´Fuhuş, Askeri Casusluk ve Şantaj´ davasına 9. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada müşteki olarak dinlenilen emekli Tuğamiral Türker Ertürk, daha önce savcılıkta ifadesinin alındığını ve o ifadeye eklemek istediklerinin olduğunu belirterek, ´Daha önce şikayetçi olduğumu söylemiştim. Ama şikayetten kastım, ´burada sanık olarak bulunan askerlerden şikayet´ değildi. Ben bunun Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güvenirliği yok etmek için yürütülen bir operasyon olduğuna inanıyorum. Buradaki askerler de bu operasyonun kurbanlarıdır. Ben bu operasyona neden olanlardan şikayetçi olmuştum´ dedi.
16.12.2011 14.54 ´Fuhuş, Askeri Casusluk ve Şantaj´ iddialarına ilişkin emekli Albay İbrahim Sezer´in de aralarında bulunduğu 13´ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı davanın 9. duruşması başladı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, emekli Albay İbrahim Sezer´in de aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu emekli Albay Kemalettin Yakar katıldı. Duruşmada tutuksuz 9 sanık da hazır bulundu.
Duruşmada müşteki olarak dinlenilen emekli Tuğamiral Türker Ertürk, daha önce savcılıkta ifadesinin alındığını ve o ifadeye eklemek istediklerinin olduğunu belirterek, ´Daha önce şikayetçi olduğumu söylemiştim. Ama şikayetten kastım, ´burada sanık olarak bulunan askerlerden şikayet´ değildi. Ben bunun Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güvenirliği yok etmek için yürütülen bir operasyon olduğuna inanıyorum. Buradaki askerler de bu operasyonun kurbanlarıdır. Ben bu operasyona neden olanlardan şikayetçi olmuştum´ dedi. Kendisine şantaj gibi bir şey uygulanmasının asla söz konusu olmadığını ve operasyon sonucunda ´Güzin abla´ dedikodularıyla, iş yapılıyormuş gibi şeylerin iddianameye eklendiğini savunan Türker, hakkında iddia edilen ´İngiliz sevgilisi var´ gibi konuların belge ve bilgiye dayanmadığını ifade etti. Kendisine, cinsel fantazi içeren şeylerin sorulmasını esefle karşılayacağını belirten Türker, şöyle konuştu:
´Emekli Albay İbrahim Sezer, Deniz Harp Okulu Komutanlığı yaptığım sırada benim emrimdeydi. 3 Ağustos´ta bekar evine baskın yapıldığını bana rapor etti. Onu çağırdım ve dinledim. Suç unsuru oluşturabilecek şüpheler taşıdığım için gereği yapılsın diye askeri savcılığa sevk ettim. Bu davanın da askere mahkeme konusu olduğunu düşünüyorum. Bu mahkemeye kadar gelmesine çok şaşırdım. Müşteki olduğum için iddianameyi okudum ve belgelere baktım. İbrahim Sezer´i de çok kısa süreli tanıdım. Onun çalıştığı konum itibariyle gizli olarak değerlendirilen askeri şeylere ulaşma şansı yoktur. Başka basit bir konuda suç işlemiş olabilir, ama bu konuda değil.´
Mahkeme Heyeti Başkanı Metin Özçelik´in, ´Sizin değerlendirmenize bakmıyoruz bu konuda´ diye uyardığı Türker, TSK´ya karşı yürütüldüğünü düşündüğü bu operasyondan ziyadesiyle etkilendiğini belirterek, sanıklardan birçoğunu tanıdığını, özellikle çok yakından tanıdığı sanıklardan ikisinin vatan savunması için ölüme gönderebileceği isimlerden olduğunu vurguladı. Türker, ´Sorun TSK´yı yok etmektir´ dedi.
RUS AJAN DAVAYA KONU OLDU
Türker Ertürk´ün dinlenmesinin ardından bazı sanıklar söz aldı. Tutuklu sanıklardan Üsteğmen Burak Çetin savunmasının sonunda projeksiyon aleti kullanarak mahkeme heyetine Rus Ajan Anna Chapman´ın yakalanması görüntülerini izletti. Görüntülerin ardından konuşan Çetin, İşte casusluk böyle olur. Casus da böyle yakalanır dedi. Diğer tutuklu sanık Üsteğmen Deniz Mehmet Irak ise fuhuş yapmakla yargılandıklarını ancak şikayetçi olan veya sanık olan bir kadının olmadığını söyleyerek, Benim onurum çalındı. Bana onurumu geri verin. Ben vatana ihanet etmedim. Ben vatan kelimesini Mustafa Kemal Atatürk´ten öğrendim. Vatana ihanet kelimesini zul sayarım. dedi.
Savcı 4 tahliye istedi, mahkeme 2 tahliye verdi
Görüşü sorulan duruşma savcısı Celal Kara, tutuklu sanıklardan Deniz Mehmet Irak, Burak Çetin, Merdan Metin ve Ekrem Saltuk Baysal´ın tahliye edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından açıkladığı kararla, Astsubay Ali Haydar Eser ve TÜBİTAK görevlisi Merdan Metin´in yaptırım miktarı ve suç vasfının değişme ihtimalini göz önünde bulundurarak tahliyelerine karar verdi. Son tahliyelerle birlikte dava kapsamında 11 tutuklu sanık kaldı. Duruşma 15 Şubat´a ertelendi.
MÜŞTEKİLER ŞİKAYETLERİNDEN VAZGEÇTİ
17 Aralık 2011 - ´Askerî casusluk ve şantaj´ davasında 9 duruşma geride kaldı. 13´ü tutuklu 56 sanığın savunmasını tamamlamasının ardından mahkeme, müştekileri dinlemeye geçti.İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davada daha önce soruşturma aşamasında şikâyetçi olan mağdurların, sanıkların önüne çıkınca ifade değiştirmesi dikkat çekti. Son duruşmada dinlenen 20 civarında ´müşteki´ şikâyetini geri aldı. Sanıklarda ele geçen çok özel görüntü ve fişlemelere rağmen bu kişilerin şikâyetlerinden vazgeçmesi, baskıya uğrayıp uğramadıkları sorusunu akla getiriyor.
´Askerî casusluk ve şantaj´ davasında askerî casusluğa ilişkin yaklaşık 165 bin belge ´gizli´ olduğu gerekçesiyle dava dosyasında yer almadı. Bu nedenle yargılama ve sorgular daha çok komutanların fişlenmesi, özel görüntülerinin kaydedilmesiyle şantaj yapıldığı ve fuhuş iddialarına yoğunlaştı. Yargılamada gelinen aşamada ise iddianamede 68 müşteki dinlenmeye başlandı. Daha önce soruşturma aşamasında haklarında yapılan fişlemeler, özel görüntüler, fotoğraflar kendilerine gösterilen şahıslar şikâyetçi olmuştu. Bunların en başında Tuğamiral Fikret Güneş´in eşi Manolya Güneş geliyordu. Savcılık, 12 Kasım 2010´da ifadesini aldığı Güneş´e davanın bir numaralı sanığı emekli Albay İbrahim Sezer´in Kadıköy´deki evinde ele geçen ve kendi aile fertleriyle ilgili resim, görüntü ve yazışmaları gösterdi. Gösterilenler arasında Güneş´in kızı Damla Güneş´in uyuşturucu kullandığına dair 2005 yılına ait MSN konuşma kayıtları, yüzlerce özel fotoğraf ve video görüntüleri vardı. Güneş, savcılıktaki ifadesinde, Hakkımda iftira dolu notlar yazan, ayrıca aileme ait fotoğrafları ele geçiren şahıslardan şikâyetçiyim. dedi. Ancak aynı Güneş, 14 Aralık 2011´de, davanın 8´inci duruşmasında, sanıkların huzurunda şikâyetini geri aldığını açıkladı.
ÇOK KAÇAMAĞI VAR, İLİŞKİYE SICAK BAKIYOR!
Ardından dün, 9. duruşmada da emekli Tuğamiral Türker Ertürk de şikâyetini geri alan müştekiler arasına katıldı. Ertürk, mahkemede bu davanın TSK´ya karşı operasyon olduğunu iddia ederek, Sorun TSK´yı yok etmektir. dedi. Ancak Ertürk, 25 Ağustos 2010´da verdiği ifadesinde, Deniz Harp Okulu komutanı olduğunda Sezer´in burada göreve alındığını anlatmıştı. Evinde çıkan belgelerden sonra Sezer´in ifadesini aldırıp suç dosyasını askerî savcılığa ilettiğini aktaran Ertürk, Sezer´in bu sırada kendisinden özür dilediğini de kaydetti. Sezer´de ele geçen notlarda, Türker Ertürk´ün birçok kaçamağı var. Londra´da sevgilisi var. Öğrencileri gördüğü için arzulayabilir, Aynur´la ilişkiye sıcak bakar. gibi notlar vardı. Ayrıca, fuhuş çetesinin temin ettiği İngiliz kadınla Kurtköy´de buluştuğu iddiaları gibi çok sayıda notlar bulundu. Ertürk, o tarihte bu notların kendisine karşı iftira ve komplo olduğunu belirterek bunu yapanlardan şikâyetçi olduğunu bildirdi. O tarihte olayın kendisine yönelik bir komplo olduğunu söyleyen Ertürk, dünkü duruşmada ise ifadesini tamamen değiştirdi. TSK´ya karşı komplo yapıldığını söyledi. Ertürk´ün bu değişikliği kafaların da karışmasına neden oldu.
Bu arada, davayı sulandırma çalışmalarına da hız verildi. Muvazzaf askerlerin fuhuşla ilgili telefon görüşmelerine dosyada bulunmasına rağmen hâlâ inkar yoluna gidilip olay saptırılmaya çalışılıyor. Müştekilerden 52 yaşındaki Türkan Pala´nın ilk olarak soruşturmada fuhuş iddialarına adı karıştırıldığı için şikâyetçi olmuştu. Daha sonra askerî savcılıkta verdiği ifadede şikâyetçi olmadığını söyleyen Pala, son olarak mahkemede de şikâyetinden vazgeçtiğini söyledi. Pala, bununla birlikte Sezer´in 10 yıllık arkadaşı olduğunu söylerken mahkemeye de bekaret raporu sundu. 68 müştekinin tamamı dinlenecek ama bunların büyük çoğunluğunun hâlen TSK´da muvazzaf olması, baskı ihtimalini de beraberinde getiriyor. ( Zaman)
AVUKATLARIN GİZLİ BELGE TALEBİ REDDEDİLDİ
19 Aralık 2011 - Askeri casusluk davasında avukatların, sanıklardan ele geçirildiği belirtilen belgelerin kendilerine verilmesi talebi reddedildi. Genelkurmayın bu belgelere ´gizli´ dediğini hatırlatan mahkeme, belgelerin devlet sırrı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapıldıktan sonra avukatların talebinin karar bağlanmasına hükmetti.Askeri casusluk soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı´ndan ve sanıklardan çok sayıda gizli belge elde edilmişti. Ele geçirilen belgelerin Genelkurmay Başkanlığı´ndan gelen yazıya göre devlet sırrı niteliğinde olduğu belirlenerek, ek delil klasörlerine konulmamıştı. Sanık avukatlarına da gösterilmeyen bu belgeler mahkemeye de savcılık tarafından elden teslim edilmişti.
Devlet sırrı niteliği taşıyan bu belgelerle ilgili sanık avukatları davanın 9. celsesinde tekrar talepte bulunarak kendilerine verilmesini istedi. Avukatlar bu belgeleri daha sağlıklı savunma yapabilmek ve atılı suçu tam anlamıyla anlayabilmek için istediklerini belirtti. Ancak davaya bakan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği ara kararda, Genelkurmay Başkanlığı´ndan gelen yazıya göre belgelerin devlet sırrı niteliği taşıdığını ve on binlerle ifade edildiğini belirterek, Sanıklardan ele geçirilen ve adli emanette bulunan dijital verilerin ve diğer tüm belgelerin devlet sırrı niteliğinde ve aleniyet kazanmaması gereken gizli belgeler olup olmadığı hususunda değerlendirme yapıldıktan sonra sanık ve müdafilerine verilip verilmemesi hususunun karara bağlanmasına, bu aşamada bu yöndeki talebin reddine dedi. ( Cihan)
(16 Aralık 2011), son güncel.: (19 Aralık 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Fuhuş ve casusluk davasıyla ilgili manşetlerimiz
Askeri casuslukta 2. dava
165 bin belge casusluk çetesinde
Casus müşterileri: Rus İsrail Yunan
Casusluk izleri Poyrazköy´de bulunmuş
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap