Balyoz darbe planı davasında bugün 32. duruşma görülüyor. 196 sanıklı davanın duruşmasına 142´si tutuklu 15´i tutuksuz olmak üzere 157 sanık katıldı. Duruşma, tutuklu sanıklardan Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan´ın avukatı Şener Atılgan´ın savunmasıyla sürüyor.
Balyoz Davası´nda 32. duruşma
Balyoz darbe planı davasında bugün 32. duruşma görülüyor. 196 sanıklı davanın duruşmasına 142´si tutuklu 15´i tutuksuz olmak üzere 157 sanık katıldı. Duruşma, tutuklu sanıklardan Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan´ın avukatı Şener Atılgan´ın savunmasıyla sürüyor.
Balyoz Planı iddialarına ilişkin 196 emekli ve muvazzaf askerin yargılandığı davanın 32. duruşması görülmeye başlandı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´ndeki salonda yapılan duruşmaya, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ve Albay Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 142 tutuklu sanık katıldı. Nejat Bek´in de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık katılmadı. 15 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı olan emekli Orgeneral Ergun Saygun´un GATA´daki tedavisi devam ettiği için duruşmaya katılmadı.Mahkeme Başkanı Ömer Diken, duruşmaya katılmayan bazı sanıkların sağlık sorunları nedeniyle mazeret bildirdiklerini söyledi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Cengiz Köylü, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dijital bir terörle karşı karşıya olduğunu belirterek, Özgürlüğümüz yok ediliyor. Türkiye Cumhuriyeti, kendisine hizmet eden kahramanlarını bu terör karşısında koruyamamaktadır dedi. Gelecek Perşembe bir sunum yapacağını, bu sırada mahkemede bilgisayardan anlayan bir bilirkişi heyetinin bulunmasını isteyen Köylü, tüm Türkiye´nin gerçekleri öğreneceğini ifade etti.
´TSK emirler disiplin esasına göre yerine getirilir´
Mahkeme Başkanı Ömer Diken savunması tamamlanan Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan´ın sorgu ve beyanın alınmasına devam edileceğini belirterek kürsüye çağırdı. Söz alan sanık Olcan´ın avukatı Şener Atılgan, müvekkilinin iddianamede hakkında yer alan bütün iddialara satır satır cevap verdiğini anlatarak, Bizde müvekkilimizin o savunmasına aynen iştirak ediyoruz. Müvekkilime 1. Ordu Komutanlığı´nda düzenlenecek seminerle ilgili tebligat yapılmıştır. Müvekilim ´hayır ben bu seminere katılmıyorum´ diyemez. Türk Silahlı Kuvvetleri´nde (TSK) emirler disiplin esasına göre yerine getirilir. TSK´da yukarıdan aşağıya tam otorite, aşağıdan yukarıya da tam itaat vardır. Tebligata rağmen seminere katılmayanlar ise askerlikle ilişkileri kesilecek şekilde cezalandırılır. Müvekkilimin seminerde yer alması normaldir. Müvekkilim seminerdeki sunumunu da başarılı şekilde tamamlamıştır, hiçbir suç unsuru taşımamaktadır. Bu seminerde darbe ile ilgili hiç bir konu görüşülmemiştir dedi. Dosya içinde yer alan Askeri Bilirkişi raporu ile TÜBİTAK raporları arasında çelişkiler bulunduğunu savunan Avukat Atılgan, müvekkilim 42 yıllık başarılı bir subaydır. Kaçma şüphesi yoktur. Müvekkilimin tutuklu olarak yargılanması hukuki bir hatadır. Ve hukuki hatanın yapılmasına devam edildiği kanaatindeyim. Müvekkilimin ve diğer sanıkların biran önce tahliye edilmesini talep ederim diye konuştu.
Balyoz avukatlarından mikrofon tepkisi
Tepemde kılıç gibi sallanan mikrofonların altında daha fazla huzurlu bir şekilde avukatlık yapamayacağım için müvekkilimden özür dilerim diyen Avukat Atılgan, duruşma salonun çeşitli yerlerinde yar alan ses alan mikrofonlara tepki göstererek savunma hakkının kısıtlandığını belirtti.
´Sanık küçük Kosovo´daydı´
Söz alan sanık Doğan Fatih Küçük, savcılıkta kendisine Yurder Olcan´ın seminerde yaptığı konuşmasına katkıda bulunup bulunmadığı şeklinde sorular sorulduğunu belirtti. Sanık Küçük, sanık Olcan´a seminerde yaptığı sunumuna kendisinin bir katkısı olup olmadığının sorulmasını istedi. Bunun üzerine söz alan sanık Yurdaer Olcan, Sanık Doğan Fatih Küçük ben sunumumu yaptığım dönemde Kosovo´da görevdeydi. Seminer düzenlendiğinde sanık Küçük Türkiye´de değildi dedi. Duruşma Yurdaer Olcan´ın sorgu ve beyanlarının alınmasıyla devam ediliyor.
Avukatlar ses alan mikrofonların kaldırılması için dilekçe sundular
Bu arada Çetin Doğan´ın avukatı Hüseyin Ersöz´ün de aralarında bulunduğu bir kısım sanık avukatları, duruşma salonuna tavandan sarkıtılan ses alan 15 mikrofonun kaldırılması talebiyle mahkemeye ortak bir dilekçe sundular. ´Yasa dışı dinleme ve gözlemeye son verilmesi istemidir´ başlıklı 3 sayfalık dilekçede şu ifadelere yer verildi: 13 Haziran 2011 günü duruşma salonunda ucunda ses ve görüntü alma cihazlarının bulunduğu yaklaşık 4-5 metre uzunluğunda tavandan sarkıtılan kablolarla donatıldığına şahit olduk. Duruşma salonunda mahkemenizin kararı ile yerleştirilen ancak büyük bir skandal olarak tanımlanabilecek avukatların kendi aralarında ve müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeleri sesli ve görüntülü olarak kaydeden cihazların derhal kaldırılmasına karar verilmesini, aksi durumda böyle bir ortamda savunma görevinin yapılabilmesinin imkansızlığı karşısında, gerek ulusal gerekse uluslararası ilgili kurumlar nezdinde her türlü meşru girişimlerde bulunarak Savunma hakkını savunacağımızı ve bu hakkın özgürce kullanılmasını sağlayana dek kararlılığımızı sürdüreceğimizi arz ve talep ederiz. ( AA, Cnnturk)
Balyoz seminerinde 1. Ordunun görev sahasının dışına taşıldı
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Balyoz davasında tutuklu sanık Yurdaer Olcan´ın çapraz sorgusuna devam edildi. Üye hakim Peksak, sanığa 1. Ordu´yu kapsayan bir seminer planı yapıldığını yönündeki ifadeleri hatırlatarak, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´ndan alınan destekle bu plan yurt semineri haline dönüşmüyor mu? Yani 1. Ordu görev sahası dışına taşılmış olmuyor mu? diye sordu. Seminerde yurdun tamamını ilgilendiren konuların tartışıldığını söyleyen Olcan, söylediği sözlerin de bu tartışma konuları ile ilgili kendisinin yürüttüğü fikirler olduğunu ifade etti.
Hakim Peksak, Olcan´ın savunmasında davaya konu planın sıkı yönetim palanı olarak adlandırılacağını anlattığına dikkat çekerek, Gerçekçi olması konusunda özen gösterilen bir senaryoda bu bir özensizlik olmuyor mu? diye sordu. Olcan, Aslında değil. Benim sorumlu olduğum bölge geri bölge emniyeti olarak geçiyor. Bu bazı yerlerde sıkı yönetim, bazı yerlerde geri bölge emniyeti ve bazı yerlerde de EMASYA olarak geçer. Bunların hepsinin genel adı olmadığı için zaman zaman hepsi kullanılır. Hatta bizde ne isim vereceğimizi bilemedik. cevabını verdi.
Hakim Ali Efendi Peksak, Savunmanızda semirene 1.Tugay Zırhlı Tugay Komutanı olarak katıldığınızı, ön çalışma yaptığınızı söylediniz. Soruşturma aşamasındaki ifadenizde ise ön çalışma yapmadığınızı söylediniz. Bu çelişki değil mi diye sordu. Korgeneral Olcan, O sırada hatırlamamıştım. Sonra iddianameyi okuyunca hatırladım diye yanıt verdi. Hakim Peksak´ın soruları üzerine Olcan, Plan semineri gizli değildi derken, tugaydaki, tümendeki hazırlıklar sırasında, çaycı bile plan semineri yapılacağını bilir. Bunu kastetttim dedi.
Doğan: OEYTS´nin düşman, darbe gibi algılanmasını bırakalım
İfadelerde kendisiyle ilgili bölümler hakkında açıklama yapmak istediğini belirten tutuklu sanık Çetin Doğan söz aldı. Tutuklu sanık, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ise seminerin Egemen Harekat Planı´na göre yapıldığını, bu planın Yunanistan´ın karasularını 6 mile çıkarması durumunda, geri bölgede meydana gelecek iç karışıklıklarla ilgili olduğunu belirtti. Örtülü veya örtüsüz nelerin tartışıldığının seminer cereyan planında açıkça belli olduğunu ifade eden Doğan, Burada örtülü bir şekilde darbeyi planladığımız, görüştüğümüz düşünülürse çok yanlıştır. Senaryonun o günkü şartları ve durumu aksettirmiyor. Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS) kabul edilmiştir. Türk-Yunan savaşı olasılığı en düşük savaş ihtimalidir ama, Türkiye´nin başı dertte olduğu zaman Yunanistan ´karasularımı 12 mile çıkartma hakkım var´ diyor. OEYTS´nin düşman, darbe gibi algılanmasını bırakalım diye konuştu.
Doğan: Yaşım 70 fakat işim bitmemiş
İddianamede bulunan ve üye hakimin planın örtülü olduğu esas amacının diye başlayan bölümden sorular yönelttiğini hatırlatarak, Çözümlemeler hatalı yapılmıştır ve benim söylemediğim sözler de söylemişim gibi geçmiştir. ´Bu plan dediğim yer yoktur, ´Bu seminer denilmiştir. açıklamasını yaptı. Yaşım 70 fakat işim bitmemiştir. diyen Doğan, mahkeme heyetinin egemen planı anlamadığını, algılamayla ilgili bir problem olduğunu iddia etti.
Doğan: Doğru bildiğimizi yaptık
Bunun üzerine Peksak İçimizde şimdiye kadar barınamayanlar Meclis´e taşındılar. sözlerini hatırlatarak, Özetleyerek okudum ve soruyorum. Algıyla ilgi bir problem var mı? diye sordu. Doğan, Bu konuşma seminerde yapılmadı. 20 Aralık 2002 tarihinde yapılan konuşma iki cingöz Recai polis tarafından Balyoz planında yapılmış gibi gösterilmiştir. O günün konuşmalarını düşünüyorum. İmam hatip eylemleri, bayrak törenine katılmama, tesettürle derslere girme gibi olaylar vardı. Bunlar da Başbakanlığın genelgesi doğrultusunda rapor edildi. Bu genelge ise 2011 ocak ayında Başbakanlık tarafından kaldırıldı. Ordudan ilişiği kesilen Konya milletvekili Meclis´e girdi. Bazı isimler de belediyelerde yer aldı. Genelgede bunlara kol- kanat gerilmemesi vardı. Biz doğru bildiğimizi yaptık. şeklinde konuştu.
Savcının sorusu Çetin Doğan´ı sinirlendirdi
Çetin Doğan´a soruları olduğunu belirten Savcı Savaş Kırbaş ise, Kanaatinizi soruyorum. Ordudan herhangi şekilde ilişiği kesilenlerin dışarıda bir işe girmelerini engellemek ne kadar doğru? diye sordu. Doğan´ın bu soruya güldüğünü gören Savcı, Bunda gülünecek ne var? diye sordu. Doğan ise, Bu soruya tabii ki gülünür. Gerçekten gülünecek konu. Sorunuzu Başbakanlığa yöneltin, genelgesi var.. Siz gerçekten evcilik oynar gibi darbe planı mı yapıldığına inanıyorsunuz? Şov mu yapıyoruz? dedi. Kırbaş´ın ´Bir ayaklanma mı var Türkiye´de de Yunanistan bundan faydalansın?´ sorusu üzerine de Doğan, savcının bu konuyu anlamadığını söyledi. Doğan´ın ´Ben size soru sorayım. Siz bu davada darbe planı olduğuna inanıyor musunuz?´ sorusu üzerine de Kırbaş, kendisine soru yöneltemeyeceğini ifade etti. Çetin Doğan, savunmasında da bu konuları anlattığını belirterek, ´Okuyun, senaryoyu okuyun. Siz anlamıyorsunuz. Savcılık makamına saygım var ama sınırları zorluyorsunuz. Egemen Harekat Planı´nı bilmiyorsunuz. Burada bir komedi mi oynanıyor? 11 no´lu CD´nin sahte olduğunu ifade ettim´ dedi. Kırbaş da ´Savcı olarak zorladığım sınırlar nedir? Soru sorarak mı sınırları zorluyorum?´ diye konuştu.
Savcı Kırbaş, Yurdaer Olcan´a da ´Birincilikle terfi etmiş bir komutansınız. OEYTS´nin 2003´te oynanması için Türkiye´de bir durum var mıydı? Siz karar mercisinde olsaydınız oynar mıydınız?´ diye sordu. İstanbul´daki tehdit durumunun değerlendirdiğini, ilçe emniyet komisyon toplantılarının yapıldığını ifade eden Olcan, ´İstanbul´daki asayişte artış, EMASYA birliklerinin yetersizliği nedeniyle bu plan seçilmiş. Bu şartlarda ben de oynardım herhalde´ dedi.
Albay Büyükkılıç´ın savunmasına geçildi
Duruşmaya tutuklu sanık Emekli Albay Emin Büyükkılıç´ın savunmasının alınmasıyla devam ediliyor. ( Cihan, Star, DHA)
SORGUDA SES KAYDININ İNKARI ÇOK ZOR |
Uzun bir aradan sonra girdiğimiz duruşma salonunda ilk dikkatimizi çeken, sanıklardaki şekil değişikliği oldu. Çoğu bıyık bırakmış, top sakal moda olmuş sanki. Takım elbiseyle gelenler bir elin parmağını geçmeyecek kadar azalmış; hatta bir numaralı sanık Çetin Doğan tişörtle gelmiş. Yoklamayla başlayan duruşmada ilk sözü bir avukat aldı. Daha birinci dakikada Zaman Gazetesi´nin haberini dile getirdi. Muhabirlerimizin sanıkların ifadeleri ile yetinmeyip, meseleyi iddialarla birlikte kaleme almasıyla ortaya çıkan gerçek, rahatsız etmiş kendilerini. Avukat konuştukça izleyici bölümünden yükselen öfkeli homurtular ve çıkışta bizi arayan sanık yakınlarını görünce, ´Acaba bizi bilinçli olarak mı hedef gösterdi?´ sorusunu sormadan edemedik.
İlk günlerde medya ve avukat ilgisi bir hayli yüksekti. Hatta müdahiller bile geliyordu duruşmaya. Davaya müdahil olanlar, planda isimlerinin geçtiğini ve gerçekleşmesi halinde mağdur olacaklarını söylüyorlardı. Sorguda, planda hedef olanlar konuşuluyor. Gözaltına alınacak imam hatip müdüründen görevden alınacak belediye başkanına kadar isim isim belirtiliyor. Duruşmanın bu aşamasında müdahillerin gelmemesini anlamak mümkün değil.
Hakim ve savcıların soruları, amiyane tabirle çelik çekirdek gibi. Özellikle ses kayıtlarından hareketle sorulan sorular, sanıkları zorluyor. Örneğin sanık İhsan Balabanlı, ses kayıtlarında halkı ´cezalandırma ve gözdağı verme´den bahsediyor. Hakim, ´Sizin cezalandırma yetkiniz var mı?´ deyince, ´Efendim ben tankların süratle geçmesini kastettim´ gibi komik cevaplar verebiliyor. Çetin Doğan, her sanıktan sonra mutlaka konuşma gereği duyuyor. Çünkü sorguda verilen cevaplar, Doğan´ı zor durumda bırakıyor. Hatta bir ara Doğan, darbe planını kabul eder şekilde konuşunca salonda bir anda ´yaaa, ne yapıyorsun´ sesleri yükseldi. Doğan, cümlesini keserek hakime ´Öyle sorular soruyorsunuz ki beni bile şaşırttınız´ demek zorunda kaldı. Hesap vermeye alışkın olmayan generallerin yanında Çetin Doğan´ın savcının basit bir sorusuna bile ´bu soru gülünç´ diye geçiştirmeye çalışması görülmeye değerdi. ( Ali Akkuş / Zaman)
(16 Haziran 2011), son güncel.: (17 Haziran 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: