Balyoz davasında 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin sanık Şükrü Sarışık´a yöneltilen bazı sorular, sanık ve avukatların tepkisine neden oldu. Çapraz sorgusunda 12 Eylül darbesini savunmaya başlayan Sarışık´a bu konuyla ilgili soru soran savcıya sanıklar tepki gösterdi, 12 Eylül´le ilgili soru sorulmamasını istedi. Sanıkların 12 Eylül´ü savunmalarını gerekçe gösteren savcı da sorularında ısrar etti. Duruşmanın ilerleyen saatlerinde sanık avukatlarının bir itirazı ise şok etti. Müvekkillerinin kalp krizi geçirebileceğini, bu nedenle soru sorulmamasını isteyen avukatlara mahkeme başkanı tepki gösterdi: ´Bu sorulardan kimse kalp krizinden ölmez.´
Soru sormayın, sanıklar kalp krizi geçirebilir
Balyoz davasında 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin sanık Şükrü Sarışık´a yöneltilen bazı sorular, sanık ve avukatların tepkisine neden oldu. Çapraz sorgusunda 12 Eylül darbesini savunmaya başlayan Sarışık´a bu konuyla ilgili soru soran savcıya sanıklar tepki gösterdi, 12 Eylül´le ilgili soru sorulmamasını istedi. Sanıkların 12 Eylül´ü savunmalarını gerekçe gösteren savcı da sorularında ısrar etti. Duruşmanın ilerleyen saatlerinde sanık avukatlarının bir itirazı ise şok etti. Müvekkillerinin kalp krizi geçirebileceğini, bu nedenle soru sorulmamasını isteyen avukatlara mahkeme başkanı tepki gösterdi: ´Bu sorulardan kimse kalp krizinden ölmez.´
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Balyoz davasının 25´inci duruşmasına Halil İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan´ın da aralarında bulunduğu 151 tutuklu sanık ile 22 tutuksuz sanık katıldı. Emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ´ın da aralarında bulunduğu 11 tutuklu sanık, 11 tutuksuz sanık ve hakkında yakalama kararı bulunan emekli Orgeneral Ergir Saygun ise duruşmaya katılmadı.
Bir önceki duruşma savunmasını tamamlayan eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, dünkü savunmasında belirttiği gibi dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman´ın tanık olarak dinlenilmesi talebini tekrarladı. Daha sonra da Sarıışık´ın avukatlarının savunması ile duruşmaya devam edildi. Avukat savunmalarının tamamlanmasının ardından da savcı Savaş Kırbaş´ın soruları ile Sarıışık´ın çapraz sorgusuna geçildi. Sanık Sarışık çapraz sorgusu sırasında kendisine yöneltilen bir soru üzerine plan seminerindeki ses kayıtlarında iç ve dış tehditlerle alakalı Türkiye genelinde bir durum değerlendirmesi yaparak buna jenerik senaryo içinde yer verdiklerini söyledi. Ülkenin geleceği ve bekasını sağlamak için plan seminerinde bu jenerik senaryoyu anlattığını belirten Sarıışık, senaryodaki her şeyin yasal çerçevede konuşulduğunu iddia etti.
Sarıışık´tan kaçamak cevaplar: Seminerde parti ismi kullanıldı mı bilmiyorum
Üye hakim Ali Efendi Peksak, plan seminerindeki konuşması sırasında bir parti ismini kullanıp kullanmadığını sordu. Kendisinin kullanmadığını belirten Sarıışık, başka birisinin kullanılıp kullanılmadığından bilgisi olmadığını söyledi.
Bölücülük ve İrticaya tedbir alınmalı
Üye hakim Peksak, İddianamede yer alan bir ses kaydında 12 Eylül´ün darbe olarak kabul ettiğini sorması üzerine Sarıışık, Bunu dünya kabul etti. Tüm ülke kabul etti. Benim kabul etmemem neyi değiştirir? şeklinde cevap verdi. Toplumsal olaylarda alınacak tedbirlerin önemli olduğunu ifade eden Sarıışık, ülkeyi bölmek, yıkmak ve irticai faaliyetlere karşı tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
12 Eylül´de terörün 1 günde bitmesini normal karşıladı
Sarıışık, Herkez bu konuda hemfikir ve aynı şeyi söylüyor. Bir günde 30 - 40 kişi ölüyor. Ertesi gün bir şey yok. Neden? Çünkü kamu güvenliği sağlandı. Demek ki herkes görevini tamamıyla yaptığı için. Bu günde herkesin görevini tam olarak yapması lazım. Emniyet güçleri de görev sorumluluğu ile düzgün çalışınca ortalık düzeliyor. Herkes görevini yapsa ne gerek var ihtilale ya da darbeye? şeklinde konuştu.
Savcının kritik 12 Eylül sorusu sanıkları gerdi
Bu sırada Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, 12 Eylül´de her şey süt liman oldu diyorsunuz. 11 Eylül´de de aynı ordu vardı. O zaman neden engelleyemedi? Başka bir ordu mu vardı 12 Eylül´de? diye sorması üzerine sanıklar ve avukatları bu sorunun sorulmasına itiraz etti. Avukatlar, bu sorunun davayla ilgisi olmadığını belirterek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Ali Alçık da araya girerek, Savcı sorusunu sorsun, tamamlasın. Ondan sonra itiraz edin. Neyi soracağını nereden biliyorsunuz? dedi. Sanık avukatlarından Fatih volkan, Savcı, herhalde 12 Eylül´ün hesabını soruyor. İddianamede olmayan husus müvekkilime sorulamaz. diye tepki gösterdi.
Mahkeme reddetti ancak savcı 12 Eylül sorusunda ısrar etti
Bunun üzerine mahkeme heyeti, kendi aralarında kısa bir görüşme yaparak, bu konunun iddianamede geçmediği gerekçesiyle soruyu reddetti. Bu soruya itiraz eden sanıkların, Sarıışık´ın 12 Eylül´ü savunmasına tepki göstermemesi de bu noktada dikkat çekiciydi. Savcı Kırbaş da tekrar söz alarak, İddianamede olmadığı hususunu kabul etmiyorum. 12 Eylül ile ilgili kıyaslama yapan sanığın kendisidir. Biz burada darbe yargılaması yapıyoruz. Sanık ´Plan seminerinde ve savunmasında 12 Eylül´de etraf süt liman oldu.´ diyor. Plan seminerinde görevinizi neden hukuki olarak yerine getirerek yapmadınız? 12 Eylül tarzına ne gerek vardı? dedi. Sanık Sarıışık´ın avukatı Osman Topçu da iddianame ve davanın 12 Eylül ile bir ilgisinin olmadığını savunarak bu sorunun sorulmasına karşı olduklarını ifade etti.
Çetin Doğan´ın da aralarında bulunduğu bir kısım sanıkların avukatı Celal Ülgen ise savcının her konuşmasında, İddianamede yer olmamakla birlikte ifadesini kullandığını belirterek, Sanık vekilleri olarak ne 12 Eylül´ü de ne de 12 Eylülcüleri savunma konumuna düşmeyiz. Biz 12 Eylül´de yapılanları kınamış insanlarız. Türk Silahlı Kuvvetleri bir havuz gibidir. 12 Eylül´de havuzda başka su vardır. Bir kişi o suda boğulmuştur, sonra su yenilenmiş ve havuz yeniden doldurulmuştur. Şimdi siz kalkıp ´Burada bir çocuk boğulmuştur.´ deyip burada hesabını soruyorsunuz. dedi.
Mahkeme başkanı: Siz üstün zekalı olabilirsiniz
Sanık avukatlarından bir kısmının söz alarak iddianamenin üye hakimler ve savcı tarafından hiç anlaşılamamış oldukları yönünde eleştirmesi ve ilkokul çocuklarının bile anlayabileceği benzetmesi üzerine Mahkeme Başkanı tepki göstererek, Siz anlayabilirsiniz. Çok üstün zekalı olabilirsiniz ama 2 hakime ´ilk okul öğrencilerinin anlayacağı konuyu anlayamamışlar.´ diyemezsiniz. Bu nahoş bir tutumdur. şeklinde uyarıda bulundu.
Avukatlar: Sanıklar kalp krizi geçirebilir soru sorulmasın
Avukatların, Savcının bazı sorularına sanıkların kalp krizi geçirerek rahatsız olabileceğini söylemesi üzerine de Başkan Alçık, Bu sorulardan kimse kalp krizinden ölmez. cevabını verdi. ( Cihan)
Savcı hakkında suç duyurusu talebi
Avukat Emin Emir, Savcı Savaş Kırbaş´ın 12 Eylül sorularıyla kamuoyu oluşturmaya çalıştığını savunarak savcı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Başkan Alçık bunun üzerine duruşmaya ara verdi.
Cem Gürdeniz´in savunması: AİHM´e şikayet etmiş
Balyoz davasının tutuklu sanığı Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz, savunması sırasında hak ihlalleri yaşadığı iddiasıyla AİHM´e başvurduğunu açıkladı. Gürdeniz´in avukatı Şule Nazlıoğlu Erol da savunma haklarının ellerinden alındığını belirterek AİHM´e ikinci bir başvuruda daha bulunacakları bilgisini verdi.İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Balyoz davasında Korgeneral Ayhan Taş savunmasında iddianamede yer alan suçlamaları hazırlayanların, TSK´yı güçsüz bırakacaklarını düşündüklerini ileri sürdü. Sanık Korgeneral Ayhan Taş, bu kişilere Kendi ordusunu sevmeyen uluslar, bir gün yabancı orduları beslemek zorunda kalır. şeklinde cevap vermek istediğini söyledi.
Diğer tutuklu sanık Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz ise savunmasında davanın Türk hukuk tarihinin ders kitaplarına emsali görülmeyen bir ucube dava olarak geçeceğini savundu. Balyoz davasının siyasi bir dava olduğunu belirten Gürdeniz, Türkiye gibi melez demokrasilerde görülmekte olan siyasi davalarda hukuki ve bilimsel bulgulara dayalı savunma yapmanın boşa bir gayret olduğunun da yaşadıklarımız paralellerinde farkındayım. ifadesini kullandı.
Gürdeniz savunmasında mahkeme heyetine hitaben Sahte Balyoz davası gibi dijital terör ürünü davalarla adalet sistemimizin lekelenmesine izin vermeyiz. dedi. Gürdeniz savunmasının sonunda yaşadığı hak ihlalleriyle ilgili olarak uluslararası hukuk platformunda da mücadelesine üzülerek devam ettiğini belirtti. Gürdeniz AİHM´ne yaptığı başvurunun kabul edildiği ve incelemenin başlatıldığı bilgisini verdi.
Süha Tanyeri´nin savunması
Eski 1. Ordu Kurmay Başkanı emekli Tuğamiral Süha Tanyeri de, Son kez ifade ediyorum. Ben Balyoz Harekat Planı diye bir planı ne hazırladım ne de basında yer alıncaya kadar duydum. O dönemde planlı bir faaliyet olan 1´inci Ordu Plan Semineri kapsamında icra edilen faaliyetlere iştirak ettim. Ancak yasal olmayan hiçbir oluşumda yer almadım. Böyle bir oluşum olduğuna dair de hiçbir bilgim olmamıştır. İddia edilen darbe teşebbüsü ile ilgili hiç kimseyle ne yazışma yaptım ne koordinasyonda bulundum ne de bir başkasından bu konuda bir belge alıp sakladım. Ne bana ait ne de bir başkasına ait bir bilgisayarda darbe teşebbüsüne veya planına ait ne bir hazırlık yaptım ne de bir evrak kaydettim. Özetle bana yöneltilen suçlardan bir tanesini bile işlemedim. Zaten kanıt olarak ileri sürülen belgelerin ihtiva ettiği bilgiler nedeniyle iddia edilen suçları işlemem madden de mümkün değildir. Buna rağmen hiç hak etmediğim halde tutuklandım. dedi.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, savunmasında Balyoz davasının açılmasına sebep olan plan seminerinde geçen bazı konulara cevap verdi. Planın Düşman Durumu başlığı altında geçen Mevcut iktidarın uygulamalarından cesaret bulan irticai grupların, devlet düzenimizin temelini oluşturan laiklik ilkesini kendi çıkar ve amaçlarına göre yorumladıkları görülmektedir. ifadesiyle ilgili olarak Tarih 2 Aralık 2002. Hükümet henüz 4 gün önce görev almış. Bu kadar sürede hükümet ne gibi uygulamalar yapmış da irticai gruplar cesaret bulmuş. Bu süre içerisinde böyle bir cümle yazılmış olamaz. dedi. Ancak Tanyeri bu suçlamayı kabul etmese de Evet bu hükümetin icraatlarından cesaret alarak bazı davranışlarda bulunan gruplar daha sonra olmuştur ve hatta hükümet bu uygulamalarından dolayı yargılanmış ve cezalandırılmıştır fakat hükümetin kuruluşundan 4 gün sonra değil. ifadesini kullandı. Tanyeri, planda AK Parti hükümeti aleyhine geçen suçlayıcı iddiaların, 4 günlük bir hükümet için söylenmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Planda, Şehit sayısının artamaya başladığı şeklinde ifadelerin de bulunduğunu belirten Tanyeri, İstatistiklerde planın hazırlandığı iddia edilen yıl şehit sayısında bir önceki yıla göre azalma var. Artış, 2007 ve 2008 yıllarında yoğunlaşmıştır. Bu da planın 2007 ve sonrası yıllarda yazılmaya ve bizlere bir tuzak hazırlanmaya başlandığını göstermekte. diye konuştu.
Görevlendirme belgesinde yetkili personel olarak harekat başkanlığından 4 subay isminin yer aldığını belirten Tanyeri, Harekat başkanlığında emredilen görevler için daha uygun subaylar varken ve bu personel özel olarak seçilmiş sınırlı sayıda personelin katılımı ile sözde darbe planının müzakere edildiği iddia edilen toplantının planlanmasında görev almalarına rağmen bu listede görev almamışlardır. dedi.
O dönemde görevinin harekat başkanlığı olduğundan makamına tahsis edilmiş bir odada görev yaptığını belirten Tanyeri, Askeri hiyerarşi açısından hiçbir personel resmi arzlar dışında benim odama gelip herhangi bir belge hazırlayamaz, işlem yapamazlardı. Plan subayları veri hazırlama uzmanları hiçbir zaman benim odama gelip evrak yazmamışlardır. Örnek olarak bir kısmını verdiğim belgeler incelenecek olursa, plan subaylarının mesailerini benim odamda yapmış olmaları gerekecektir. ifadesini kullandı.
Sanık Süha Tanyeri, 2003 yılında hazırlandığı ileri sürülen planda 2005 ve 2006 yıllarına ait bilgilerin bulunduğunun, davaya dayanak gösterilen 11 nolu CD´nin de aynı gerekçe ile sahte olduğunun mahkemede tespit edildiğini savundu. Tanyeri, 2005 yılında Haydar Baş tarafından yapılan konuşma metni ile Balyoz Plan ve eklerinde bire bir uyuşan bölümlerinin olduğu göz önünde bulundurulursa, bu notların da Balyoz Planında geçen ifadelerle örtüşmesi doğaldır. Çünkü söz konusu sahte plan bu notların da ele geçirilmesini müteakip yazılmıştır.
El yazısı notlarında 12 Eylül dönemine ait ellerindeki mevcut dokümanların listesinin yazılı olduğunu belirten Tanyeri, İncelendiği iddia edilen dosyaların hepsi sıkıyönetim icrasına yönelik evraklardır. Yani 1nci Ordu ve İstanbul sıkıyönetim Komutanlığının evraklarıdır. 12 Eylül darbe planı değildir. Sıkıyönetim planlarının görüşülmesi planlanan bir seminerden önce, daha önceden hazırlanmış ve uygulaması yapılmış sıkıyönetim planlarının incelenmesi en doğal faaliyettir. dedi. Tanyeri, bu açıklamasının yanında 12 Eylül Sıkıyönetimine ait çok sayıda evrak bulunmadığını, bunun da 12 Eylül Sıkıyönetiminin fazla incelenmediğinin kanıtı olduğunu iddia etti.
Sanık Tanyeri, savunmasının sonunda Delillerin toplanmamış olması ve delilleri karartma ihtimalimiz bulunduğu için tahliye talebimizi reddediyorsunuz. Madem deliller tam olarak toplanmadı bizi niye tutukluyorsunuz? Yani siz baştan diyorsunuz ki ´Lehinize deliller önemli değil, biz aleyhinize delil bulacağız, buna inanıyor ve bunu bekliyoruz. Onun için siz biraz daha eziyet çekin nasılsa aleyhte bir delil bulunacaktır.´ yorumunu yaptı.
Sanık Tanyeri, Balyoz Planının yazıldığı tarihte planda yazılı hususların yazılıp yazılamayacağını, ayrıca planda yer alan hususların gerçek olup olmadığı konularının teyit edilebilmesi için, Mahkeme heyetince hükümetten özelleştirme faaliyetleri ve Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 2 Aralık 2002 tarihine kadar icra edilen faaliyetler hakkında bilgi alınmasını talep etti. Tanyeri, dönemin Başbakanı ile ilgili Bakanlarının ve Bürokratlarının da ifadelerine başvurmak ve tanık olarak dinlenmek üzere mahkemeye davet edilmelerini istedi.
Delillerin gerçeklik ve hukukilik vasfı kazanması maksadıyla Gazeteci Mehmet Baransu´nun dinlenmek üzere mahkemeye davet edilmesini de isteyen Tanyeri, konuşmasının sonunda tahliye talebinde bulundu. Sanık Tanyeri´nin savunmasının ardından duruşma, 2 Mayıs 2011 tarihine ertelendi. ( Cihan)
(29 Nisan 2011, 11:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: