´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
ÇYDD davası başladı: Yetkisizlik talebine ret
´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Prof. Dr. Halime Filiz Meriçli, avukatlar Fatma Nur Gerçel, Mustafa Namık Kemal Boya ile Ömer Sadun Okyaltırık, Hamdi Gökhan Ecevit ve Aydın Ortabaşı katıldı. Davanın ABD´deki kızının yanına kaçan ve hakkında kırmızı bülten çıkarılması yönünde karar alınan sanığı Gülseven Yaşer ise duruşmada hazır edilemedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, ses ve görüntü kaydı yapılan duruşmada, Türkiye Barolar Birliğinin 23 Şubat 2011 tarihinde Başkan Vedat Ahsen Coşar ile İnsan Hakları Merkezi Başkanı Rona Aybay´ın da aralarında bulunduğu bir grup avukatın duruşmaya gözlemci olarak katılması yönünde karar aldığını ve bunu dosyaya sunduklarını bildirdi.
Tutuksuz sanıkların kimliklerinin tespit edildiği duruşmada, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal´ın söz almak istemesi ve üye hakim Mehmet Karababa´nın buna karşı çıkması nedeniyle kısa bir tartışma yaşandı. Kocasakal´ın Avukatlık Kanunu´na göre söz aldığını ve duruşmaya gözlemci olarak katılmak istediklerinin tutanağa geçirilmesini talep ettiğini bildirmesi ve Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu´nun talebi yazılı yapmalarını istemesi üzerine yeniden tartışma çıktı. Tartışmaya, duruşmada gözlemci olarak bulunan avukatların da katılması üzerine Başkan Yılmazabdurahmanoğlu, salondakileri duruşmanın düzenini bozmamaları, aksi halde kapalı yapılması kararı alabileceği yönünde uyardı. Ümit Kocasakal´ın talebinin tutanağa geçirilmesinin ardından duruşmaya devam edildi.
Yetkisizlik itirazı yapıldı, mahkeme reddetti
´Ergenekon´ soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 kişi hakkındaki davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin davadan çekilmesi ve davanın yetkisizlik kararı verilerek Ankara´da görülmesi talepleri reddedildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanıkların kimlik tespitleri yapıldıktan sonra avukatlara söz verildi.
Avukatlar davanın Ankara´da görülmesini istedi
Gülseven Yaşer´in avukatı Hüseyin Buzoğlu, davanın Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmata ilişkin açılan davayla birleştirilmesi talebiyle açıldığını hatırlatarak, mahkemenin UYAP tarafından belirlenmediğini, dolayısıyla mahkemenin dosyadan el çekmesi gerektiğini bildirdi. Avukat Buzoğlu, sanıkların ´anayasal düzeni değiştirmek ve hükümeti yıkmak´la suçlandığını, hükümetin ve meclisin Ankara´da olduğunu belirterek, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ankara´ya gönderilmesini istedi. Buzoğlu, iddianamenin delil klasörlerinde yer aldığını iddia ettiği hukuka aykırı delillerin de dosyadan çıkartılmasını ve iddianame okunurken bu delillerin okunmamasını talep etti.
Avukatlar hakimleri birbirine düşürmeyi denedi
Duruşmada söz alan diğer avukatlar da dosyanın ek delil klasörlerinde yer alan hukuka aykırı delillerin çıkartılması gerektiğini söyledi. Fatmanur Gerçel´in avukatı Serkan Günel, İstanbul Bürosu Başkanı Ümit Kocasakal ile yaşanan tartışmada sık sık araya giren üye hakim Mehmet Karababa´nın giydiği cübbeye dikkat çekerek, ´Mehmet Karababa, mahkeme başkanlığınıza ortak olduğunu giydiği çift çelenkli cübbeyle de gösteriyor zaten´ dedi. Avukat Günel, üye hakim Karababa´nın sadece mahkeme başkanlarının giydiği yakasında çift çelenk bulunan cübbeyi giydiğini belirterek, Karababa´nın mahkeme başkanından izin almadan konuşmaması gerektiğini vurguladı.
Savcı yetkisizlik talebinin reddedilmesini istedi
Taleplere ilişkin görüşünü açıklayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç ise bugünün 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü olduğunu hatırlatarak, ´Çanakkale şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum´ dedi. Ardından yetki itirazına ilişkin görüşünü açıklayan Saraç, davanın meclisi ve hükümeti devirmeye yönelik değil, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açıldığını ifade etti. Dolayısıyla yetkili mahkemenin Ankara olmadığını söyleyen Saraç, iddianamenin uzunluğu nedeniyle mahkemenin görevlendireceği kişilerce okunmasını talep etti.
Hakim Karababa: Ben tuzluk değilim
Savcı Saraç´ın, avukat Hüseyin Buzoğlu´nun ´mahkemenin dosyadan el çekmesi´ talebine ilişkin mütalaa vermemesi üzerine Buzoğlu, mahkemenin dosyadan el çekmesi talebini tekrarladı. Bu sırada araya giren üye Hakim Mehmet Karababa, ´Talebinizi açıkça ifade eder misiniz? Reddi heyet talebinde mi bulunuyorsunuz?´ diye sordu. Buzoğlu´nun, hakim Karababa´nın, mahkeme başkanından izin almadan araya girmesinin yasal olmadığını belirtmesi üzerine Karababa, ´Ben burada tuzluk değil, hakimim. Tabii ki konuşurum´ karşılığını verdi. Bunun üzerine avukat Buzoğlu, ´Bir ret talebim yok. Dosyadan el çekmenizi istiyorum. Sayın Karababa´nın ´tuzluk´ deyiminden başka ret nedeni yok´ dedi.
Mahkeme Başkanı üye hakime sahip çıktı
Verilen arada talepleri değerlendiren mahkeme heyetinin başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, ´Üye hakimin mahkeme başkanının işlerine karışması´ yönündeki eleştirilere ´Heyetteki hakimlerin benim duruşma esnasında görmediğim şeyleri bana hatırlatmalarını, göstermelerini ben istedim. Bunu başkana müdahale olarak değerlendirmeyin. Kaldı ki, CMK´ya göre hakimlerin de soru sorma ve başka hakları var. Lütfen esasa bakın, usulü şeylere takılmayın´ karşılığını verdi.
Davanın reddi ve diğer talepler reddedildi
Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu, ´Ergenekon terör örgütüne üyelik´ suçundan açılan davanın suç yerinin İstanbul olduğunu belirterek, avukatlarca yapılan yetkisizlik talebinin reddine karar verildiğini açıkladı. İddianameden hukuka aykırı delillerin dava dosyasından çıkarılması, sanık Ömer Sadun Okyaltırık´ın avukatının yanında oturarak savunma yapması ve mahkeme heyetinin davadan re´sen çekilmesi yönündeki sanık avukatlarınca dile getirilen talepleri de CMK´nın ilgili maddeleri kapsamında reddettiklerini belirten Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu, iddianamenin TRT spikerleri tarafından okunması talebiyle ilgili de avukatlarca iddianamenin özet olarak Cumhuriyet Savcısı tarafından okunmasını talep edebilecekleri bilgisini verdi.
İddianamenin savcı tarafından okunması talebi kabul edildi
Bunun üzerine tüm sanık avukatları adına söz alan avukat Hüseyin Karataş, iddianamenin veya iddianamenin yerine geçecek herhangi bir sayfanın Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç tarafından okunması talebinde bulundu. Mahkeme heyeti de bu talebi kabul etti. Öğle arası verilen duruşmanın ardından Savcı Saraç tarafından iddianamenin özet halinde okunmasına geçilmesi bekleniyor.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklardan Mustafa Namık Kemal Boya´nın ´Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmak´, ´Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek´ ve ´Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek´ suçlarından 12,5 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer ile Fatma Nur Gerçel´in ´Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmak´ ve ´Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek´ suçlarından 8 ile 19,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenilen iddianamede, Ayşe Yüksel, Halime Filiz Meriçli, Hamdi Gökhan Ecevit, Ömer Sadun Okyaltırık ve Aydın Ortabaşı hakkında da ´Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmak´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezaları öngörülüyor. ( AA)
Gülseven Yaşer´in avukatı dosyadan yasaklandı
Çağdaş Yaşamı Destekleme (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticilerinin yargılandığı davada firari sanık Gülseven Yaşer´in avukatı Hüseyin Buzoğlu´nun, Ergenekon sanığı olması nedeniyle dosyadan bir yıl yasaklanmasına karar verildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde bugün görülen davanın ilk duruşması sona erdi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savcı Nuri Ahmet Saraç, sanıkların iddianamedeki hukuki değerlendirmelerine ilişkin bölümü özetleyerek okudu. Savcı Saraç´ın iddianamede yer alan Deniz Yıldızı projesi kapsamında burs alan kızların teğmenlere ve bürokratlara gönderildiği ve bu şekilde kontrol altında tutuldukları iddiasını okuduğu sırada sanıklar müdahale etti. Sanıkların böyle bir şey olmadığını, kendilerine hakaret edildiğini ve bu bölümlerin okunmamasını istemesi üzerine mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Şu an iddianame okunuyor. Size de söz hakkı verilecek uyarısında bulundu. Savcı Saraç´ın Ben bu cümleyi baştan okumak istiyorum. demesi üzerine avukatlar ve sanıklar tekrar tepki gösterdi. Mahkeme başkanı da savcıya kaldığı yerden okumasını söyledi.
Savcı Saraç´ın iddianamenin özetini okumasının ardından avukat Hüseyin Karataş, iddianamenin okunması faslından sonra savunmalar için süre kalmayacağını düşündüklerini anlattı. Savunmalarını tam olarak hazırlayamadıklarını belirten Karataş, Savunmamızda görsel unsurları kullanarak yapacağız. Görsel ortamı ve savunmamızı hazırlamak için süre talep ediyoruz. dedi.
Hakkında kırmızı bülten çıkarılan Gülseven Yaşer´in avukatı Hüseyin Buzoğlu, müvekkilinin yurt dışında tiroit kanseri tedavisi gördüğünü ifade ederek hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını ve istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını talep etti. Yaşer´in kendisi ve eşi Yaşar Yaşer ile yaptığı görüşmelerin iddianamede örgütsel irtibat olarak değerlendirildiğini anlatan Buzoğlu, Müvekkilimle ilgili soruşturma başladıktan sonra dosyaya vekaletnamemi sundum. Ancak iddianamede buna rağmen Gülseven Yaşer´in avukatı olarak yer almadım. İddianameyi hazırlayan odaklar, bunu kasıtlı olarak yapmıştır. Çünkü daha sonra Gülseven Yaşer ile yaptığım görüşmeler, benim de örgütsel irtibatım olarak değerlendirilmiş ve hakkımda dava açılmıştır. dedi.
Talebe ilişkin görüşü sorulan savcı Saraç, yakalama kararının kaldırılması talebinin reddini istedi. Avukat Hüseyin Buzoğlu hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde Ergenekon terör örgütü üyeliği suçundan davanın devam ettiğini hatırlatan Saraç, Gülseven Yaşer´in de aynı suçlamayla yargılandığını söyledi. Saraç, bu nedenle Buzoğlu´nun CMK´nın 151. maddesi gereğince Gülseven Yaşer´in avukatlığından yasaklanmasını talep etti.
Duruşmada verilen aranın ardından mahkeme kararlarını açıkladı. Firari sanık Gülseven Yaşer hakkında yakalama kararı ve kırmızı bültenin kaldırılması talebi, Yaşer´in üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların varlığı dikkate alınarak reddedildi.
Savcı Saraç´ın avukat Buzoğlu´nun dosyadan yasaklanması talebine ilişkin olarak mahkeme, Buzoğlu´nun İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçundan yargılandığını belirtti. Bu nedenle avukat Buzoğlu´nun, bu dava ile sınırlı olmak üzere müdafilik görevinden bir yıl süre ile yasaklanmasına karar verildi. Buzoğlu 3. Ergenekon davasında 16 no´lu sanık olarak yargılanıyor. ( Cihan)
(18 Mart 2011, 13:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ÇYDD İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
ÇYDD ve ÇEV konulu manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Ergenekoncuların derin avukatı ve örgüt üyesi Hüseyin Buzoğlu ile ilgili manşetlerimiz