Taraf Yazarı Ahmet Altan, bugünkü köşe yazısında CHP´nin Meclis´i boykot kararı ile ilgili olarak skandal bir iddiaya yer verdi. Boykot kararının partiye dikte ettirildiğini bir CHP´li yetkiliye dayanarak iddia eden Altan, Ergenekon´un CHP´yi adeta teslim aldığını vurguluyor. Altan, Baykal´ın kasetle devrilmesinden itibaren yaşanan değişime de dikkat çekiyor.
CHP´de neler oluyor: Boykot dayatıldı mı?
Taraf Yazarı Ahmet Altan, bugünkü köşe yazısında CHP´nin Meclis´i boykot kararı ile ilgili olarak skandal bir iddiaya yer verdi. Boykot kararının partiye dikte ettirildiğini bir CHP´li yetkiliye dayanarak iddia eden Altan, Ergenekon´un CHP´yi adeta teslim aldığını vurguluyor. Altan, Baykal´ın kasetle devrilmesinden itibaren yaşanan değişime de dikkat çekiyor.
Ahmet Altan (Taraf): Tuhaf işler oluyor. Adı bizde saklı olan CHP Parti Meclisi üyesi diyor ki, ?Meclis´te yemin etmeme kararı bize dikte ettirildi?. Bir başka Parti Meclis´i üyesi diyor ki, ?Kılıçdaroğlu´na bu kararı parlamentodaki vekillerimize de danışmamızı söyledik ama reddetti?. Bir diğeri diyor ki, ?Kılıçdaroğlu, ´ben böylesini uygun görüyorum´ deyince konu kapandı?.
Kılıçdaroğlu, CHP´nin geleneğinde olmayan bir boykotu, Meclis´teki grubuna danışmadan ve itirazları da dinlemeden gerçekleştiriyor. Koskoca partiyi böylesine büyük bir siyasi angajmana niye sokuyor? Haberal´ı serbest bıraktırabilmek için. Ergenekon davasının en önemli sanıklarından biriyle CHP arasında nasıl bir bağ var? Görünür hiçbir bağ yok. Haberal, CHP geleneğinden gelen biri değil. Tam aksine. Sağ kesime ait, 28 Şubat´çı Demirel´e çok yakın bir isim. CHP, neden kendi siyasi geleceğini Haberal´ın geleceğine bağlıyor?
Çünkü Kılıçdaroğlu böyle istiyor. Peki, CHP´nin başına bir kaset komplosuyla gelen Kılıçdaroğlu, arkadaşları da karşı çıktığı halde Ergenekon´un sanıklarından birinin serbest kalabilmesi için neden böyle çılgınca dövüşüyor? İşte bunun görünen, anlaşılabilen bir sebebi yok. Bildiklerimize bakarak bunun nedenini anlayamayız. Bunun nedeni ?görünmeyen? bir yerde saklı. Zaten, o ?görünmeyen? neden Kılıçdaroğlu´nu esrarengiz bir bilmeceye dönüştürüyor.
Kılıçdaroğlu´nun partinin başına geliş biçimine, partinin geleneğinden gelmeyen biri için, partinin geleneklerinde hiç olamayan türden işler yapışına, bu yolda partidaşlarının hiçbir eleştirisine kulak asmamasına bakınca, Kılıçdaroğlu´nun parti başkanı yapılmasının amacı acaba bu muydu diye soruyor insan? ?Başkan yapılması? diyorum çünkü Kılıçdaroğlu kendi başkan olmadı, Baykal hakkında belirsiz bir kaynak bir video yayınladı ve Baykal varken asla başkan olamayacak olan Kılıçdaroğlu büyük bir medya desteğiyle başkanlığa oturtuldu. Kılıçdaroğlu´nu deliler gibi destekleyen medya da Ergenekon serbest kalsın diye uğraşan medyaydı. Kılıçdaroğlu ?projesi? de geldi Haberal´ın serbest bıraktırılması projesine dayandı.
Kılıçdaroğlu ve kendi yakın çevresi, Haberal´ın serbest bıraktırılması için uğraşmalarını ?tutukluk sürelerinin uzunluğuna? bağlıyorlar. Ne özgürlükçü bir tutum, değil mi? Özgürlükçülüğün ?utanmazlıkla? bu kadar benzeştiği bir durum az görülür. Bugün hapishanelerde 14 yıldır hakkında karar verilmeden yatan insanlar var, CHP ya da Kılıçdaroğlu, bir tek gün o insanların haklarını savunmuş mu, bir tek gün ?bu insafsızlıktır, bu insanları bırakın? demiş mi? Dememiş. Çünkü onlar Ergenekon sanığı değil. Peki, bugün o insanların haklarına sahip çıkıyor mu? Hayır. Kılıçdaroğlu ve ekibi, sadece Ergenekon sanıklarının, özellikle de Haberal´ın özgürlüğü için savaşıyor.
Niye? Kılıçdaroğlu ile Haberal arasında nasıl bir ilişki var? Kılıçdaroğlu ile Haberal´ı parlamentoya sokturduğunu bizzat açıklayan Demirel arasında nasıl bir ilişki var? Daha iki ay önce televizyonlarda, ?Arkadaşlarımız serbest bırakılmazsa yargı kararını kabul ederiz? diyen Kılıçdaroğlu niye Meclis´in toplanmasına bir saat kala aniden fikrini değiştirdi? Tabii asıl soru şu: Kim Kılıçdaroğlu´nu başkanlığa oturtan komployu yaptı? Niye Ergenekon ve Haberal, Kılıçdaroğlu´nun en büyük sorunu? Sanırım herkesten önce eski CHP´liler, Ergenekon´u böyle savunması halinde ilk seçimlerde tarihinin en büyük yenilgisine uğrayacak olan CHP´nin zirvesindeki bu ?Haberal sendromu? bilmecesini çözmek zorundalar. Kimin yaptığı anlaşılamayan ?bir numara? partilerini yakacak çünkü. ( Ahmet Altan / Taraf)
KILIÇDAROĞLU, BOYKOT KARARINI DİKTE ETTİRDİ |
Havaalanında sürpriz diyalog
Ankara´daki Adli Tabip´te sağlık kontrolünden geçen Haberal ve beraberindekiler İstanbul´da savcıya ifade vermek üzere Esenboğa Havalimanı´na getirildi. Demirel, Esenboğa Havalimanı´na gelerek Haberal´a geçmiş olsun dileklerini iletti. Haberal´la aynı uçakta İstanbul´a gelen gazeteci Can Dündar Demirel-Haberal görüşmesini şu sözlerle anlatmıştı: ?Uçağa binmeyi beklerken bir araba yanaştı, biz Haberal´ı getirdiler zannettik Demirel indi. Biz Demirel uçağa binecek zannettik. Daha sonra Haberal´ı taşıyan minibüs geldi. Anladık ki Demirel uçak için değil Haberal için gelmiş. İkisi kucaklaştılar, 5 dakika kadar konuştular. Tüm uçak bekletildi. Demirel Haberal´ı elinden tuttu, bir tür nasihatler etti zannediyorum. Tekrar kucaklaştılar, bindirdi uçağa ve kendisi arabasına binip geri döndü.?
İnternet kullanan sanık
Haberal hakkında tutukluluk kararı verildiği 17 Nisan 2009´dan itibaren İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü´nde yatmaya başladı. Konulan teşhis her an kalp krizi geçirebileceği ve kesinlikle hareket ettirilmemesi gerektiği şeklindeydi. Burada 666 gün boyunca kalan Haberal´ın sağlık durumuyla ilgili çelişkili haberler geldi. Yapılan müfettiş incelemelerinin ardından ise gerçek ortaya çıktı. Haberal, Adli Tıp´ın raporu üzerine başka bir hastaneye sevk edilirken Enstitüye yapılan operasyonda ise 1 astsubay, 1 hemşire ve 2 refakatçi gözaltına alındı. Haberal´ın doktorları da sağlık durumuyla ilgili sahte rapor hazırladıkları gerekçesiyle tutuklandı.
Haberal´ın, Enstitü´de internet ve cep telefonu imkânlarından yararlandığı belirlendi. Haberal nakledildiği hastanede bir süre kontrol altında tutulduktan sonra sağlığı açısından bir sakınca olmadığına hükmedilerek Silivri Cezaevi´ne nakledildi.
Demirel yine devrede
Mehmet Haberal´ın CHP´den milletvekili adayı yapılmasının arkasındaki ismin de Süleyman Demirel olduğu ortaya çıktı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Haberal´ın aday gösterilmesinin Demirel´in ricası olduğu yönündeki iddiaları reddederken, Demirel´den gelen itiraf Kılıçdaroğlu´nu zor durumda bıraktı. Haberal´la birlikte çok sayıda DYP ve ANAP kökenli ismin CHP listelerinden Meclis´e girmesi üzerine ?Demirel, Haberal başkanlığında yeni parti kuruyor? söylentileri bile çıktı. Şimdi Meclis´in gündeminde Haberal ve Balbay için CHP´nin tarihinde ilk kez yaptığı yemin boykotunun nasıl çözüleceği sorusu var.
Boykot kararı grupta dikte edildi
Yemin etmeme kararının alındığı CHP grubunda, aleyhte konuşmak isteyen vekillere söz verilmedi. Partinin ileri gelen bir milletvekili de ?karar dikte edildi? dedi. CHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre parti protesto kararını, salı sabahı erken saatlerde toplanan MYK toplantısında gündemine aldı. MYK toplantısında yemin etmeme kararının ?geri dönülemez sonuçlara yol açacağı? eleştirisini yapan bazı milletvekilleri de görüşlerini açıkladılar. Partililer ardından grup toplantısına geçtiler. Grupta, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç ve Trabzon Milletvekili Akif Hamza Çebi´nin protesto kararıyla ilgili olarak söz alma talepleri reddedildi. İddialarla ilgili Taraf´ın sorularını yanıtlayan Haluk Koç söz alma taleplerinin olduğunu doğruladı. Koç ?Evet, Sayın Kılıçdaroğlu´na grupta arkadaşlarımıza yemin etmeme kararıyla ilgili söz verilmesi gerektiğini söyledim? şeklinde konuştu. Görüşlerini aldığımız CHP´liler, kendilerini zora sokacağı gerekçesiyle isimlerinin açıklamasını istemiyorlar ancak ?kararın kendilerine üzerinde tartışma yapılmadan sunulduğunu? da doğruluyorlar. Bir Parti Meclisi üyesi de ?Karar PM´de özgürce tartışılsaydı farklı bir sonuç çıkabilirdi? şeklinde konuştu.
Sonuçları ağır olacak
Kararın grupta kendilerine dikte edildiğini kaydeden Bir CHP milletvekili de şunları söyledi: ?Konu geçtiğimiz hafta yapılan MYK´ da ele alınmıştı. Toplantıya katılan bazı hukukçu milletvekilleri yemin etmeme protestosunun geri dönülemez önemli olumsuzluklar yaratacağını söylediler. Yemin töreninin hemen öncesinde yapılan grup toplantısında da yoğun bir huzursuzluk hali vardı. Bazı milletvekilleri kararın aleyhinde söz almak istediler. Ancak bu hak kendilerine tanınmadı. Gazetecilerin içeri girdiği duyumuyla panik halinde oturum sonlandırıldı. Üzerinde tam bir görüş birliğine varılmayan bu karar bizlere dikte edilmiş oldu. Anayasal haklarımızın tehdit altında olduğunu düşündüğümüz bir dönemde sesimizi duyurmak ve haklarımızı aramak için Meclis kanallarını açık tutmalıydık. Kişisel kanaatim, bu kararda Kemal Bey´in de bir grup tarafından etki altında bırakıldığı yönündedir.?
Çıkmayacaklarını bile bile
Ergenekon sanıkları tahliye edilmediği içim yemin etmeyen CHP´lilerin, daha önce yaptıkları açıklamalar kafaları karıştırıyor. CHP´nin kurmaylarının, şimdiki tavırlarıyla çelişen daha önceki açıklamaları duyanları hayrete düşürecek kadar ilginç. Yemin etmeyen CHP´nin hukukçu kurmaylarından Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu 24 Ocak 2011´de yaptığı bir konuşmada net ifadeler kullanıyor: ?Silivri´de yargılanan Ergenekon sanıkları milletvekili seçilseler bile cezaevinden çıkamazlar.?
Tarih 25 Ocak 2011. CHP´nin yemin etmeme tavrının mimarlarından biri olduğu belirtilen Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum da açık konuşuyor: ?Anayasa açık, (Ergenekon sanıklarını) kurtarmak mümkün değil. Onların kurtulmayacağını bile bile, arkalarında olduğumuzu sembolik olarak gösteren bir şey yapalım dedim. Bu bir kurtarma değil, prensip meselesi.?
Gazetecilerin gündeme dair soruları karşısında sık sık başvurduğu ?Arkadaşlar değerlendiriyor? klişesiyle tanınan Kılıçdaroğlu da 4 Haziran 2011´da katıldığı bir televizyon programında bugünkü tavrından fersah fersah ötede mesajlar veriyor: ?Mahkemeler, Ergenekon sanıklarının Meclis´e girmesine izin vermezse giremezler, karar mahkemenin. Ceza almaları halinde istifa edecekler. Bu konuda taahhüt aldık.? Kılıçdaroğlu geçen 27 Haziran´da boykot konusunun grup toplantısında alınacağını söylemişti. ( Taraf)
(30 Haziran 2011, 13:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HABERAL VE ONUN YARGI İLE SAĞLIKTA KOLLANMASI ÇABALARI
ÖRNEKLERLE CHP´NİN ERGENEKON VE BENZER DAVALARDA SEMPATİZANLIKTAN ÖTE TAVIRLARI
´Ergenekon ve CHP´ manşetlerimiz
CHP ve MHP´nin Ergenekon sanıklarını milletvekili yapma planı
Kılıçdaroğlu çıldırdı: İhtilal hak!
Batum: 50 bin kişi Silivri´yi basalım
CHP: Sokak sokak direniriz
Flaş!!! CHP´den kışkırtma: Meclis´e yürüyüş
Sokak çatışması isteyen CHP, dünyaya hükümdar olmaz
Savcıya eşkiya diyen CHP, dünyaya hükümdar olmaz
2011 seçim sürecinde yaşanan kışkırtmalar
2011 seçimleri Ergenekon referandumu
2011 Kontrgerilla için ´Kıyamet´ yılı
Seçim ve anayasa Kontrgerilla için ölüm kalım meselesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri