Dün internete düşen bir ses kaydında, 2010 yılında MİT ve PKK temsilcileri arasında Norveç´in başkenti Oslo´da yapılan çatışmaları durdurma ve PKK´nın silahsızlanması amaçlı görüşme yapıldığı iddia edildi. Ses kaydının medyaya çıktığı saatlerde Başbakan Erdoğan Mısır´da tüm dünyaya yönelik bir konuşma gerçekleştirmekteydi. Ses kaydının yayınlandığı Dicle Haber isimli web sitesi, kaydı kendilerinin yayınlamadığını, sitelerinin hacklendiğini açıkladı. Mesaja mesaj olarak yorumlanan ilginç zamanlamalı ses kaydının site hacklenerek verilmesi, istihbarat operasyonu gibi görünen bu olayın arkasında İsrail´in olduğu kuşkusunu doğurdu. Hatırlanacağı gibi birkaç gün önce İsrail hükümet yetkilisi Lieberman Türkiye´ye karşı PKK´yı destekleyeceklerini açıklamıştı.
´Mesaja mesaj´ ses kaydı
Dün internete düşen bir ses kaydında, 2010 yılında MİT ve PKK temsilcileri arasında Norveç´in başkenti Oslo´da yapılan çatışmaları durdurma ve PKK´nın silahsızlanması amaçlı görüşme yapıldığı iddia edildi. Ses kaydının medyaya çıktığı saatlerde Başbakan Erdoğan Mısır´da tüm dünyaya yönelik bir konuşma gerçekleştirmekteydi. Ses kaydının yayınlandığı Dicle Haber isimli web sitesi, kaydı kendilerinin yayınlamadığını, sitelerinin hacklendiğini açıkladı. Mesaja mesaj olarak yorumlanan ilginç zamanlamalı ses kaydının site hacklenerek verilmesi, istihbarat operasyonu gibi görünen bu olayın arkasında İsrail´in olduğu kuşkusunu doğurdu. Hatırlanacağı gibi birkaç gün önce İsrail hükümet yetkilisi Lieberman Türkiye´ye karşı PKK´yı destekleyeceklerini açıklamıştı.
İnternete dün düşen bir ses kaydında, MİT ve PKK temsilcileri arasında Norveç´in başkenti Oslo´da bir görüşme yapıldığı iddia edildi. Ses kaydı, önce, önceki akşam 18:00´da PKK´ya yakınlığıyla bilinen Fırat News´te, ardından dün sabah 09.30´da Dicle Haber Ajansı(DİHA) sitelerinden yayınlandı. Ancak DİHA, kısa süre sonra bu yayının kendi kontrolleri dışında siteye yüklendiğini açıkladı ve ses kaydı iki siteden de kaldırıldı. Ses kaydının Vimeo üzerinden yeni oluşturulmuş ´One Minute´ profilli kullanıcı tarafından yüklenmesi, İsrail bağlantısını akıllara getirdi. Kaydın, Türkiye´nin ´Arap Baharı´ liderliğinin ilanı olarak değerlendirilen Başbakan´ın ziyaretleri ve PKK´nın K. Irak´taki terör kamplarına yönelik olası kara harekatı öncesinde yayınlanması da İsrail-PKK bağlantısını tekrar gündeme taşıdı.
OSLO SIRLARI SIZDI
İnternete düşen ses kaydına göre dönemin Başbakanlık Müsteşarı Fidan, MİT yöneticisi Güneş, Norveç´te PKK yöneticileriyle toplantı yaptı. Ses kaydına göre Fidan ve Güneş, İmralı´da Öcalan´la hükümetin açılım politikasını tartıştı. PKK yöneticilerine bu görüşme hakkında bilgi veren devlet yöneticileri, İmralı ile PKK arasında mesaj taşıdıklarını da söylüyor. Ankara´da büyük yankı uyandıran ses kaydı ilk olarak PKK´ya yakın sitelerde yayınlandı, ancak bu siteler ´hack´lendiklerini açıkladı
Telekulak mağdurları arasına MİT de dahil oldu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan´ın, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte Oslo´da PKK ve KCK üst düzey yöneticileriyle gerçekleştirdiği öne sürülen toplantıya ilişkin olduğu iddia edilen ses kayıtları dün internete düştü. İddia niteliğindeki ses kaydının deşifresi olduğu öne sürülen metinler Ankara´da bomba etkisi yarattı. Fidan´ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı sıfatıyla ?Başbakan´ın özel temsilcisi? olarak Türkiye´yi temsil eden heyetin başında bulunduğu görüşmelerde, masanın diğer tarafında KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu ve PKK´lı Sabri Ok, KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar ve ?Koordinatör ülke temsilcileri? yer alıyor. İddia niteliğindeki ses kayıtlarındaki diyaloglardan, PKK lideri için ?Sayın Öcalan? ifadesini kullanan Fidan´ın, Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı sırasında iddia edilen ses kaydına konu olan Oslo heyetine dahil olmadan önce de Öcalan ile İmralı´da görüştüğü, Öcalan´a iletilmek üzere PKK´nın Oslo´deki heyetinden yazılı bir metin teslim aldığı ortaya çıkıyor.
?2.5 yıldır sürüyor?
Sonradan emekliye ayrılan MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş´e ait olduğu iddia edilen ses kayıtları ise, MİT ile PKK arasındaki görüşmelerin 5. Oslo görüşmesi olarak adlandırılan bu toplantıdan geriye dönük olarak 2,5 yıldır sürdüğünü ortaya koyuyor. Güneş, konuşmanın bir yerinde ?Habur bizim 2.5 senedir yürüyen tüm ilişkilerimizin kırılma noktasını oluşturdu? diyor. Fidan´ın kendi ifadesiyle, Kürt sorununun çözümü konusunda ?İktidarın psikolojisi, fikri ve parametrelerini? karşı tarafa aktarmayı hedeflediği görüşmede Fidan, İmralı ve PKK ile görüşen heyette yer almasına bazı bakanların ?siyasi risk? nedeniyle itiraz ettiklerini de ifade ediyor.
Ortak vizyon
İddia niteliğindeki konuşma metninde dikkat çekici ifadeler de yer alıyor. Fidan, konuşmanın bir bölümünde ?benim kendi gözlemim, entellektüel analitik yaptığım şey? vurgusunu ekleyerek, Öcalan´la görüşmesini Başbakan´a aktardığından söz ederken ?bölgeye ve ülkeye yönelik vizyonunun 90-95 oranında kendi çizdiği vizyonla nasıl örtüştüğünü de anlattım? ifadesini kullanıyor.
Görüşmenin bir yerinde Güneş ?Tamam ben de diyorum ki önderliğin yol haritası elimde. Maddeleri de belli. Haydi buyrun müzakere edelim? diyor. Ses kaydına göre PKK-Devlet görüşmesindeki diyalog özetle şöyle:
10 yıl verimli!
Fidan: Hapishanede geçen 10 senenin ve okumanın verdiği çok ciddi bir transforme edici gücü var. Zihinsel manada çözümleme manasında onu görüyorsunuz. Ve tabi yıllar boyu belli olayları yaşamış belli noktalara gelmiş belli dersleri çıkarmış. Şimdi bulunduğu yerden çok daha sağlıklı çok daha objektif çok daha nesnel var olan sıcak şartlardan etkilenmeyen çözümlemelere ulaşıyor. Bunu sürekli satır aralarında felsefi olarak görmek beni memnun etti. En azından orada geçen süre gerçekten verimli bir süre olmuş. Sonuç olarak bütün Türkiye´nin yönetiminden sorumlu bir devlet adamı siyasetçi kimliğiyle beraber oda geliyor bu psikolojinin algılanmasında ve bu değeri kullanmakta fayda var diye düşünüyorum. Ben kendisine tüm çıplaklığıyla anlattım. İmralı´daki çözüm iradesini olaya iyi niyetle yaklaşımı Sayın Öcalan´ın yıllar içerisindeki oluşturduğu düşünsel evrimi ulaştığı sonuçları ulaştığı sonuçların bölgeye yönelik vizyonunun, ülkeye yönelik vizyonunun 90-95 oranında kendi çizdiği vizyonla nasıl örtüştüğünü de anlattım. Bu benim kendi gözlemim entellektüel analitik yaptığım şey.
Genel skala
Güneş: Yani bu neresinden bakarsak bakalım çünkü çözümün parametreleri içinde işte basit bir takım taleplerden anayasa değişikliğinden Öcalan´ın serbest bırakılmasına kadar çok geniş bir skala var. Talepleri şöyle bir göz önüne getirdiğimiz zaman çok geniş bir skala var. Bunların 3, 5, 8 ayda, 1 senede tamamlanabilmesi söz konusu değil.
Hukuk ihlal edildi
Güneş: Habur bizim 2,5 senedir neredeyse yürüyen tüm ilişkilerimizin Ankara´dan başlayarak söylüyorum kırılma noktasını oluşturdu. Gelenler yeteri kadar eğitim almamışlardı ve ne amaçla geldiklerinin bile farkında değillerdi. Adeta bir siyasi gösteriye dönüştürüldü. Burada sizin de çok iyi bildiğiniz gibi hukuk ihlal edildi.
Ok: Ama şunu biliniz ki bizim de hani yüzde yüzlük yok ama ilişkilerimizden biliyoruz ki bunlar tutuklanmayacak.
Ok: Biz de kendi anadilimizde eğitim istiyoruz yani talepler anlamında. O açıdan diyoruz ki, biz bazı adımları atarken AKP´nin de ne yapacağını bilmek isteriz. Mesela yüzde 7´ye baraj düşürülür mü. Bu kadar tutuklu var biz adım atalım doğru ama adım atarken insanlar belediye başkanı il başkanı da dahil herkes içerde...
Fidan: Habur sonrası iklim değişti bunu yönetemedik yani açıkça söyleyelim.
´Bizi mutlu etti´
GÖRÜŞMEDE yer aldığı ileri sürülen koordinatör ülke temsilcisi ise İngilizce şöyle diyor: Her iki tarafı da tebrik etmek istiyorum sürecin bu yönünde trafik ışıkları yeşile dönmüş gibi görünüyor ve her iki tarafında bu eylemsizlik sürecine devam edilmesi gerektiğini düşünmesi bizleri mutlu etti.
Metropoller ve patlayıcı
Ok: Bizim güçler her tarafta var onu söyleyelim. Türkiye´nin her tarafında var Karadeniz´de de var, Toroslar´da da var.
Güneş: Biliyoruz metropolleri de doldurdunuz bu arada patlayıcılarla doldurdunuz. Hepsini biliyoruz.
Devlet ile İmralı arasında kanalız:
Ses kaydına göre Oslo´da 5´si gerçekleştirildiği ifade edilen PKK-Devlet görüşmesinde MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş kendi konumlarını şöyle anlatıyor: Afet Güneş (MİT Müsteşar Yardımcısı): Bu çalışmaya başlarken çok uzun soluklu bir çalışma olacağının bilincinde başladık her iki taraf olarak. Yine her zaman aynı şeyi söyledik zaman zaman kesintiler olabilir kimi zaman inişler ve çıkışlar yaşanacaktır dedik. Önemli olan amaçta değişiklik olmamasıydı. Çünkü bizi bir araya getiren her iki tarafta da çözüm iradesi bulunmasıydı. Böyle giriştik bu işe tüm gücümüzle karşılıklı asgari müşterekleri yakalamaya çalıştık bugüne kadar. Her seferinde biz kendi konumumuzu da izah etmiştik ve biz bir kanat devletle olan tüm iletişimin sağlanmasında hakeza diğer kanatta İmralı ile daha sonra üstlendiğimiz misyon çerçevesinde bir kanal olduğumuzu söylemiştik. Her vesileyle bugüne kadarki temaslarımızda ne vaad ettikse kendi ölçülerimiz dahilinde gerçekleştirdik. Bu gelişmede nihayetinde benzer bir şekilde oldu. Sayın Fidan (Hakan Fidan) bizimle birlikte bu toplantıya katıldı. Kendileri Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı onunda ötesinde Başbakan´a en yakın kişilerden biri.
´Öcalan´la İmralı´daki odasında 2 saat görüştük´
Hakan Fidan (Dönemin Başbakan Müsteşar Yardımcısı): Ben öncelikle merhaba diyorum tanıştığımıza memnun oldum. Bu ekibin yeni üyesiyim. Afet Hanımın da dediği gibi yaklaşık 1 ay önce İmralı´da Sayın Öcalanla bir araya geldik. İsmim Hakan Fidan. Müsteşar Yardımcısıyım ama Sayın Başbakanımızın özel temsilcisiyim. Şuan özellikle Türkiye´nin Ortadoğu´da taraf olduğu krizlerde arabuluculuk görevlerinde ekip varsa ekibin içerisindeydim şahıs varsa da şahıs olarak görev aldım. Hala belli çalışmalar devam ediyor.
BAŞBAKAN GÖREVLENDİRDİ
Bu konuda arkadaşlarımızın uzun zamandır sizinle beraber devam ettirdikleri çalışmalar gerçekten her türlü takdirin ötesindedir. Ama bir noktadan sonra verilen raporlar çerçevesinde olayın teknik görünen bir çalışmadan öte daha siyasi içerikli daha farklı bir boyuta taşınması ihtiyacı hasıl olunca Sayın Başbakanımız bu konuda beni görevlendirdi.
SİYASİ RİSK YÜKSEK
Takdir edersiniz ki oldukça hassas bir durum siyasi riski kabul edilemeyecek derecede yüksek bir durum. Kendisi bu konuda bir kaç cümle bile etmedi sadece bir iki defa bir şey söyledi.
BAZI BAKANLAR İTİRAZ ETTİ
Ama etrafta bazı bakanlar defalarca gidip benim ismim ve benim pozisyonumda burada bulunmamın hükümet için çok ciddi bir risk alanı sıkıntı alanı olduğunu söyledi. Özellikle muhalefetin bulunduğu şartları biliyorsunuz. Zaten onların resmetmeye çalıştığı bir gerçeklik var buna hizmet edeceklerini kamuoyuna açıklamalarına rağmen. Sayın başbakan bu noktada ciddi olduğunu samimi olduğunu siyasi riski de yüklenmeye hazır olduğunu birkaç defa söyledi. Bu çerçevede biz arkadaşlarımızla beraber çalışmaya başladık.
ÖCALAN´IN ZİHNİ
Orada Sayın Öcalanla 2 saatten fazla bir görüşmemiz oldu odasında. Üç kişiyiz baya uzun ve verimli bir görüşme oldu. Kendisinin sağlık durumu oldukça iyi. Zihni fevkaladeden iyi çalışıyor. Artikülasyonları oldukça sağlıklı. Konuları karşılıklı tartıştık.
NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ AKTARDIK
Tabii verdiği cevapları sürekli siyasi tahlilden geçirerek olaylara yaklaştığı için biz de siyasetin ve şu anda hizmet etmekte olduğumuz siyasetçinin ne düşündüğünü aktarmaya çalıştık. Ben burada en büyük görevin de açıkçası bu olduğuna inanıyorum. Yani şu anda iktidarda bulunan seçilmiş siyasetçinin psikolojisi nedir perspektifi nedir olaylara nasıl yaklaşıyor ben bunu aktarmaya çalışacağım.
´Ne olur kısa yazın, çabuk okusun´
Sabri Ok: Bugün için size kısa bir şey hazırlasak nasıl olabilir.
Güneş: Yani götürmeye çalışırız ama dediğim gibi altı buçuğa kadar yetiştirebilirseniz. Ama ne olur 15 sayfa yazmayın gözünüzü seveyim... Çok samimi söylüyorum sıkıntıyı; içeri giriyoruz konuşmuyoruz ´Biz sana bilmem ne getirdik´ falan demiyoruz ´Al şunu içinden oku´ diyoruz. Çünkü bu kadar da deklare etmek istemiyoruz. Açıkçası adam bir başlıyor zaten o da böyle sindire sindire okuma derdine oturuyor bir suçuk saat okuyor. Mutfak kadar bir yerin içerisinde boş boş oturuyoruz. Artık bir buçuk saatin sonunda zaten üstünde çok da tartışma yapmak istemiyoruz. ´Şimdi sen çevir arkasını´ diyoruz ´Ne diyeceksen de´ diyoruz. Onunda yazması maşallah bir yarım saat kırk beş dakika sürüyor. Ona da yalvarıyoruz ´Ne olur kısa yaz´ diye. Devlet size çok büyük bir fırsat yaratmış durumda. Sizin karşılıklı olarak birbirinizle iletişim sağlamanızı dolaylı dahi olsa fikirlerinizi birbirinize yansıtmanızı yazışmanızı çizişmenizi onlar üzerinden karşılıklı görüş teatilerinde bulunmanızı sağlıyor.
?Hepsi o´nun sırtına...?
Güneş: Öcalan ´Beni tabulaştırmayın´ dedikçe kitle bunu tabu haline getirmeye çalışıyor.
Fidan: ...Bizim toplum bir tane yetenekli adam buldu mu kendisi çünkü tembel çalışmak istemiyor ki o yetenekli adamın sırtına yüklen git.
Ok: Hepsi onun sırtına. Devlet de yüklüyor bizde yüklüyoruz.
Fidan: Tabii yok yani bizim kendi siyasi liderlerimize devlet adamlarımıza bakışımızda böyle kendi ellerimizle yaparız kutsal ederiz ondan sonra kendi elimizle de yeriz hapsede atarız idamda ederiz tarih kitaplarında kötüleriz de yani hiç sorun değil bizim şimdi kendi şeyimizde var.
İmralı´ya götürürüz
Mustafa Karasu: Şuna inanıyorum devlet istesin şu anda bizi uçağınıza alıp götürebilirsiniz isteseniz.
Güneş: Kesinlikle. Ben diyorum gelin götüreyim
Karasu: İsterseniz götürürsünüz.
Güneş: Götürürüm tabii. (Star, Vatan)
SES KAYDI NEDEN ŞİMDİ SERVİS EDİLDİ? |
DİHA sahip çıkmadı
DİHA (Dicle Haber Ajansı)´nın internet sitesinde dün sabah saat 9.37´den itibaren bir ses kaydı ve kaydın deşifre edilmiş metni, ?Görüşmelerin içyüzü Erdoğan´ı yakacak? başlıklı bir haber olarak yayınlandı. DİHA´nın sitesindeki kayıt ANF (Fırat Haber Ajansı) tarafından haberleştirilerek abonelerine iletildi. Haber bir anda pek çok internet sitesine yayıldı. DİHA ise 12.38´de ?DİHA´dan abonelerine zorunlu açıklama? başlığı altında bir açıklama yayınladı. Açıklamada sözkonusu haber sahiplenilmedi ve ?sitemize yapılan sanal saldırı sonucu şifrelerin kırılması suretiyle eklenmiştir? denildi ve özür dilenerek haber yayından çekildi. Bu açıklamanın ardından ANF de haberini çekti ve özür diledi. (Vatan)
MİT´TEN İLK AÇIKLAMA: KONU İNCELENİYOR, GEREKİRSE AÇIKLAMA YAPILACAK
Ses kaydıyla ilgili MİT ilk kez bir açıklamada bulundu. İnternete sızdırılan ses kayıtlarının son hedefi olan MİT, ses kaydının içeriği, nasıl hazırlandığı ve kimler tarafından sızdırıldığı konusunda bir araştırma başlattığını açıkladı. MİT´ten verilen bilgilere göre, ses kaydının internete sızdırılmasından hemen sonra harekete geçildi. Öncelikle ses kaydı incelemeye alındı. İddianın, doğru olup olmadığı tespit edildikten sonra kapsamlı bir soruşturma ya dönüştürüleceği belirtildi. Bu aşamada kaydın içeriğiyle ilgili açıklama yapılmayacağını belirten MİT yetkilisi, gerekli görülmesi halinde açıklama yapılabileceğini de ifade etti.
MHP: SES KAYDI TÜRKİYE´Yİ TEHDİT EDİYOR. KARA HAREKATI YAPILSIN
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, internet ortamında yer alan ve MİT ile PKK arasında gerçekleştiği iddia edilen görüşmenin ses kaydı ile ilgili olarak MHP´nin hükümete terörle mücadele konusunda sonuç alıcı her türlü tasarrufunda destek vereceğini ifade etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin, hükümetle terör örgütü arasında pazarlık yapıldığına ilişkin açıklamasının ardından hükümetten büyük tepki geldiğini anımsatan Şandır, söz konusu ses kaydı ile bu durumun açıklığa kavuşmuş olduğunu belirtti:
Bölücü terör örgütü PKK´nın Türkiye´ye karşı başlattığı saldırlar üzerine hükümetin kara harekatını engellemek için PKK tarafından piyasaya verildiği anlaşılan ses bandında, bir anlamda Türkiye tehdit edilmektedir ve hükümetin terörle mücadele kararını engellemek için şantaj yapılmaktadır. Bu, Türkiye´nin terörle mücadelesine karşı bir komplodur. Hükümetin her şeye rağmen bu mücadeleyi ısrarla, kararlılıkla ve sonuç alıcı şekilde devam ettirmesi gerekmektedir. Ancak her şeye rağmen bölücü teröre karşı Türkiye her türlü imkanı kullanarak, havadan, karadan, yurtiçinde ve yurtdışında sonuç alıcı bir mücadeleyi ısrarla yapmak mecburiyetindedir. Bu noktada MHP olarak her türlü desteği vereceğimiz ifade ediyoruz
Şamil Tayyar: Kaydı sızdıran İsrail
Devlet - MİT görüşmelerinin yer aldığı iddia edilen ses kaydının sızdırılmasıyla ilgili gazeteci-yazar ve AK Parti milletvekili Şamil Tayyar önemli açıklamalarda bulundu. Tayyar, kaydı sızdıran adresin İsrail olduğunu iddia etti. Bugün TV´de konuşan Şamil Tayyar, ses kaydının Başbakan Erdoğan´ın Mısır´a gittiği gün internete sızdırılmasının çok önemli olduğunu hatırlatarak olaydan İsrail´in sorumlu olduğunu ima etti. İsrail´in MİT´de ve PKK´da etkili olduğunu savunan Tayyar, geçmişte bunu doğrulayan çok örnek olduğunu söyledi. Başbakan´ın ve Türkiye´nin yeni dış politikalarının İsrail´i çok rahatsız ettiğini kaydeden Tayyar bu komplonun ardında İsrail çıkarsa hiç şaşırmam... dedi. Tayyar, Hakan Fidan ile sınırlı değildir, bu çok küçük bir hedef olur. MİT´in başındaki kişinin değiştirilmesi neyi değiştirir ki? Dikkatlice bakıldığında burada bir kayıt yapıldığı görülüyor. Bunu kim sızdırabilir? Bir, PKK´da bu kayıt vardır muhtemelen. İki, MİT ekibinde de vardır aynı kayıt. Hükümete dönük çok ciddi bir komplo olduğunu düşünüyorum. Komplonun ardında İsrail çıkarsa hiç şaşırmam... Bunu sızdıranlar PKK içinden de olsa MİT´in içinden de olsa arka planda İsrail´in olduğunu, İsrail´in yönlendirdiğini düşünüyorum diye konuştu.
SES KAYDINA HÜKÜMETTEN İLK TEPKİ |
MAL BULMUŞ MAĞRİBİ GİBİ
Söz konusu ses kaydının yayınlanmasının ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu´nun seçim döneminde Başbakan Erdoğan´ın söylediği ?ispatlamayan şerefsizdir? sözlerini hatırlatarak ?şimdi şerefsiz kim? şeklindeki açıklamasına da Atalay tepki gösterdi. Bu konuda kurumun değerlendirmesinin beklenilmesi gerektiğinin altını defalarca çizen Atalay şunları söyledi:
?Anamuhalefet partisi genel başkanı daha kurum böyle demişken üzerinde inceleme yapılmamışken hemen mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlaması da böyle ileri açıklamalarda bulunmasını esefle karşılıyoruz. Bunlar fırsatçılık, küçük hemen bir şeyler çıksın da fırsat olarak kullanalım ucuzluğu, kendi politikası olmayanların uyguladığı bir yöntemdir bu. Hep başkalarından bir açık bulalım da bir malzeme bulalım da iktidar partisinden onu değerlendirelim. Onun yerine kendi tekliflerini, kendi düşüncelerini, kendi politikalarını açıklasınlar. Şimdi bu konuyla ilgili özellikle bu konularda doğrusu iktidarıyla muhalefeti ile çok dengeli bakmak lazım. Bunlar Türkiye politikaları, siyaset üstü, ulusal dediğimiz çerçevede genel manada Türkiye´yi herkesi ilgilendiren, herkesin hassasiyet göstermesi gereken politikalardır. Yani terördür Kürt sorunudur. Bu konulara aklı başında, makul, ciddi değerlendirmeler yaparak biraz da yardımlaşarak.. Bu tür konuların çözümü daima iktidar ve muhalefetin yakın işbirliği diyaloğu ve yardımlaşmasından geçmiş. Mümkün olabildiğince iç siyasette bunları kullanmayarak mesafe alınmış. Bu bant kaydıyla ilgili söylemiyorum bunu yani yürüyen çalışmalarla ilgili söylüyorum. Yani yardım işte yardımı alamıyorsunuz çünkü muhalefet iktidarla ilgili bulabildiği tek konu seçim ortamında da bu konuyu sürekli kullanması,konuşması... Çünkü bu duygusal manada da vatandaşı etkilemesi kolay olan konular.?
RİSK ALMADAN SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ
Terörle mücadelede iktidar ve muhalefetin ortak hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Atalay, ?Hükümetler bir anlamda muhalefet, bir anlamda ülkenin geneli bazı riskleri alarak bu sorunları çözer. Risk almadan bu sorunlar çözülmez? dedi.Başbakan Yardımcısı Atalay Kılıçdaroğlu´nun bugün ki üslubunu eleştirerek ?Hükümet bazı riskleri aldığında, muhalefet bunları ucuz şekilde şerefli, şerefsiz tartışmaları falan içinde kullanmaya başlarsa o zaman maksat hasıl olmaz. Kılıçdaroğlu´nun bugün ki yaklaşımını daha sorumlu bir üslup umuyor insan anamuhalefet partisinden. Biraz bekleyen, bir anlayan, inceleyen değerlendiren. Kurumun açıklamasını bekleyen. Ondan sonra da makul bir değerlendirme bekliyor ama aceleyle yakın danışmanların hemen ilk sabah basının karşısına çıktığında iktidara ileri hücumlar içeren birkaç cümle veriyorlar ve onu kullandırıyorlar. Bu tutarlı bir siyaset değil bu konular bu üslupla konuşulacak konular değil diye düşünüyorum? diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye´nin sınır ötesine kara harekatı konusunda yaptığı değerlendirmede operasyonu kara harekatı, hava harekatı şeklinde isimlendirmediklerini, ancak Kuzey Irak´ın terör örgütünün üssü olmaması konusunda gereken tedbirlerin alınacağını söyledi.Atalay hava harekatlarına uluslar arası arenadan tepki gelmediğini de hatırlatarak ?Bizim buradan yapacağımız her tür müdahale de sınır ötesi müdahale de bu konuda meşruiyet zeminindedir? dedi.
Atalay Türkiye´nin terörle mücadelesinin çok boyutlu olarak devam ettiğine yönelik yaptığı açıklamada devletin tüm kurumlarının en üst düzeyde irtibat halinde olduğunu, bu konuda bir entegre strateji yürütüldüğünü belirtti.Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi´nin devam edeceğini ancak son dönemde askeri operasyonların öne çıkması ile 90´lı yıllara dönüş endişesi başladığına işaret eden Atalay, ?Türkiye çok mesafe aldı o günleri geçti. Yani 90´lı yıllar geride kaldı. Bütün vatandaşlarımız Kürt kökenli vatandaşlarımız da şunu bilsinler. Türkiye artık işkencelerin yapıldığı faili meçhullerin olduğu yargısız infazların olduğu bir ülke değil. Ret ve imha inkar politikalarının olduğu bir ülke değil. Her sorununu konuşan bir ülke. Gittikçe bütün tabuların kalktığı vatandaşların her şeyi bildiği bir ülke. Türkiye asla hukukun olmadığı o olağanüstü dönemlere gitmeyecektir? dedi.
GÜVENLİKTE HİÇBİR BOŞLUK OLMAYACAK
Operasyonların özellikle Ramazan ayında artan şehit sayısı ile birlikte gündeme geldiğine dikkat çeken Atalay, ?Türkiye bunun karşısında en etkili güvenlik tedbirlerini almak durumundaydı. Şu anda da biz o konumdayız. Bu konuda hiçbir boşluk olmayacak. Güvenlik tedbirleri aynı titizlikle içeride dışarıda, sınır içinde sınır ötesinde bütün boyutları ile yürüyor ve yürüyecek. Ama bu sorunun daha kolay çözümü nihai çözümüne katkı verecek bir unsur olarak bunu düşünüyoruz. Burada vatandaşlarımız güven içinde olacak? diye konuştu.
SİNİRLİOĞLU´NUN TEMASLARI ETKİLİ OLDU
Kara harekatının her an başlayabileceği yönünde İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı´nın sözlerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yardımcısı Atalay kara harekatı ya da hava harekatı gibi isimlendirmelerin içinde olmadıklarını, genel manada güvenlik tedbirleri ile ilgili yapılması gerekenlerin yapıldığını ve yapılacağını söyledi. Atalay Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu´nun Kuzey Irak yönetimi ile temaslarının sonuç verdiğine de değinerek şunları söyledi:
?Burada kuzey ırak vs. güvenli terör bölgeleri olamayacak. Kendi sınırlarımız içinde alan hakimiyeti sonuna kadar daha bir denetlenmiş olacak. Yani bizim ifade ettiğimiz güvenlikle ilgili bütün tedbirlerin en etkili şekilde alınmasıdır. Burada bunun içinde öyle spesifik şeyler olarak isimlendirmiyoruz. Bu konular bizim Kuzey Irak ile yani üçlü mekanizma içinde ırak Amerika ve bunun içinde Irak heyeti içinde Kuzey Irak da daima bulunuyordu. Türkiye´den de benim başkanlığımda bütün kurumların temsilcilerinden oluşan bir heyet vardı. Üçlü mekanizmanın istihbaratla ilgili ofisi de Erbil´dedir. O çalışmaların içinde de daima bunlar gündeme gelmiştir. Ama her yeni safha her yeni gelişme bunları biraz tazelemeyi de gerektiriyor. Müsteşarın bu ziyareti de verimli olmuştur. Bütün görüşmeler çok olumlu. Genel olarak ifade ettiğim Kuzey Irak terör örgütünün terör üssü olamaz. Bunun için kuzey Irak yönetiminin niyetini ve düşüncesini biliyoruz. Onlar bu konuda sözlü olarak çok şey ifade ediyorlar olumlu destek ama daha etkili tedbirler istiyoruz. Eğer etkili tedbirler de yetersizlik oluyorsa biz orada destek verebiliriz. Bütün bunlar görüşüldü yani her şey pozitif şekilde gelişiyor. Irak´taki iktidar boşluğu terör örgütlerinin ırak topraklarında yeşermesi için fırsat oldu. Irak merkezi yönetimi tedbir alamıyor. Kuzey ırak bölgesinde daha etkili. Biz hep şunu dedik. Kendiniz burayı temizlemelisiniz. Her ülkenin bu konuda sorumluluğu vardır. Komşusuna zarar veren şeyi temizlemek. Bizden yardım istiyorsanız beraber yapalım. Bunu da kabul etmiyorsanız biz kendimiz yaparız. Biz bu konuda bu üçlü ifadelerle bu kararlılık içindeyiz. Kimse bir şey diyemez bir terör varsa herkes bu konuda anlayış göstermek durumundadır. Bizim buradan yapacağımız her tür müdahale de sınır ötesi müdahale de bu konuda meşruiyet zeminindedir.?
KUZEY IRAK İSTİHBARATINI İSRAİL KURDU
15 Eylül 2011 - Devlet-PKK görüşmelerinin ses kaydının internete düşmesinden önce hafta başında ilginç bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmıştı... Haftabaşında gazetecilerle bir araya gelen Beşir Atalay, çok ilginç bir bilgiyi paylaşmıştı. Atalay, eldeki istihbarat verilerden hareketle şöyle demişti: İsrail´in Kuzey Irak yönetimi ile arası çok iyi. Hatta bu bölgenin istihbarat örgütünü İsrailliler kurup yetiştirdi. Hala da temasları sürüyor. İsrail medyasının PKK´ya ilgisi de fazla. Sık sık terör örgütü yöneticilerinin röportajlarını yayınlıyorlar.
SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
İnternette yayınlanan ve MİT-PKK görüşmesine ait olduğu iddia edilen ses kaydı hakkında Ankara Başsavcılığı soruşturma başlattı.
MİT-PKK KAYITLARINI SIZDIRAN DEVLET İSRAİL |
ODATV´NİN SES KAYDI OLAYINDA MOSSAD´I KOLLAMASI
Aynı kaynağım daha da ileri gidip o günlerde OdaTv´de, Hakan Fidan aleyhinde çıkan haberlerin de İsrail istihbarat servisi ve onun MİT içindeki uzantılarının yürüttüğü bir kampanyanın parçası olduğunu iddia etmişti. Hakikaten de bir dönem OdaTv Hakan Fidan´ın kardeşinin Fethullah Gülen´in en yakını olduğuna varıncaya kadar Fidan hakkında birçok kara propaganda ve yalan kampanyasının üssü gibi çalıştı. Fidan´ın yurtdışına çıkmış veya o isimde bir kardeşi olmamasına rağmen OdaTv çalışanları Fidan´ı hep bir hedef olarak gördüler. OdaTv operasyonundan sonra benzer iddiaların iddianameye yansıması da ayrıca not edilmesi gereken bir durumdur. Bu noktada OdaTv´de çıkan ve adeta MOSSAD´ı korumaya çalışan şu analizi de görmek gerek. OdaTv MİT-PKK görüşmesinin MOSSAD tarafından sızdırılmış olamayacağını ispat etmek için şunları yazmış: ?Başbakan Erdoğan´ın İsrail´le ilişkilerindeki gerginlik MOSSAD´ı harekete geçirmiş olabilir mi?
Büyük politikalara bakıldığında, dünya tarihi incelendiğinde, pek sonuç getirmeyecek bir sızdırma bu. Yani bu kayıttan bir ´Başbakan´ın istifası´ sonucu çıkmaz. Denebilir ki; MOSSAD gücünü mü göstermek istiyor? Bu ihtimal pek akla yatkın değil. Çocuk oyuncağı, bilek güreşi değil bu, sonuç alınamayacak adımlar atmazlar.? Burada soru şu: Başbakan bile İsrail´i işaret ettiği bir ortamda OdaTv´deki bu alelacele MOSSAD´ı muhafaza timi tutumu nereden geliyor?
Bütün bunlara bakınca şimdi geldiğim noktada, şimdiye kadar inanmadığım İsrail´in Türkiye içindeki operasyonlarına, en azından sızdırılan MİT-PKK kaydının İsrail kaynaklı olduğuna ben de inanıyorum. Bu inancımı pekiştiren başka gelişmeler de oldu. Örneğin Başbakan Erdoğan İsrail´i kastederek ?Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey´i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey´i harcamayız. Bu sızdıranların içindeki art niyeti ortaya koydu kimseye bir şey kazandırmaz? açıklamasını yaptı. Başbakan´ın ?Sızdıranların art niyetini ortaya koydu? cümlesi bana seçimlerden önce sızdırma bilgisinin değişik çevrelere fısıldanması sonrasında varılan anlaşmanın ?art niyetli bir şekilde? boşa çıkarıldığını anlatıyor gibi geldi. Başbakan her ne kadar ?Sızdırma nasıl olmuş, bunu bilmiyoruz? dese de sızdırmanın kim tarafından yapıldığına ilişkin bir fikrinin olduğu anlaşılıyor.
Bu operasyonun arkasında İsrail´in olduğuna inanmamın ikinci nedeni elbette zamanlama. Unutmamalı ki bu kayıtlar İsrail´in Ankara Büyükelçisi Türkiye´yi terk ettikten bir hafta sonra, Erdoğan´ın Ortadoğu gezisi ile aynı anda ve PKK´ya yönelik operasyonlarla eş zamanlı internete düştü.
İSRAİL İLE KARANLIK ODA (TV) İRTİBATI
Elimdeki bilgilerden hareketle çıkardığım sonuç şu: İsrail İstihbarat Servisinin Türkiye içinde irtibatlı olduğu bazı karanlık odalar kendi stratejik hedefleri için o görüşme kayıtlarının seçimlerden önce sızdırılmasını, böylece AKP´nin seçimlerde ciddi hasar göreceğini hesaplamıştı. Muhtemelen en önemli operasyon elemanları OdaTv soruşturması kapsamında tutuklanınca etkili bir rövanş için o kayıtların seçimlerden önce sızdırılmasını istediler. Bir ihtimal bu çevreleri gözleyen Türk istihbarat birimleri de durumdan haberdar oldu. Ancak İsrail hem böylesi bir kasetin sızmasıyla AKP´den kurtulabileceğini düşünmediğinden -bu kayıttan sonra AKP iyi niyeti nedeniyle Kürt oylarının çoğunu alırdı, BDP aldığı oyların birçoğunu kaybederdi-, hem de İsrail´in kendi çıkarı açısından daha elverişli bir zaman kollayıp kayıtları bir pazarlık aracı olarak kullanmak istemesinden dolayı bu kayıtları içimizdeki İsrail müttefiklerinin taleplerinin aksine seçimler öncesinde değil İsrail açısından kritik şu günlerde yayınlamıştır. ( Emre Uslu / Taraf)
(14 Eylül 2011), son güncel.: (18 Eylül 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yazılım devrede, İsrail düşman
İsrail´den şok C planı: PKK´ya yardım
Lübnan´da İsrail casusu 3 PKK´lı yakalandı
İlişkiler artık gizlenmiyor: 3 PKK´lıya ´İsrail casusu´ suçlaması
ABD Basını: İskenderun İsrail işi
İskenderun´da İsrail olasılığı güçleniyor
Odatv İsrail´in arka ´Oda´sı mı?
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Kontrgerilla Medyası