İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen, 13´ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı ´Fuhuş ve casusluk´ davasına devam ediliyor. Bugünkü duruşmada tutuksuz sanıkların sorgusu devam ediyor. Sanık Yüzbaşı Yektane Ebru Ercüment, fuhuş yaptırdığı iddialarını reddetti. Davada mağdur olarak yer alan Balyoz sanığı Tuğamiral Sinan Ertuğrul hakkında şok bir iddiada bulundu ve onun tanık olarak dinlenmesini istedi: ´Sinan paşanın tanık olarak çağırılmasını ve müşteki olarak yer alan kızlarla nerede, ne zaman ve kaç lira karşılığında birlikte olduğunu anlatmasını istiyorum.´
Fuhuş ve casusluk davası devam ediyor
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen, 13´ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı ´Fuhuş ve casusluk´ davasına devam ediliyor. Bugünkü duruşmada tutuksuz sanıkların sorgusu devam ediyor. Sanık Yüzbaşı Yektane Ebru Ercüment, fuhuş yaptırdığı iddialarını reddetti. Davada mağdur olarak yer alan Balyoz sanığı Tuğamiral Sinan Ertuğrul hakkında şok bir iddiada bulundu ve onun tanık olarak dinlenmesini istedi: ´Sinan paşanın tanık olarak çağırılmasını ve müşteki olarak yer alan kızlarla nerede, ne zaman ve kaç lira karşılığında birlikte olduğunu anlatmasını istiyorum.´
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen askeri casusluk davasına 6. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada tutuksuz sanıklar savunma yapıyor.Sanık Erkan Demir´in avukatı Hüseyin Ersöz, dijital verilere dayalı olan bu davayı ´bilişimin karanlık yüzü´ olarak nitelendirdi.
Tutuksuz sanık Yüzbaşı Ebru Nilhan Bozkurt, ikametinde bulunan belgeleri kendisinin hazırladığını ve oluşturduğu belgelerin suç unsuru taşımadığını savundu. 17 yıldır asker olduğunu söyleyen Bozkurt, Kendi tırnaklarımla kazıyarak oluşturduğum kariyerim kötü niyetli insanlar tarafından yok edilmeye çalışılmaktadır. dedi. Görevli olduğu birlikteki uçakların görüntülerini çekmek ve çektirmekle suçlanan Yüzbaşı Ebru Nilhan Bozkurt, Bu iddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. TRT 1´de yayınlanan programda bu görüntülerin çok daha detaylısı mevcuttur. diye konuştu. Bozkurt, görüntülerde bir kişinin görüntüyü çeken kişiyi gördüğünü ve tepki vermediğini söyleyerek bu kişinin tanık olarak dinlenmesini istedi.
Diğer tutuksuz sanık Yüzbaşı Yektane Ebru Ercüment de, iddianamede fuhuş yaptırdığı iddia edilen kızları tanımadığını söyledi. Ercüment, bu davada mağdur olarak yer alan Balyoz davasında hakkında yakalama kararı bulunan Tuğamiral Sinan Ertuğrul´un tanık olarak dinlenmesini istedi. Ercüment, Sinan paşanın tanık olarak çağırılmasını ve müşteki olarak yer alan kızlarla nerede, ne zaman ve kaç lira karşılığında birlikte olduğunu anlatmasını istiyorum. dedi. Savcılık sorgusu aşamasında hamile olduğunu söyleyen Ercüment, üzüntüden çocuğunu kaybettiğini söyledi.
Tutuksuz sanık Fırat Güner Harman ise, avukatının delil torbasının açımı için gittiğinde delil torbasının daha önceden açılmış olduğunu gördüğünü ve bunun da tutanaklara geçirildiğini öne sürdü.
Duruşmaya öğle arası verildi. ( Cihan)
FUHUŞ VE CASUSLUK ANA DAVASININ İDDİANAMESİNDEN
13´ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamesinde, soruşturmayı başlatan ihbara ve soruşturmanın gelişim aşamalarına yer verilerek, elde edilen delillerden, şüpheliler İbrahim Sezer, Zeki Mesten, Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan ve Yücel Çipli´nin, çevrelerine topladıkları diğer şüphelilerle birlikte suç örgütü kurdukları ve ayrı ayrı hücre yapılanmasına girdikleri, ancak örgüt kapsamındaki tüm faaliyetleri birlikte gerçekleştirdikleri belirtilerek, şüpheliler Ali Sabri Sanal, Mehmet Kutlu, Mehmet Aygün, Şafak Yürekli, Fahri Can Yıldırım, Kemalettin Yakar ve Birdem Çetinkaya´nın örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri ifade ediliyor.
Suç örgütünün yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği ve sakladığı, çeşitli kurumlarda görev yapan binlerce kişi hakkında toplanan bu detaylı bilgilerin, ancak ciddi bir hiyerarşik yapılanmaya sahip, örgüt mensupları arasında eylem ve görev paylaşımı bulunan, azami ölçüde gizliliğe dikkat edilen bir suç örgütünce gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu belirtilen iddianamede, şöyle deniliyor:
´Örgüt mensuplarının, özellikle çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri her türlü bilgi, belge ve materyalleri aynı zamanda örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer´e gönderdikleri, örgüt mensuplarının özellikle şantaj amaçlı gizli görüntü elde edilmesi, casusluk faaliyetlerine yönelik gizli belge temin edilmesi, yine örgütün kullanmayı planladığı kişilere kadın ve yer temin edilmesi, örgüte düşman veya dost olan veya örgüt tarafından kullanılabilecek kişilerin belirlenmesi, ayrıca bu kişilerle ilgili kişisel verilerin kaydedilmesi işlemlerini yürüttükleri anlaşılmıştır.
Şüphelilerden ele geçirilen dijital verilerde yer alan gizli belgelerin mahiyeti, sayısı, bu hususta örgütün talimatları ve özellikle elde edilen belgelere ilişkin tutulan notlar göz önüne alındığında, özellikle devletin stratejik kurumlarına sızan örgüt mensuplarının çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri bağlı bulundukları örgüt yöneticilerine ulaştırdıkları, kendilerine bu belgeyi getiren ancak örgüt üyesi olmayan kişilere ücret ödedikleri, özellikle TÜBİTAK tarafından TSK için yürütülen ve ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları, casusluk faaliyeti kapsamında elde ettikleri bazı belge veya projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları, eylem ve faaliyetlerine devam etmek amacıyla çalıştıkları kuruma alınacak elemanlar arasına örgüt mensuplarını veya örgüte yakın kişileri yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.´
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, tutuklu sanık İbrahim Sezer´in ´suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 33 kez özel hayatın gizliliğini ihlal etme, haberleşmenin gizliliğini ihlal etme, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, fuhşa teşvik etme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme ve yasaklanan bilgileri temin etme´ suçlarından toplam 60 yıl 8 ay ile 172,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Gözaltına alındığında TÜBİTAK´ta daire başkanı olan sanıklardan Yücel Çipli´nin ise ´suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, yasaklanan bilgileri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme´ suçlarından toplam 31 ile 58 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, temin ettiği gizli belgeleri örgüt üyelerine verdiği iddia edilen Tuğamiral Şafak Yürekli´nin, ´örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, yasaklanan bilgileri temin etme´ suçlarından 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
´Askeri okulda okuyan bazı öğrencilerin disiplin cezası almaması amacıyla örgütün talimatlarına uygun olarak aracı olduğu ve örgüt yöneticisi emekli Albay İbrahim Sezer´e elinde bulunan bazı belge ve bilgileri dijital ortama kaydedip ilettiği´ öne sürülen sanık Tuğamiral Fahri Can Yıldırım´ın da ´suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme´ suçundan 1 ile 3 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Mehmet Seyfettin Alevcan, Zeki Mesten ve Tamer Zorlubaş´ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın da 1 ile 115 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
İKİNCİ BİR DAVA DAHA AÇILMIŞTI
Fuhuş ve casusluk kapsamında ikinci iddianame hazırlandı. Beş muvazzaf askerin yer aldığı iddianamenin kabulüyle de yeni bir dava açıldı. Sanıkların, ´Yasaklanan bilgileri temin etmek´ ve ´Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek´ suçundan 1 yıldan 11 yıla kadar hapisle yargılandığı davanın ilk duruşması 25 Ağustos 2011´de yapıldı. Hakim karşısına çıkan sanıklar, belgelerin gizli olmadığını, görevleri gereği bilmeleri ve çalışmaları gereken belgeler olduğunu, korumak için de ellerinden geleni yaptıklarını savundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´nca hazırlanan iddianamede 5 muvazzaf asker şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, askeri casusluk davasının bir numaralı sanığı emekli Albay İbrahim Sezer yöneticiliğindeki suç örgütüne yönelik olarak yürütülen soruşturma kapsamında 5 şüphelinin evinde arama yapıldığı belirtildi. Yapılan aramalarda Türk Silahlı Kuvvetleri´ne (TSK) ait gizli belgeler ele geçirildiği kaydedilen iddianamede, Ancak, şüphelilerin anılan örgütle irtibatları tespit edilemediğinden bireysel nitelikteki eylemlerine ilişkin evrak ayrılmıştır. denildi.
İKİNCİ İDDİANAMEDEN
İddianamede, şüpheli askerler Yahya Sezer´in evinde 535, Rüstem Altundaş´ın evinde 383, Halil Can Akince´nin evinde 7 bin 654, Ramazan Boz´un evinde 6 bin 39, Yıldırım Kahraman´ın evinde ise 3 bin 21 adet açıklanması yasaklanan ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken belge ele geçirildiği anlatıldı. Şüphelilerden Ramazan Boz´da 153, Yıldırım Kahraman´da ise 2 adet devletin güvenliğine ilişkin belgenin ele geçirildiği anlatılan iddianamede, Genelkurmay Başkanlığı´nın sanıklardan ele geçirilen belgelerin ´açıklanması yasaklanan ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken´ ve ´devletin güvenliğine ilişkin´ belgeler olduğunu bildirdiği belirtildi.
Söz konusu belgelere ilişkin soruşturma sırasında ifadeleri alınan şüphelilerin, belgelerin kursiyer subay iken aldıkları ders notları ve mesleki bilgiler olduğunu, suç kasıtlarının olmadığını söyledikleri ifade edildi.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, şüpheliler Ramazan Boz ve Yıldırım Kahraman´ın ´yasaklanan bilgileri temin etmek ve devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek´ suçlarından 4 yıldan 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Şüpheliler Yahya Sezer, Rüstem Altundaş ve Halil Can Akince´nin de ´yasaklanan bilgileri temin etmek´ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
GÖLCÜK DONANMA KOMUTANLIĞI´NDA ARAMA
Fuhuş ve casusluk soruşturmasında, bir çok soruşturma ve davayı etkileyecek şok bir gelişme yaşanmıştı. Soruşturmayı yürüten Savcı Fikret Seçen, gelen bir ihbar üzerine 2010 Aralık ayında, Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü´ne baskın yapmış, İstihbarat Kısım Amirliği odasının döşemesi altında 10 çuval belge ele geçirmişti. Bu belgelerden 43 klasör, Balyoz harekat planı ile ilgili olduğunun anlaşılması üzerine, Balyoz darbe planı davasını yürütmekte olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderildi. Bu belgeler üzerine Çetin Doğan da dahil olmak üzere 163 sanık hakkında tutuklama kararı verildi. Yine Gölcük´te elde edilen belgeler, yeni bir Balyoz soruşturmasına ve Gölcük Belgeleri adıyla yeni bir davaya yol açtı. Belgeler ayrıca, Islak İmza, Poyrazköy, Amirallere Suikast gibi davaları da etkiledi.
(05 Ekim 2011, 10:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Fuhuş ve casusluk davasıyla ilgili manşetlerimiz
Askeri casuslukta 2. dava
165 bin belge casusluk çetesinde
Casus müşterileri: Rus İsrail Yunan
Casusluk izleri Poyrazköy´de bulunmuş
Aselsan intiharlarında ´fuhuş ve casusluk´ çetesinin izleri