Gazeteci Ruşen Çakır hem PKK, hem Derin Ulusalcılar, hem de Ergenekon tarafında muteber bir isim. Yeni Akit Yazarı Yener Dönmez, Çakır´ın geçmişine ve derin bağlantılarına dair bir yazı kaleme aldı. ´Türkiye´de darbe olma ihtimali yüzde 50´ sözünün geçtiği 2007´de ABD Hudson Enstitüsü´ndeki o gizli toplantıda Çakır da varmış!.. Çakır´ın PKK destekçiliğini işleyen yazı, 2007´deki o kritik toplantıyı bir kez daha gündeme getirdi. Balyoz darbe planı davasında şu an sanık olan iki generalin de orada bulunduğunun ortaya çıkması darbe amaçlı o toplantıyı balyoz davası açısından da ilginç kılıyor. Bu toplantı, 2007´deki cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Abdullah Gül´ün adaylığını engellemek için Danıştay saldırısıyla başlatılan kontrgerilla harekatı kapsamındaki 29 kışkırtmadan sonuncusu idi.
Ruşen Çakır da Hudson toplantısında
Gazeteci Ruşen Çakır hem PKK, hem Derin Ulusalcılar, hem de Ergenekon tarafında muteber bir isim. Yeni Akit Yazarı Yener Dönmez, Çakır´ın geçmişine ve derin bağlantılarına dair bir yazı kaleme aldı. ´Türkiye´de darbe olma ihtimali yüzde 50´ sözünün geçtiği 2007´de ABD Hudson Enstitüsü´ndeki o gizli toplantıda Çakır da varmış!.. Çakır´ın PKK destekçiliğini işleyen yazı, 2007´deki o kritik toplantıyı bir kez daha gündeme getirdi. Balyoz darbe planı davasında şu an sanık olan iki generalin de orada bulunduğunun ortaya çıkması darbe amaçlı o toplantıyı balyoz davası açısından da ilginç kılıyor. Bu toplantı, 2007´deki cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Abdullah Gül´ün adaylığını engellemek için Danıştay saldırısıyla başlatılan kontrgerilla harekatı kapsamındaki 29 kışkırtmadan sonuncusu idi.
Yener Dönmez yazısında şöyle diyor: PKK´ya sempati besleyen gazetecilere yoğunlaştığımda, hemen hepsinin geçmişinde bir terör örgütü mensupluğu dönemine rastlıyorum. Ruşen Çakır´da da aynısı oldu. Hayatını incelediğimde ne göreyim: Dev Sol´un daha sonra DHKP-C olacak kanadında faaliyetler göstermiş hatta tutuklanmış. Bu örgütle ilgili dönemini ve polise ötüp arkadaşlarının isimlerini bir bir nasıl saydığını tutanaklardan yazacağım ama işin bu zevkli bölümünü sona bırakıp, önce Ruşen Çakır ve PKK´sı üzerine yoğunlaşalım.
Hatırlarsınız Ruşen Çakır AB Türkiye Yurttaş Komisyonu´nun Brüksel´de Avrupa Parlamentosu´nda düzenlediği ?Kürt Konferansı?na katılmış ve ?Bu sürece gelinmesinde PKK´nın silahlı mücadelesinin katkısı olmuştur.? demişti. Türkiye´nin demokrasisinin gelişmesiyle Kürtlere yönelik baskıcı, hak gaspı içeren yasaklamaların kaldırılmasını ?PKK´nın silahlı mücadelesinin kazanımı? olarak AB´nin kalbinde pompalayan Ruşen Çakır, hemen her gün köşesinden de ince taktiklerle bunu yapıyor. Dün ve önceki günkü yazılarına bakmanız yeterli. Konulara yaklaşımı, ?Hükümet böyle diyor, PKK şöyle diyor, ama kimin haklı olduğunun önemi yok...? şeklinde. Her konuda ısrarla tekrarladığı bu tarz, PKK´yı ?legal bir taraf? olarak kamuoyuna hazmettirme taktiği. Bunu NTV ekranlarında da uzun süre devam ettirmişti.
Ama Çakır´ın PKK´nın silahlı mücadelesinin elde ettiği kazanımları biraz açması gerekiyor. Mesela 4 genç kızı 200 kurşunla delik deşik etmek, hamile bir kadını ve çocuğunu öldürmek Ruşen Çakır için nasıl bir kazanımdır? Bunu bilmek hakkımız. Onlarca şehit verilirken PKK´ya bu kadar açık destek veren bir yazarın, medyanın en gözde kurumlarında tutunabilmesi çok ilginç. Görünenin dışında bağlantılar olmalıydı ve koyuldum bunları araştırmaya.
Çakır ilginç biçimde hem PKK, hem Derin Ulusalcılar, hem de Ergenekon tarafında muteber bir isim. Mesela Derin Ulusalcılardan Yeniçağ yazarı Özcan Yeniçeri, Cengiz Çandar´ı Brüksel´deki toplantıda daha hafif şeyler söylemesine rağmen yerden yere vurmuştu. Ama yukarıda bahsettiğim sözleri söyleyen Çakır´a tek kelime sarf etmemişti. Açılım´ın inşa edildiği toplantılara katılan 12 Akademisyeni Devlet Bahçeli hain ilan ederken, içlerinden sadece Ruşen Çakır´ı sessizce getirip MHP´nin Parti Okulu´nda ders verdirtmişti.
Ne ilginç değil mi? Ama daha ilginci de var. Çakır, Brüksel´deki toplantıdan sonra köşesinde ?PKK´nın Avrupa uzantıları AKP´yi hiç samimi bulmuyorlar ama CHP´den çok ümitliler.? diye yazmıştı. AK Parti´yi sevmeyen o Avrupa uzantıları daha sonra MİT-PKK görüşmesinin kaydettikleri bantlarını AK Parti´yi en iyi vuracak zamanlamayla servise koydular. Çakır tespiti iyi yapmış. Yapar çünkü PKK´yla yakınlığı bildiğiniz gibi değil.
TV´de çağırdığı kendinden büyük gazetecilere bile ismiyle hitap ederken Sırrı Sakık´a ?abi? diye hitap eder. Aysel Tuğluk´a emir verebilecek derecede katı konuşabilir. Aslında PKK´yı yaşatacak her türlü temasın içindedir.
2007 yılında Washington´daki Hudson Enstitüsü´nde düzenlenen ve Tuğgeneral Süha Tanyeri´nin ?PKK´nın liderlerini teslim ederseniz AK Parti´nin oyu artar? dediği, AK Parti´yi devirmek için korkunç senaryoların yapıldığı toplantıda da O vardır. Orada konuşulanlar ve Tanyeri´nin söyledikleri ?bomba haber? olmasına rağmen tek satır yazmaz, hatta toplantının medyaya sızmasından rahatsız olur, kendi yokmuş gibi davranır. Çünkü Ruşen Çakır, Bir Gazeteciden Ötesidir. ( Yener Dönmez / Yeni Akit)
2007 ABD HUDSON TOPLANTISI: SUİKASTLER, BOMBALAMALAR VE TÜRKİYE´DE KAOS
13 Haziran 2007 tarihinde Washington´da, düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü tarafından ´dehşet senaryosu´ adı verilen bir toplantı düzenlendi. Sözkonusu gizli toplantıya, Türkiye´nin Washington´daki Savunma Ataşesi Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu ile birlikte Genelkurmay bünyesindeki Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi´nin (SAREM) Başkanı Tuğgeneral Süha Tanyeri, bazı Türk uzmanlar ile Amerikalı komutanlar katıldı. Tuğgeneraller Süha Tanyeri ve Bertan Nogaylaroğlu, Balyoz darbe planlarında yer aldıkları gerekçesiyle geçtiğimiz aylarda tutuklandı. ´Hudson Toplantısı´nda dönemin Anaya Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu´ya suikast düzenlendikten sonra TSK´nın Kuzey Irak´a girmesi üzerine bir senaryo tartışıldı ve büyük yankı uyandırdı. Buna göre önce dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu bir suikast sonucu öldürülüyor, ardından da İstanbul Beyoğlu´nda PKK´nın üstlendiği bir bombalı eylemde 50 kişi hayatını kaybediyordu. Bunun üzerine TSK 50 bin askerlik bir kuvvetle Irak sınırını geçerek Musul´a ilerliyordu. Toplantıda tartışılan bir diğer senaryo, PKK lideri Murat Karayılan´ın yakalanarak Türkiye´ye gönderilmesi idi. Bu senaryo üzerinde görüş bildiren Amerikalı yetkililerin, PKK yöneticilerini yakalayarak Türkiye´ye teslim etme fikrine, bir Türk katılımcının itiraz ettiği ortaya çıktı ve büyük tepki uyandırdı. Tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu, ?ABD´nin PKK liderlerini bu aşamada, seçimler öncesinde Türkiye´ye vermemesi lazım. Bu, AKP´ye yarar? diyerek bu senaryoya karşı çıktı.
BALYOZ DARBE TOPLANTISINDAN HUDSON DARBE TOPLANTISINA
Süha Tanyeri ilk Balyoz soruşturmasında tutuklandı ve yargılanıyor. Bertan Nogaylaroğlu ise Gölcük´te ele geçen Balyoz belgeleri nedeniyle 3. Balyoz soruşturmasında tutuklandı. Hudson toplantısının Balyoz davasında gündeme gelip gelmeyeceği bilinmiyor. Ancak, darbe senaryolarının konuşulduğu 2007´deki gizli toplantıya bu iki Balyoz generalinin katıldığının ve Balyoz darbe belgelerinde bu isimlerin de yer aldığının ortaya çıkması ve tutuklanmaları kamuoyunda, ?Cunta 2008 hatta daha sonrasına kadar o faaliyetlerini devam ettirmiş kanaatine de neden oldu. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(29 Eylül 2011, 11:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kontrgerilla Medyası
Balyoz Planı manşetlerimiz
Balyoz, Ergenekon ve bağlantılı diğer iddianamelerde arama yap
Ruşen Çakır ile ilgili manşetlerimiz
Süha Tanyeri ile ilgili manşetlerimiz
Bertan Nogaylaroğlu ile ilgili manşetlerimiz
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar