Adalet Platformu, Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarının tahliyesi için mahkemelere alenen baskı ve talimat veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli, BDP lideri Demirtaş ile Genelkurmay başkanı Koşaner hakkında suç duyurusu yaptı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na dilekçe ile başvuran Platform, yargıya son günlerde inanılmaz ölçülerde yoğunlaştırılan baskıları yapan ya da yapılmasını isteyen kişiler hakkında derhal soruşturma başlatılmasını ve yargılanarak cezalandırılmalarını talep etti.
Yargıya yönelik baskılara suç duyurusu
Adalet Platformu, Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarının tahliyesi için mahkemelere alenen baskı ve talimat veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli, BDP lideri Demirtaş ile Genelkurmay başkanı Koşaner hakkında suç duyurusu yaptı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na dilekçe ile başvuran Platform, yargıya son günlerde inanılmaz ölçülerde yoğunlaştırılan baskıları yapan ya da yapılmasını isteyen kişiler hakkında derhal soruşturma başlatılmasını ve yargılanarak cezalandırılmalarını talep etti.
Milletvekili seçilen CHP, MHP ve BDP´li tutuklular için tahliye kararları vermeyen mahkemelere daha önce benzeri görülmedik şekilde açık ve yoğun baskı uygulanıyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesi ayaklar altına alınarak hükümetten, Adalet Bakanlığı´ndan ve HSYK´dan derhal duruma el koyması, tahliye kararları vermeyen hakimlerin görevlerinden alınarak yerlerine tahliye kararları verecek hakimlerin atanması isteniyor. Türkiye´de yargı üzerindeki baskı hiçbir dönemde olmadığı kadar yoğunlaştırılıyor. Giderek artan baskıların hakimlere saldırılara kadar varmasından endişe ediliyor. Bu duruma isyan eden Adalet Platformu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na başvurarak yargıya baskı uygulayan CHP, MHP ve BDP liderleri ile diğer kişiler hakkında derhal bir soruşturma başlatılmasını talep etti. İşte Adalet Platformu´nun suç duyurusu dilekçesi:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI (özel Yetkili)´na ulaştırılmak üzere İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI´NA
(CMK 250. Maddeye Göre Özel Yetkili ) ACİL MÜŞAHEDE TALEBLİDİR
Şüpheliler: Kemal KILIÇDAROĞLU CHP´nin resmi Genel başkanı, Devlet BAHÇELİ MHP´nin resmi genel başkanı, Selahattin DEMİRTAŞ BDP´nin resmi genel başkanı, Işık KOŞANER Genel Kurmay Başkanı, İnsanlığa karşı suç işleyen: Ergenekon-Balyoz-KCK Terör ve darbesini alenen savunanlar,. Darbeciliğe ve teröre yardım-yataklık yapan ve suçu-suçluyu savunan soruşturma-inceleme ile tespit edilecek kişiler.
Suçlar: ALENEN YARGIYA BASKI YAPMAK, suçu ve suçluyu övmek, kaos, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, anayasa 138. ve 10. madde ihlali. TCK 277., 288., 215., 216., 40., ve 217.madde ihlali ve tehdit. Darbeye teşebbüs, kanunları uygulamamak, Yargının, TBMM´nin ve hükümetin faaliyetlerini engellemek. Yargıya baskı yapmak, yargıya emir ve talimat vermek, Balyoz-Ergenekon ve KCK yargıçlarını terör örgütlerine hedef göstermek, adaleti engellemek, suça iştirak, teröre yardım ve yataklık, bir zümreye ayrıcalık. Anayasanın ve kanunların uygulanmasını engellemek, suçu ve suçluyu gizlemek, insanlığa karşı suç
Özet/İzah: Anayasanın ilk maddelerinde: Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devletidir ve hiç bir kimseye ayrıcalık tanınamaz.Anayasaya 12 Eylül 1980-1982´de silahlı askeri darbeyle yapılan anayasanın değiştirilmesini istemeyen CHP-MHP-BDP´liler de uymalıdır. 12 Haziran Seçimleri sonrasında Ergenekon-Balyoz-KCK mahkemelerine alenen baskı yapan CHP-MHP-BDP Yetkilileri 12 Eylül referandumunda anayasayı-TBMM ve siyasi partileri ortadan kaldıranlar yargılanmasın diyenlerin 12 Eylül darbe kanunları devam etsin demeleri akla, mantığa, vicdana, hukuka, adalete ve ruh sağlığına aykırıdır. İnsanlığa karşı suç işlemek ve darbecileri savunmak şizofrenik ve paronayak bir durumdur ki tedavi edilmelisi için darbeciler müşahedeye alınmalıdır.
Bir siyasetçi ve hukukçu darbeyi-darbecileri savunamaz. Mecliste olduğu halde 74 milyon karşısında mecliste yokum diyen yalancıların, Darbecileri değil TBMM´yi boykot edenlerin, Silahlı darbe yaparak millet iradesine tecavüz eden tecavüzcüleri ve millete ve meclisine silah doğrultanları sahiplenmesi Stockholm sendromu gibi katiline ve tecavüzcüsüne aşıklıktır ki bu ruh hali acilen müşahede altına alınmalıdır. Müşahede altında akıl ve ruh sağlıklarında problem yoksa acilen darbeciliğe ve teröre yardım-yataklıktan yargılanmalıdırlar. Sigarayla intihar edenlerin yaşam hakkına tecavüz eden sigarayı cebinde taşıması gibi Silahla 27 Mayıs darbesi yapanlara hizmet eden Oktay Ekşi´nin bugün TBMM başkanı olması darbeciler çalışıyor ayrıca yargıya yasamaya ve yürütmeye baskı yapılarak faaliyetleri engellenmektedir.
Işık KOŞANER´in; Camilere Balyoz planıyla halkın %99´una savaş açan balyozcuları sahiplenmesi müşahedeyi gerektirir.
Selahattin DEMİRTAŞ´ın; 12 Eylül referandumunda Patilerinin defalarca kapatılmasına rağmen parti kapatmak başsavcının elinden alınmasın demesi müşahede sebebidir.
Kemal KILIÇDAROĞLU´nun; Ergenekon- Balyoz-KCK´dan sanık sözde milletvekillerini tahliye etmeyen hakim ve savcıların derhal HSYK tarafından Habertürk TV´de açıkladığı gibi görevden alınmasını istemesi ve ?kımıldarsa ölür? raporu olan Haberal´ın tahliyesini isteyerek Haberal´ın ölmesine sebebiyet verecek olması müşahede sebebidir.
Devlet BAHÇELİ´nin; 4415 sayılı yasayla 633 sayılı kanunun ek-3. Maddesini 22.07.1999 yılında kanunlaştırarak 12 senedir kanunla Allah´ın Kur´anı´nı 15 yaş öncesine yasaklaması Allaha ve %99´a savaş açmaktır ki müşahede sebebidir. Ayrıca Başörtülüleri fişleyen Camilere balyoz planı yapan Engin ALAN´a sahip çıkması da müşahede sebebidir.
TSK daha önceki muhtıra açıklamalarında da Balyozu ve balyozcu komutanları savunmuş etki altındaki mahkeme üyeleri tahliye vermek zorunda kalmış ve deliler de karartılmıştır hatta balyoz savcılarının görev yerleri değiştirilmiştir. Şemdinli de olduğu gibi Balyozcular iyi çocuktur iyi komutanlardır kefiliz denilerek mahkemeye etki edilmiştir. 27 Nisan da verdiği muhtırada TBMM ve milli iradeyi alenen silahla tehdit etmiştir. Komuta kademesinin çoğunluğunun cuntaya bulaştığından ve sürekli darbe yapmalarından dolayı da TSK lağvedilmeli ve yeniden yapılandırılmalıdır.
Açıklamalar: TSK-CHP-MHP´nin alenen Balyozculara Ergenekonculara destek vermesi de alenen suçtur. Yargıçlara brifing veren TSK ve TSK´dan brifing alan yargıçlar ?darbe görev suçudur? gerektiğinde yine kendilerinin illegal bir müdahale izlenimini oluşturmuştur. Mahkemelerin üzerinden F-16 uçuran Saldıray BERK´e, ?Kaos ve darbe için Öcalan´dan yararlanalım? ve ?darbeci Cihaner´i ses kaydındaki gibi kopya belge ile kurtaralım?a emirle parti kapatmada TSK´nın rolü olduğu söylenmektedir.
28 Şubat sürecinde Namaz kılanlara ve başörtülülere irtica ve mürteci diyerek aşağılanmış görevlerinden atılmış ayrımcılık ve soykırım suçu işlenmiştir. Orduda namaz kılan 1600 kişi atılmış. 28 şubat darbesinden sonra 50 milyar dolar bankaların içi boşaltılarak Türkiye halkına ihanet edilmiştir. 10 haziran 1997 de anayasa mahkemesi, danıştay, yargıtay vb. Yüksek yargı mensublarına emir-talimatla birifingler verilerek suç işlenmiştir. TSK´daki cuntacılar alenen mahkemelere baskı yapması ve ergenekona, balyoza kafese irticaya poyrazköye atabeylere sahip çıkması da suça iştiraktir ve suçu-suçluyu övmektir. Re´sen soruşturma açmamak da suçtur.
19 Şubat 2011´de TSK Komutasının Balyoz sanıklarına destek ziyareti Mahkemeye ALENİ BASKIdır. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Hasdal Askeri Cezaevi´nde yatan 102 muvazzaf subaya ziyarette bulunması: YARGIYA, HÜKÜMETE, TBMM´ye ve MİLLİ İRADEYE ALENEN HAKARETTİR AYRICA DARBEYE AÇIKCA DESTEK VE MAHKEMEYİ TEHDİTTİR. Belki de Bu tehdit sonucu Engin ALAN aday yapılmıştır. Komutanların tutuklu general-amiral ve subaylarla görüşmesi Balyoz Mahkemesi hakim ve savcılarına ALENEN BASKIdır. Balyozcu paşaları açığa almayarak delillerin karartılması suçları işlenmiştir. Helikopterle Hasdal ziyareti TCK 266., 288., 265/2 madde anayasanın 138. Maddesine alenen aykırıdır.
Geçtiğimiz ay TSK sitesinden ?TSK aksi yönde yapılan telkinlere rağmen, yargı sürecine sabrediyoruz? daha önce de İlker BAŞBUĞ ?sabrımızı zorlamayın? tehditi.. TSK´daki Cuntadan TSK´ya ve mahkemeye Baskı. Millete tehdittir.
YARGININ, TBMM ve hükümetin faaliyetlerini engellemek, vatana ihanet, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, suça yardım-yataklık ve suça iştirak suçu işlenmiştir 251. Maddenin ve 288. Maddenin açık hükmüne rağmen adil yargılamayı engellemek ve etkilemek suçları işlenmiştir.
BALYOZ´u ERGENEKONu, uyuşturucu ticaretini, silah ve terör rantının araştırılmasını engellemeye çalışarak suça iştirak edenler ve YARGIYA BASKI yapanlar, devam ettirenler ve emeği geçenler de suçludur.
?BALYOZ PLANI?, ?Kafes planı?, ?irtica eylem planı?, ?tank skandalı? sarıkız, ayışığı, yakamoz, eldiven v.b. Soruşturma ile tespit edilecek ?DARBE ve KAOS? planlarında adı geçenler, şikayete konu planların hazırlanması için talimat veren, hazırlayan ve suç için anlaşan, planın icrasında görev alan ve suça asli ve fer`i iştirak eden, suçu öven, suçluyu gizleyenler, suçluları azletmeyenler veya destekleyen veya resen soruşturma açmayanlar ve diğer şüpheliler. Subay Sicil Yönetmeliğinin 65. maddesini uygulamayarak görevini kötüye kullanan dolayısıyla delillerin karartılmasına aracılık yapan bakanlar da suça iştirak ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti SİLAHLI KUVVETLERİ dahil CHP-MHP-BDP kutsal olmayıp, mensuplarının suçlardan azade olabileceği de söylenemez. TSK-CHP-MHP-BDP-KCK-ERGENEKON-BALYOZ mensuplarının işlediği iddia edilen hususlarda ayrımcılık yapılmadan etkin soruşturma ve faillerin yargılanarak cezalandırılmaları gerekir.
Türkiye´deki modern ve post modern askeri darbelerin, sivillere muhtıraların, askeri harcamaların, JİTEM ve psikolojik harp dairesinin faaliyetlerinin, Çukurca, Reşadiye, Dağlıca, 33 asker ve diğer olaylardaki kusurların, kafes eylem planı, millete komplo planları, Lahikaların, yer altından çıkan silahların, suikast planları ve diğer onlarca hukuk dışı faaliyetlerin 12 Eylül ve 27 Mayıs darbesinin ve 28 Şubat postmodern darbesinin, 12 Mart ve 27 Nisan Muhtırasının ve tüm darbe planlarının TSK mensublarının gerçekleştirmiş olduğu bilimsel ve tarihi bir olgudur. Zalim askerler ve emrindeki yargıçlar dün olduğu gibi bugün de başbakan-bakan adam asabilirler. mutlaka darbecilerin acilen hesaplarının verilmesi gerekir. Hesap soramayanların da sorgulanması gerekmektedir. Vatana ihanet edenler, cinnet geçirenler de derhal müşahede altına alınmalıdır. Tüm darbecilerin malvarlığına el konulmalıdır.
Suç işlediği gerekçesiyle yargılananların açığa alınmaması, askeriyeden ve bürokrasiden uzaklaştırılmayıp , sahip çıkılmasi ve soruşturulmaması; üstelik terfi ettirilmesi görevi ihmal, vatana ihanet ve görevi kötüye kullanmaktır. siyaset yapmak, yargıyı etkilemek ve baskı yapmak ve kaos planları oluşturma suçları işlenmiş ve halen alenen hukuksuzluğa devam edilmesinden dolayı suça iştirak suçu işlenmesinin yanısıra organizeli şekilde yasama, yargı ve yürütme faaliyetleri engelleniyor.
Ayrıca Ergenekon PKK KCK israil stratejik işbirliği iddialarını, TSK+Yargı ve diğer kurumlardaki ilişkilerini araştırmamak. uyuşturucu ticareti ve terörden rant sağlayanların heron ihanetlerinin ve GATA da askerleri kobay olarak kullananların hala görevde kalmasını sağlamak görevi kötüye kullanmaktır. Vatana ve millete ihanet içinde olunmasıdır. Terör ve darbeden rant-çıkar sağlamak için ekonomik kriz çıkartmak dolayısıyla işsizliği çoğaltmak da suçtur. 400 milyar doların terör-silah harcamasında ve 30bin ölü, 20bin faili meçhul meydana gelmesinde terör tüccarı darbecilerin Balyozcuların ve tüm darbecilerin rolü büyüktür. Lanet darbeci Balyozcuların, Ergenekoncuların ve KCK´lıların ve teröre yardım yataklık yapanların, çetelerin adil yargıçlarca yargılanıyor olması faili meçhullerin ve terörün azalmasıyla sonuçlanmıştır.
Netice-i Taleb: MAHKEMELERE DARBESEVERLERCE BASKI YAPILDIĞI 74 MİLYONUN VE MAHKEME HEYETİNİN DE MALUMU
12 Haziran seçimleri sonrası CHP, MHP ve BDP yetkilileri yaptıkları açıklamalarla alenen Yargı-Yasama ve Yürütme tehdit edilmiştir. Balyoz, Ergenekon ve KCK belgelerinden, şüphelilerin uygulamalarıyla görüldüğü gibi; anayasal düzeni ortadan kaldıran hatta uygulayan, görevini kötüye kullananlardan, bulunduğu statüyü kullanarak alenen mahkemeye baskı yapanlardan suçu-suçluyu ve DARBEYİ-DARBECİLERİ övenlerden şikayetçiyim.
Şüphelilerin; TCK´nın halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenleyen 216. maddesi, mahkemeyi etkilemek suçunu düzenleyen 288. Ve 277. Maddesi çerçevesinde yargılanmaları gerekiyor. Şüpheliler ayrıca TCK´nın ´silahlı örgüt kurarak anayasal düzeni değiştirmek ve değiştirmeye çalışanlara yardım ve yataklık, Yargının ve hükümetin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, seçilmiş meşru hükümete silahlı isyan, Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs v.b.suçlarını düzenleyen 309,310, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316, 318, 319,maddelerinden de suça iştirak suçu-suçluyu övme maddeleri göz önünde bulundurularak da yargılanmalıdırlar.
Ayrıca diğer suçlar için de ilgili anayasalara yasalara kanunlara ve maddelere aykırılığın yanı sıra;, Anayasa 138.madde ihlali, anayasa 10. Madde ihlali, anayasa 2. Madde ihlali,214.madde, 213., 215.,216., 217., 218., 265., 266., 251., 39. 38/1. Ve 40.madde,125.madde, 220.madde,
Hasta olmadığı halde kımıldarsa ölür hasta raporu alan aldıranların ve imzalayanların da hatta mecliste olduğu halde 74 milyonun gözü önünde mecliste yokuz diyenlerin doktorluk ve avukatlık diplomalarının da iptali gerekir.
Yukarıdaki iddialardan dolayı ilgililere Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanması kamu davası açılmasını ve tüm medyada çıkan bu iddialarla ilgili idari veya hukuki kamu davası veya soruşturma açmayanlar, delillerin karartılmaması için yetkilileri açığa almayanlar ve görevden azletmeyenler veya istifasını istemeyenler, darbecilerin malvarlığına el koymayanlar, TSK ve Yargı mensublarının da içinde bulunduğu CUNTAcılarla 27mayıs-12mart cuntacıları, 28şubat-27nisan muhtıracıları ve Ergenekon-Balyoz-Kafes-İrtica-Susurluk-pkk-kck-bçg-gladio vb. Çetelerle bağlantılarının araştırılmasını özellikle insanlığa karşı suç işlenmesinden dolayı TCK 77. maddeyle de cezalandırılmalarını talep ederiz.
Anayasayı, evrensel hukuku,uluslararası anlaşmaları uygulamayanlar da suçludur. 10 Aralık 2003 yılında anlaşması imzalanmış ve 9 Kasım 2006´da anlaşma yürürlüğe girmiş ?Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM Sözleşmesi?ni Yolsuzlukla Savaş kanunlarını anayasa 90.madde ve 5506 sayılı kanun çerçevesinde uygulamayarak görevini ihmal eden ve dolayısıyla görevini kötüye kullanan tüm yetkililerle ilgili de işlem yapılmasını dilerim.
01.07.2011 Adem ÇEVİK
(01 Temmuz 2011, 19:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
www.ergenekon.ws
www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2011/BA_05.htm
Adalet Platformu ile ilgili manşetlerimiz