Albay Kazım Çillioğlu´nun mezarı açılmadan önce evrak yakma iddialarıyla gündeme gelen Tümg. Mehmet Çörten´in Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili tuttuğu kroki nerede? ´JİTEM´in derin paşası´ diye de nitelendirilen Tümgeneral Mehmet Çörten´in olay yerine giden ilk kişi olarak bizzat yapmış olduğu ve şu ana kadar dava dosyasına girmemiş olan bir krokinin mevcut olduğu iddia edildi.
Çillioğlu ´intiharındaki´ o kroki nerede?
Albay Kazım Çillioğlu´nun mezarı açılmadan önce evrak yakma iddialarıyla gündeme gelen Tümg. Mehmet Çörten´in Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili tuttuğu kroki nerede? ´JİTEM´in derin paşası´ diye de nitelendirilen Tümgeneral Mehmet Çörten´in olay yerine giden ilk kişi olarak bizzat yapmış olduğu ve şu ana kadar dava dosyasına girmemiş olan bir krokinin mevcut olduğu iddia edildi.
Adı geçtiğimiz günlerde İzmir´de belge imha ettiğine dönük olarak çıkan haberlerle gündeme gelen J. İstihbarat Başkanı Mehmet Çörten ile ilgili şok bir iddia ortaya atıldı. Derin analizleri ile dikkat çeken Oğuzyurdum.com sitesinin iddiasına göre Tümgeneral Mehmet Çörten´in olay yerine giden ilk kişi olarak bizzat yapmış olduğu ve şu ana kadar dava dosyasına girmemiş olan bir kroki mevcut. Otopsi raporlarının düzenlenmesi aşamasında gündeme gelmeyen krokinin akibeti ise merak konusu oldu.
Oguzyurdum.com sitesinde 10.10.10 tarihinde Alper Tunalı imzası ile yayınlanan bir makalede Tümgeneral Mehmet Çörten´in Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli intiharındaki rolüne ve JİTEM bağlantılarına dikkat çekilirken ?Mehmet Çörten Bence de Derin? adlı yazının aynı dönemde bölgede görev yapmış bir okur tarafından gönderildiği ifade edilmekte. Ayrıca İzmir´de imha edilen belgeler arasında yürüyen davalar ile ilintili olabilecek belgelerinde imha edildiği de Oguzyurdum.com sitesinin iddiaları arasında. İşte oguzyurdu.com´da Albay Kazım Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili şok iddiayı içeren yazı;
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı Tümgeneral Mehmet Çörten´in derin devletin sırlarını bilen, bu görev için özel olarak seçilmiş bir general olduğunu ´Teşkilat´ ve cuntacılar içindeki ´Teşkilat Muhipleri´ iyi bilir. O, gördüğü atamalar, imza attığı işler bakımından kirli yapılanmanın ´kara kutusudur´. Çörten paşa aslında iyi bir istihbaratçı değil ´İstihbarata Karşı Koymacıdır´. Misyonunu eda etmiş ve karanlık işlerin iz bırakılmadan temizlenmesini sağlamıştır. Bu yaptıkları ayrı bir yazının konusudur.
Son olarak yasal sorumluluğu bulunmayan bir ilde, İzmir´de, gece yarısı evrak yakmak suretiyle şüpheleri tekrar üzerine çekmiştir. İzmir İl J.Komutanlığı dönemine ait hangi mahzurlu evrakı yaktığı Jandarma Genel Komutanlığının yapması gereken idari ve gerekirse ardından yapılması gereken adli tahkikat sonucunda belli olacaktır. ´Katil cinayet mahalline ikinci kez mutlaka gelirmiş´.
Jandarma Teşkilatını ve onun istihbaratını hafıza olan bir kurum olmaktan ´deve kuşu olma haline´ irca eden bu zihniyete soruyoruz;
- Görevlendirilme maksadınız gerçekten evrak imha etmek miydi? Size bu görevi kim verdi?
- Görevli olmadığınız bir İl´de, arşiv yakma sorumsuzluğu sadece size has bir hususiyet mi yoksa bir ekip olarak mı hareket ediyorsunuz?
- Yaktığınız evraka mahsus bir tutanak tanzim ettiniz mi, tutanaktaki bilgiler doğru mu, yoksa üç beş göz boyama evrakın arasına yaptığınız fişlemeleri de cesurca yazabildiniz mi?
- Bu fişlemeler arasında skandal sayılabilecek ve yürüyen davalar ile ilintili ne gibi belgeler imha edildi?
- İzmir´de yaktığınız evrak arasında Kazım Çillioğlu cinayeti ve Yeşil ile irtibatınıza dair ne tür bilgiler vardı?
Çörten Paşa´nın son yıllardaki zihinsel egzersizlerinin büyük bölümü Jandarma Teşkilatının istihbarat etkinliğini artırmakla değil fakat geriye, geçmiş olaylara dönük ´ne yapmıştık, ne iz bırakmıştık ?´ düşünceleri ile doludur. ´Tunceli´de ne yapmıştık, İzmir´de ne yapmıştık, Ankara´da ne yapmıştık, Şırnak´ta ne yapmıştık?´ İşte bu içini yiyip bitiren şüphelerden kurtulmanın yolu elbette ortada hiçbir iz ve emare bırakmamaktır. Bunun için Neron´un Roma´yı yaktığı gibi gerekirse Teşkilatın tüm evrakı yakılacaktır.
Çörten Paşa´nın derdi Jandarma´nın itibarı ve etkinliği değildir, o ´şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhit etmeyi´ daha Binbaşı iken tercih etmiştir. Vatanseverlikte kimsenin ardında ikinci olmayı kabul etmeyen paşamız, kibirli bakışlarını kendine çevirse sadece Alb.Kazım Çillioğlu merhumun hatırası bile ona ´ar´ olarak yeter. Alper Tunalı onu ´Jitem´in Derin Paşası´ adlı yazıda kısmen deşifre etmiş ve Çillioğlu suikastındaki rolüne işaret etmişti. Okuyuculardan gelen ´Mehmet Çörten bence de derin´ isimli bir makalede de şahitlerin diliyle olay sitemizde yer almıştı.
Albay Kazım Çillioğlu´nun mezarı, oğlunun talebi üzerine açıldı ve mezardan beklenen netice çıktı. Katledilmiş bir vatansever´in darp edilmiş ve ensesinden sıkılmış bedeni. Çörten paşa gibi olay yeri incelemeci kadar olay yeri incelemeyi bilen bir subayın, böylesi bir cinayetin ardından olay yerine ilk intikal eden görevli olarak bu ayrıntıları bunca yıl hasıraltı edebilmesi kendisi açısından bir başarıdır. Kum saatinin artık ters çevrilme zamanı gelmiştir ve Tümgeneral Mehmet Çörten maktulün bedeni üzerindeki göremediği (!) ayrıntıları izah etmek zorundadır.
Tümgeneral Mehmet Çörten gerçek bir vatansever ise konuyu ayrıntıları ile anlatarak hala vatanına hizmet edebilir. Ancak muhtemelen bunu yapmayı tercih etmeyecek derin bağlarını kendisi ile beraber mezara kadar götürecektir. Biz yine de kendisine cinayetin hemen ardından bizzat tuttuğu olaya dair ayrıntılı krokinin nerede olduğu konusunda hafızasını bir kez daha sorgulamasını tavsiye ediyoruz.
Ve yine oguzyurdu.com´da İzmir´deki evrak yakma eylemiyle gündeme gelen Tümg. Mehmet Çörten´le ilgili geçtiğimiz ekim ayında çıkan analizden ilgili bölüm;
İşte her şeyin açığa çıktığı bu dönemde tasfiye edilen ekibin yerine yine en derini ve Ergenekon ile JİTEM´in izlerini gözden kaybettirecek Mehmet Çörten getirilmiştir. Görev yaptığı 2004-2007 döneminde kendi personeliyle birlikte delil olabilecek her ne varsa bizzat kendisi imha etmiştir. Çünkü Çörten, hem vatanı ve milleti için çalışan generaller tarafından fark edilmemiş, hem de JİTEM ve Ergenekon ile ilgili bütün delilleri yok etmeyi bilmiştir.
Bu özelliği general olduğunda ortaya çıkmamıştır. Kendisini ilk keşfeden Tuğgeneral İsmail Kuru´dur. Albay Kazım Çillioğlu öldürüldüğünde de inceleme ekibinin başında Kurmay Binbaşı olarak yine Mehmet Çörten gönderilmiş ve olaya intihar süsü verilmiştir.
Diğer bir husus ise yine PKK açılımının hızlandığı ve hükümetin çözüm adına BDP´yle görüşeceği bir zamanda Tokat-Reşadiye´de 6 erin beklenmedik bir şekilde şehit edilmesidir. Bu olayda herkes delilleri Tokat´ta ararken asıl delilin Tunceli´de olduğunu görememiştir. Bilindiği gibi Tokat-Reşadiye´de erleri şehit eden teröristler Tunceli´den Tokat´a gelen ve genellikle kışın tekrar Tunceli´ye dönen teröristlerdir. 2008-2010 yılları arasında Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı yapan Tümgeneral Mehmet Çörten eski Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık´ı Tunceli´den Tokat´a giden teröristlerin, dönmedikleri halde Tunceli´ye geri döndüklerine inandırarak Tokat´ta alınan tedbirlerin zayıflatılmasına ve ardından böyle bir olayın olmasına sebebiyet vermiştir.
Yine Ergenekon terör örgütünün kısmen tasfiyesi ve PKK terör örgütünün bitirilmesine çok yaklaşıldığı günümüzde olanları doğru okumak gerekmektedir. Günümüzde yaşananlar da 1993´te yaşananlara çok benzemektedir. PKK ve devlet içinde PKK ile irtibatlı gruplar da yok edilmek üzeredir.
Gerek Ergenekon gerekse de PKK´nın çözülmesinde duruşuyla katkıda bulunan Atilla Paşa´nın 2010 Ağustosunda emekli olmasıyla, Jandarma Genel komutanlığına adı Özal´ın zehirlenmesiyle gündeme gelen ve aynı zamanda istihbarat kökenli olan Aslan Güner´in anılması ve bunda ısrar edilmesi yeni süreçte planlananlara ışık tutmaktadır.
Bu yeni süreç, ülke için hayati derecede önemlidir ve özenle götürülmek zorundadır. Gerçek vatanseverlerin ucuz kahramanlık, hamasi söylem ve tavırlara girmeden hareket etmesi, elini taşın altına koyması zorunluluğu vardır. Bu ülkeyi sevenler, bu ülke için seve seve canını ortaya koyabilir ama devir aklını ortaya koyabilme devridir. Ülkeyi bekleyen muhtemel tehlikeler; önceki yıllarda ki gibi siyasi ve medyatik cinayetlerin yanında toplumsal çatışma ve fiziki bölünmedir.
İşte yine böyle bir zamanda Aslan Güner´in Jandarmanın başına getirilemese bile Halil Helvacıoğlu´nun Korgeneralliğe yükseltilmesinin bir hayat memat meselesi haline getirilmesi ve Çörten´in ikinci kez İstihbarat Başkanlığına getirilmesi, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir husustur.
Böyle bir zamanda Diyarbakır´daki faili meçhullerle ilgili davanın Özal, Eşref Bitlis, Kazım Çillioğlu, Bahtiyar Aydın, Rıdvan Özden vb. davaların birlikte düşünülerek ele alınması kapıları aralayacaktır. Mevcut devam eden Ergenekon davasında ise bu yapının yeniden reorganize olduğunun göz önünde bulundurulması ve devam etmesi önemli bir husustur. ( oguzyurdum.com)
(23 Haziran 2011, 16:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
JİTEM´in Derin Paşası: Mehmet Çörten
İzmir Jandarma´da gece yarısı belge imhası
ALBAY KAZIM ÇİLLİOĞLU´NUN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Adli Tıp: Çillioğlu intihar etmiş olamaz
Flaş!!! Çillioğlu dosyası tekrar açıldı
Çillioğlu´nun ölüm sırrı bu mu?
Çillioğlu´nun ölüm sırrı bu mu?
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
Eşref Bitlis suikasti manşetlerimiz
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz