Şile´de yapılan cephane kazıları davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi istendi. Mahkeme, Ergenekon davası ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirtti. Duruşmada şok açıklamalar yapan tutuklu sanık TİKKO itirafçısı Ulaş Özel, ´Bugüne kadar devlete çalıştığımı sanıyordum. Ama çalıştığım adamların Ergenekon isimli yapı olduğunu emniyette öğrendim. Bunun üzerine ben de doğru bildiğim her şeyi anlattım.´ dedi. Ulaş Özel´in, Balyoz darbe planına karşı olan Tuğgeneral Mustafa Bıyık´a 2000 yılında Tunceli´de suikast düzenlendiği iddiası da Malatya´da dava açılmasına neden olmuştu. Bu şok iddiayı soruşturan savcı, iddianamesinde davanın Şile kazıları davasıyla birleştirilmesini istemişti.
Şile-Ergenekon-Suikast davaları birleşebilir
Şile´de yapılan cephane kazıları davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesi istendi. Mahkeme, Ergenekon davası ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirtti. Duruşmada şok açıklamalar yapan tutuklu sanık TİKKO itirafçısı Ulaş Özel, ´Bugüne kadar devlete çalıştığımı sanıyordum. Ama çalıştığım adamların Ergenekon isimli yapı olduğunu emniyette öğrendim. Bunun üzerine ben de doğru bildiğim her şeyi anlattım.´ dedi. Ulaş Özel´in, Balyoz darbe planına karşı olan Tuğgeneral Mustafa Bıyık´a 2000 yılında Tunceli´de suikast düzenlendiği iddiası da Malatya´da dava açılmasına neden olmuştu. Bu şok iddiayı soruşturan savcı, iddianamesinde davanın Şile kazıları davasıyla birleştirilmesini istemişti.
Ergenekon soruşturmaları kapsamında Şile´de yapılan kazıyla ilgili davanın ikinci duruşması bugün yapıldı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ulaş Özel, Hüseyin Yanç ve Okan İşgör ile tutuksuz sanık Yusuf Ethem Akbulut katıldı. Mahkeme başkanı Mehmet Karababa, ilk duruşmada alınan karar gereğince 1. ve 2. Ergenekon davalarına ilişkin dijital kayıtların incelendiğini bildirdi. Sanıklardan Okan İşgör´ün avukatı Kaan Coşkunses, müvekkilinin iddia edildiği gibi zengin olmadığını belirterek, Müvekkilim tutuklandıktan sonra eşinin hiçbir geliri kalmamıştır. Kredi kartı borçlarını ödeyemiyor. Evine icra geldi. dedi. Müvekkilinin tahliyesini isteyen avukat, gerek görülürse müvekkilinin kefaletle serbest bırakılmasını da talep etti.
Okan İşgör ise soruşturmayı yürüten Savcı Cihan Kansız´ın kendisini Poyrazköy davası sanığı Levent Bektaş aleyhine ifade vermeye zorladığını iddia etti. Savcı Kansız´ın, Şile´de bulunan silahların Levent Bektaş´a ait olduğunu söylersen seni ´Etkin Pişmanlık Yasası´ndan yararlandırırım. dediğini ileri süren İşgör, hiçbir suç örgütü ile ilişkisi olmadığını söyledi.
ULAŞ ÖZEL: ´DEVLETE ÇALIŞTIĞIMI SANIYORDUM, ERGENEKON OLDUKLARINI ÖĞRENDİM´
Sanıklardan Ulaş Özel de, Bugüne kadar devlete çalıştığımı sanıyordum. Ama çalıştığım adamların Ergenekon isimli yapı olduğunu emniyette öğrendim. Bunun üzerine ben de doğru bildiğim her şeyi anlattım. dedi. Ulaş Özel´in annesi Selaha Nemli ise duruşmada tanık olarak dinlendi. Nemli, evinde yakalanan silahları oğlu Ulaş Özel´le birlikte Okan İşgör ve Hüseyin Yanç´ın getirdiğini söyledi. İçinde silah olduğunu bilmediğini ifade eden tanık Nemli, Oğlum bana bunların Okan İşgör´e ait olduğunu söyledi. dedi.
Mahkeme, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde 2008/209 dosya numarasıyla görülen birinci Ergenekon davası ve 2009/191 dosya numarasıyla görülen ikinci Ergenekon davasıyla, ´Şile kazıları´ davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirtti. Şile kazıları davasının Ergenekon davalarıyla birleştirilmesi için onay verip vermeyeceği konusunun İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sorulmasına karar veren mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin de devamına hükmetti. Duruşma ertelendi.
´DEVLET GÖREVLİLERİNİN EMİRLERİNİ YERİNE GETİRDİK VERDİKLERİ SİLAHLARI KULLANDIK´
Sanık Özel, daha önceki ifadelerinde TİKKO terör örgütünden itirafçı olarak JİTEM´e katıldığını anlatmıştı. Devlet adına çalıştıklarını sandığını söyleyen Özel, Ben devlete sığındım. Devlet kim? Teslim olduğum albay, teslim olduğum komutanlar. Onlar Ergenekoncu mu ben bilmem. Üniformalı devletin görevlileri, devlet görevlilerinden aldığım emirleri yaptım. Verdikleri silahları kullandık. Silahların kaynağını bilmem. demişti. ( Cihan)
´ERGENEKON SANIĞI MUZAFFER TEKİN CEZAEVİNE GİRİNCE LEVENT BEKTAŞ ONUN YERİNE GELDİ´
Şile´de yapılan kazılarla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. İddianamede 4 sanığın ´Ergenekon terör örgütü üyesi olmak´ suçundan cezalandırılması isteniyor. İtirafçı olduğunu ve JİTEM adına operasyonlara katıldığını belirten sanık Ulaş Özel ifadesinde, Ergenekon sanığı emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin´in cezaevine girmesinden sonra Poyrazköy davası tutuklu sanığı emekli Binbaşı Levent Bektaş´ın onun konumuna geldiğini, sık sık Veli Küçük ve Levent Bektaş ile görüşüldüğünü söylüyor. İddianame, Poyrazköy cephaneliği ile Ergenekon sanıkları arasındaki bağlantıyı da gösteriyor. Dikkati çeken bir ayrıntı da, sanıkların TİKKO, İBDA-C ve PKK gibi çeşitli terör örgütü üyeleri olmaları. Bu durum, Ergenekon´un taşeron terör örgütleri kullandığı iddialarıyla da örtüşüyor.
´ÖLDÜRDÜĞÜM KİŞİ BAŞINA PARA ALIYORDUM´
Devlete teslim olduktan sonra kendisine JİTEM Elazığ Bölge Komutanlığı´nda görev verildiğini kaydeden TİKKO itirafçısı Ulaş Özel, Operasyonlarda her öldürdüğümüz kişi başına zarflar içinde bize para ödülü verilirdi. İstanbul´da kaçırdığımız adamı Tunceli´ye götürüp ´operasyonda yakaladık´ diyorduk. Yaptığım bütün işleri devlet adına yaptım. Ben öyle biliyordum. diyor. İddianamedeki Ergenekon bağlantılarına ilişkin ifadeleri de doğrulayan sanık Özel, Ben cezaevinde yatıyor gözükürken, dışarıda operasyonlara katılıyordum. Bu dönemde Türkiye´nin çeşitli illerinde bulundum, telefon görüşmeleri yaptım. Bunların hepsinin kaydı vardır. Bunların dikkate alınması gerekir. diye konuşuyor.
ERGENEKON SAVCILARINA ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ
Ulaş Özel terör örgütü TİKKO saflarında 6 yıl boyunca bilfiil görev almış bir militan. Hem örgüt, hem devletin istihbarat birimleri tarafından gayet iyi bilinen, hakkında onlarca sayfa arşiv kaydı tutulan bir isim... Ancak Ulaş Özel´in asıl ününe kavuşması 1999´da JİTEM´e dahil olmasıyla oldu. Bu ilişki yakalandığı 18 Temmuz 2010´a kadar da devam etti. Öyle ki, evinden çıkan el bombaları, patlayıcılar, mermiler, tabanca ve Kaleşnikof´u Bunlar devletin silahıdır diyerek açıkladı. Ergenekon Savcısı Cihan Kansız ve İstanbul Terörle Mücadele polisine toplam 34 sayfalık ifade veren Ulaş Özel, örgüte nasıl katıldığını, JİTEM´e nasıl dahil olduğunu, karanlık operasyonları ve Ergenekon bağlantılarını anlattı. Onun verdiği bilgilerle İstanbul Şile´de cephane kazıları yapıldı. Bu konuda Ergenekon savcılarınca bir dava açıldı.
TUĞGENERALE SUİKAST, ŞİLE KAZILARI VE ERGENEKON DAVALARI BİRLEŞEBİLİR
Şile kazıları davasında Ergenekon örgütüyle ilgili şok ifadeler veren TİKKO itirafçısı JİTEM elemanı Ulaş Özel´in, Balyoz darbe planına karşı olan bir tuğgenerale Tunceli´de suikast düzenlendiği iddiası da Malatya´da dava açılmasına neden olmuştu. Ortaya çıktığında kamuoyunu sarsan bu şok davada iddianameyi hazırlayan savcı davanın Şile kazıları davasıyla birleştirilmesini istemişti. Bu konuda ne gibi bir gelişme yaşandığı henüz bilinmiyor. Ancak gerçekleşirse ilginç bir durum ortaya çıkacak: Generale suikast davası Şile kazıları davasıyla, o da Ergenekon davasıyla birleşecek.
ULAŞ ÖZEL´DEN BİR ŞOK İTİRAF DAHA: BALYOZ KARŞITI TUĞGENERALE SUİKAST GİRİŞİMİ
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2000 yılında şehit düşen 6 askerin, Balyoz Planı karşıtı Tuğgeneral Mustafa Bıyık´ın tasfiyesine yönelik düzenlenen şüpheli operasyonda öldüğü iddiasına yönelik bir iddianame hazırlandı. Açılacak davanın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davası (Şile kazıları) ile birleştirilmesi talep edildi. İddiaya göre 2000´de Tunceli´de terör örgütüne karşı yapılan operasyon aslında Jandarma Bölge Komutanı Mustafa Bıyık ve ekibinin tasfiyesine yönelikti. Operasyonda 6 asker şehit oldu, Balyoz planı karşıtı Tuğgeneral Bıyık da son anda ölümden döndü.
6 ŞEHİT VERİLEN OPERASYON ASLINDA GENERALİ TASFİYE OPERASYONU İDİ
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2000 yılında şehit düşen 6 askerin, Balyoz Planı karşıtı Tuğgeneral Mustafa Bıyık´ın tasfiyesine yönelik düzenlenen şüpheli operasyon sonucu hayatını kaybettiği iddiasını soruşturmak üzere iddianame hazırlandı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sunulan iddianamede, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davası (Şile kazıları) kapsamında, hakkında anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak iddiası ile tutuklu yargılanan PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı Ulaş Özel kod adlı Özgür Ahiboz´un ifadesine yer verildi.
Ulaş Özel kod adlı itirafçının 2000 yılında şehit düşen 6 askerin, Balyoz Planı karşıtı Tuğgeneral Mustafa Bıyık´ın tasfiyesine yönelik düzenlenen şüpheli operasyon sonucu hayatını kaybettiği iddiası belirtildi ve davanın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon soruşturması ile birleştirilmesi talep edildi.
Geçtiğimiz Mart ayında Sabah gazetesinde yayımlanan haberde, JİTEM´ci olduğu belirtilen Ulaş Özel´in Ergenekon savcısına verdiği 34 sayfalık ifadede, Balyoz Planı karşıtı Tuğgeneral Mustafa Bıyık´ın tasfiyesine yönelik düzenlendiği ileri sürülen 2000 yılındaki operasyonda 6 askerin hayatını kaybettiği ifade edilmişti. Bunun üzerine görüşülen, şehit düşen altı askerden biri olan Nevşehirli Uzman Çavuş Asım Gökmen´in eşi Ayşe Gökmen, iddiaların araştırılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´dan soruşturma açmalarını istedi.
Şehit Uzman Çavuş Asım Gökmen´in eşi Ayşe Gökmen, Burada yaralılara yardım gitmediği, yardım istenen ve yaralıların inlemelerinin duyulduğu, telsizlerin kapatılma emri verildiği, 6 kişinin ölüme terk edildiği iddiaları var. Bunların araştırılmasını istiyoruz. Bu iddiaları gazeteden okuduğumuz zaman benim ve çocuklarımın psikolojisi bir defa daha bozuldu, şok olduk. Başbakan ve cumhurbaşkanından soruşturma açmalarını istiyoruz. 10 yıl sonra böyle iddialar ortaya atılıyor. Doğru mudur yanlış mıdır, tam emin olmak istiyoruz. Eşimin şu şu nedenden dolayı şehit olduğunu bilmek istiyorum. Böylece içimiz bir nebze olsun rahatlar. diye konuşmuştu.
Konu ile ilgili iddianame Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sunuldu. İddianamede, davanın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon soruşturması ile birleştirilmesi talep edildi. Açılan dava ile ilgili olarak Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesi´nde ifade veren şehit Uzman Çavuş Asım Gökmen´in eşi Ayşe Gökmen sonrasında yaptığı açıklamada, varsa suçluların açığa çıkarılması için açılan davanın kendilerini rahatlattığını söyledi.
Verdiği ifadede davacı olduğunu ve sonuna kadar takip edeceğini belirttiğini söyleyen Gökmen, davanın devamı Malatya veya İstanbul´da olursa da oralara da gideceğini ifade etti. 10 yıl önce olan olayın kendilerine normal bir çatışma olarak söylendiğini, ancak gazete haberinde farklı durumların olduğunun yazıldığını belirten Gökmen, Olayın tam olarak aydınlanmasını istiyorum. Çok acı çektik. Olay tekrar ele alınınca psikolojimiz yine bozuldu. Ancak varsa suçluların ortaya çıkarılacak olması bizi rahatlatıyor. Davayı sonuna kadar takip edeceğim. Sesimizi duyarak olayın üzerine giden herkese teşekkür ediyorum. Varsa suçluların bir an önce adaletin önüne çıkarılarak gerekli cezayı almalarını diliyorum. dedi.
İŞTE O ŞOK İDDİA: BALYOZ KARŞITI PAŞAYI TASFİYE PLANI
Korkunç iddiayı Sabah gazetesi 6 Mart 2011 tarihindeki haberinde dile getirmişti. Bu iddianın kaynağı JİTEM´ci Ulaş Özel´e göre, 2000´de Tunceli´de yapılan operasyon Jandarma Bölge Komutanı Mustafa Bıyık´ın tasfiyesine yönelikti. Operasyonda 6 asker şehit oldu, Balyoz planı karşıtı Tuğgeneral Bıyık da son anda ölümden döndü.
Ulaş Özel´in verdiği ifadelerde hiç de yenilir yutulur cinsten olmayan bir iddiayı da ortaya attığı öğrenildi. O iddianın göbeğindeki isim dönemin Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bıyık. JİTEM ajanı Özel´in 2000 yılında komutana yönelik bir tasfiye planının devreye sokulduğunu ileri sürdüğü belirtildi. 09.01.2000´de Tunceli Ovacık Havaçur mevkiinde MKP örgütünün kış üstlenmesine yönelik bir operasyon yapılacaktı. Bu operasyon için Elbistan cezaevinden kış üstlenmesi ile ilgili alındım. Ben ve yanımda Bektaş kod adlı Harun Çelik alınarak Tunceli ili Ovacık ilçesine götürüldük. Burada istihbarı ve keşif çalışmaları yaptık. Yaptığımız çalışmalar sonucu grubun yerini tespit ettik.
Grubun ayak izleri ve kış üstlenmesinde kalmış oldukları yer tespit edildi. Kış olması ve havanın kararması nedeniyle operasyonun sabah saatlerinde yapılmasının uygun olacağını, aynı zamanda örgüt mensuplarının bulunduğu yerin kale gibi güvenlikli olduğunu tespit ettik. Buraya hava destekli ve güçlü bir operasyon yapılması gerektiğini söyledik. Bu düşüncelerimizi o dönemin Tunceli İl Güvenlik Komutanı Tümgeneral D. B., Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Mustafa Bıyık, 51. İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Hulisi Akar, 34. İç Güvenlik Tugayı Komutanı Naci Beştepe ile birlikte yapılan toplantıda söyledik. D. B. telefon ile 3. Ordu Komutanını aradı, durumu bildirdi, 3. Ordu komutanı sabah operasyon yapılmasını istedi. Ben ve Harun Çelik de operasyon sabah olsun istiyorduk. Ancak D. B. hemen girelim dedi ve 2 timle operasyon başlatıldı.
KASITLI OPERASYON
Kış olduğundan örgütün kaçma ihtimali yok... Ormanın bulunmadığı çıplak arazide terk edilmiş bir evin içerisinde kanallar yaparak kış üstlenmesini gerçekleştirmişler. Gündüz gözüyle kobra helikopterin havadan bombalamasıyla tamamı imha edilebilirdi. Köy evinde, arazi çıplak, mevsim kış, kaçma ihtimalleri yok, etraflarını çevirsen havan atışıyla bile tamamını etkisiz hale getirebilecekken anlamsız ve mantıksız bir şekilde, benim kesin olarak kasıtlı diye değerlendirdiğim operasyon yapıldı ve şehitler verdik. Bölge Komutanı Mustafa Bıyık, İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Bülent Yavuz, Jandarma Tabur Komutanı Yüzbaşı Ercan Çolak ve bunlarla birlikte 2 tim operasyona helikopter ile götürüldü. Ancak beni ve Harun Çelik´i götürmediler. Bu giden timle ile örgüt mensupları arasında çatışma çıktı. Çatışma neticesi yukarıda isimlerini söylediğim komutanların da aralarında bulunduğu 6 kişi şehit düştü. Bu çatışma ve şehitler tamamen ihmal ve bilinçli bir şekilde olmuştur. Helikopteri düşürdüler...
Helikopter ile takviye gelen Kurmay Binbaşı Seyfullah Saltuk da yaralandı. Terör örgütü içerisindeki tecrübelerim ve JİTEM içerisinde geçirdiğim süreçle elde ettiğim bilgiler, her şekilde bu operasyona gönderilenlerin ölmesinin üzerine planın yapıldığını gösteriyor. Ben bundan şunu gördüm, terörle mücadelede üst düzeydeki kişilerin istemeden de olsa yaptıkları hatalar terörü büyütmüştür. Bölge Komutanı Mustafa Bıyık ve ekibinin tasfiye edilmesi için bu operasyon planlandı. Bu operasyonda Bölge Komutanı da orada şehit olacakken habercisi önüne atlayarak şehit düşmesini önlemiş ve haberci şehit düşmüştür. Paşa ve ekibi iki tim yani 35 kişi ile çatışmanın kesin çıkacağı kış üstlenmesinde olan 25 kişilik MKP grubunun üstüne gönderildi. Çatışma bir gün sürmesine rağmen takviye gelmedi. Bu operasyonda ilk defa bizi bağlı olduğumuz timden ayırdılar. Normal statüde hiçbir yerde paşa, bölge komutanı kesin çatışma çıkacak yere gönderilmez. Daha da kötüsü Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube müdürünün yetkisi ve görevi olmadığı halde kesin çatışma çıkacak yere gönderilmesinin izahı yoktur. Yaralılar hiçbir takviye ve destek gitmediği için bir gün içinde soğuktan donarak şehit oldular. Telsizde destek istiyorlardı, inleme sesleri geliyordu, D. B. talimat vererek yaralıların sesleri gelmesin diye telsizleri kapattırdı.
BAŞBAĞLAR VE SİVAS
Ulaş Özel bir dönemin karanlık olaylarının en yakın şahitlerinden biri. Örgüte ilk katıldığı yıl 1993´te iki trajedi yaşandı. Başbağlar ve Sivas katliamı. Her iki olaya ilişkin Ulaş Özel şunları anlattığı öğrenildi: ...bu dönemde Sivas Olayları ve Başbağlar Katliamı oldu. Başbağlar katliamını yapan grupla biz yolda karşılaştık. 1993´te meydana gelen Madımak ve Başbağlar katliamı Alevi-Sünni çatışmasını planlayanların ürünüdür. Bu iki olayda da eyleme karışanlar kullanılmışlardır. O tarihte Aleviler içerisinde kendisine yer bulamayan PKK´nın bölgede taban kazanması bu olaylarla olmuştur. Madımak olmadan önce bölgedeki köylerden minibüslerle jandarmaların Sivas´ın merkezine adam taşıdığını herkes biliyor. Başbağlar eylemini gerçekleştirenler İshak kod adlı Orhan İlbay ile Kara Çeko kod adlı Ulaş Erkıram´ın grubudur. Tunceli´deki Alevilere PKK´nın hizmet ettiğini söylüyorlardı. PKK´nın Tunceli´ye girişi böylece sağlandı. Kırsalda faaliyet yürütmeye başladıktan ve PKK´lıları tanıdıktan sonra dönen dolapları anlamaya başladım.
´BİZİ İSRAİLLİ MİSHEL EĞİTTİ´
Sivas olaylarının hemen akabinde örgüt kampına girdiğini söylediği kaydedilen Ulaş Özel, Madımak´taki olayların terör örgütlerine katılımı aşırı derecede arttırdığını iddia ediyor. Tunceli Ovacık ilçesi Munzur dağı Mercan Vadisi Göller deresi mevkisinde bulunan örgütün kampına gittim. Buraya geldiğimizde yaklaşık 400-500 kişilik bir grup vardı. Kamp kurmuşlardı. Kampta İsrailli, Mishel kod adlı eğitim veren bir şahıs vardı. Gerilla eğitimi, patlayıcı ve suikastlarla ilgili eğitim verildi. İsrailli Mishel´in yanında iki kişi daha vardı. Biri bayan diğeri erkekti. Bayan Filistinliydi... Bu bayanı Mishel´in eşi olarak söylüyorlardı. Bayanın kod ismini unuttum... Erkek Suriye´li Kürttü, Sason kod adını kullanıyordu. Üçü de Türkçe konuşamıyordu. Suriyeli Kürtçe konuşuyordu. Bunları tercüme eden şahıslar vardı eğitim esnasında. Kampta çadırlar vardı... Nöbetçiler vardı... Çok güvenlikli bir kamptı. Kampta 5-6 ay kaldım. Eğitim aldım. Eğitim tamamlanıp beni Hozat Çemişgezek bölgesindeki faaliyet yürüten grubun yanına verdiler. Türkiye´de kanlı eylemler yapsın diye yetiştirilen terör gruplarına eğitim veren kişilerden birisinin İsrailli olmasını, eşinin Filistinli olmasını o dönem hiç sorgulamadım. Şimdi düşündüğümde o dönem terör örgütüne gelen M-16 ve ZİG marka uzun namlulu İsrail yapımı silahların amacını daha iyi kavrıyorum. Türkiye üzerinde derin planları olanlar, bizleri yaptıkları o planın bir parçası olarak terör gruplarının içinde kullandılar.
GEÇEN YIL EMEKLİ OLDU
Ulaş Özel´in Tasfiye edilmek istendi dediği dönemin Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bıyık, geçtiğimiz yıl Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden Korgeneral rütbesiyle emekli oldu. Bıyık Paşa´nın ismi 2003´te hazırlandığı iddia edilen Balyoz Darbe Planı, Destekleyenler - Desteklemeyenler listesinde 4. sırada yer alıyor. Bıyık Paşa´nın bu listede Desteklemez düşünce notuyla fişlendiği görülüyor.
Ulaş Özel verdiği ifadelerde hiç de yenilir yutulur cinsten olmayan bir iddiayı da ortaya attığı öğrenildi. O iddianın göbeğindeki isim dönemin Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bıyık. JİTEM ajanı Özel´in 2000 yılında komutana yönelik bir tasfiye planının devreye sokulduğunu ileri sürdüğü belirtildi. 09.01.2000´de Tunceli Ovacık Havaçur mevkiinde MKP örgütünün kış üstlenmesine yönelik bir operasyon yapılacaktı. Bu operasyon için Elbistan cezaevinden kış üstlenmesi ile ilgili alındım. Ben ve yanımda Bektaş kod adlı Harun Çelik alınarak Tunceli ili Ovacık ilçesine götürüldük. Burada istihbarı ve keşif çalışmaları yaptık. Yaptığımız çalışmalar sonucu grubun yerini tespit ettik.
Grubun ayak izleri ve kış üstlenmesinde kalmış oldukları yer tespit edildi. Kış olması ve havanın kararması nedeniyle operasyonun sabah saatlerinde yapılmasının uygun olacağını, aynı zamanda örgüt mensuplarının bulunduğu yerin kale gibi güvenlikli olduğunu tespit ettik. Buraya hava destekli ve güçlü bir operasyon yapılması gerektiğini söyledik. Bu düşüncelerimizi o dönemin Tunceli İl Güvenlik Komutanı Tümgeneral D. B., Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Mustafa Bıyık, 51. İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Hulisi Akar, 34. İç Güvenlik Tugayı Komutanı Naci Beştepe ile birlikte yapılan toplantıda söyledik. D. B. telefon ile 3. Ordu Komutanını aradı, durumu bildirdi, 3. Ordu komutanı sabah operasyon yapılmasını istedi. Ben ve Harun Çelik de operasyon sabah olsun istiyorduk. Ancak D. B. hemen girelim dedi ve 2 timle operasyon başlatıldı.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(07 Aralık 2011, 17:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Şile cephane kazıları ile ilgili manşetlerimiz
JİTEM ajanı: Reşadiye´yi ihbar ettim
Ergenekon-PKK-TİKKO ilişkileri
Flaş!!! Ergenekon´da yeni dava: Şile kazıları
Şok iddianame: Generale Balyoz suikasti
İşte darbecileri korkutan 13 general
Balyoz Planı ve davası manşetlerimiz
Şok belge: Cunta TSK´da böyle örgütlendi
Donanmada şok belge: PKK irtibatları
İSRAİL´in PKK bağlantıları ve Türkiye´deki terörde rolü manşetlerimiz
Ergenekon-PKK bağlantısı
Ergenekon-Hizbuttahrir bağlantısı
Ergenekon-Hizbullah bağlantıları
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
Avcı, Derin-Sol´un önünü açtı
Ergenekon ve Derin-Sol infazlar
Çarkın: Karataş, istihbaratla geziyordu
Ergenekon ve diğer terör örgütlerindeki bomba ve silahların kardeşliği
Ergenekon ve bağlantılı diğer iddianamelerde arama yap