1994´de Ankara´da gözaltına alındıktan sonra öldürülen Namık Erdoğan cinayeti ile ilgili Veli Küçük´ün ajandasından şok bir not çıktı: ´Görmemesi gereken gerçek, eroin üretiminde kullanılan asit trafiğiydi. Öldürüldü.´
20.08.2011 14:53 9 Mayıs 1994´de Ankara´da gözaltına alındıktan sonra öldürülen Namık Erdoğan cinayeti ile ilgili Veli Küçük´ün evinden çıkan 3 Mart 2000 tarihli ´Namık Erdoğan neden öldürüldü´ başlığı altındaki notta ´Görmemesi gereken gerçek eroin üretiminde kullanılan asit trafiğiydi. Öldürüldü´ ifadesinin yer aldığı iddia edildi.
Ankara´da 1994 yılında işlenen faili meçhullerle ilgili soruşturmada, Ergenekon davası sanıklarından Veli Küçük´e ait bir ajandada özel harekatçılar tarafından öldürüldüğü iddia edilen Namık Erdoğan cinayetiyle ilgili bilgilerin yer aldığı ortaya çıktı. Küçük´ün evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda ele geçirilen ´şirketler ve köstebekler´ isimli dokümanda Erdoğan cinayetiyle ilgili değerlendirmeler yer alıyor. Yürütülen soruşturmada önemli bir delil olan belgenin içeriğine Taraf gazetesi ulaştı.
Eroin trafiğine şahit oldu
9 Mayıs 1994´de Ankara´da gözaltına alındıktan sonra öldürülen Namık Erdoğan cinayeti ile ilgili Veli Küçük´ün evinden çıkan 3 Mart 2000 tarihli ´Namık Erdoğan neden öldürüldü´ başlığı altındaki notta şu ifadeler yer alıyor: ?Namık Erdoğan görevi gereği eroin üretiminde kullanılan asitlerin Türkiye´ye kimler adına ne miktarda girdiğini araştırıyordu. Bir gerçeği görmüştü. Ankara´nın uluslararası oligarşik çete üyelerine doğru uzanan zincirin halkalarında yer alanları isim isim gözler önüne seren liste onun elindeydi. Görmemesi gereken gerçek az önce yukarıda özetle ifade etmeye çalıştığım eroin üretiminde kullanılan asit trafiğiydi. Öldürüldü.?
Begüm Erdoğan: Babam Çiller´le konuşacaktı
Namık Erdoğan´ın kızı Begüm Erdoğan, soruşturma kapsamında ´mağdur tanık´ sıfatı ile ifade verdi. Savcı Hakan Yüksel, Ergenekon tutuklusu Veli Küçük´ten çıkan ´Şirketler ve Köstebekler´ adlı belgedeki ifadeleri sordu. Erdoğan da şu yanıtı verdi: ?Bu belgeden haberim yok. Ancak evde bir ara o zaman hatırladığım kadarıyla DYP Milletvekili Mustafa Zeydan ile görüşerek Başbakan Tansu Çiller ile görüşmek istediğini ve randevu ayarlamasını istediğini söylediğini biliyorum. Yaptığımız araştırmalardan sonra Sağlık Bakanlığı´na bağlı kurumların yapmış olduğu ihalelerde birtakım yolsuzluklar yapıldığı ve bunun da babamın ortaya çıkardığı, bu nedenle de öldürüldüğü, ancak Kürt kökenli olması sebebiyle de bu öldürmenin farklı bir yöne çekilmesi istendiği bize söylenmiştir.?
Begüm Erdoğan, savcıya babasının ölmeden önce Doğru Yol Partisi´nden bir milletvekili ile görüştüğünü ve bu vekilden kendisini Tansu Çiller ile görüştürmesini talep ettiğini anlattı. Begüm Erdoğan, babasının ölümünden kısa süre önce kurum içerisinde Namık Erdoğan´ın PKK ile ilişkisi olduğu yönünde kasıtlı dedikodular yapıldığını da öne sürdü. Susurluk hükümlüsü eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın´ın ifadeleri üzerine başlatılan ´fail meçhul cinayetler´ soruşturması kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Begüm Erdoğan, babası eski Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan´ın öldürülmesiyle ilgili ?Hatırladığım kadarıyla; DYP Hakkari Milletvekili Mustafa Zeydan ile görüşerek, Başbakan Tansu Çiller´e ulaşmak istediğini ve kendisine randevu ayarlamasını istediğini biliyorum? dedi. Erdoğan babasının sivil polisler tarafından kaçırıldığını düşündüğünü söyledi.
1994´te öldürüldü
Sanatçı Yılmaz Erdoğan´ın ´Kayıp Kentin Yakışıklısı´ adlı şiirinde anlattığı amcası Namık Erdoğan, 8 Mayıs 1994 günü kaçırılmış, cesedi Kırıkkale´de Kızılırmak kenarında bulunmuştu. Erdoğan´ın ölümünün üzerinden 16 yıl geçtikten sonra eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın´ın ifadeleri üzerine dört faili meçhul cinayetle ilgili Özel Yetkili Ankara Başsavcıvekilliği soruşturma başlatmıştı. Erdoğan´ın kızı Begüm Erdoğan dün Ankara Adliyesi´ne avukatı Yaşar Sayın´la gelerek ´tanık´ olarak ifade verdi. Erdoğan babasının Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olmasının aynı birimdeki Mehmet Aydoslu ve çevresince tepkiyle karşılandığını belirterek, ?Babam için sağda solda ´PKK´lı hastalarla ilgileniyor´ dediler. Hatta yine duyduğuma göre Teftiş Kurulu Başkanı Bülent Edinç´e ´Bu PKK´lıyı niye bu göreve getirdin´ diye kızıyorlarmış? diye konuştu.
Çarkın: Erdoğan özel harekatçılarca gözaltına alınıp öldürüldü
Susurluk dönemi faili meçhul cinayetleriyle ilgili şok açıklamalar yaparak o dosyaların tekrar açılmasına neden olan eski özel harekatçı Ayhan Çarkın, savcılıktaki ifadesinde Namık Erdoğan cinayetini de şöyle aktarmıştı: ?Namık Erdoğan, Ahmet Sakarya´nın anlatımlarından, Ahmet Demirel grubunda daha doğrusu ona yakın çalışan Samsunlu olarak bildiğim Özel Harekat kökenli Sait Yıldırım tarafından gözaltına alındı ve Ankara yakınlarında öldürüldü. Fakat ne amaçla öldürüldüğünü bilmiyorum?
17 yıl sonra yeniden umutlandık
Namık Erdoğan´ın kızı Begüm Erdoğan dün Avukatı Yaşar Sayın ile birlikte soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel´e ifade verdi. İki saat boyunca Savcı Yüksel´e ifade veren Begüm Erdoğan, babasının ölümü ve öncesine dair ayrıntıları savcı ile paylaştı. Erdoğan, ifadesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamalarda; ?17 yıl sonra soruşturmanın açılması ile yeniden umutlandık. İfadem sırasında savcının kararlığını görmekte yüreğime su serpti. Biz cinayeti işleyenlerin yanı sıra emri verenlerin yargılanmasını istiyoruz? dedi. Erdoğan, Çarkın´ın itiraflarındaki iddialar bugün gündeme gelmedi. Bunlar yıllardır biliniyor, ancak kimse üzerine gitmiyordu. Bu tür olaylar herkesin başına gelebilir. Babamın o dönem ne için öldürüldüğünü herkes biliyor? şeklinde konuştu.
Erdoğan´ın yanı sıra 1994 yılında Ankara Toros sokaktaki bürosundan alınarak infaz edilen Avukat Faik Candan´ın ailesi de dün savcı Yüksel´e dilekçe vererek soruşturmaya katılma talebinde bulundular. Avukat Levent Kanat tarafından verilen dilekçede Candan´a ait ev, büro ve cep telefon numaraları ve çağrı cihazına ait bilgiler savcılığa sunuldu. Avukat Levent Kanat, Candan´a ait telefon numaralarına gelen çağrıların deşifre edilmesini talep etti. Kanat, Savcı Hakan Yüksel´in gelecek hafta Faik Candan´ın babası Şıhbekir Candan, annesi Ayşe Candan ile kardeşleri Rukiye ve Mustafa Candan´ın ifadelerini alacağını söyledi. Avukat Faik Candan 1994 yılında öldürülmüş, katiller bulunmamıştı. Özel Harekatçılar tarafından öldürülen Mecit Baskın´ın ailesi de önümüzdeki hafta soruşturma kapsamında dinlenecek. (Taraf, Radikal)
İnfazı yemekte planlamışlar
21 Ağustos 2011 - Ayhan Çarkın´ın itiraflarıyla yeniden açılan Namık Erdoğan cinayeti dosyası gözleri Çiller dönemine çevirdi. Erdoğan´ın kızı, bir müfettişin eski Özel Harekat Daire Başkanı Şahin´le cinayet planı yaptığını öne sürdü. Babasının uyuşturucu yapımında kullanılan bir asidi yurda sokmak isteyen isimleri ele geçirdiğini söyledi. Susurluk hükümlüsü olan eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın açıklamaları, 1990´larda meydana gelen faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyaları yeniden açtırdı. Çarkın´ın ifadeleriyle başlayan Avukat Yusuf Ekinci, eski DEP İl Başkanı avukat Faik Candan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan cinayetlerine ilişkin soruşturma kapsamında 8 eski özel harekatçı tutuklandı. Öldürülen Sağlık Bakalığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan´ın kızı Begüm Erdoğan soruşturma kapsamında önceki gün ifade vermişti. VATAN´a yaptığı açıklamada babasının ölümüyle ilgili bazı iddiaları savcıya anlattığını belirten Erdoğan şunları söyledi:
TEHDİT EDİLDİ: Eve tehdit telefonları geldiğini çok hatırlamıyorum. Ama babama tehdit mektupları geldiğini biliyorum. Ama babam hiç tedirgin olmadı. Korkmadı. ´Ben 3 lira devlet memuru maaşı alan adamım, kimse bana bir şey yapamaz´ derdi.
HUSUMET VARDI: Teftiş Kurulu´nda bir müfettiş babamla çok uğraştı. Bildiğim kadarıyla kendi içlerinde bir husumetleri oldu. Başkan yardımcılığından aldırdılar babamı. Sonra kendi ekiplerini getirdiler. Ama mahkeme kararıyla babam tekrar işe döndü. Sanıyorum bu müfettişin abisinin de paravan şirketleri varmış. Sonra bu müfettiş İbrahim Şahin´den yardım istemiş. Onunla bir restoranda oturmuş ve öldürme planı yapmış. Bunu T.T diye bir kişi şikayet dilekçesiyle bildirdi. Bu dilekçe dosyada var. Savcıya bu dilekçenin üstüne gidilmesi gerektiğini söyledim. Orada yazılı isimlerin üzerine gidilmeli. İfadeleri alınmalı.
POLİS DALGA GEÇTİ: Bir adam aradı bizi. Adının ´Haydar´ olduğunu söyledi. ´Bu günlerde babanıza söyleyin dikkat etsin. Öldürülecek´ deyip kapattı. Biz o telefonun üzerine babamı aradık. Ulaşamayınca Emniyet´e gittik ama bize ´24 saat geçmeden kayıp sayamayız´ dediler. Zaten babam o gün kaçırılmış. Sonra da ölü olarak bulundu. Babam öldükten bir hafta sonra Emniyet´e gittik. Bir emniyet müdürü vardı. O gün bizimle dalga geçer gibi konuştu. Babamın dosyasını kaybetmişler. Dosyayı bulamadıklarını söylediler. Daha sonra o emniyet müdürü de çete mensubu olmaktan yargılandı.
UYUŞTURUCU İŞİ: Babamın neden öldürüldüğünü hiçbir zaman tam olarak bilemedik. Bizim tek bildiğimiz babamın bir çok yolsuzluğun üstüne gittiği ve bu durumdan da bir takım kişilerin çok rahatsız olduğu. Hatta Ergenekon´la birlikte Veli Küçük´ün evinden çıkan bir takım belgeler oldu. Orda babamın uyuşturucu çeteleriyle de uğraştığı ortaya çıktı. Biz bunu basından öğrendik. Sanıyorum o dönemde uğraştığı işlerden birisi de bu olabilir.
ÇİLLER´E ANLATACAKTI: Bir takım kişilerin ya da şirketlerin uyuşturucu yapımında kullanılan ve Sağlık Bakanlığı´nın izni olmadan sokulamayan bir asit türünü yurt dışından sokmak isteyen isimlerini ele geçirmiş olabilir. Yine o belgelerde yazdığına göre bunu Tansu Çiller´e kadar ulaştırmayı düşünüyormuş. Hatta görüşmek için Mustafa Zeydan´dan randevu almış. Mustafa Zeydan ´Bu işleri bırak. Senin de benim de başımız yanar´ demiş?. Ama kimseye ulaşamadan öldürüldü.
ÇARKIN ÖNÜMÜZÜ AÇTI: Ayhan Çarkın cinayetleri itiraf etmeden 2 gün önce babamın öldürülmesiyle ilgili olarak açtığımız davaya delil yetersizliği nedeniyle ret kararı vermişlerdi. Çarkın´ın itirafları yalan olabilir, verdiği isimler babamın cinayetiyle ilgili olmayabilir ama itiraf etmesi benim önümü açtı. Biz bu sayede yeniden dava açma şansı yakaladık. Çarkın´ın itirafları için ´deli saçması´ diyorlar. Asıl deli saçması olan, 17 yıldır hiçbir şey yapılmamış olması. Delil yetersizliğinden dolayı ret kararı verilmesi deli saçması. İşlerin arkasında kim olduğu az da olsa belli. Öldürülen kişi devletin bir bürokratı. (Vatan)
(20 Ağustos 2011), son güncel.: (21 Ağustos 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ayhan Çarkın´ın şok itirafları ve gözaltına alınışı manşetlerimiz