Birinci Ergenekon davasının 191. duruşması. Duruşmada Cumhuriyet gazetesine molotof kokteyli atılması davasının tutuklu sanıklarından Bedirhan Şinal ifade veriyor. Eylemle ilgili olarak daha önce bir çok kişiyi suçlayan ifadelerini reddeden Şinal, bu defa da söz konusu ifadeleri polislerin zoruyla verdiğini, polislerin kendisine Cumhuriyet Gazetesi´ne atması için el bombası verdiğini iddia etti.
Ergenekon´da 191. duruşma
Birinci Ergenekon davasının 191. duruşması. Duruşmada Cumhuriyet gazetesine molotof kokteyli atılması davasının tutuklu sanıklarından Bedirhan Şinal ifade veriyor. Eylemle ilgili olarak daha önce bir çok kişiyi suçlayan ifadelerini reddeden Şinal, bu defa da söz konusu ifadeleri polislerin zoruyla verdiğini, polislerin kendisine Cumhuriyet Gazetesi´ne atması için el bombası verdiğini iddia etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde başladı.Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılan duruşmaya, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım´ın da aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin ve başka suçtan tutuklu bulunan Sedat Peker ise duruşmaya katılmadı. Tutuksuz yargılanan sanıklardan duruşmaya gelen olmadı. Duruşmada, ´Ergenekon´ davasıyla birleştirilen Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılması davasının tutuklu sanıklarından Bedirhan Şinal ifade veriyor.
SANIK: CUMHURİYET´E ATMAM İÇİN POLİS EL BOMBASI VERDİ
Cumhuriyet Gazetesi´ne molotofkokteyli atılması olayına ilişkin dava´nın, Birinci Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin ardından duruşmada ilk kez ifade veren Bedirhan Şinal gerçekleri ilk kez açıklayacağını belirterek sözlerine başladı. Doğruları söyleyeceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim diyen Şinal, anne ve babasını küçük yaşta kaybettiğini, anneannesiyle yaşadığını, kendisinin cezaevine girmesinin ardından da anneannesinin hayatını kaybetttiğini söyledi. Emniyette ve savcılıkta verdiği ifadeleri kesinlikle kabul etmediğini belirten Şinal, Onlar benim ağzımdan çıkmış kelimeler değil. Bu ifadeleri reddediyorum. Ben bugün gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Bugüne kadar davanın diğer sanıkları hakkında haksız suçlamalarda bulundum. 2007 yılında Organize Şube´ye bağlı ekipler beni baskı altına aldılar ve bazı olaylarda beni kullanmaya başladılar ve bazı olayları üstlenmemi istediler dedi.
Doğum tarihinin aslında 1992´i olduğunu söyleyen Şinal, yaşının büyütüldüğünü ve kimlikte 1988 yazdırıldığını da iddia etti.
POLİSLER HERŞEYİ PLANLAMIŞTI SADECE DOSYADA BİR OYUNCU EKSİKTİ
Organize polislerinin, kendisinin cezaevine girmesi için bazı planlar yaptıklarını iddia eden Şinal, şunları söyledi: Yaşım büyütüldükten sonra cezaevine girmem gerekiyordu. Organize Şube tarafından bana bir silah verildi. Ben bu silah ile Haydarpaşa Garı´nda yakalandım. 16 yaşındayken tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi´ne gönderildim. Daha sonra tahliye edildim. Polisler herşeyi planlamıştı, sadece dosyada bir oyuncu eksikti. Oyuncu olarak da ben seçildim. Tahliye olduktan sonra irtibatlı olduğum polisler benimle irtibata geçerek tehditler ederek Bayrampaşa´daki bir bombalama olayını üstlenmemi istediler. Olayı üstlendim, polisler bana olayın detaylarını anlattılar. Ancak soruşturmaya bakan savcı olay yerini tespit etmemi istedi. Ancak ben olay yerini tespit edemediğim için savcı ´Sen bu olayın içinde değilsin´ diyerek beni serbest bıraktı. O olayda öylece kapanmış oldu.
POLİSLER, CUMHURİYET GAZETESİNE ATMAM İÇİN BANA BOMBA VERDİ
Daha sonra Cumhuriyet gazetesine bomba atması için kendisine baskı yapıldığını, sivil polisler tarafından kendisine el bombası verildiğini belirten Şinal, Daha sonradan düşündüm ve bomba atarsam oradaki insanlara ne olacağını düşünerek böyle bir işi yapamayacağımı söyledim. Bunun üzerine tekrar plan yapıldı ve molotofkokteyli atmamı söylediler diye konuştu.
TEM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNDE EZİYET VE İŞKENCE GÖRDÜM
Olay günü mahalleden 13-14 yaşında olan iki çocuğu da yanına alarak Cumhuriyet Gazetesi´ne gittiğini anlatan Şinal, Cumhuriyet Gazetesi´ne molotofkokteyli attım. Evime gidip yattım. 5 saat sonra polisler tarafından gözaltına alındım. Emniyette avukatımla görüşmeme izin vermediler. TEM Şube Müdürlüğü´nde bana öğrettikleri şekilde olayı üstlenmemi istediler. Bana para yardımları da geliyordu. TEM Şube´de çok eziyet ve işkence gördüm diye konuştu.
İLHAN SELÇUK´U TANIMAM
Şinal ´İlhan Selçuk´a tehdit olayı ile ilgili olarak Ben İlhan Selçuk´u tanımam. İlhan Selçuk´a tehdit mektubunu bana yazdıranlar bu komployu bana kurduranlardır dedi. Sanık Şinal, cezaevinde polislerin, Nuri Ergin ile tanıştığını söylemesi yönünde kendisine baskı yaptıklarını öne sürdü. Şinal, Veli Küçük, Muzaffer Tekinleri işin içine sokmamı istediler. Ben birkaç defa polisle yaptığım anlaşmadan caymak istedim. Bundan endişe ettiler. Ben biliyorum. Nuri Ergin´e, Veli Küçük ile ilgili beyanda bulunması için para veriyorlar iddiasında bulundu. Suçum yetim olmak diyen Şinal, Davanın sanıklarının burada olmasının nedeni Türkiye Cumhuriyeti emniyeti içinde örgütlenmiş çetenin üretimidir dedi. Emniyette ve Savcılıkta davanın sanıkları aleyhinde beyanlarda bulunduğunu söyleyen Şinal, o ifadelerin doğru olmadığını söyledi.
ŞİNAL GÖĞSÜNDEKİ DERİN YARA İZLERİNİ MAHKEME HEYETİNE GÖSTERDİ
Cezaevinde çok sıkıntılı günler geçirdiğini belirten Şinal, İnançlı bir insanım. İnançlı bir insanın kendisine zarar vermeyeceğini de çok iyi biliyorum. Cezaevinde bileklerimi kestim. Cumhuriyet Savcısı beni çağırıp ´Bedirhan sen neden kollarını kestin´ diye sormadı. Cezaevinde idare yönetimi beni kaç kez ipten aldı. Ama kimse bana ´Bedirhan sen neden bunu yapıyorsun?´ demedi. Ben size gerçekleri anlattıktan sonra benim can güvenliğimin de olmayacağını biliyorum diye konuştu. Kendimi kestim diyen sanık Bedirhan Şinal gömleğinin düğmelerini açarak göğsündeki derin yara izlerini mahkeme heyetine gösterdi. ( DHA)
ŞİNAL´İN İFADESİNİN AYRINTILARI BELLİ OLDU: HAKİMDEN FREN UYARISI |
Davanın 191. duruşmasında Ergenekon davasıyla birleştirilen 30 Mart 2008´de Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılmasına ilişkin dosya sanıklarının savunmalarının alınmasına geçildi. Organize suç örgütü elebaşılığı suçlamasıyla başka bir davadan tutuklu olan Ergenekon´dan tutuksuz yargılanan Sedat Peker de hazır bulundu.
Tutuklu sanık Şinal, Bayrampaşa Cezaevi´nde aralarında Boğaç Kağan Murathan´ın da bulunduğu sanıklar tarafından Cumhuriyet gazetesini bombalamaya ve geçen yıl kaybettiğimiz İlhan Selçuk´u öldürmeye azmettirildiği şeklindeki önceki ifadelerini reddetti. Şinal ?Ben İlhan Selçuk´u hiç görmedim ki suikast yapayım. Selçuk´a tehdit mektubunu bana yazdıranlar, bu komployu bana kurduranlardır. Davanın sanıklarının burada olması, Türkiye Cumhuriyeti Emniyeti içinde örgütlenmiş çetenin üretimidir? dedi.
2007´den beri polisin üzerinde baskı kurduğunu öne süren Şinal, şunları anlattı: ?2007 yılında bana Organize Şube´den bir polis tarafından silah verildi. Haydarpaşa´da silahla yakalandığımda 16 yaşındaydım. 1992 doğumlu olduğum halde 1988 yazdırdılar. Yaşımı büyüttükten sonra cezaevine girmem gerekiyordu. Bayrampaşa Cezaevi´nde B Blok´ta 15 gün kaldıktan sonra C Blok C-27 koğuşuna geçtim. Üç ay boyunca Boğaç Kağan Murathan diye birinin bu koğuşta kaldığını görmedim. Burada sanık olan Seyhun Zaim, Bora Ballı ve Bayram Demir vardı. Bunlar Eyüp Ülkü Ocakları´dan tanıdığım kişilerdi. Bu koğuşa bilerek verildim. Murathan kalmamıştır. İddia edilen planlamaları da yapmadık. Her şey polisler tarafından planlanmıştı. Bir oyuncu gerekiyordu. Büyük baskı ve tehdit altında bırakılarak kurban oldum.?
´Olacakları düşündüm´
Şinal iddialarını şöyle sürdürdü:?Gaziosmanpaşa´da Hakan adlı bir işadamının tekstil atölyesinde Terörle Mücadele Şubesi´nden polisler bana Cumhuriyet gazetesine atmam için bir el bombası ve silah verdi. Ben Cumhuriyet´e bomba atılması konusunda tereddüte düştüm. Patladığı zaman yaşanacakları düşündüm ve bomba atmaktan vazgeçip molotofkokteyli hazırladım. Bombaları Cerrahpaşa´daki arkadaşlarıma verdim. Cerrahpaşa´da bir olaydan sonra o bombayı atmışlar. Yani Cerrahpaşa´da patlayan bomba, polislerin bana Cumhuriyet´te atmam için verdiği bombadır. Arkadaşlarımla Cumhuriyet´e molotof bombası mı ses bombası mı atacağımızı tartıştık. Ses bombası malzemesi de vardı.?
´İki çocukla hazırladık´
Cumhuriyet´e atılan molotofkokteylini Taşocakları mevkiinde 15 yaşlarındaki O.A. ve U.E. ile hazırladığını anlatan Şinal, ?3-4 gün önce Cumhuriyet´in yerini tespit etmek için Şişli´ye gitmiştim. Bir gün önce de gözetlemek amacıyla Cumhuriyet´e gittim. Nasıl girilir, nasıl çıkılır baktım? diye konuştu.
30 Mart 2008´de O.A. ve U.E. ile Cumhuriyet gazetesinin önünden 4-5 kez geçtiğini anlatan Şinal, ?Köşede ekip otosunda polisler vardı. Uyuyorlardı. Cumhuriyet´in güvenlikleri otomatik silahlı oldukları için silahı U.E´ye verdim. Molotofu atarken ateş açarlarsa ateş etsinler diye verdim. O sırada muhabirler habere gitmek için çıkıyorlarmış. Molotofu attım, U.E. yakalandı. Ben ve O.A. Taşocağı´na geldik. 5 saat sonra beni evden alıp götürdüler? diye konuştu.
İSTERSEN KAPALI OTURUM YAPABİLİRİZ TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİ: ´İSİMLERİ YAZILI BİLDİRECEĞİM´
Başkan Hasan Hüseyin Özese´nin ?Bomba veren, silah veren polisler kim, kim baskı yapıyor? İstersen kapalı oturum yapabiliriz? soruları üzerine Şinal şöyle konuştu: ?Daha sonra yazılı olarak vereceğim. Dosya kapsamında ilgili polisler bellidir. Terörle Mücadele Şube Müdürü´dür, ifademi alan polislerdir.? Şinal gözaltına alındıktan sonra TEM Şube´de baskı altına alındığını belirterek şöyle devam etti: ?3 gün boyunca beni yediler bitirdiler. Kendisine ´komutan´ denilmesinden zevk alan uzun saçlı bir grup amiri vardı. Bana aklınıza gelmeyecek şeyler yapıldıktan sonra kabul etmek zorunda kaldım.
´TEK SUÇUM YETİM OLMAK´
Ben yetimim, tek suçum yetim olmak. Anneannem ölünce hesabında 150 milyar çıktı. Beş kuruşu olmayan kadının hesabında bu kadar para nasıl çıktı? Bana son 15 gün öncesine kadar cezaevine hiç tanımadığım insanlar, anneannemin ismiyle her ay 1-2 milyar para gönderdiler. 4 yılda toplam 15-16 bin lira para yatırmışlardır. Hesaplarım incelensin.?
Cezaevi´nde baskı altında olduğunu ileri süren Şinal, ?Bunları anlattıktan sonra yarına çıkamayabilirim. Cezaevini devletin kurumu sanıyorsunuz ama orası dingonun ahırıdır. TEM´den polisler istedikleri gibi girip çıkabilirler. Benimle de görüşme yaptılar? dedi.
´ERGENEKON DAVASI SİYASİ´
Şinal, Ergenekon davasıyla birleştirilmeden önce İstanbul Özel Yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davada gizli oturum yapılması için dilekçe vermesini polisin istediğini öne sürerek ?Gizli oturumda saldırıyı yapmamdaki amacı sordular. Ben de bu davanın amacının siyasi olduğunu söyledim. Çünkü Ergenekon´la bağlanması gerekiyordu. İlk başta Cumhuriyet´in seçilme nedeni Ergenekon´dur. Onların amaçlarına hizmet ettiğim için suçluyum? dedi.
´FRENE BAS BEDİRHAN´
Şinal´in ?Aydınlık dergisinde okumuştum. ´Beşiktaş terör örgütü´ diyordu. Çok doğru. Savcılar bizim gibi zavallı. Polisler ne diyorlarsa öyle yapıyorlar? sözleri üzerine Başkan Özese, Şinal´i uyardı. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu ise ?Frene bas Bedirhan. Mahkemeyi töhmet altında bırakma. Daha önce ´Polisin üzerine yıkmak istiyorlar. Allah bana ömür verdikçe bunu yapamayacaklar´ diye beyanların var. Sana ne oldu?? diye sordu.
Bedirhan Şinal ?Ben de onların adamıydım, Bora Ballı´ların yanındaydım. Beni kullanmalarına izin verdim, onları yaktım. Ama 15 gün önce fay kırıldı? dedi. Başkan Özese, Sedat Sami Haşıloğlu soru yöneltirken konuşmayı sürdüren Şinal´ın mikrofonunu kapattırdı.
Şinal, organize suç örgütü elebaşılığından hükümlü Nuri Ergin´e davada tutuklu yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük aleyhine ifade vermesi için büyük paralar ödendiğini öne sürdü. Şinal, iddialarını söyle sürdürdü: ?Ben hayatımda ne tanırım Veli Küçük´ü. Ama adam bana geliyor ´Veli Küçük hakkında şöyle demen lazım´ diyor. Bunlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü içinde örgütlenmiş çetenin ürünüdür. Bu insanların burada olmasının sebebi de budur. Şinal, Adalet Bakanı Sadullah Ergin´in de Silivri Cezaevi´ne bir yazı yazdığını öne sürerek ?Sadullah Ergin benim hiçbir şekilde Murathan ile yan yana getirilmemem için bir yazı yazmış. Sadullah Ergin beni ne tanır, ben onu ne tanırım? dedi. Şinal, sanıkları göstererek ?Bana buradan kimse talimat vermedi. Eylem talimatı veren polislerdir? diye konuştu. ( Cumhuriyet)
(04 Ağustos 2011), son güncel.: (05 Ağustos 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Bedirhan Şinal´in ifadelerini mahkemede reddetmesi ve polisleri suçlaması
Cumhuriyet gazetesine molotoflu saldırı ve Ergenekon bağı manşetlerimiz
Flaş!!! Cumhuriyet ve Patrik saldırıları, Ergenekon´la birleşiyor
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara