Hrant Dink´in öldürülmesine ilişkin davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 7 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Duruşmanın asıl şok gelişmesi ise savcının, cinayetin Ergenekon işi olduğunu iddia etmesi oldu: ´Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds´ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon Terör Örgütünün, Trabzon´da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir.´
Savcı: Dink cinayeti Ergenekon işi
Hrant Dink´in öldürülmesine ilişkin davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 7 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Duruşmanın asıl şok gelişmesi ise savcının, cinayetin Ergenekon işi olduğunu iddia etmesi oldu: ´Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds´ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon Terör Örgütünün, Trabzon´da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir.´
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesine ilişkin davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, davanın tutuklu sanıkları Yasin Hayal ve Erhan Tuncel´in de aralarında bulunduğu 7 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, davanın tutuklu sanıkları Yasin Hayal ve Erhan Tuncel´in de aralarında bulunduğu 7 sanığın TCK´nın 309. maddesi uyarınca ´Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Ergenekon bağlantısı
Savcının mahkemeye sunduğu esas hakkındaki görüşte, ´Cinayetin, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde Ergenekon Terör Örgütünün Trabzon´da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğunun değerlendirildiğine´ yer verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından mahkemeye yazılı olarak sunulan mütalaada, Hrant Dink cinayeti ve ´Ergenekon´ soruşturması kapsamında elde edilen belge, bilgi ve delillerin değerlendirildiği bildirildi. Mütalaada, ´Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds´ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon Terör Örgütünün, Trabzon´da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir´ denildi.
Mütalaa verilmesi, Dink ailesine salonu terkettirdi
Dink ailesi avukatları mütalaa verilmek istenmesine itiraz etti. Henüz delillerin tam olarak toplanmadığını ifade eden avukatlar, Delillerin toplanmadan mütalaa verilmesi hukuka aykırıdır. Henüz mahkemeye ulaşmamış deliller var. TİB raporu gibi önemli bir delil henüz gelmedi. Bunlar incelenmeden mütalaa verilmesi son derece yanlıştır dedi.
Savcı: Mahkeme delil toplamaz
Ancak savcı Hikmet Usta, Sanıklar 5 yıldır yargılanıyor. Gördüğümüz üzere delillerin çoğu toplandı ve sonuca bağlanılamadığını görüyoruz. Mahkeme delil toplama yeri değil, değerlendirme yeridir. Öte yandan savcılıkta da Dink cinayeti ile ilgili iki soruşturma daha vardır. Yargılamada 20. celse olması nedeniyle ilerlemesi amacıyla mütalaa verilmesi gerekir. Yeni deliller eklenirse esas hakkındaki mütaala da değişebilir dedi. Bu sözlerinin ardından hakim, savcı Hikmet Usta´dan mütalaasını okumasını istedi.
Dink ailesi salonu terketti
Buna tepki gösteren Dink ailesi ve avukatları, Böyle bir adalet yok dünyanın hiçbir yerinde. Biz bütün delilleri verdik mahkeme de bir şey yapsın. Adaletsizliğinizle sizi baş başa bırakıyoruz. Hrant´ın katili aynı zamanda bu adalettir diyerek salonu terk etti. Dink Ailesi´nin avukatı Fethiye Çetin mahkeme salonundan ayrılmalarının ardından yaptığı açıklamada Bu cinayetin arkasındaki gerçek araştırılmak istenmiyor dedi. ( DHA)
Dink cinayetini Ergenekon´un Trabzon hücresi işledi
20 Eylül 2011 - Dink cinayeti davasında 7 sanığa müebbet isteyen savcı, karar öncesi mütalaasında çarpıcı tespitlerde bulundu: Cinayeti, Ergenekon´un Trabzon hücresi işledi. Ancak, 2006´daki dinleme kayıtları imha edildiği için sanıkların üst yapıyla bağlantısı kurulamadı. Erhan Tuncel ve Yasin Hayal, hücrenin yöneticileridir. Ogün Samast, tetikçi.Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesine ilişkin davanın 20´nci duruşmasında savcı Hikmet Usta, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Tutuklu Yasin Hayal ve Erhan Tuncel´in de aralarında bulunduğu 7 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mahkemeye sunulan 86 sayfalık mütalaada savcı şu tespiti yaptı: Eylemin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik ve örgütsel hiyerarşiye özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon terör örgütünün Trabzon hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir.
Ergenekon iddianamesindeki bilgi, belge, örgüt dokümanlarından örneklerin de verildiği mütalaada önemli bir ayrıntı daha dikkat çekti. Sanıkların 2006 yılına ait mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerinin imha edildiğini vurgulayan savcı, bu yüzden üst yapıyla bağlantının kurulamadığını kaydetti. Konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirtti. Hücrenin bazı eylemlerini ´McDonald´s´ın bombalanması, Orhan Pamuk, Hıncal Uluç ve İstanbul´da bir papazın öldürülmesi planları´ olarak sıraladı. Müdahil avukatları ise deliller tam olarak toplanmadığı gerekçesiyle mütalaaya tepki gösterdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkeme-si´nde görülen Dink cinayeti davasının dünkü duruşmasına tutuklu sanık Erhan Tuncel katıldı. Davanın diğer tutuklu sanığı Yasin Hayal ise akıl hastası olup olmadığına dair rapor alınabilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu´nda bulunduğu için duruşmaya getirilmedi. Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta´nın esas hakkındaki görüşünü açıklayacağı bildirildi. Bunun üzerine söz alan müdahil avukatları ise delillerin tam olarak toplandıktan sonra mütalaa verilmesi gerektiğini savundu. Savcı Usta´nın yazılı haldeki mütalaasının okunması amacıyla mahkemeye sunduğu sırada, müdahil avukatları, Biz salondan ayrılıyoruz.´ diyerek mahkemeyi terk etti. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, davanın sanıkları Yasin Hayal ve Erhan Tuncel´in de aralarında bulunduğu 7 sanığın TCK´nın 309. maddesi uyarınca ´Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası´nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek´ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
Mütalaanın girişinde, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili çarpıcı tanımlara yer verildi. Dink cinayeti soruşturmasının Ergenekon soruşturmalarından önce yapıldığı belirtildi. Şöyle denildi: Ergenekon soruşturmalarının gösterdiği etkinlik içerisinde yürütülememesinden ötürü, Trabzon´da kurulup faaliyet gösteren bu hücre yapılanmasının üstyapı ile olan irtibatları tam olarak ortaya çıkarılamamıştır. Hrant Dink suikastından yaklaşık bir yıl sonra başlayan Ergenekon operasyon ve soruşturmalarının kararlılığı ve etkinliği nedeniyle derin yapıların ve onlara bağlı Trabzon´da yuvalanan bu terörist grubun gerçekleştirebildiği en son suikast Dink suikastı olarak tarihine geçmiştir.
ÖRGÜTSEL HİYERARŞİK BİR YAPI VAR
Mahkeme kararıyla yapılan teknik takip ve dinlemeye alınan Tuncel, Hayal ve Mustafa Öztürk´e ait GSM telefonlarının iletişim kayıtlarının 1 Kasım 2006 ve 4 Nisan 2007 tarihli tutanaklarla imha edilmesi nedeniyle, Trabzon hücre yapılanmasını oluşturan sanıklarla örgütün bağlı bulunduğu üstyapı arasındaki hiyerarşik bağlantının kesin olarak ortaya konulamadığı tespitine yer verildi. Ergenekon örgütü dokümanlarında yer alan bilgilerle sanıkların eylem planları değerlendirildiğinde, Trabzon hücre yapısının faaliyetleri ile Ergenekon´un genel eylem prensipleri arasında hiçbir fark olmadığı kaydedildi. Aksi halde, bir üniversite öğrencisi ile simit satan birinin ülkenin en vahim cinayetlerinden birini işleyen, bomba atan örgütün yöneticisi olmanın mantıklı bir açıklaması olmadığı vurgulandı.
Mütalaada, Dink cinayeti eyleminin, McDonald´s´ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, Ergenekon terör örgütünün, Trabzon´da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir. denildi. Mütalaada, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal´in de aralarında bulunduğu sanıkların jandarmayla olağan dışı ilişkilerine de yer verildi.
Sanıklar dinci değil, katı ulusalcı
Sanıkların örgütsel faaliyette bulundukları konusunda şüphe bulunmadığı ifade edilen mütalaada, eylemin de ideolojik gerekçelerle yapıldığı vurgulandı. Sanıkların dış dünyaya karşı dini söylemleri ön plana çıkaran bir tutum sergilediklerini ancak böyle bir kişiliğe sahip olmadıklarını belirten Savcı Hikmet Usta, Sanıklar katı ulusalcı anlayışa sahip. Sanıkların dine dayalı bir ideolojileri olmasa da Çeçenistan ve Irak´ta meydana gelen olayları örnek olarak göstermektedir. Buradan gelen kişilerle görüşmektedirler. Sanıkların durumları hakkında da değerlendirmeler yapan savcı Usta, Sanıklar gerçekleştirdikleri eylemlerde mağdurlardan herhangi bir maddi çıkar elde edemedikleri gibi, etmeyi de hedeflememişlerdir. Aksine tüm sanıklar ideolojik amaçlarla hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Sanıkların hedefinde Türkiye Cumhuriyeti devleti ve kamu düzeni bulunmaktadır dedi. Sanıkların Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan pek çok sanık ile de eylem ve amaç birliği içinde bulunduklarının anlaşıldığı bildirildi. Ancak suç tarihlerinde Trabzon Emniyet Müdürlüğü´nce yapılmakta olan istihbari dinlemelerdeki birçok ses kaydının suçlama ile ilgisi olmadığı gerekçesiyle imha edildiğinin belirlendiği anlatıldı.
Tuncel´den şok itiraf: Hem azmettiriyorlar hem de suçu üzerime atıyorlar
Hrant Dink cinayeti davasında savcının mütalaasının okunmasından sonra sanık avukatlarına söz verildi. Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel´in avukatı konuştuğu sırada salona avukat Fuat Turgut girdi. Dink cinayeti davasında Yasin Hayal´in müdafisiyken davadan yasaklanan Ergenekon sanığı Fuat Turgut ayakta duruşmayı izledi. Bu sırada Yasin Hayal´in avukatı Eda Salman´dan kâğıt-kalem alarak yazı yazmaya başlayan avukat Turgut´a, sanık Tuncel tepki gösterdi. Tuncel, ayağa fırlayarak Ergenekon sanığı Turgut´a, Hem azmettiriyorlar hem de suçu üzerime atıyorlar. diye bağırdı. Bunun üzerine davadan yasaklı olan Turgut salondan çıkması yönünde uyarıldı. Tuncel de, jandarma görevlileri eşliğinde salondan çıkarıldı. Tuncel daha sonra adliyeden ayrılırken de Bana bu komployu kuranları açığa çıkaracağım. dedi.
TİB´DEN TELEFON DÖKÜMLERİ, TRABZON´DAN MCDONALD´S BOMBALAMA DOSYASI İSTENDİ
Mahkeme savcısı Hikmet Usta, sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal´in tutukluluğu yönünde görüş bildirdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi´nden Yasin Hayal´in hüküm giydiği McDonald´s bombalı eylemi dava dosyasının istenmesine, Yasin Hayal´in Adli Tıp Kurumu´ndaki müşahede altına alınmasına ilişkin raporun bir dahaki duruşmadan önce mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verdi. Cinayet günü Şişli´de yapılan telefon görüşme listesinin TİB tarafından gönderilmesi kararını veren mahkeme, olay yerinden ele geçen görüntülerle Osman Hayal´in resimlerinin karşılaştırılmasının da Adli Tıp Kurumu´nca yapılmasını kararlaştırdı. Hayal ve Tuncel´in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, davayı 14 Kasım 2011´e erteledi. ( Zaman, Yenişafak)
SAVCI: TUNCEL İSTİHBARAT KURUMUNU BİLEREK YANLIŞ YÖNLENDİRDİ |
DİNK CİNAYETİ SAMAST´TAN ÖNCE BAŞKASINA TEKLİF EDİLDİ
Öte yandan, Dink cinayetinin Ogün Samast´tan önce Zeynel Abidin Yavuz isimli kişiye teklif edildiği belirtiliyor. Savcı mütalaasında 2006 yılı başlarında Yasin Hayal´in eylemi gerçekleştirmek için Zeynel Abidin Yavuz ile görüştüğü belirtiliyor. Zeynel Abidin Yavuz kendisine yapılan bu teklifi önce kabul etttiği ancak Yasin Hayal´in para ve silah bulamadığı için eylem sürekli ertelediği ifade ediliyor. Metinde şu ifadelere yer veriliyor: Yasin, 2006 yılı Mayıs ayı içerisinde Zeynel´i yanına çağırarak Hrant Dink´i vurma eylemini icraya koyacaklarını söylemiş, bu sırada yanlarına gelen Erhan Tuncel´den Hrant Dink´in resimlerini ve Agos Gazetesinin adresini internetten indirmesini istemiştir. Erhan Tuncel okul ve daha sonraki dönemde ev arkadaşı olan Tuncay Uzundal ile birlikte Akın İnternet Kafeye giderek Hrant Dink´in internetten indirdikleri fotoğraflarını CD´ye kaydetmişler, bilahare Erhan, bu çıktıları bir gazete kağıdına sararak Yonca Market´e bırakmıştır. Zeynel, gazete kağıdına sarılı paketi Yonca marketten alarak Yasin Hayal´e götürmüş, Yasin Hayal paketi açarak, içinden çıkardığı Hrant Dink´e ait resimleri Zeynel´e göstererek Senin vuracağın adam bu, Ermenilerin başıdır. Türklere kötü sözler söyledi diyerek öldüreceği kişinin bir Türk düşmanı olduğu yönünde telkinlerde bulunmuştur. Zeynel Abidin Yavuz´un eylemi icra edecek kişi olarak planlandığı dönemde konu Mustafa Öztürk´e de aktarılmış ve ondan maddi ve manevi destek sözü alınmıştır. Ancak, Zeynel Abidin Yavuz, abisi olan Kurtuluş Yavuz´un talep ve tavsiyesi üzerine, Haziran ayında Trabzon´dan ayrılarak çalışmak için İzmit iline gitmiş ve o safhada eylem gerçekleştirilememiştir. ( Cihan)
BİR ERMENİYİ ÖLDÜRECEĞİNİ CİNAYETTEN HEMEN ÖNCE ARKADAŞINA SÖYLEMİŞ
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast´ın cinayeti işlediği gün internetten görüştüğü arkadaşına cinayeti işleyeceğini söylediği ancak arkadaşının kendisine inanmadığı ortaya çıktı. Savcılık mütalaasında yer alan metinde katil zanlısı Samast´ın cinayet günü internet üzerinden arkadaşı ile görüştüğü anlatılıyor. Mütalaada Ogün Samast´ın Dink ile görüşmek için gazete binasına girdiği ve Dink yerinde olmadığı için binaya yakın bir internet kafede beklemeye başladığı anlatılıyor. Savcı mütalaasında şu ifadelere yer veriyor: Ogün Samast, Yasin Hayal ile görüşmüş ve ona Hrant Dink´in yerinde olmadığını, ne yapması gerektiğini sormuştur. Yasin de, Ogün´e Hrant Dink gelinceye kadar beklemesini söylemiş, bunun üzerine Ogün Samast gazete binasının yakınlarında dolaşmaya başlamış ve bir ara yine gazete binasının yakınında olan internet kafeye giderek arkadaşları ile mesajlaşmış ve canlı sohbet yaptığı arkadaşı Muharrem Sayit Kahveci´ye, biraz sonra bir Ermeni´yi öldüreceğini söylemiş, ancak arkadaşı buna inanmamıştır. ( Cihan)
HRANT DİNK DAVASINDAKİ TEMEL YANLIŞ
23 Eylül 2011 - Orhan Kemal Cengiz (Radikal): Savcılar, ÇYDD bursları yerine, Ergenekon´un anti-Hıristiyan kampanyasına derinlemesine baksa, Dink davası farklı yerde olurdu. Sahip Santoro´nun Trabzon´da öldürülmesiyle başlayan, Hrant Dink suikastı ve Malatya Zirve Yayınevi katliamıyla devam eden ´Hıristiyan cinayetleri´ zincirini çözemememizin iki tane ana sebebi var bence. Birincisi, tüm sistemin bu cinayetlerin içinde olması. Bu cinayetler, ´lümpen gençlerin kullanılması´ konsepti çerçevesinde Ergenekon´un JİTEM kanadı tarafından işlettirildi. Santoro cinayeti açıldığı gibi kapandı, o nedenle ona ilişkin detaylı bilgimiz yok. Ama Dink cinayeti ve Malatya katliamının çok uzun hazırlıklardan sonra işlendiğini biliyoruz. JİTEM´cilerin tüm hazırlıklarını polis istihbaratı adım adım izliyordu bence; onlar da kendilerini anti-Hıristiyan histeriye kaptırdıkları için geliyorum diyen saldırıları önlemek için hiçbir adım atmadılar. Malatya katliamı bir dönüm noktası oldu. Ardından polis, Samsun, Diyarbakır, Mersin ve İzmir´de bu defa ´lümpen gençleri´ hedeflerindeki diğer Hıristiyanlara ulaşamadan durdurdu ve böylece Malatya katliamı Ergenekon´un son kanlı cinayeti olarak tarihe geçti.
´Ergenekon davasıyla Agos´a tehdit azaldı´
Bu cinayetlerin çözülememesinin ikinci önemli ve ana sebebi biraz daha karmaşık. Aslında yanıt, Rober Koptaş´ın dünkü Radikal´e verdiği mülakattaki bir cümlede gizli. Koptaş, ?Ergenekon davasıyla Agos´a tehdit azaldı? diyor. Ne alakası var diyebilirsiniz. Ama bu alaka çok önemli. Ergenekon davası başladıktan sonra, sadece Agos´a değil, tüm gayrimüslimlere yönelik tehdit ve saldırılarda ciddi bir azalma meydana geldi. Ama Ergenekon sanıkları bu tehdit ve saldırılar için yargılanmıyorlar. Onlar Ergenekon´a üye oldukları ve darbe girişimleri nedeniyle yargılanıyorlar. İşte burası işin püf noktası.
Mesela bugün savcının soyut bir şekilde Ergenekon´a bağlayıp bıraktığı Dink cinayetine bakalım. Merhum Hrant Dink uğradığı kalleş suikasttan önce katillerini bizzat işaret etmişti, ama bizim yargı sistemimiz bu kadar yıldır bir arpa boyu yol gidemedi. Hrant Dink, Veli Küçük´ün duruşmasını izlemek için gelmesinden çok tedirgin olmuştu. Ergenekon sanığı avukatın hakkında açtırdığı ´Türklüğe hakaret´ davasının ne anlama geldiğini, bu davadan mahkûmiyet çıkması için ´derin devlet´in kara bir duman gibi Yargıtay koridorlarında nasıl sinsice dolaştığını ve kulaklara neler fısıldadığını çok iyi biliyordu rahmetli Dink.
Dink davasının savcıları ve yargıçları, resmin tamamını görecek kadar done sahibi olmayabilirler ama bu donelerin çoğu Ergenekon savcılarının önünde vardı ve hâlâ duruyor. Dink´e dava açtıran avukat, duruşmayı ´ziyaret eden´ emekli general ve duruşmalar sırasında Dink´i lince uğratan Ergenekon sanıkları, toplantılarını Türk Ortodoks Patrikhanesi´nde yapıyorlar, stratejik kararlarını burada alıyorlardı. Türkiye çapında anti-misyoner kampanya başlatan ve bir anda pıtrak gibi bitiveren ´Kuvvacı´ derneklerin kurucularının tamamı da bu ´Patrikhane´de toplanıyordu.
Bizim Ergenekon savcıları ´Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği´nden kimin burs aldığı´ gibi akıl durdurucu saçmalıklarla uğraşmak yerine, Ergenekon´un ´anti-Hıristiyan´ kampanyasına derinlemesine bir şekilde bakabilselerdi, emin olun Dink davasında da Malatya katliamı davasında da bugün çok farklı bir yerde duruyor olurduk.
Pazartesi Dink davası görüldü, bugün de Malatya´da Zirve Yayınevi katliamı davası görülüyor. Her iki davada da başladığımız günden bu yana bir tek adım bile ileriye gidemedik. Yanlış soruları sorup yanlış cevapları verdiğimiz için... Bu cinayetleri Ergenekon işletti deyip bir kenara bırakmak bize hiçbir şey kazandırmıyor. Gerçek katillerle cinayetler arasındaki bağlantıyı kurabilmeliyiz ki bu cinayetlerin gerçekten aydınlandığından söz edebilelim... ( Orhan Kemal Cengiz / Radikal)
(19 Eylül 2011), son güncel.: (23 Eylül 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara