Üniversitelileri sokaklara çağıran Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan´a kamuoyunun tepkisi büyüyor. Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Karadeniz Teknik Üniversitesi´nde öğrencilere hitap eden ve ´Siz evli değilsiniz, çocuklarınız yok ve dolayısı ile kaybedecek bir şeyiniz yok. Çıkın sokaklara bağırın ve çağırın´ çağrısı yapan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan´a sert tepki gösterdi. İnanç, ´Tansel Çölaşan ve benzerleri öncelikle kendi çocuklarını piyasaya sürsünler. Sonra başka çocukların gelecekleri ile oynasınlar.´ dedi.
Çölaşan önce kendi çocuğunu piyasaya sürsün
Üniversitelileri sokaklara çağıran Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan´a kamuoyunun tepkisi büyüyor. Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Karadeniz Teknik Üniversitesi´nde öğrencilere hitap eden ve ´Siz evli değilsiniz, çocuklarınız yok ve dolayısı ile kaybedecek bir şeyiniz yok. Çıkın sokaklara bağırın ve çağırın´ çağrısı yapan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan´a sert tepki gösterdi. İnanç, ´Tansel Çölaşan ve benzerleri öncelikle kendi çocuklarını piyasaya sürsünler. Sonra başka çocukların gelecekleri ile oynasınlar.´ dedi.
Makamında gazetecilere açıklamalarda bulunan Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Çölaşan´ın, ülkenin geleceği olan gençleri sokağa taşımaya çalıştığına dikkat çekti. Rektör şöyle konuştu: İnsanların geleceğini bir çırpıda yok etmeye çalışan birini açıkçası muhatap almak istemezdim. Kullandığı üslup Türkiye´de son üç-dört yıldır üzerine gidilen, sorgulanan bir sürecin ispatını ortaya koyuyor. Öğrencilere ´Siz evli değilsiniz, çocuklarınız yok ve dolayısı ile kaybedecek bir şeyiniz yok. Çıkın sokaklara bağırın ve çağırın´ diyen Çölaşan´a şöyle sormak gerekiyor; siz bir siyaset kurumunun temsilcisi iseniz o zaman çıkın siyaset yapın. Siz bir provokatör müsünüz? Öğrencileri bu şekilde sokağa dökmek bir provokatörlüktür. Türkiye´de uzun süreden beri Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmalar var. Bu soruşturmaları bu tür atılımlarla mı sekteye uğratmaya çalışıyorsunuz? Acaba siz de bu oluşumların bir parçası mısınız?
Tansel Çölaşan ve onun gibi düşünenlerin Ergenekon gibi yapılanmaların parçası olduğu izlenimi verdiğini ifade eden Rektör İnanç, bütün öğrencilere her alanda kendi geleceklerini düşünmeleri için tavsiyelerde bulunduklarını anlattı. İnanç, Biz öğrencilerimize, ailenizin size vermiş olduğu emekleri boşa çıkarmayın tavsiyesinde bulunuyoruz. Çünkü biz öğrencilerimizi kendi çocuklarımız olarak görüyoruz. diye konuştu.
Tansel Çölaşan ne demişti?
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Çölaşan, önceki gün çok tartışılacak bir çağrıda bulunmuştu. Çölaşan, ´gösterilere devam´ çağrısı yaptığı üniversite öğrencilerinden sessiz duran halka da öncülük yapmalarını, onlara her şeyi istemeyi ve direnmeyi öğretmelerini istedi. ADD Trabzon Şubesi Gençlik Kolları tarafından Karadeniz Teknik Üniversitesi Osman Turan Kongre Merkezi´nde düzenlenen 10 Mart 2011 tarihindeki konferansta konuşan Çölaşan, Türkiye´nin İran yapılmaya çalışıldığını iddia etti. Bu anlamda 12 Haziran seçimlerinin çok önemli olduğunu ifade eden Çölaşan, Türkiye´nin ´başındaki bu beladan kurtulması´ gerektiğini söyledi.
Çölaşan, konuşmasının sonunda öğrenci eylemlerine ilişkin bir soru üzerine gençlerden gösterilere devam etmelerini istedi. Çölaşan, şöyle konuştu: Öğrenciler şunu bilsin, öğrenci en aktif kesimdir. Ve de henüz aile kurmadığı için, henüz çoluğu çocuğu okulda olmadığı için, işinden atılma korkusu olmadığı için en özgür yapıdır. Dolayısıyla üniversiteler işin aslında nirengi noktasıdır. Ve ben gençlere güveniyorum. Gençler öncülük yapmalıdır. Çünkü onlar da harçtan başlayarak gelecekleri yok. Çıkacaklar ailesinin parası varsa mastır, olmadı tekrar doktora, oraya gidiyor buraya gidiyor ama işe giremiyor.
Gaza basmaya devam edin
İş için istihdam, fabrika ve başka şeylerin lazım olduğunu anlatan Çölaşan, Onun için bu olaydan gelecekte en çok sıkıntı çekecek sizlersiniz. Bu işe de en fazla sizlerin emek sarf etmesi gerekiyor. Yapıyorsunuz, sizi durdurmak istiyorlar. Üstünüze gaz sıkıyorlar ama gaz sıkmalara bakmayın devam edin. Kesinlikle. ifadelerini kullandı. Öğrencilerin Cumhuriyetin 12 Haziran seçimlerinde gerçek sahiplerine kalmasında çok önemli bir rol üstleneceklerini, üstlendiklerini dile getiren Çölaşan, sözlerine şöyle devam etti: Lütfen bu görevin bilincinde olun. Hep beraber olalım. Bizleri de, sizin dışınızda kalanları da baskılayın ve bizlerin de katılmamızı, biz katılıyoruz örgüt olarak ama tüm halkı, sessiz duran halka da öncülük yapın. Onlara her şeyi istemeyi ve direnmeyi öğretin. Öncü olun arkadaşlar.
´Oylarınızı birleştirin´
Katılımcılardan seçimlerde oylarını bir partide toplamalarını isteyen ADD Başkanı Çölaşan, ulusal olduğunu söyleyen siyasi partileri de bir yerde toplanmaya çağırdı. Seçimlerde oyunuzu partiye vermiyorsunuz diyen Çölaşan, şöyle konuştu: Demokrasiye mi veriyorsunuz, değil mi. Ha demokrasiyi geçebilmek için önünüzde mevcut ulusal, yani gündemi değişik, bu ülkenin rejimini bir din devletine kaydıracak, cemaatleştirecek ve bir diktatörlüğe götürecek rejimden yana değil; demokrasiden yana olan partilere ama iktidara gelme şansı olan partilere verin. Oylarınızı asla bölmeyin. Bir yerde toplayın ve siyasi partileri de bu birliği yapmaya mutlaka çağırın. Bu gücü siyasi partiler duymak zorunda. Ulusal olduğunu söyleyen her siyasi parti duymak zorunda. Onlar beceremiyorsa siz becerin, oyunuzu bölmeyin ve iktidar sağlayın.
Odatv´nin izinde
ADD Genel Başkanı Tansal Çölaşan´ın öğrencileri sokağa dökme çağrısı Odatv´den çıkan Gençlik Hareketleri´ başlıklı şok belgeyi çağrıştırdı. İşte içinde ADD´nin de geçtiği şok belgedeki notlardan bazıları: Gençliğin özellikle üniversite gençliğinin sokağa inmesi lazım. 60 öncesi tekrar incelenmeli. Sivil görünüm şart. Kesinlikle açık verilmemeli. İlk dalga çok önemli. Fitil ateşlensin yeter. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmeli. AKP´nin yıpratılmasında çok ciddi bir koz. Gösteriler bir hak arayışı olarak verilmeli.
Öğrencilerin maddi imkansızlıkları kışkırtılmalı
En önemli vurgu öğrencilerin maddi imkansızlıklarına yapılmalı. ADD´nin genel bir talimat vermemesi doğru. En güvenilir çocuklar derneklerin politikası değilmiş izlenimi vererek sokağı organize edebilirler. Polisi şiddet kullanmaya zorlamalı? ( Bugün)
2011 Kontrgerilla için Kıyamet Yılı
2011, Kontrgerilla için ´Kıyamet Yılı´. Eğer AK Parti 3,5 ay sonra, 13 Haziran 2011 günü üçüncü kez hükümet olursa, daha da ötesi, tek başına anayasa yapabilecek çoğunlukla seçilirse kıyamet birileri üzerine kopacak gibi. Kontrgerilla cephesinde tam bir panik havası yaşanıyor. Kemal Kılıçdaroğlu yürüyen merdivenlere ters biniyor, diğer merdivendeki vatandaşların şaşkın bakışları altında iktidara yürüyor. Devlet Bahçeli başörtülü subay eşlerini fişleten cami bombacılarını aday gösteriyor. Bununla da yetinmiyor alay edercesine onları ´Önce -bombalanacak camilerin sahibi- Cenabı Hakk´a sonra MHP´lilere emanet´ ediyor. Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş pes edip yazarlığı bırakıyor. Sanki başka adam kalmamış gibi danıştaycı Tansel Çölaşan çıkıyor ve öğrencileri gösteriler yapmaya, tüm partileri de AKP´ye karşı bileşmeye çağırıyor. ´AK Parti´ye karşı güçbirliği yapın, seçimden sonra ne yaparsanız yapın´ diyor. Aynı Çölaşan Bodrum´luları da halka karşı uyarmıştı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
ADD Neresiyle Düşünüyor?
14 Mart 2011 - Esra Uçar (Bugün): Atatürkçü Düşünce Derneği neresiyle düşünüyor? Adına Atatürk´ü ekleyen yapılanmalar suçlarına demir kılıf geçiriyor, yönetime aday partiler darbe planlarına yataklıkla tutuklananlara ´yasal statü´ kazandırıyor, Türkiye sevgiye, saygıya kucak açmış demokrasi yolunda hızla ilerliyor! Taşıyalım meclisi Silivri´ye olsun bitsin. Ceylan derisi üç beş koltuğu sırtlamaya bakar. Neler sırtlanmadı ki bu meclis yollarında... toplar, tüfekler, kağnılar... Zaten Kurtuluş Savaşı´na da bir adım kaldı. Kendi gibi düşünmediklerini sandıkları, ´dindar görünüm´lerinden korkuttukları için kendi halkından kurtulmak isteyenlerin Kurtuluş Savaşı. Demokrasiyi kendi istek ve inançlarının kabul görmesi olarak algılayanlar din yönetimi bahanesiyle halkı kışkırtıyor, şimdi de öğrencileri ölümleri pahasına sokaklara döküp, şiddete alet ediyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği savaşa çağırdığına göre ortada bir düşman saldırısı olmalı. Düşman olarak kapı komşumuzdan bahsediyor Tansel Çölaşan. Aynı sokaklarda yürüdüğümüz, aynı okullara gittiğimiz, aynı otobüslere binip, aynı tarlaları sürdüğümüz, aynı ekmek kuyruğunda beklediğimiz dostlarımızı, kardeşlerimizi, iş arkadaşlarımızı... Karşımızdakiyle aynı fikirde değilsek, aynı partiye oy vermiyorsak mesela, sokaklara dökülüp, elimize taşı, sopayı alıp (bu tabii ki silahı demek) saldırmak lazımmış. ADD Atatürk´ün hangi düşünceleri üzerine kurulmuş anlayamadım. Tek anladığım beyinleriyle düşünmedikleri.
´Örgüt olun´ dedi Çölaşan. Ülke örgütlerden yılmış, örgütlere binlerce şehit verilmiş, sokaklar kan gölüne dönmüş, halkın üçte biri örgüt planı olan 12 Eylül darbesinde işkence görmüş, anneler babalar okula yolladıkları çocuklarını hastanelerde, hapishanelerde bulmuş, cenazelerini kaldırmış. Şimdi, o insanların evlatlarına sesleniliyor, yeni bir 12 Eylül için çığırtkanlık yapılıyor, Atatürk´ün demokrasi, insan hakları, özgürlükler yolunda, daha medeni bir Türkiye için birlikte yürüme mirasını hiçe sayanlar, bir de utanmadan onun ismini kullandıkları bir dernek kürsüsünden halkı iç savaşa çağırıyor.
Yıldız Teknik Meydan Savaşı! Haberi bu cümleyle verdi spiker arkadaşımız. Üniversite bahçesindeki kan içinde kalmış öğrencilerin görüntüsü Libya´daki bir meydanı andırıyordu sanki. Buyrun Çölaşan´ın davet ettiği şiddete. Bu mudur demokrasi? Üniversiteler bunun için midir?
Bu arada, Mümtazer Türköne´nin konuşmacı olarak davet edildiği konferansta yumurtalı karşılama yapan, ´bu üniversiteler bizim´ diye bağıran öğrencilere de iki çift lafım var. O üniversiteler sizin değil. Sizin ?okumanız? için! Eviniz sizindir. Arabanız sizindir. Üstünüzdeki ceket, elinizdeki kahve sizindir ama gittiğiniz okul sizin değildir. Tutun ki babanız yaptırdı, yine de sizin değildir. Biz de üniversiteye gittik, her dönem olduğu gibi ortalık bir takım örgütlerin ´eşşek kadar´ adamlarıyla doluydu, bahane yine çoktu. Efendi efendi girdik derslerimize, sıkılınca sopa almadık elimize, okeye dördüncü de aradık, paneller de düzenledik. Sahaflar´da kitap baktık, kendi gazetemizi çıkarttık, serçelere ekmek atıp çay yudumladık koca çınarların altında. Ders çalıştık! Yaşımızın gereği gibi yaşadık. Öğrenme yaşının! Delirmedik, deliye uymadık, kullanılmadık. Üniversiteler konuşmayı bilen, edep adap bilen, ilim irfan yolunda barışla, barış için yürüyenlerindir.
Ata´nın adı çok acı bir şekilde bölücülük aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır ve artık buna önlem alınmalıdır. Tansel Çölaşan´ın bu anormal konuşması ile ilgili derhal soruşturma başlatılmalıdır. Mümkünse öfke kontrolü terapisine yollanmalı ve Atatürk´ün adını daha fazla lekelememesi için derhal dernekten uzaklaştırılmalıdır! O derneğin ne amaçla kurulduğu, ne işe yaradığı da dikkatli bir şekilde incelenmelidir. ( Esra Uçar / Bugün)
(12 Mart 2011), son güncel.: (14 Mart 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Küçük yumurtalı protestoların amacı büyük
2011 SEÇİM SÜRECİNDE YAŞANAN KIŞKIRTMALAR
Üniversite protestocuları Ergenekoncu çıktı
Gençler üzerinden darbe kışkırtanlar.. O devirler geçti artık
2011 Kontrgerilla için ´Kıyamet´ yılı
Seçim ve anayasa Kontrgerilla için ölüm kalım meselesi
Ergenekon´da seçim hazırlığı: Mitingler tekrar devrede
Av mevsimi açıldı: Hedef AKP