Milletvekili seçilen tutuklu Ergenekon ve Balyoz sanıklarının tahliyelerinin reddedilmesi ve dolayısıyla Meclis´e gitmelerinin engellenmesi o sanıkların çevrelerinde ´milli iradeye darbe´ olarak nitelendiriliyor. Ancak tahliye talebi reddedilen sanıklardan Mustafa Balbay, o çevreleri şaşırtacak şekilde yargı kararlarına saygı gösterilmesini istedi ve yargının da milli irade olduğunu belirtti. Sabah yazarı Nazlı Ilıcak çarpıcı köşe yazısında bu gelişmeyi işliyor.
Balbay şaşırttı: Yargı da milli iradedir!
Milletvekili seçilen tutuklu Ergenekon ve Balyoz sanıklarının tahliyelerinin reddedilmesi ve dolayısıyla Meclis´e gitmelerinin engellenmesi o sanıkların çevrelerinde ´milli iradeye darbe´ olarak nitelendiriliyor. Ancak tahliye talebi reddedilen sanıklardan Mustafa Balbay, o çevreleri şaşırtacak şekilde yargı kararlarına saygı gösterilmesini istedi ve yargının da milli irade olduğunu belirtti. Sabah yazarı Nazlı Ilıcak çarpıcı köşe yazısında bu gelişmeyi işliyor.
Nazlı Ilıcak (Sabah): Milli irade, Balbay ve Yargı.. Türkiye, seçimlerden yeni çıkmış bir ülke görünümünde değil. Hayati tartışmalarla yüz yüzeyiz. Hatip Dicle meselesi nasıl çözülecek? Mahkeme, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal´ın tutukluluğuna devam kararı verdiğine göre, ana muhalefet partisi ne gibi önerilerle iktidarın karşısına çıkacak? TBMM, Anayasa´ya odaklanmak yerine, önce, milletvekilleriyle yargı arasındaki ihtilafı çözmeye çalışacak. Keşke, 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden tutuksuz yargılanma sonucu çıksaydı. Ama karar, 2´ye 1 tutukluluğun devamı istikametinde oldu. Daha önceki tahliye taleplerini, aynı mahkeme, zaten 2´ye 1, -Başkan Köksal Şengün´ün muhalefetiyle- reddediyordu. Değişen hiçbir şey yok. Ben en fazla, Yargı, milli iradeye karşı geliyor sözüne takılıyorum. Oysa Ergenekon sanıklarını aday gösterme konusunda milli iradeden ziyade, CHP´nin iradesi ısrarlı davrandı. Ergenekon ve Balyoz sanıklarından (Çetin Doğan, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek) bağımsız aday olanların toplam oyu, 100 bini (binde 2´yi) bile bulamadı.
Milli iradeyi temsil eden Mustafa Balbay hapisten çıkmalıdır deniliyor ya, AK Parti hakkında 2008´de kapatma davası açıldığında, Balbay´ın milli irade hakkında ne yazdığını merak ettim. Acaba, % 47 oy alan bir partinin kapatılmak istenmesine milli irade adına direnmiş miydi? Beraber okuyalım, kararı siz verin. Yazının başlığı: Yargı da Milli İradedir!
AKP´ye yönelik kapatma davasının ardından ilk günkü iktidar kaynaklı tepkiler gösteriyor ki, önümüzdeki dönem en çok şu sözcük kullanılacak: Milli irade! Başbakan Erdoğan, açılan davanın milli iradeye yönelik bir adım olduğunu söyledi. Madem ki bundan böyle gündem siyasetle hukuk arasında gidip gelecek; yolun başında yürürlükteki anayasanın temel kurallarını anımsatalım. 6. madde şöyle diyor: ´Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.´ 7. madde: ´Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi´nindir.´ 9. madde: ´Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.´ Vurgulamak istediğimiz şu: Meclis kadar, yargı da yetkisini Türk milleti adına kullanıyor! Bu anlamda yargı da milli iradenin bir parçasıdır. Hiçbir kesim tek başına milli iradeyi ben temsil ediyorum, diyemez! (16 Mart 2008-Cumhuriyet)
Balbay´ın bir başka yazısı, Yasama, Yargı, Yürütme başlıklı.
Hakim ve savcılar ´Türk milleti´ adına karar veriyor... İktidara göre, yargı kendilerine hiç dokunmayacak, kime dava açılması gerektiğine de kendileri karar verecek! AKP´nin kapatılması davasında yapılan tartışmanın özü budur. Kimse, AKP´nin ne yaptığına, ülkeyi nereye götürdüğüne bakmıyor. Varsa yoksa, böyle bir dava açılır mı? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı´nın yetkisi yok da diyemiyorlar. Yasalar açık... Tek bildikleri şu: Yüzde 47 oy alan parti hakkında dava açılmaz! Hayır... Eğer ortada bir suç iddiası varsa, yargı gereğini yapar. (17 Mart 2008-Cumhuriyet)
Şimdi isterseniz, Balbay´ın bazı kelimelerini değiştirip yazıyı yeniden kaleme alalım: Kimse Ergenekon´un ne yaptığına, ülkeyi nereye götürmek istediğine bakmıyor. Hakimlerin yetkisi yok da diyemiyorlar. Yasalar açık. Tek bildikleri şu: Milletvekili seçilen biri nasıl tutuklu kalır! Hayır... Eğer ortada ciddi bir suç şüphesi varsa, yargı gereğini yapar.
Yanlış anlaşılmasın, konu, yargının takdirinde olmakla birlikte, özellikle meslektaşlarımızın tutuksuz yargılanmalarının gereğine inanıyorum. Çünkü onlar, olsa olsa, darbe teşebbüsüne geçenlerin psikolojik harekatta kullandıkları bir vasıtadan ibaret. Ama Milletvekili seçildikleri için tutuksuz yargılansın demek ayrıcalıktır. CHP, Balbay yerine Tuncay Özkan´ı tercih etseydi, ya da MHP Engin Alan yerine, Çetin Doğan´ı aday gösterseydi, bu defa onlar mı serbest kalacaktı? Bu ne keyfilik! Veli Küçük veyahut İbrahim Şahin, bir partinin listesinden milletvekili seçilseydi, bugün tutuklulukları sona ersin diyenler çıkacak mıydı? Tutuksuz yargılamayı, milli irade bağlamında değil, uzun tutukluluk süreleri, infaza dönüştüğü için savunuyorum. Mahkemelerin, darbenin asli faili gibi görmediği kişilerin tümünü tahliye etmesinin doğru olacağını düşünüyorum. ( Nazlı Ilıcak / Sabah)
(25 Haziran 2011, 11.40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Haberal ve Balbay´a ret
Flaş!!! Engin Alan´ın tahliye talebine ret
CHP ve MHP´nin Ergenekon sanıklarını milletvekili yapma planı
Ergenekon sanıkları Meclis´e girdi