Orgeneral Eşref Bitlis´in 17 Şubat 1993´te uçağının Ankara´da düşmesi sonucu ölümüyle ilgili özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin soruşturmasında savcının uçak enkazından delil bulma çabası sonuçsuz kaldı. Uçak enkazı hurdacıya satılmış. Savcılığın bu gelişme üzerine askeri makamlar nezdinde girişimlerde bulunarak Bitlis´in uçağını inceleyen dönemin bilirkişi tanıklarının bilgisine başvurması bekleniyor. Kaza raporunu yazan albay A.S. kaza raporunun Genelkurmay Karargahı´nda 4 generalin baskısı ile değiştirildiğini açıklamıştı.
Eşref Bitlis´in uçak enkazı hurdacıya satılmış
Orgeneral Eşref Bitlis´in 17 Şubat 1993´te uçağının Ankara´da düşmesi sonucu ölümüyle ilgili özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´nin soruşturmasında savcının uçak enkazından delil bulma çabası sonuçsuz kaldı. Uçak enkazı hurdacıya satılmış. Savcılığın bu gelişme üzerine askeri makamlar nezdinde girişimlerde bulunarak Bitlis´in uçağını inceleyen dönemin bilirkişi tanıklarının bilgisine başvurması bekleniyor. Kaza raporunu yazan albay A.S. kaza raporunun Genelkurmay Karargahı´nda 4 generalin baskısı ile değiştirildiğini açıklamıştı.
Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Özgür, Bitlis´in düşen uçağını incelemek istedi. Ancak askeri yetkililerden, Bitlis´in uçak enkazının hurdacıya satıldığı bilgisiyle karşılaştı. Bitlis´in suikast sonucu öldürüldüğü iddialarını araştıran savcı, uçak enkazının hurdacıya satılması sonrası 18 yıl sonra yeniden yapmayı planladığı bilirkişi incelemesini yapamayacak. Savcı Özgür´ün bu gelişme üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı nezdinde girişimlerde bulunarak Bitlis´in uçağını inceleyen dönemin bilirkişi tanıklarının bilgisine başvurması bekleniyor. Konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı aracılığıyla inceleme başlatmıştı.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis´i Diyarbakır´a götürmek üzere 17 Şubat 1993´te saat 12.30´da Güvercinlik Askeri Havaalanı´ndan kalkan uçak, kısa bir süre sonra düşmüş, Eşref Paşa´nın yanı sıra pilotlar Binbaşı Yaşar Erian ve Yüzbaşı Tuğrul Sezginler de şehit olmuştu. Olayın Uğur Mumcu suikastından yaklaşık 1 ay sonra meydana gelmesi şüphe uyandırırken, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, olayın uçak motorundaki buzlanmadan dolayı meydana geldiğini söyledi.
Bilirkişi raporu: Kaza buzlanmadan meydana gelmiş olamaz
Ancak daha sonra İTÜ öğretim üyeleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, uçağın ´buzlanma´ sonucu düşmüş olamayacağı vurgulandı. İTÜ raporu ´sabotaj´ ihtimaline dikkat çekiyordu. Ayrıca dönemin Meteoroloji Genel Müdürü Mehmet Önerci, kazadan 2,5 saat önce ´037´ numaralı gizli hava raporunu Genelkurmay´a ulaştırdıklarını bildirmişti. Ömerci, dönemin Genelkurmay Başkanı Güreş´in ´Uçak buzlanmadan düştü´ sözlerine karşılık, Eğer öyleyse paşayı bile bile ölüme götürmüşlerdir. Çünkü biz raporumuzu sunmuştuk. demişti. ( Zaman)
Bilirkişinin şüpheleri diğer şüpheleri doğruluyor
Eşref Bitlis´in uçak kazasındaki şüpheleri arttıran başka olaylar da yaşandı. Bitlis´le birlikte uçağa binmesi planlanan ancak mazereti nedeniyle bundan vazgeçen Kazım Çillioğlu 1 yıl sonra kuşkulu şekilde hayatını kaybetti. Eşref Bitlis´in ekibi olduğu söylenen ve Kürt sorununun çözümünün demokratik yollardan olmasını savunan Turgut Özal´a destek veren bir grup askerden çoğu şüpheli şekilde hayatlarını kaybetti.
Ecel mi Ergenekon mu? 10 Subaydan 7´si öldü
İntihar ettiği söylenen Tunceli Jandarma Komutanı Albay Çillioğlu´nun ölümü bugünlerde tekrar araştırılıyor ve ilk sonuçlar şok ediciydi. Mezarı 17 yıl sonra tekrar açılan Albay Çilllioğlu´nun kaburga kemiklerinde bir kırık ile kürek kemiğinde bir delik bulundu. Bu da şüpheleri doğruluyordu. Buna göre Albay intihar etmemiş, önce dövülmüş ardından ense ve sırtına birer kurşun sıkılarak öldürülmüştü. Albay´ın oğlu Tayfun Çillioğlu bir başka ilginç ayrıntıyı daha gündeme getirdi: ?Babamın ajandasında Eşref Paşa ve bazı generallerin birlikte yer aldığı fotoğraf bulduk. O fotoğraftaki 10 kişiden 7´si bugün hayatta yok. Babam Org. Bitlis´e çok yakındı. İntihar ettiğini söylediler. Ben hiç inanmadım. Bazı şeyler sonuçlanınca babamın günlüklerini ilgili yerlere vereceğim.? Çillioğlu´nun yeğeni Kahraman Çillioğlu da ?İntihar haberini alır almaz Tunceli´ye gittik. Bizi olay yerine bile yaklaştırmadılar. Cenazesini kimseye yaklaştırmadılar. Apar topar bir otopsi yaparak dosyayı kapattılar.? dedi.
Fotoğraftaki isimler bunlar mı?
Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis
Diyarbakır Bölge K. Tuğg. Bahtiyar Aydın
Adana Bölge Komutanı Tuğg. Temel Cingöz
Mardin Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden
Tunceli Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu
Emekli Korgeneral Hulusi Sayın
Binbaşı Cem Ersever (JİTEM Kurucusu)
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Demokratik açılım projesiyle birkaç yıldır yapılmaya çalışılan ´demokratik açılımlar yoluyla terörü bitirme´ projesinin bir benzeri Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın öncülüğünde 90´lı yıllarda denenmişti. Ancak başta Özal olmak üzere ona yakın olan Jandarma komutanı Eşref Bitlis ve ekibinde yer alan çok sayıda subay şüpheli ölümlerle hayatlarını kaybetti. Bu dönemde 33 erin şehit edilmesi gibi başka kritik olaylar gerçekleşti. 33 erin katledildiği bölgeye ilk gidenlerden birinin bugün Ergenekon davasının sanıklarından olan dönemin askeri istihbarat subaylarından Fikri Karadağ olduğu anlaşıldı. Karadağ´ın adı Ergenekon iddianamelerinde, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ın ölümünde de geçiyor.
1993 yılı başında gazeteci Uğur Mumcu bombalı saldırıda öldürüldü. Mumcu´nun son günlerinde PKK lideri Öcalan´ın MİT´le ilişkilerini incelediği, buna dair bir kitap yazmakta olduğu biliniyordu. Mumcu, etrafındakilere Öcalan´la ilgili de ilginç bağlantılara ulaştığını açıklamıştı. Kızı bu durumu şöyle ifade ediyor: Muhtemelen Apo´nun MİT ajanı olduğuna dair bir belgenin izine ulaşmıştı. Bu belgeyi aradığını da biliyordum. Ancak kısa süre sonra suikast meydana geldi. Mumcu´nun öldürülmesiyle başlayan 1993 yılı Türkiye için kanlı ve kara bir yıl oldu. En kanlısının Bingöl´deki 33 er katliamının olduğu çok sayıda peşpeşe gelen olaylarda kendi alanında güçlü ve simge isimler aynı yıl, art arda hayatlarını kaybetti: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever ve gazeteci Uğur Mumcu. Kimi öldürüldü, kiminin ölümünün üzerindeki sis perdesi hala aralanamadı. Bu dört ismin ortak özelliği ise ya PKK´yla mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı. Bu olaylar sonucunda bugünlerde ´demokratik açılım´ projesiyle yapılmaya çalışılanın benzeri, PKK´nın tasfiyesinin sağlanarak Doğu ve Güneydoğu´nun terörden kurtulması ve barışın sağlanması projesi rafa kaldırıldı.
İşte 1993 yılındaki olaylar dizesi
24 Ocak 1993: Uğur Mumcu cinayeti
17 Şubat 1993: Jandarma Komutanı Eşref Bitlis´in uçak kazasında ölümü
17 Nisan 1993: Cumhurbaşkanı Özal´ın kalp krizinden vefatı
24 Mayıs 1993: Bingöl´de 33 asker katliamı
22 Ekim 1993: Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti
04 Kasım 1993: JİTEM kurucusu Cem Ersever ve yakın arkadaşlarının öldürülmesi.
(22 Haziran 2011, 10:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
EŞREF BİTLİS´İN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz