de Muhammed Nur´u bilir. Yunan filozofu Herakleitos´un ´diyalektiğin atası´ olduğunu, Hegel´in, Marks´ın felsefi düşüncesinin buradan doğduğunu bilir de nedense Vahdet-i Vücud´a burun kıvırır, bilmez´ diye konuştu. Hiçbir tarikata, tekkeye, dergaha ve cemaate önyargılı olmadığını anlatan Yalçın, ´Bundan sonra söyleyeceklerimin önyargılı olduğunun düşünülmemesi için bu girişi yaptım´ dedi.
Odatv aramalarında ele geçen dokümanlara değinen Yalçın, ´Hilekarlıkla bilgisayarımıza yerleştirilmiş bu word dosyaları bizim değildir. Kirli eller tarafından konulmuştur´ diye konuştu.
Cezaevinde rahatsızlanarak 12 Kasım´da hayatını kaybeden Kaşif Kozinoğlu hakkında açıklamalarda bulunan Yalçın, ´Hukuki hurafeler sonucu daha yaşarken ölmüştü. Bugün maalesef hayatını kaybetmiştir. Hakkındaki iddialara yanıt veremeyecektir. Kuşkusuz rahmetli Kozinoğlu´nu savunacak değilim, kendisini tanımıyorum. Ne ben ne de Odatv çalışanlarından hiç kimse Kaşif Kozinoğlu´nu tanımıyoruz. O da savcılık ifadesinde bizi tanımadığını ifade etmiştir. Bize hiçbir yoldan bilgi, haber, yazı, dosya ve belge göndermedi´ dedi.
´Görevsizlik´ talebi
Özel yetkili mahkemelerin niteliğinin tartışma konusu olduğunu iddia eden Yalçın, ´İçinde yaşadığım çağa ve ülkeme karşı bir gazeteci olarak sorumluluğumu yerine getirdim. Sizleri de tarihin huzurunda sorumluluklarınızla baş başa bırakıyorum´ dedi.
Yalçın´ın ardından söz alan avukatlarından Duygun Yarsuvat, sanıklara atılı suçun örgüt kapsamında değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, ´halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek´ suçunun asliye ceza mahkemesi kapsamında olduğunu söyledi. Avukat Yarsuvat, bu nedenle mahkemenin ´görevsizlik´ kararı vererek, dosyanın asliye ceza mahkemesine gönderilmesini istedi.
Bu arada, duruşmada öğlen yaşanan yemek sıkıntısıyla ilgili olarak Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, Silivri Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüğünü, bundan sonra kumanya konusunda sıkıntı olmayacağını ve daha fazla kumanya verileceğini söyledi.
Tutuklu sanık Soner Yalçın´ın savunmasını tamamlamasının ardından duruşma 3 Ocak Salı gününe ertelendi. ( AA, DHA)
(30 Aralık 2011, 13:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ODATV İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı