Genelkurmay´ın Balyoz davasında gerçekleşen tutuklamalara yönelik dün yaptığı eleştiriler kamuoyunda büyük tepki doğurdu. Adalet Platformu, muhtıra yayınlayan askeri yetkililere suç duyurusunda bulunmaya hazırlanırken vatandaşları da suç duyurusuna katılmaya çağırdı. Platform, 8 Nisan Cuma günü saat 14:00´de Beşiktaş Adliyesi´ne giderek suç duyurusu dilekçesini yetkililere teslim edecek.
Muhtıraya suç duyurusu
Genelkurmay´ın Balyoz davasında gerçekleşen tutuklamalara yönelik dün yaptığı eleştiriler kamuoyunda büyük tepki doğurdu. Adalet Platformu, muhtıra yayınlayan askeri yetkililere suç duyurusunda bulunmaya hazırlanırken vatandaşları da suç duyurusuna katılmaya çağırdı. Platform, 8 Nisan Cuma günü saat 14:00´de Beşiktaş Adliyesi´ne giderek suç duyurusu dilekçesini yetkililere teslim edecek.
Adalet Platformu´ndan yapılan açıklama şu şekilde: BALYOZ MUHTIRASINA SUÇ DUYURUSU ve TSK´YA MİLLETTEN ÜLTİMATOM, 8 Nisan Cuma Saat:14, Beşiktaş Adliyesi, www.adaletplatformu.net.Anayasa 138. ve TCK 288. Madde ihlalinden, Yasama-Yürütme ve yargıya müdahaleden, görevi kötüye kullanmaktan, darbecilik suçuyla yargılananları açığa almayarak görevi ihmalden, mahkeme üyelerini tehditten ve hedef göstermeden, daha önce mahkemeye baskı yaparak tahliye sonucu delillerin karartılmasından dolayı ve re´sen soruşturma açılmamasından dolayı SUÇ DUYURUSU yapacağız. Adalete baskıya karşı sessiz kalarak dilsizşeytan ve belhumadal olmamak için yapacağımız suç duyurusuna bekleriz.
DARBE=İŞGAL. Darbeler tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Haddini bilmeyen ve alenen darbelere ve balyoza ergenekona destek olan Genelkurmay yetkilileri derhal istifa etmelidir ve apoletli siyaseti bırakmalı, millete verilen muhtıraları derhal sayfasından kaldırmalıdır. Genelkurmay milli savunmaya bağlanmalı ve resmi protokol sıralamasında da darbeci askere haddi bildirilmelidir.
Başbakan ve bakan asmış, TBMM ve anayasayı ortadan kaldırmış, darbeci gelenekten gelenleri ve darbeyi savunmak, katiline tecavüzcüsüne aşık bir durumdur ki derhal bu şizofrenik ve paranoyak durum tedavi edilmelidir. Komutanım yanlışı benim doğrumdan üstündür mantığı askeri okullardan kaldırılmalı, komutanların İslama irtica, müslümanlara mürteci, askerler kobay, camiler bombalanmalı mantığı değişmeli ve tüm askeri okullara din dersi ve kuran meali dersi konularak halkına düşman komutanlar yetişmesi engellenmelidir. Eğer darbe ve muhtıralara sessiz kalırsak 17 bin faili meçhul daha olur ve 3 trilyon dolarımız daha terör tüccarlarına gider. Muhtıra terbiyesizliğinden dolayı milletten derhal özür dilenmeli ve hükümet, muhtıracılar dahil tüm balyozcuları 65. maddeyle derhal görevden almalıdır.
Adalet Platformu Koordinatörü Adem ÇEVİK 05322467411
İşte suç duyurusu dilekçesi
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI´NA
(CMK 250. Maddeye Göre Özel Yetkili )
Şüpheliler: Işık KOŞANER Genel Kurmay Başkanı, Genel Kurmay 2. Başkanı Aslan GÜNER, TSK Komuta kademesi. Darbe yapan, darbeyi-darbeciliği savunan soruşturma-inceleme ile tespit edilecek kişiler.
Müşteki: Adem ÇEVİK TCNo:12409824156 Toros sk. 17/14 Sıhhıye Ankara Tel:05322467411 www.adaletplatformu.net www.facebook.com/adaletplatformu www.twitter.com/adaletplatformu
Suçlar: ALENEN YARGIYA BASKI YAPMAK, Görevi kötüye kullanmak, suçu ve suçluyu övmek vatana ihanet, kaos, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, anayasa 138. ve 10. madde ve TCK 288., 215., 216., 40., ve 217.madde ihlali ve tehdit. Darbeye teşebbüs, kanunları uygulamamak, Yargının, TBMM´nin ve hükümetin faaliyetlerini engellemek. Yargıya baskı yapmak, HSYK´yı tehdit etmek, yargıya emir ve talimat vermek, Balyoz yargıçlarını terör örgütlerine hedef göstermek, adaleti engellemek, suça iştirak, teröre yardım ve yataklık, devlet memuru olduğu halde siyaset yapmak, siyasi demeçler vermek, bir zümreye ayrıcalık. Anayasanın ve kanunların uygulanmasını engellemek devlet malına zarar vermek, suçu ve suçluyu gizlemek, Uluslar arası hukuku ve sözleşmeleri uygulamamak.
İzah: www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2011/BA_05.htm
TSK ayrı bir devlet midir ki web adresinde ?GOV? veya ?MİL? uzantısı kullanmıyor. TSK ve OYAK LAĞVEDİLMELİDİR.
Siyasi demeçler veren, mahkemeleri, TBMM ve Hükümeti alenen tehdit edenler istifa etmiyorlarsa derhal AZL edilmelidir.
06 Nisan 2011 SAAT15:20 NO:BA - 05 / 11 koduyla yayımlanan yargıya emir-talimat muhtırası aşağıdadır.
1. 5-7 Mart 2003 tarihinde 1´inci Ordu Komutanlığında yapılan bir plan semineri ve bu seminerle ilişkilendirilmeye çalışılan ve bir darbe planı olduğu iddia edilen planla ilgili olarak başlatılan kovuşturma işlemi devam etmektedir.
2. Halen tutuklu bulunan 163 askeri personelin, tutuksuz yargılanmak üzere yaptıkları müracaat 5 Nisan 2011 tarihinde itiraz mahkemesi tarafından ikinci kez reddedilerek, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir.
3. Devam eden yargı sürecine müdahale anlamına gelebilecek davranışlardan özellikle kaçınan Türk Silahlı Kuvvetleri, yargılamayı etkilemeyecek şekilde, çeşitli defalar açıklamalar yaparak, ilgili makamları bilgilendirerek, yapılan seminerin ne olduğunu, nasıl yapıldığını, neleri kapsadığını ve kimlerin hangi emirlerle katıldığını tereddüte yer bırakmayacak şekilde izah etmiştir. Benzer hususlar, savcılık makamlarınca görevlendirilen bilirkişi raporlarında da açık bir şekilde yer almaktadır.
4. Hal böyle iken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir.
5. Bu nedenle, dün verilen tutukluluk halinin devamına ilişkin kararı kamuoyunun bilgisi için olduğu gibi yayınlıyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
TSK daha önceki muhtıra açıklamalarında da Balyozu ve balyozcu komutanları savunmuş etki altındaki mahkeme üyeleri tahliye vermek zorunda kalmış ve deliler de karartılmıştır hatta balyoz savcılarının görev yerleri değiştirilmiştir. Şemdinli de olduğu gibi Balyozcular iyi çocuktur iyi komutanlardır kefiliz denilerek mahkemeye etki edilmiştir. 27 Nisan da verdiği muhtırada TBMM ve milli iradeyi alenen silahla tehdit etmiştir. Komuta kademesinin çoğunluğunun cuntaya bulaştığından ve sürekli darbe yapmalarından dolayı da TSK lağvedilmeli ve yeniden yapılandırılmalıdır.
TSK´nın alenen Balyozculara destek vermesi de alenen suçtur. Yargıçlara brifing veren TSK ve TSK´dan brifing alan yargıçlar ?darbe görev suçudur? gerektiğinde yine kendilerinin illegal bir müdahale izlenimini oluşturmuştur. Mahkemelerin üzerinden F-16 uçuran Saldıray BERK´e, ?Kaos ve darbe için Öcalan´dan yararlanalım? ve ?darbeci Cihaner´i ses kaydındaki gibi kopya belge ile kurtaralım?a emirle parti kapatmada TSK´nın rolü olduğu söylenmektedir.
28 Şubat sürecinde Namaz kılanlara ve başörtülülere irtica ve mürteci diyerek aşağılanmış görevlerinden atılmış ayrımcılık ve soykırım suçu işlenmiştir. Orduda namaz kılan 1600 kişi atılmış. 28 şubat darbesinden sonra 50 milyar dolar bankaların içi boşaltılarak Türkiye halkına ihanet edilmiştir. 10 haziran 1997 de anayasa mahkemesi, danıştay, yargıtay vb. Yüksek yargı mensublarına emir-talimatla birifingler verilerek suç işlenmiştir. TSK´daki cuntacılar alenen mahkemelere baskı yapması ve ergenekona, balyoza kafese irticaya poyrazköye atabeylere sahip çıkması da suça iştiraktir ve suçu-suçluyu övmektir. Re´sen soruşturma açmamak da suçtur.
19 Şubat 2011´de TSK Komutasının Balyoz sanıklarına destek ziyareti Mahkemeye ALENİ BASKIdır. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Hasdal Askeri Cezaevi´nde yatan 102 muvazzaf subaya ziyarette bulunması: YARGIYA, HÜKÜMETE, TBMM´ye ve MİLLİ İRADEYE ALENEN HAKARETTİR AYRICA DARBEYE AÇIKÇA DESTEK VE MAHKEMEYİ TEHDİTTİR. Komutanların tutuklu general-amiral ve subaylarla görüşmesi Balyoz Mahkemesi hakim ve savcılarına ALENEN BASKIdır. Balyozcu paşaları açığa almayarak delillerin karartılması suçları işlenmiştir. Helikopterle Hasdal ziyareti TCK 266., 288., 265/2 madde anayasanın 138. Maddesine alenen aykırıdır.
Geçtiğimiz ay TSK sitesinden ?TSK aksi yönde yapılan telkinlere rağmen, yargı sürecine sabrediyoruz? daha önce de İlker BAŞBUĞ ?sabrımızı zorlamayın? tehditi.. TSK´daki Cuntadan TSK´ya ve mahkemeye Baskı. Millete tehdit.
YARGININ, TBMM ve hükümetin faaliyetlerini engellemek, vatana ihanet, anayasal düzeni ortadan kaldırmak, suça yardım-yataklık ve suça iştirak suçu işlenmiştir 251. Maddenin ve 288. Maddenin açık hükmüne rağmen adil yargılamayı engellemek ve etkilemek suçları işlenmiştir
BALYOZ´u ERGENEKONu, uyuşturucu ticaretini, silah ve terör rantının araştırılmasını engellemeye çalışarak suça iştirak edenler ve YARGIYA BASKI yapanlar, devam ettirenler ve emeği geçenler de suçludur
?BALYOZ PLANI?, ?Kafes planı?, ?irtica eylem planı?, ?tank skandalı? sarıkız, ayışığı, yakamoz, eldiven v.b. Soruşturma ile tespit edilecek ?DARBE ve KAOS? planlarında adı geçenler, şikayete konu planların hazırlanması için talimat veren, hazırlayan ve suç için anlaşan, planın icrasında görev alan ve suça asli ve fer`i iştirak eden, suçu öven, suçluyu gizleyenler, suçluları azletmeyenler veya destekleyen veya resen soruşturma açmayanlar ve diğer şüpheliler. Subay Sicil Yönetmeliğinin 65. maddesini uygulamayarak görevini kötüye kullanan dolayısıyla delillerin karartılmasına aracılık yapan bakanlar da suça iştirak ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti SİLAHLI KUVVETLERİ kutsal olmayıp, mensuplarının suçlardan azade olabileceği de söylenemez. Hesap verebilir ve şeffaf olmayan yapılar elbette ki eleştiriye açık olmalıdır. TSK mensuplarının işlediği iddia edilen hususlarda ayrımcılık yapılmadan etkin soruşturma ve faillerin yargılanarak cezalandırılmaları gerekir.
Türkiye´deki modern ve post modern askeri darbelerin, sivillere muhtıraların, askeri harcamaların, JİTEM ve psikolojik harp dairesinin faaliyetlerinin, Çukurca, Reşadiye, Dağlıca, 33 asker ve diğer olaylardaki kusurların, kafes eylem planı, millete komplo planları, Lahikaların, yer altından çıkan silahların, suikast planları ve diğer onlarca hukuk dışı faaliyetlerin 12 Eylül ve 27 Mayıs darbesinin ve 28 Şubat postmodern darbesinin, 12 Mart ve 27 Nisan Muhtırasının ve tüm darbe planlarının TSK mensublarının gerçekleştirmiş olduğu bilimsel ve tarihi bir olgudur. Zalim askerler ve emrindeki yargıçlar dün olduğu gibi bugün de başbakan-bakan adam asabilirler. mutlaka darbecilerin acilen hesaplarının verilmesi gerekir. Hesap soramayanların da sorgulanması gerekmektedir. Vatana ihanet edenler, cinnet geçirenler de derhal müşahede altına alınmalıdır. Tüm darbecilerin malvarlığına el konulmalıdır.
Suç işlediği gerekçesiyle yargılananların açığa alınmaması, askeriyeden ve bürokrasiden uzaklaştırılmayıp , sahip çıkılması ve soruşturulmaması; üstelik terfi ettirilmesi görevi ihmal, vatana ihanet ve görevi kötüye kullanmaktır. siyaset yapmak, yargıyı etkilemek ve baskı yapmak ve kaos planları oluşturma suçları işlenmiş ve halen alenen hukuksuzluğa devam edilmesinden dolayı suça iştirak suçu işlenmesinin yanısıra organizeli şekilde yasama, yargı ve yürütme faaliyetleri engelleniyor.
Ayrıca Ergenekon PKK KCK israil stratejik işbirliği iddialarını, TSK+Yargı ve diğer kurumlardaki ilişkilerini araştırmamak. uyuşturucu ticareti ve terörden rant sağlayanların heron ihanetlerinin ve GATA da askerleri kobay olarak kullananların hala görevde kalmasını sağlamak görevi kötüye kullanmaktır. Vatana ve millete ihanet içinde olunmasıdır. Terör ve darbeden rant-çıkar sağlamak için ekonomik kriz çıkartmak dolayısıyla işsizliği çoğaltmak da suçtur. 400 milyar doların terör-silah harcamasında ve 30bin ölü, 20bin faili meçhul meydana gelmesinde terör tüccarı darbecilerin Balyozcuların ve tüm darbecilerin rolü büyüktür.
Deliller: tüm yasal deliller, tanıklar ve ilgili haberler www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2011/BA_05.htm
Netice-i Taleb: 6 Nisan da www.TSK.TR Web sayfasında yayımlanan MUHTIRA ile alenen Yargı-Yasama ve Yürütme tehdit edilmiştir. Balyoz ve Ergenekon belgelerinden, şüphelilerin uygulamalarıyla görüldüğü gibi; anayasal düzeni ortadan kaldıran hatta uygulayan, görevini kötüye kullananlardan ve kamu malı helikopteri ve bulunduğu statüyü kullanarak alenen mahkemeye baskı yapanlardan suçu-suçluyu ve DARBEYİ-DARBECİLERİ övenlerden şikayetçiyim.
Şüphelilerin; TCK´nın halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenleyen 216. maddesi, görevi kötüye kullanma suçunu içeren 257. maddesi ve mahkemeyi etkilemek suçunu düzenleyen 288. Maddesi çerçevesinde yargılanmaları gerekiyor. Şüpheliler ayrıca TCK´nın ´silahlı örgüt kurarak anayasal düzeni değiştirmek ve değiştirmeye çalışmak, Yargının ve hükümetin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, seçilmiş meşru hükümete silahlı isyan, Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs v.b.suçlarını düzenleyen 309,310, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316, 318, 319,maddelerinden de yargılanmalı.
Ayrıca diğer suçlar için de ilgili anayasalara yasalara kanunlara ve maddelere aykırılığın yanı sıra;, Anayasa 138.madde ihlali, 288.madde, 214.madde, 213., 215.,216., 217., 218., 265., 266., 251., 39. 38/1. Ve 40.madde,125.madde, 220.madde, 657 sayılı devlet memurları kanununa , askeri kanunlara göre de işlem yapılmasını,
Yukarıdaki iddialardan dolayı ilgililere Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanması kamu davası açılmasını ve tüm medyada çıkan bu iddialarla ilgili idari veya hukuki kamu davası veya soruşturma açmayanlar, delillerin karartılmaması için açığa almayanlar ve görevden azletmeyenler veya istifasını istemeyenler, darbecilerin malvarlığına el koymayanlar, TSK ve Yargı mensublarının da içinde bulunduğu CUNTAcılarla 27mayıs-12mart cuntacıları, 28şubat-27nisan muhtıracıları ve Ergenekon-Balyoz-Kafes-İrtica-Susurluk-pkk-kck-bçg-gladio vb. Çetelerle organik-inorganik bağlantılarının araştırılmasını özellikle insanlığa karşı suç işlenmesinden dolayı TCK 77. maddeye göre de cezalandırılmalarını arz ve talep ederiz. Anayasayı, evrensel hukuku,uluslararası anlaşmaları uygulamayanlar da suçludur
10 Aralık 2003 yılında anlaşması imzalanmış ve 9 Kasım 2006´da anlaşma yürürlüğe girmiş ?Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM Sözleşmesi?ni Yolsuzlukla Savaş kanunlarını 90.madde ve 5506 sayılı kanun çerçevesinde uygulamayarak görevini ihmal eden ve dolayısıyla görevini kötüye kullanan tüm yetkililerle ilgili de işlem yapılmasını dilerim.
08.04.2011 Adem ÇEVİK www.adaletplatformu.net
(NOT. DİLEKÇE BUGÜN SAAT.10´DA BEŞİKTAŞ ADLİYESİ´NDE NÖBETÇİ SAVCI SELİM BEY VE HAKAN KARAALİ´YE TESLİM EDİLDİ. KAYIT NO. 2011-7609)
Adalet Platformu´nun ardından 15 dernek daha suç duyurusunda bulundu
09 Nisan 2011 - Balyoz darbe planı davasıyla ilgili Görevli ve emekli 163 personelin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir. diye açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı´na tepkiler büyüyor. Yargıya müdahale edildiğini vurgulayan hukukçular, dün somut bir adım attı. 15 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Hukukçular Platformu, İstanbul Adliyesi´ne suç duyurusunda bulundu. TSK bildirisini yargı yetkisinin gasp edilmesi olarak değerlendiren hukukçular, Anayasa´nın 138., TCK´nın da 277 ve 288. maddelerinin ihlal edildiğine dikkat çekti. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve diğer sorumlular hakkında savcıları işlem yapmaya çağıran avukatlar, suç kapsamını ise ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ olarak gösterdi. ´Genelkurmay´ı anlamakta güçlük çekiyoruz, herkes kendi işini yapsın´ yazılı dövizler taşıyan grup adına konuşan Avukat Tülay Sofu, bu hukuk tanımazlığı kabullenemeyeceklerinin altını çizdi. Dün İzmir Barosu´ndan bir grup avukat da, basın açıklamasıyla Genelkurmay´a tepki gösterdi: Bildiri Anayasa ihlalidir.
Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde yayınlanan bildiride, Türk Silahlı Kuvvetleri´nin görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir. deniliyordu. Yargılama sürerken böyle bir açıklamanın yapılması kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Siyasiler de TSK´nın açıklamasını yargıya müdahale olarak yorumladı. Açıklamaya sert tepki gösteren hukukçular ise konuyu yargıya taşıdı.
Hukuk Dernekleri Platformu, açıklamaya ilişkin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet´teki İstanbul Adliyesi´ne gelen Hukuk Dernekleri Platformu üyesi bir grup avukat adına açıklama yapan avukat Tülay Sofu, Genelkurmay´ın açıklamasını ´talihsizlik´ olarak değerlendirdiklerini söyledi. Sofu, Genelkurmay Başkanlığı, hiçbir yetki ve hakkı olmamasına rağmen Balyoz davası yargılama sürecine ilişkin 163 muvazzaf ve emekli subay hakkındaki tutuklama kararının devamı yönünde verilen mahkeme kararını anlamakta güçlük çektikleri yönünde talihsiz bir açıklama yapmıştır. Yargı organları görevlerini yaparken hiçbir şahsın ve kurumun maddi ve manevi baskısı altında olamaz. Baskı altındaki bir yargı adaletle hükmedemez. Yapılan açıklama askeri kurumların, darbelerin geliştirdiği askeri vesayet kültüründen halen vazgeçmediğini göstermektedir. Nasıl ki Genelkurmay bazı şeyleri anlamıyorsa biz de pimi çekilmiş el bombasının elde tutulması emrini vererek 4 askerin ölmesine neden olan subayın korunmasını anlamıyoruz. Ordunun komutanları tarafından döşenen mayınlar yüzünden hayatını kaybeden askerlerin ´PKK tarafından şehit edildi´ resmi açıklamasını anlamıyoruz. Millete inat olsun diye 33 insanı kurşuna dizdiren generalin isminin kışlalara verilmesini ve vatani görevini yapan askerlerin kobay olarak kullanılmasını anlamıyoruz. Silahlı Kuvvetler´in geçmişten bugüne anlayamadığımız tasarruflarını uç uca eklesek İstanbul´dan Ankara´ya yol olur. Genelkurmay Başkanlığı´nın internet sitesindeki basın açıklamasının Anayasa´ya aykırı ve suç oluşturacak nitelikte olması nedeniyle cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz.´ diye konuştu. Grup, yapılan açıklamanın ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve diğer ilgililer hakkında hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na sundu. Dilekçede, Işık Koşaner ve diğer ilgililer hakkında ´yargı görevi yapanı etkileme´ ve ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ suçlarından kamu davası açılması talep edildi.
Savunma Avukatları Derneği Başkanı Muhittin Köylüoğlu ise şu ifadeleri kullandı: Açıklama hukuki olarak kesinlikle suç. Genelkurmay, ´Biz defalarca darbe planı olmadığını bildirdik´ diyor. Mevcut deliller ise Genelkurmay´ı doğrulamıyor, olayın bir seminer planından öte olduğunu gösteriyor. Hükümet kararlılık gösterirse, Genelkurmay Başkanı´nın görevden alınması için bile girişimde bulunabilir. Bunun hukuki temeli mevcut. Çünkü her kurum kendi mensuplarının yargılanmaması, tutuklanmaması, tahliye edilmesi için fetva vermeye kalkarsa bu işin sonu gelmez.
Açıklamayla yargıya muhtıra verildi
İzmir Barosu´na üye bir grup avukat, Genelkurmay Başkanlığı´nın, internet sitesinde ´Balyoz´ davasına yönelik yaptığı açıklamaya ilişkin, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunan grup adına İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yapan avukat Mustafa Halit Çelik, açıklamada davayla ilgili açıkça mahkemeye tavsiye ve telkinde bulunulduğunu anlattı. Yapılan açıklama adeta yargıya muhtıra niteliğindedir. diyen Çelik, şunları söyledi: Genelkurmay Başkanlığı´nın, er, uzman veya astsubaylar ile ilgili olarak sessiz kalmasına rağmen, general ve rütbeli subay personeli hakkında bu tür açıklamalarda bulunması düşündürücüdür. Anayasamızın 138. ve TCK´nın 288. maddesi gereği Genelkurmay Başkanımız hem ´Anayasa maddesini ihlal´ suçunu, hem de ´adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs´ suçunu birlikte işlemiştir. Bu konuda, suç duyurusunda bulunuyor ve ilgilileri göreve çağırıyoruz.´ ( Zaman)
(07 Nisan 2011), son güncel.: (09 Nisan 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: