İkinci Ergenekon davasının bugün görülen 116. duruşmasına tutuklu sanıklardan emekli tuğgeneral Levent Ersöz ilk defa katıldı. Ersöz sağlık sorunları nedeniyle uzun süredir hastanelerde tedavi görüyordu. Duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen tutuklu sanık Fatma Cengiz, telefonunun bir kez kilitlendiğini, tamir edildikten sonra kendi kendine açılmaya ve mesaj atmaya başladığını söyledi.
Cengiz: Telefonum kendiliğinden mesaj atıyor
İkinci Ergenekon davasının bugün görülen 116. duruşmasına tutuklu sanıklardan emekli tuğgeneral Levent Ersöz ilk defa katıldı. Ersöz sağlık sorunları nedeniyle uzun süredir hastanelerde tedavi görüyordu. Duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen tutuklu sanık Fatma Cengiz, telefonunun bir kez kilitlendiğini, tamir edildikten sonra kendi kendine açılmaya ve mesaj atmaya başladığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen ikinci Ergenekon davasının 116. duruşmasına, tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Oğuz Bulut ve Mustafa Dönmez katılmadı. Bu davanın tutuksuz sanığı olan ancak Oda TV soruşturması kapsamında tutuklanan Yalçın Küçük de duruşmaya gelmedi. Özel Harekat Dairesi Başkan vekili İbrahim Şahin ile gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay´ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan İlyas Çınar, Hayri Bildik ve Muhterem Bağcı ise duruşmada hazır bulundu.
Bu arada, duruşma başladıktan bir süre sonra tekerlekli sandalyeyle salona getirilen Levent Ersöz, yargılamanın başından beri rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gördüğü için duruşmalara katılamamıştı. Video konferans yöntemiyle tedavi gördüğü hastanedeki odasından savunmasını yapan Levent Ersöz, bir süre önce İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinden Selimpaşa´daki Devlet Hastanesine nakledilmişti.
Ergenekon sanığından ilginç savunma
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün mazeretli olması nedeniyle yerine üye hakimlerden Hasan Hüseyin Özese duruşmaya başkanlık etti. Kimlik yoklamasının ardından Başkan Özese, 8 Nisan 2011 tarihli duruşmada çapraz sorgusu yarıda kesilen sanık Fatma Cengiz´i tekrar sanık kürsüsüne çağırdı. Savunmasında sadece 2 saat konuştuğunu belirten Cengiz, Telefon tapeleri ile ilgili açıklama yapmadığım söylendi. Eğer müsaade ederseniz tapelerle ilgili bazı açıklamalarda bulunmak istiyorum. dedi.
Dava konusu kendisiyle alakalı ilk telefon tapesinin 01 Mart 2008 olduğunu söyleyen Cengiz, O gün iki görüşmem görülüyor. İlki Davut kod adlı MİT´çinin zoruyla yaptığım görüşmedir. Diğeri ise yapmayı planladığım bir TV programı nedeniyle yaptığım görüşmedir. dedi. Sanık Cengiz, bir ara telefonunun kilitlendiğini, puk numarasını bilmediği için açamadığını ve telefonu açılması için Ankara´ya servise gönderdiğini ifade etti. Telefonun tamir edilip geri gönderilmesinden sonra bazı tuhaflıklar yaşadığını söyleyen Cengiz, Telefonu akşam saat 22.00´de kapatıp yatardım ama sabah kalktığımda telefonu açık bulurdum. Hatta kardeşim ile bu konuda çok tartıştım. ´Benim telefonumu neden açıyorsun´ diye bağırdım ama bana telefonu kendisinin açmadığını söyledi. Ayrıca tamir sonrası telefonum kendi kendine mesajlar atıyor ve bunu da düşen kontörlerden biliyordum. ifadelerini kullandı. ( Cihan)
Levent Ersöz hastaneye gönderildi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan avukat Cavit Subaşı, Levent Ersöz´ün avukatı Ali Rıza Dizdar´ın, annesinin vefatı nedeniyle duruşmaya katılamadığını belirterek, Ersöz´ün sağlık durumu hakkında mahkeme heyetine bilgi verdi.
Mahkeme heyetine başkanlık yapan Hasan Hüseyin Özese de Ersöz´e, ´Bir rahatsızlığınız varsa doktor çağırabiliriz´ dedi.
Ersöz ise ölüm riski yüzde 80 olan bir hastalığa yakalandığını söyledi. Hastalığının Adli Tıp Kurumu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Silivri Devlet Hastanesi raporlarıyla belgeli olduğunu belirten Ersöz, rahatsızlıklarını dosya olarak hazırladığını ve mahkemeye sunacağını ifade etti. Ersöz, sağ bacağındaki rahatsızlık nedeniyle ayağını rahat kullanamadığını, sağa ve sola çeviremediğini, yardım aldığını, sol kolunu da kullanamadığını kaydetti. İki üroloğun kendisinde kanserli dokuya rastlandığını söylediğini, bir doktorun ise aksini söylediğini ifade eden Ersöz, ´Buraya neden çağrıldığımı anlayabilmiş değilim. Kesinlikle tedavi olmak istiyorum. Beni huzurda görmek istemiş olabilirsiniz ama oturarak uzun süre kalamıyorum. Bu nedenle duruşmalardan vareste tutulmayı talep ediyorum´ diye konuştu. Ersöz, şekerinin 53 ile 550 arasında, tansiyonunun da 4 ile 20 arasında gelip gitmesine rağmen bu durumunun stabil olarak değerlendirilerek revirin üst bölümünde yüksek güvenlikli bir koğuşta kalabileceğinin uygun görüldüğünü ifade etti.
Bir süre sonra duruşma salonundan çıkarılarak binanın önünde bekleyen ambulansa bindirilen Ersöz, tedavi görmekte olduğu Selimpaşa Devlet Hastanesine gönderildi.
Fatma Cengiz´in çelişkili savunması
Duruşmada beyanları alınan tutuklu sanıklardan Fatma Cengiz de telefon görüşmelerine açıklık getireceğini belirterek, görüştüğü MİT´çilerin telefonunun pin kodunu bildiğini, isteyen bütün arkadaşlarının telefonunu kullandığını söyledi. Çapraz sorgusu sırasında üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Fatma Cengiz´e, İbrahim Şahin ile telefon görüşmelerini önce tiyatro olarak açıkladığını, sonra vazgeçtiğini, yine Susurluk kazasından bildiği için açıp Şahin ile tanışacağım dediğini belirterek, bu ifadelerin çeliştiğini bildirdi.
Cengiz de Şahin´i Kayseri´ye sohbet için çağırdığını ancak Şahin´in MİT ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından yasak konulduğu için yayına çıkmadığını dile getirdi.
Haşıloğlu´nun ´Korkut Eken´in de kullandığı anlaşılan telefondan Akif Aktan ile görüşüyorsunuz. Susurluk davasında mahkum olan sanıklarla ilişki kurmak istemenizin sebebi nedir?´ diye sorduğu Cengiz, gerek Korkut Eken gerekse İbrahim Şahin gibi bu ülkeye emek veren herkese saygısı olduğunu söyledi.
Haşıloğlu´nun ´Terörle mücadele eden sadece Korkut Eken, İbrahim Şahin değildir´ sözlerine Cengiz, ´Kim olursa olsun ona da aynı saygıyı gösteririm´ yanıtını verdi.
Fatma Cengiz: Ben radyocuyum şaka yaparım.. Hakim: Bunlar şaka değil iddianame
Haşıloğlu´nun ´Telefon içeriklerinden Korkut Eken´i tanıdığınız anlaşılıyor´ demesi üzerine Cengiz, Eken´i tanımadığını, koruması olan Akif Aktan ile telefonda görüştüğünü ifade ederek, ´Ben radyocuyum. Şaka yaparım. Benim işim lay lay lom´ diye konuştu. Üye hakim Haşıloğlu da, Hakkınızda iddianame düzenlenmiş, bunlar şaka değil. diye konuştu
Cengiz, Haşıloğlu´nun ´Sedat Bucak ile tanışıklığınız neye dayanıyor?´ sorusuna da Bucak´ı tanımadığını, Ankara´ya gittiğinde Kuvayı Milliye Derneğinde görevli olan bir kadından telefonunu aldığını, bir süre sonra aradığında ise telefonun kullanılmadığını gördüğünü anlattı.
Haşıloğlu, daha önceki savcılık ve mahkeme ifadelerinde MİT´çilerden söz etmemesine rağmen duruşmadaki savunmasında bunları anlattığı ve tehdit edildiğini söylediğini ifade ederek, ´Savunmanıza kadar MİT´çilerden bahsetmemişken şimdi söz ediyorsunuz. Şu andaki tehdit sizi korkutmuyor mu?´ dedi. Cengiz´in tehditten korktuğunu söylemesi üzerine Haşıloğlu ´Tehdit ortadan kalkmadığına göre neden söz ettiniz?´ diye sordu. ´Yalan mı söyleyeyim?´ diyen Cengiz´e Haşıloğlu, ´Yalan söyleyemedim diyorsunuz. Oysa beyanınıza göre savcılığa, nöbetçi mahkemeye yalan söylediniz. Bu mahkemeye geldiğinizde tehditten söz ettiniz´ dedi. Cengiz ise tehdidin başından beri var olduğunu kaydederek, ´30 aydır biz yatıyoruz. Biraz da onlar yatsınlar´ şeklinde konuştu.
Bazı konuşmalar tiyatro bazıları değil
Haşıloğlu´nun ´İbrahim Şahin ile telefondaki konuşmalarınızın hepsi tiyatro mu?´ sorusuna Cengiz, bazı görüşmelerin tiyatro olduğunu, bazılarının ise başka konuşmalar olduğunu, ancak bu konuşmaların birbirine katılarak iddianameye konulduğunu savundu. Cengiz, telefon görüşmelerinde söz ettiği Metin Gürak, Bekir Kalyoncu, emekli orgeneraller Hilmi Özkök ve İlker Başbuğ´u da tanımadığını dile getirdi. ( Zaman)
10 Mayıs 2011 - Kayseri Hava İndirme Tugayı´nda çalıştığını söylediği telefon tapeleri de okunan Cengiz, telefonda yaptığı konuşmaları inkar etti. Hava İndirme Tugayı´ndan değil, onun karşısında oturan arkadaşından bahsettiğini söyledi. Bu arkadaşının eşinin ise asker olduğunu ileri sürdü. Hakimin bu kişinin ismini sormasına kızan Cengiz, söz konusu ismi açıklamayacağını söyledi. ( Zaman)
(09 Mayıs 2011), son güncel.: (10 Mayıs 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: