Askeri savcılığın yürütmekte olduğu Karargah Evleri soruşturmasında dosyalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderildi. İşçi Partisi´nin Ergenekon talimatları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri´ne sızma projesi olarak bilinen soruşturma, aradaki ihtilaf sebebiyle sivil ve askeri savcılık tarafından ayrı ayrı yürütülüyordu. Ancak askeri yetkililer, 4 yıl sonra dosyayı sivil meslektaşlarına gönderme kararı aldı. ´Karargah Evleri´yle ilgili soruşturma, MİT tarafından hazırlanan 330 sayfalık raporun 29 Mart 2007´de Genelkurmay Başkanlığı´na iletilmesiyle başlamış, Savcı Zekeriya Öz´ün Ergenekon soruşturması kapsamında yapılanmanın izine ulaşmasıyla ikinci bir soruşturma daha başlatılmıştı. Öz, askeri savcı Zeki Üçok´u soruşturmayı savsaklamaktan tutuklamıştı.
Karargah Evleri nihayet sivillerde
Askeri savcılığın yürütmekte olduğu Karargah Evleri soruşturmasında dosyalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderildi. İşçi Partisi´nin Ergenekon talimatları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri´ne sızma projesi olarak bilinen soruşturma, aradaki ihtilaf sebebiyle sivil ve askeri savcılık tarafından ayrı ayrı yürütülüyordu. Ancak askeri yetkililer, 4 yıl sonra dosyayı sivil meslektaşlarına gönderme kararı aldı. ´Karargah Evleri´yle ilgili soruşturma, MİT tarafından hazırlanan 330 sayfalık raporun 29 Mart 2007´de Genelkurmay Başkanlığı´na iletilmesiyle başlamış, Savcı Zekeriya Öz´ün Ergenekon soruşturması kapsamında yapılanmanın izine ulaşmasıyla ikinci bir soruşturma daha başlatılmıştı. Öz, askeri savcı Zeki Üçok´u soruşturmayı savsaklamaktan tutuklamıştı.
İşçi Partisi´nin Türk Silahlı Kuvvetleri´ne sızma projesi olarak bilinen ´Karargah Evleri´yle ilgili soruşturma MİT tarafından hazırlanan 330 sayfalık raporun 29 Mart 2007´de Genelkurmay Başkanlığı´na iletilmesiyle başladı. Söz konusu rapor, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Hava Kuvvetleri Komutanı Faruk Cömert´e elden teslim edildi. Cömert´in emriyle 30 Mart 2007´de raporla ilgili soruşturma ve inceleme başlatıldı. Dönemin Hava Kuvvetleri Adli Müşaviri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok tarafından TSK´da siyasi yapılanma adı altında soruşturma gizli yürütülüyordu.
Ergenekon soruşturması kapsamında 21 Mart 2008´de İşçi Partisi Genel Merkezi´nde yapılan aramada ele geçirilen bir CD´de, askeri savcılığın yürüttüğü soruşturmaya konu olan belgeler bulunmuştu. Parti binasının dördüncü katında bulunan belgeler, Ergenekon´un terör örgütü irtibatının en büyük delili olarak değerlendiriliyordu. Soruşturmayı yürüten dönemin özel yetkili savcısı Zekeriya Öz, askeri savcılığın yürüttüğü ´İP/Karargah Evleri´ soruşturmasını Genelkurmay Askeri Savcılığı´ndan istedi. Ancak söz konusu soruşturma dosyası ısrarlı taleplere rağmen gönderilmedi.
İlerleyen günlerde askeri savcıların, eski İstanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı´nın odasında, Ergenekon savcılarıyla ´İP/Karargah Evleri´ konusunda görüşme yaptıkları ortaya çıktı. Söz konusu görüşmede askeri yetkililer, sivil savcıların yürüttüğü soruşturma ile ilgili ´görevsizlik´ kararı vererek dosyanın kendilerine gönderilmesi istiyordu. Sivil savcılar ise dosyanın Ergenekon soruşturmasının önemli delillerinden olduğu için bu isteğe olumsuz cevap verdi. Toplantıdan bir sonuç çıkmayınca her iki savcılığın da soruşturmayı ayrı yürütmesine karar verildi. Ancak askeri yetkililer, 4 yıl sonra dosyayı sivil meslektaşlarına gönderme kararı aldı. Askeri Savcı Binbaşı Ali Fuat Kumral, söz konusu soruşturmada, 12 Ağustos 2001´de ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderdi. Kumral, soruşturmanın tek muhatabının sivil savcılık olduğuna, TCK´nın 220, 214 ve 216´ncı maddelerine göre dosyanın adliye mahkemelerinde görülmesine karar verdi. ( Zaman)
KARARGAH EVLERİ SORUŞTURMASINDA YAŞANAN TUHAFLIKLAR
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz´ün Karargah Evleri askeri savcılık soruşturmasında gariplikler yaşandığını tespit ettiğini ve bu garipliklerin neler olduğunu öğrendiğimiz andan itibaren bu konuyu dikkatle takip ediyoruz. Çok sayıda ve ilginç gariplikler yaşanıyor. Karargah Evleri soruşturmasını inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcılar yürütüyordu. Bu sahteciliği yapan savcılardan Mehmet Çelik bir süre önce görevden alındı. Soruşturmayı yürütmesine göz yumulan askeri Savcı Üçok´un son marifeti ise tutuklanmasına yol açan adi bir çete suçuna katılması oldu. Yardımcısı Çelik de aynı davada tutuklu. İşte bu askeri savcıların yürüttüğü Karargah Evleri operasyonundaki tuhaflıklar ?Aynı suçtan muvazzaf subayları tutuklayan Ergenekon savcılarının önü mü kesilmek isteniyor? sorusunu gündeme getirmişti. İşçi Partisi´nin TSK´ya sızma projesi olarak bilinen ´Karargah Evleri´ ile ilgili soruşturmanın TSK ayağında başlangıcından beri tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün MİT tarafından konuyla ilgili dosya verildiğini öğrendiği Genelkurmay´a ´Durum ne, soruşturma ne aşamada?´ diye sorması üzerine soruşturma başlatmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri savcılığın soruşturmanın başlangıcından beri gösterdiği tuhaflıklar giderek artmış, adeta canlı yayında takip ettiğimiz ve soruşturmanın üstünün örtülmek istendiği izlenimini giderek netleştiren ayrıntıların sayısı 10´a ulaşmıştı. Tabi bu söylediklerimiz önceki askeri savcı Zeki Üçok için geçerli. Konu bu şekilde medyada yer aldıkça sonunda askerler dosyayı sivil savcılığa göndermek zorunda kaldılar.
İşte soruşturmanın ´örtbas edildiği´ izlenimini veren bulgular:
1) 2005 yılında MİT Trakya Bölge Müdürlüğü tarafından tespit edilerek soruşturulmak üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığı´na gönderilen Karargah Evleri yapılanması dosyasının üç yıl soruşturulmadan bekletilmesi ve Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün Genelkurmay´a soruşturmanın ne durumda olduğunu sorması üzerine Genelkurmay´ın soruşturmayı yeni başlattığını bildirmesi.
2) Soruşturmayı inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcıların yürütüyor olması. Savcılardan birinin son üç yıldaki mal varlığının dikkat çekici artışı diğerinin de Çankaya belediyesi imar işlerinden çıkar sağladığı iddiası ve MSB´den kınama cezası alması. Aylarca süren bu suçlamalara karşı Genelkurmayın sessizliği. Savcılardan Üçok´un adi bir çete suçuna karışması ve tutuklanması. Yardımcısı Mehmet Çelik de daha sonra aynı soruşturma kapsamında tutuklandı.
3) İşçi Partisi´nce örgütlendiği iddia edilen Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili soruşturmaya İşçi partili bilirkişinin atanması.
4) 11 Şubat 2009´da düzenlenen Karargah Evleri gözaltı operasyonunun, Ergenekon operasyonu ve benzeri operasyonların aksine eş zamanlı ve şahısların bütün ev, işyeri, yazlık gibi adreslerinde zincirleme aramalarla yapılmayıp, kilit isimlerin ?davetiye? yöntemiyle gözaltına alınmış olması.
5) Operasyonun, İşçi Partisi´nin askeri savcılığa başvurarak soruşturma talep etmesi sonrası yapılması ve gözaltılar devam ederken İşçi Partisi´nin ´bakın biz aklanacağız suç duyurusunu zaten biz yaptık ve peşinden operasyon yapıldı´ diye açıklama yapmaları.
6) Operasyondan birkaç gün sonra gözaltındaki 6 sanığın da serbest bırakılması.
7) Kayseri 2. Hava İkmal Komutanlığı´nda, Karargah Evleri soruşturması kapsamında tutuklanan Albay Cengiz Köylü´ye para yardımı toplanması için düzenlenen ve jandarmanın kurumsal ağına (intranetine) konulan yazılı emrin basına sızması ve daha sonra bu sızdırmayla suçlanan üç astsubayın gözaltına alınması. (Bu olay daha sonra astsubayların şikayetiyle ´hipnoz´ davası olarak bilinen davaya dönüştü.)
8) Gözaltı sürecinde astsubayların avukatları ve ailesiyle çok kısa süreler hariç görüştürülmemesi ve bu kısa görüşmelerde de sanıkların dikkat çeken davranış bozuklukları.
9) Askeri savcılık avukatlarının, tarih ve diğer bazı ayrıntılardaki dikkat çekici yanlışlıklar içeren yazılı savunmayla askeri savcıları ve gözaltıları savunmaya çalışması.
10) Soruşturmanın çok gizli olduğu belirtilerek avukat ve yakınlarıyla bile görüştürülmekten kaçınılan sanık astsubaylara ait ifadelerin basına sızdırılması.
Üçok´un soruşturmayı nasıl karattığı askerlerce de tespit edildi
Sahte Çürük Raporu tutuklusu Albay Üçok´un, Ergenekon´un Hava Kuvvetleri içindeki yapılanması olan Karargah Evleri´yle ilgili soruşturma dosyasından 7 ses kaydı tutanağı ile 9 ses kaydını yok ettiği belirlendi. Sahte Çürük Çetesi ve Ergenekon davaları sanığı eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri Albay Ahmet Zeki Üçok´la ilgili olarak Genelkurmay Askeri Savcısı Yarbay Yaşar Yüce tarafından hazırlanan iddianamede şok iddialar gündeme geldi. Üçok´un görevi kötüye kullanmak suçundan memuriyetten atılması istemiyle hazırlanan iddianamede, Ergenekon´u Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili askeri savcılıkça yapılan soruşturma dosyasının üzerinin nasıl örtüldüğü de gözler önüne serildi. Üçok, Ergenekon soruşturması kapsamında Savcı Zekeriya öz tarafından sorgulanmış ve mahkemece tutuklanmıştı. Kendisine yöneltilen suçlama, Ergenekon´un TSK´daki yapılanması olan Karargah Evleri´ne yönelik soruşturmayı örtbas etmekti.
Yok olan dosyalarda ne vardı?
Genelkurmay Askeri Savcısı Yüce iddianamede, Albay Üçok´un yürüttüğü İşçi Partisi / Karargah Evleri soruşturmasında 7 ses kayıt tutanağı ile 9 ses kaydının dosyada olmadığını anlattı. Üçok, Hava Kuvvetleri içindeki Ergenekon yapılanması iddialarıyla ilgili soruşturmada ´delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik? kararı vermişti. Üçok´un soruşturma dosyasından yok olan iletişim tutanakları ve ses kayıtlarının kimlere ait olduğu ve neler içerdiği merak konusu oldu.
Askeri Bilirkişi ´kayıp´ dedi
Zeki Üçok´un Karargah Evleri soruşturması kapsamında 45 kişi hakkında iletişimin tespiti talebinde bulunduğuna dikkat çeken Savcı Yüce iddianamede, Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığının görevlendirdiği bilirkişi Jandarma Yüzbaşı Taran Avcı´nın 16 Şubat 2010 tarihli raporuna da yer verdi. Raporda ?Hv.K.K.lığı Savcılığı´nın 2009/45 Esas sayılı soruşturma dosyası içerisinde toplam 24 iletişim tespit tutanağı olması gerekirken dosya içerisinde 17 adet iletişim tespit tutanağı olduğu, bu tutanaklara ait 24 adet ses dosyası olması gerekirken dosya içerisinde 15 adet ses dosyası bulunduğu belirtilmiştir? denildi.
Deliller ortalıkta saçılı bulundu
Askeri müfettişlerin 18 Mayıs 2010 tarihli teftiş raporunda da ?Üçok´un, 2009/45 Es. Sayılı soruşturma dosyasında bir kısım iletişim tutanakları ve ses CD´lerinin mevcut olmaması ve bu dosyalara ait evrakların farklı yerlerde dağınık ve sıra numarası almamış olarak bulunması, bu dosyalara ait suç eşyası ve aramalarda el konulan eşyaların emanete alınmayıp naylon poşet içinde Kalem odasında açıkta bırakılması fiilleri nedeniyle müteselsil şekilde memuriyet görevini ihmal suçu? işlediği belirtildi.
Andıç ek klasörleri: Askerden ´Karargah Evleri´ni örtbas planı
Genelkurmay tarafından kamuoyunu yönlendirme amaçlı kara propaganda siteleri kurulmasını amaçlayan ´internet andıcı´nı konu alan davanın ek klasörlerine Ergenekon savcılarıyla görüşen askeri savcıların görüşme notları da girmişti. Notlarda sivil savcılarca Ergenekon soruşturması kapsamında yürütülen İP-Karargah Evleri soruşturmasının kamuoyu nezdinde kanuni yollardan nasıl itibarsızlaştırılacağı, bunun için yandaş medyaya bilgi sızdırılacağı tek tek sıralanmış. Karargah Evleri soruşturmasının örtbas edilmesiyle ilgili şok bir ayrıntı daha ortaya çıkmıştı. Ergenekon soruşturması sırasında askeri savcılığın Savcı Zekeriya Öz´e karargah evleri soruşturması dosyasını vermek istemediği, Öz´ün ısrarlı olması üzerine de ´generallere soruşturma açılmaması kaydıyla´ istenen dosyaları verdiği iddia edildi.(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
KARARGAH EVLERİ VE DERİN SOL |
Türk ekonomisinin yüzde 70´i bir zamanlar kaçak ekonomiydi. Uyuşturucu, silah, insan ve bilumum mal kaçakçılığı, o yıllarda emniyet, asker, medya, yargı ve istihbaratın ?kara koyunları? tarafından yürütülür, ´mafya bozuntuları´ kullanılırdı. Kirli işler, kirlenmiş kişilerle yapılır veya defosu olmayanlarda defo açılarak iş görülürdü. Türk İntikam Tugayları´nda (TİT) heyecanlı ülkücüler devşirilirken, mafya babası Dündar Kılıç, Dev-Sol ve DHKP-C´nin finansörüydü. İki kolu da yöneten, aslında Özel Harp´in istihbarat subaylarıydı.
Babalar operasyonu ile Kılıç´ın başı derde girdiğinde avukatlığını Tahsin Şahinkaya´nın avukatı ve akrabası Mümin Kavalalı yapmıştı. Banker Bako skandalında ülkeyi soyan elit grubu savunan avukat, Hüsamettin Cindoruk idi. Şahinkaya´ya, İsviçre´deki villasını neden silah kaçakçısı Avni Musullulu´ya aldırdığı ve Ermeni kökenli uyuşturucu kralları Behçet Cantürk ve halen ABD´de kaçak yaşayan eski İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı ile neden derin ilişkide olduğu sorulamadı. Kayıtları MİT´te saklı kasetlerine dava açılamadı. Bu bilgiler, 1. MİT raporunda mevcut.
Yazılamayanlara gelelim: Ordudaki solcuları kontrol ve yönlendirmek için yeni bir sisteme ihtiyaç duyulduğunda derin yapı, 1960 ve 70´li yıllarda olduğu gibi Doğu Perinçek ile anlaşma yaptı. Oysa Dev-Genççiler, Perinçek´i ?işbirlikçi? ve ?sahte devrimci? olmakla suçlamıştı. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Perinçek´in ihtilalci örgütü ile ilişkisi tespit edilen subaylar, ?Kara Kuvvetleri Devrimci Subaylar Örgütü? ve ?Şafak Subaylar grubu? davalarından yargılandı. Perinçek, 1980 öncesindeki yayınlarıyla Ordu´yu ve MİT´i hedef alıp, her iki kurumda oluşturduğu zaafiyetlerle Türkiye´nin 12 Eylül 1980´e gelmesine katkı sağladı. Kıbrıs´taki Türk ordusunu ?işgalci? diye aşağılayan Perinçek, birden ´Atatürkçü´ kesildi.
Dönekliğin böylesi görülmemişti. 1985´te hapisten çıkartılan Perinçek´e, sol örgütleri birbirine düşürme, parçalama ve provokasyonlar için ?saftorik devşirme? görevi tekrar verildi. Hem de Atatürkçülük ve İlericilik söylemleriyle. Cibilli veya ideolojik olarak İslam düşmanıydılar. PKK´yı kontrol için devşirilen subaylar, Perinçek´in hücre evlerinde yetiştirdiği ´Marksist´ ve ´Maocu´ subaylardan seçildi. Sanıldığı gibi Perinçek´in PKK ilgisi, elebaşısıyla röportaj yapmak ve gül vermekten ibaret değildir.
?Faşist ordu? diye küçümsediği TSK´yı zaafa düşürecek her türlü yayını Perinçek´in ?2000´e Doğru? dergisinin sayfalarında görmek mümkündü. ?Aydınlık? adlı karanlık yayınlarında Perinçek, tıpkı 1980 öncesinde olduğu gibi, yine kontrgerilla dizileri ve infaz haberleri yayınladı. Terör mücadelesindeki askerlerin motivasyonunu kırıyordu. ´Saf´ veya ´şartlanmış´ solcu beyin takımını etrafında toplamayı başardı. Perinçek´in kime çalıştığını, Özel Harp ve yabancı istihbaratlarla ilişkisini anlayan, yaptığı dezenformasyonlara dayanamayan onu terk ediyordu. Bunlardan biri, ?Gergedan? kodlu eski muhabiridir, yıllardır Kanada´da gazeteci, ama halen ütopyada yaşıyor!
1987´de Perinçek´in orduya sızma yapılanması, Hava Kuvvetleri´nde ortaya çıkartıldı, bu MİT raporlarına da yansıdı. Genelkurmay, Mart 1987´de askeri okullarda PKK soruşturması açtı. Deniz Kuvvetleri ve GATA´da, Perinçek´in hücre evlerine gidenlerin isim listesi, karargahın elindeydi; Ancak işlem yapmadılar. Soruşturma örtbas edildi, korundular.
Sarp Kuray´ın liderliğinde 1980 öncesinde kurulan Partizan Yolu, Denizciler içinde örgütlenerek, 1988 yılında adını 16 Haziran Hareketi olarak değiştirdi ve deşifre olmamış kadrolarını Bekaa´da silahlı eğitimden geçirdi. Yeni lider Serdar Kaya, örgütün adını Devrimci Karargah´a çevirdi. Örgüt, 1992´den 2008´e kadar hiçbir eylemde bulunmadı, uykuya bırakıldı. Hapisten yurtdışına kaçırılan Serdar Kaya, önce Bostancı´daki çatışmada öldürülecek olan Orhan Yılmazkaya´yı, sonra da operasyonlarda tutuklanacak olan Ulaş Erdoğan´ı örgütün sorumluluğuna getirdi.
Devrimci Karargah, polisten aldığı darbelere rağmen hala ayakta kalmasını DHKP-C, TKPML ve Devrimci Sol gibi örgütlerden eleman kazanmasına borçlu. Devrimci Karargah´ın Ergenekon´la ilişkilendirilmesi Bülent Dumlu adlı PKK´lı eski bir itirafçının kanısı ve ?Amirallere Suikast Davası? sanıklarında ele geçen belgelere dayanıyor. Açıkçası, PKK içerisinde eğitim alanları kaos çıkarmak için yeni bir örgütte toplama çabası görülüyor.
Emniyet´e 15 Temmuz 2009´da gelen bir e-mail, Deniz Kuvvetleri´nde yuvalanmış uyuşturucu ve fuhuş çetesini ihbar etti. Soruşturma başlatıldı, elde edilen belge ve örgütsel dokümanlar olayın sadece uyuşturucu ve fuhuş partileriyle sınırlı olmadığını ortaya koydu. Bazı sivil toplum kuruluşları genç kızları subayları eğlendirmek için kullanıyor ve şantaj kasetleri hazırlıyordu. Deniz Kuvvetleri´ndeki yapılanmada Doğu Perinçek ile teğmenler arasındaki bağlantıyı kuran kişi, intihar eden Yarbay Ali Tatar´dı. Çetenin Ergenekon terör örgütüyle bağlantıları böylece deşifre edildi.
Ergenekon´un TSK´ya sızmak için hayati önem atfettiği hücre yapılanması olan Karargah Evleri, ´derin solla´ doğrudan bağlantılı. Poyrazköy İddianamesine göre, şüphelilere emir ve talimatları Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek veriyor. Şüphelilerden ele geçirilen bir belge, üç aşamalı emir komuta zincirinin başında Perinçek´i gösteriyor. Hücre yapılarının başında asker kökenli üyeler var. Sivil yapılanmada yer alan Teori, Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı içerisinde görevli bulunan Perinçek, ele geçen belgede bu gizli yapılanmanın metodlarını ve geliştirilmesini nasıl yaptığını ayrıntılı biçimde yazmış.
Ordunun bu sızmaları neden cezalandırmadığı bir soru işareti. Olayı araştırmak için tayin edilen bilirkişi Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok ve Hakim Yüzbaşı Mehmet Çelik´in örtbas çabası bu defa yeterli olamadı. Perinçek´in istihbarat dünyasındaki adı ?Fabrikatör? dür. CIA´nın yalan ve manipüle haberlerini yapan, toplumu yönlendiren görevlidir. Neredeyse yarım yüzyıldır derin solu yöneten, aldatan, satan Perinçek, bakalım bu sefer de ´gerçek solu´ kandırabilecek mi? ?Çakma Atatürkçü? müdavimlerine duyurulur! (Faruk Arslan / Anayurthaber / Yayın Tarihi:? / Erişim Tarihi: 23 Kasım 2011)
(02 Ekim 2011), son güncel.: (23 Kasım 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
KARARGAH EVLERİ SORUŞTURMASI VE ASKERLERCE ÖRTBAS EDİLMESİ KONULU MANŞETLERİMİZ
İşte Karargah Evleri soruşturması böyle örtbas edildi
Karargah Evleri gibi diğer soruşturmaları da karartmak istediler
Flaş!!! Çubuklu´nun ses kaydı Genelkurmay´ı sarsar: Üçok´un bilgisayarında belge temizliği
Askerlerin Ergenekon ve diğer soruşturmalara müdahalesi
G.kurmay´da hangi soruşturma sonuçlandı ki?
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Karargah Evleri ve ÇYDD bağlantısı belgelendi
GENELKURMAY´IN PROVOKASYON SİTELERİ YA DA ´İNTERNET ANDICI´ KONULU MANŞETLERİMİZ