Varlığı tartışılan ´Devletin yargısız infaz listesi´ belgelendi. ´PKK destekçisi´ iddiasıyla oluşturulan 193 kişilik ´Kürt işadamları´ listesinin 1996´da mahkemece de onaylandığı ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığının mahkemeye gönderdiği savunmada, ´Davalı idarenin böyle bir raporun varlığını kabul ettiği, bu bilgi ve belgelerin devletin güvenliğine ve yüksek menfaatine ilişkin olması nedeniyle mahkemeye gönderilemeyeceği´ belirtiliyor. Bu arada faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında tutuklanan İbrahim Şahin ve 6 Özel Harekatçı için mahkeme tahliye kararı verdi. Şüphelilerin avukatları tahliye için dilekçe vermişlerdi.
Devlet, ölüm listesini kabul etti
Varlığı tartışılan ´Devletin yargısız infaz listesi´ belgelendi. ´PKK destekçisi´ iddiasıyla oluşturulan 193 kişilik ´Kürt işadamları´ listesinin 1996´da mahkemece de onaylandığı ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığının mahkemeye gönderdiği savunmada, ´Davalı idarenin böyle bir raporun varlığını kabul ettiği, bu bilgi ve belgelerin devletin güvenliğine ve yüksek menfaatine ilişkin olması nedeniyle mahkemeye gönderilemeyeceği´ belirtiliyor. Bu arada faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında tutuklanan İbrahim Şahin ve 6 Özel Harekatçı için mahkeme tahliye kararı verdi. Şüphelilerin avukatları tahliye için dilekçe vermişlerdi.
Kamuoyu 1990´lı yıllarda oluşturulan ´ölüm listesi´ ile Kürt işadamlarının faili meçhul cinayetlere kurban olduğu iddiasını tartışırken, ´PKK´ya destek verdikleri´ iddia edilen 193 kişilik bir listenin varlığının 1996´da mahkeme tarafından kabul edildiği ortaya çıktı. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis´in ´listede yer aldığı´ iddialarına ilişkin Ankara 6. İdare Mahkemesi´nde görülen davada, İçişleri Bakanlığı´nın listenin varlığını kabul ettiği ancak ´devlet sırrı´ olduğu gerekçesiyle içeriğini açıklamadığı, bu nedenle bakanlığın Ziya Halis´e 100 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği öğrenildi.
Jandarmaya dayandırılan rapor
Ziya Halis, yeni soruşturmalara konu olan 1990´lı yılların yakın tanığı bir siyasetçi. 1995 yılında birinci Tansu Çiller hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapan Halis, faili meçhuller soruşturmasını yürüten özel yetkili savcının peşinde olduğu, ´teröre destek veren işadamları´ listesinde adı geçtiği belirtilen isimlerden biri. Adı bu listelerden birinde geçtiği için devletle davalık olup tazminat da kazanmış. Liste, geçtiğimiz günlerde bir gazeteye yaptığı ?PKK´ya destek veren işadamları listesini Milli Güvenlik Kuruluna verdik? açıklaması ile gündeme gelen eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe döneminde davalık olmuş. Ziya Halis bakan olduğu 1995 yılında Jandarma´ya dayandırılan raporlarda adının ?PKK´ya destek veren sakıncalı işadamları listesi? ile birlikte gündeme gelmesi üzerine İçişleri Bakanlığı aleyhine Ankara 6. İdare Mahkemesinde dava açıyor. Dilekçesinde basında yer alan iddialara göre Genelkurmay´ın emri doğrultusunda Jandarma Genel Komutanlığınca hazırlanan bir belgede adının PKK´ya destek veren işadamları listesinde yer aldığını belirten Halis, asılsız iddialarla kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle 2 milyarlık manevi tazminat talebinde bulunuyor. Yargılama sonucunda raporu güvenlik birimlerinin görev alanı içinde değerlendiren mahkeme, bilginin medyaya sızdırılmış olmasına ise ´hizmet kusuru´ yorumunu getiriyor. Bu nedenle de Ziya Halis´in uğradığı manevi zararın tazmin edilmesine hükmederek İçişleri Bakanlığı´nı 100 milyonluk manevi tazminat ödemeye mahkum ediyor.
Hatırladıkça yüzüm kızarıyor
1990´lı yılların Türkiye´nin en karanlık süreçlerinden biri olduğunu kaydeden Ziya Halis şöyle konuşuyor: ?1991 seçimlerinde kurulan DYP-SHP koalisyonundan umutluyduk. Ama maalesef Türkiye´nin en karanlık dönemlerinden biri bu koalisyon zamanında yaşandı. Biz yumuşama beklerken tam tersine şeyler oldu. Yargısız infazlar, suikastler, köy yakmalar. Geriye dönüp baktığımda o sürecin içinde bir şekilde yer almış olmaktan dolayı kendimi suçluyorum. Yüzüm kızarıyor.?
´Devlet sırrı´ mahkemeye gönderemeyiz
Ankara 6. İdare Mahkemesi´nin 23 Ekim 1996 tarihli karar metninde İçişleri Bakanlığının savunması şöyle özetleniyor: ?Başbakanlık genelgesi uyarınca verilen bir emrin yerine getirilmesi amacıyla alınan istihbari bilgilerin icra makamlarına iletildiği... Davalı idare böyle bir raporun varlığını kabul etmektedir. Başbakanlık genelgesi ve 2937 sayılı yasanın getirdiği zorunluluk nedeniyle ilgili makamların bilgilendirilmesi amacıyla ve Genelkurmay Başkanlığınca intikal ettirilen bilgiler doğrultusunda raporun hazırlandığı belirtilmiştir. Ayrıca bu bilgi ve belgelerin devletin güvenliğine ve yüksek menfaatine ilişkin olması nedeniyle mahkemeye gönderilemeyeceği de savunmada ifade edilmiştir.?
ZİYA HALİS O LİSTEYİ ANLATTI
Bizim üzerimizde kırmızı çizgi vardı
Ziya Halis şunları söyledi: ?İdare listeyi kabul ediyor ama devlet sırrı diye mahkemeye vermiyor. Bu olaydan önce böyle bir listeden bahsedilen bir röportajı bana yurtdışından göndermişlerdi. 1995 yılında. Özel harp Daire Başkanlığında Cem Ersever´in grubundan biri ile yapılan bir görüşme. Burada Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan en kapsamlı raporda 197 Kürt iş adamının listesi, şirketleri, verdikleri vergi, bağlantıları, mensup oldukları aşiretler, kaç kez evlendikleri, kaç çocukları olduğu gibi en detayına varana kadar bilgileri içeriyor. PKK ile ilişkili olanlara kırmızı işaret, kendi hallerinde olanlara sarı, devlete yakın olanlara ise yeşil çarpı işareti atılıyormuş. Kırmızı işaretlilerle ilgili sayılanlar arsında Behçet Cantürk, Yaşar Kaya gibi isimlerle birlikte ben de varım.?
´Cezaevinde suikastten kılpayı kurtuldum´
İçişleri Bakanlığının ?PKK´ya destek veren sakıncalı Kürt işadamları? listesinde adı geçen eski bakan Ziya Halis kendisi hakkında hazırlanan bir suikast planından da son anda kurtulduğunu belirtiyor. Halis´in anlattığına göre Kırklareli Cezaevi´nde hapis yatan PKK itirafçısı Tekin Gencer, Terörle Mücadele Müdürü gidiyor suikast için ikna ediliyor: ?Tekin Gencer´e diyorlar ki öldüreceksiniz sizi çıkaracağız. Olayı da PKK´nın üstüne atacağız. Fakat sonra bu itirafçı eylemi yapmaktan vazgeçiyor. Bunu da DGM´deki ifadesinde anlatıyor.? ( Star)
O DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANI: LİSTE MGK´YA SUNULDU
Ayhan Çarkın´ın itirafları üzerine başlatılan Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayetlerin işlendiği dönemde Milli Güvenlik Kurulu´na (MGK) sunulduğu iddia edilen, ´PKK´ya yardım eden Kürt işadamları´ ve ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı listelerin izini sürerken, dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe´den, geçtiğimiz günlerde çok çarpıcı açıklama gelmişti. Listenin varlığını doğrulayan Menteşe, ´PKK´ya yardım eden işadamlarının ve devlete sızan PKK´lıların listesi bize gelmişti. MGK´ya sunmuş olabilirim. MGK Genel Sekreterliği´nde bulunabilir. Ama bu isimlerin öldürüldüğü konusunda bilgim yok.´ demişti. Menteşe, açıklamalarında infazların bu listeyle ilgisi olmadığını iddia ediyordu. Ancak elde edilen deliller ve bulgular, infazların MGK kararıyla yapıldığını gösteriyor. Soruşturmada şüpheli olarak yer alan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar´ın da, suç olaylarını ´1000 operasyon´ olarak değerlendirdiği ve ´bunların kararlarının da MGK´dan alındığını´ kamuoyuna defalarca açıkladığı biliniyor.
ÇATLI´YA GÖREV MGK´DAN
Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleri soruşturması 2011 Mart ayında eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın şok itiraflarıyla başladı. Vicdan azabı çektiğini söyleyerek bildiklerini açıkladığını ifade eden Çarkın´ın anlattıkları devletin en tepe noktalarına kadar büyüyeceği anlaşılan bir soruşturmaya dönüştü. Cinayetleri işleyen derin yapının içinde istihbaratçılar, askerler ve emniyet içerisindeki şahısların bulunduğunu söyleyen Çarkın, şu iddialarda bulunmuştu: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Veli Küçük, bu yapı içerisinde önemli roller üstlenmişti. MGK kararları doğrultusunda terörle etkin mücadele edilmesi yönünde birtakım uygulamalar yapıldığını duyuyordum. Hatta yakın ilişkim olan Abdullah Çatlı, MGK kararı doğrultusunda kendisine görev verildiğini söylerdi bana.
Savcılık da listenin peşinde
Bu ifadeler üzerine soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel Milli Güvenlik Kurulu´ndan bilgi istemişti. Savcı Yüksel, İstihbarat birimlerince hazırlanıp İçişleri Bakanı Nahit Menteşe tarafından MGK´ya sunulduğu ileri sürülen ´PKK´ya yardım eden Kürt işadamları´ ve ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı listelerin peşine düşmüş durumda. Dönemin gazetelerinde tarama başlatılırken Savcı Yüksel, Emniyet Genel Müdürlüğü´ne yazı göndererek, böyle bir listenin olup olmadığını sordu. Menteşe geçtiğimiz günlerde bu listenin varlığını doğruladı, ancak Kasım 1993 tarihli gazetelerde, ´Devlete sızan PKK´lılar´ başlıklı bir listenin Menteşe tarafından MGK´ya sunulduğu haberi yayınlanmış, Menteşe ve dönemin yetkililerince bu yönde bir açıklama yapılmamıştı.
İBRAHİM ŞAHİN VE 6 ÖZEL HAREKATÇIYA TAHLİYE
Faili Meçhul Cinayetler Davası kapsamında tutuklanan 7 özel harekatçı hakkında tahliye kararı çıktı. Şüphelilerin avukatlarının tutukluluğa itirazlarını değerlendiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, şüpheliler İbrahim Şahin, Enver Ulu, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Uğur Şahin ve Ahmet Demirel´in tahliyesine karar verdi. Alınan bilgiye 11 Ağustos 2011 tarihinde tutuklanan sanıkların avukatı, geçen hafta 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne tahliye talebinde bulundu. Talebi yerinde bulan mahkeme dün akşam tahliye kararı verdi. Bunun üzerine özel harekâtçılar Seyfettin Lap, Enver Ulu, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ahmet Demirel geç saatlerde tutuklu bulundukları Sincan F Tipi Cezaevi´nden serbest bırakıldılar.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturması kapsamında tahliyelerine karar verilen 7 şüpheliden İbrahim Şahin´in avukatı Basri Aydın, ?Ayhan Çarkın´ın soyut iddiaları dışında tutukluluğu gerektirir kanıtlar olmaması nedeniyle tahliye kararı verildi? dedi. Aydın, tahliyelere, CMK´nın ?tutukluluğun incelenmesi? başlıklı 108. maddesine göre Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimince yapılan inceleme sonucunda karar verildiğini bildirdi. Tahliye kararlarına Cumhuriyet savcılarının itiraz hakkı olduğunu, itirazda bulunulması durumunda bunu, kararı veren nöbetçi hakim dışında oluşturulacak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin değerlendireceğini anımsatan Aydın, şunları kaydetti: ?Ayhan Çarkın´ın soyut iddiaları dışında tutukluluğu gerektirir kanıt olmaması nedeniyle tahliye kararı verildi. Bu, hukuk adına olumlu bir karar. Ceza yargılamasında ve soruşturmasında maddi delillere ulaşılmaya çalışılır. Bu süreçte de en ufak bir tereddüt varsa, bu, sanığın veya zanlının lehine değerlendirilir. Müvekkilimin tutuklanmasını gerektirir somut deliller yoktu. Kaldı ki müvekkilim de bütün suçlamaları reddediyor.? ( AA)
(14 Aralık 2011, 11:39)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eski Bakan ölüm listesini doğruladı
Çarkın: Cinayetleri MGK biliyordu
Çarkın´ın itirafları: MGK üyelerine sorgu hazırlığı
Demirel ve 34 kişiye suç duyurusu: Susurluk infazları
Liderlerin MGK´da cinayet atışması
Yeşil´den Köşk ve MGK´ya telefonlar
AYHAN ÇARKIN´IN İTİRAFLARI VE YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMA MANŞETLERİMİZ
Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap