Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davası kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren, bunun muhalifleri susturma amaçlayan hükümetin işi olduğunu iddia eden medya mensuplarına tepki gösterdi. Erdoğan, basın kuruluşların demokrasiyi rafa kaldırma operasyonlarında nasıl görev aldığını, 28 Şubat sürecindeki manşetlerin nerede hazırlandığını çok iyi bildiklerini söyledi.
Başbakan´dan gözaltıları eleştiren medyaya tepki
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davası kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren, bunun muhalifleri susturma amaçlayan hükümetin işi olduğunu iddia eden medya mensuplarına tepki gösterdi. Erdoğan, basın kuruluşların demokrasiyi rafa kaldırma operasyonlarında nasıl görev aldığını, 28 Şubat sürecindeki manşetlerin nerede hazırlandığını çok iyi bildiklerini söyledi.
Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ergenekon davası kapsamında bazı basın mensuplarının tutuklanması sonrasında hükümete yönelik eleştirilere cevap verdi. Erdoğan, tartışmanın mecrasından çıkarılarak hükümet aleyhine bir kampanyaya dönüştürülmek istendiğini ifade etti. Erdoğan, basın ve ifade özgürlüğünü savunanların 28 Şubat ve öncesinde, sonrasında nasıl başlıklar attıklarını hatırlattı. Erdoğan, kendilerinin içinde olmadıkları yargılama süreci hakkında görüş istenmesinin yanlış olduğuna işaret ederek, Hükümet durulması gereken yerde durmaktadır. dedi. Erdoğan, basın kuruluşların demokrasiyi rafa kaldırma operasyonlarında nasıl görev aldığını çok iyi bildiklerine işaret ederek, 28 Şubat sürecinde manşetlerin nerelerde hazırlandığı, ısmarlama manşetler atıldığı ve köşe yazarlarının ellerine nasıl konular tutuşturduğunu gördük. dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti: ´Bizim görevimiz yargının işini kolaylaştırmaktır. Hukuk düzeninin güvenliğini sağlamaktır. Devam eden davalarla, operasyonlarla ilgili toplumda farklı görüşlerin farklı hassasiyetlerin olması doğaldır. Toplum adalet ister, adalet çağrısı yapar. Toplumdaki duyarlılığı, hassasiyetleri gözardı etmek mümkün değildir. Yasama ve yürütme nasıl toplumsal duyarlılıktan etkileniyorsa yargı da toplumun adalet çağrısına duyarsız kalamaz. Biz yürütme olarak yargının çok daha hızlı çalışabilmesi için elimizden gelen tüm yatırımları yaptık, yapıyoruz. Fiziki tüm şartlarını kolaylaştırdık, kolaylaştırıyoruz. Bir an önce bunlar neticeye kavuşsun diye. Ancak yargı toplumdan gelen eleştirilerle değil elindeki bilgi ve delillerle hareket eder. Gazete manşetleriyle değil dava dosyasıyla karar verir. Toplumsal duyarlılığın yüksek olduğu, siyasi atmosferi ciddi şekilde etkileyen davalarda yargının özenle olduğu kadar ivedilikle de hareket etmesi önem taşımaktadır. Herkesi bir kez daha sorumlu davranmaya, yargıyı rahat bırakmaya, yargının çalışmasını kolaylaştırmaya çağırıyorum. Burada önemli olan adaletin olabilecek en hızlı şekilde tecelli etmesi, yargının hükmünü vermesidir. Yargıdan beklentimiz budur. Herkesi de bu sorumluluk çerçevesinde, süreci hızlandırmaya yardımcı olacak şekilde hareket etmeye ben de özellike davet ediyorum.´ ( Zaman)
Erdoğan: 27 gazeteciden bir tanesi bile gazetecilik faaliyetinden cezaevinde değil
Grup toplantısındaki konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ceza evinde bulunan 27 gazeteciden hiç birisinin gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde bulunmadığını söyledi. Erdoğan, AK Parti grubunda, Ergenekon davası kapsamında gazetecilerin tutuklanması sonrasında başlatılan basın özgürlüğü tartışmasını değerlendirdi. Tutuklanan, gözaltına alınan gazeteciler üzerinden, kampanya başlatanlara da açık açık sesleniyorum diyen Erdoğan, Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için bugün tutukludur? Hangi gazeteci, basın faaliyetinden, gazetecilik faaliyetinden dolayı tutukludur? Tutuklu ve hükümlü olarak, cezaevinde mesleği gazeteci olarak kayda geçen 27 kişi var. Bunların arasından bir tanesi bile gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde değildir. Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, nitelikli yağma, ateşli silah bulundurmak, resmi belgede tahribat. Mesleği gazeteci olarak yazan 27 kişinin cezaevlerinde bulunma gerekçeleri bu.. Yani AK Parti´ye hakaretten dolayı değil. dedi.
28 Şubat dönemi hatırlatması
28 Şubat sürecinde ´nasıl bunlara destek veririm´ diyenlerin konu AK Parti olunca verip veriştirdiğini belirten Erdoğan, 28 Şubat´ta hissettikleri baskıdan, yönledirmeden, manipülasyondan yola çıkarak, son yıllarda ortaya çıkan çetelerle mücadeleyi en heyecanlı izlemesi gereken kesim basın olmalıdır. Eğer basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne yönelik en küçük baskı görürsek, haklarda en küçük bir gerileme görürsek bunun karşısında duracak olan biz oluruz, AK Parti olur. Şu anda terör örgütü kendisi gibi düşünmediği için, gerçekleri yazdıkları, söyledikleri için, yüreklerinin sesine kulak verdikleri için gazetecileri, sanatçıları tehdit edecek kadar ileri gidiyor. Bu gazetecilere de, bu sanatçılara da biz sahip çıkıyoruz, onların hakkını biz savunuyoruz. şeklinde konuştu.
Erdoğan, gazetecilerin 2002 yılı öncesi çalışma şartlarıyla bugünü kıyaslamalarını isteyerek, Satırlarda, zihinlerde mayınlar vardı. Bunların nasıl temizlendiğini, yasakların nasıl tarihte kaldığını lütfen herkes iyi görsün.Yasak kelimelerin, yasak konuların nasıl tarihte kaldığını lütfen herkes iyi görsün. 8 yıl boyunca manşetine karıştığımız, dobra konuşuyorum. Bir gazete var mı? Rahatsız olduğumuz dönemler oldu, yalan yazıldığı dönemler oldu. Hakaretler edildi. Ama hakkımızı yargıda aradık. Bazıları niçin yargıya götürüyorsun dedi. Ne yapacaktık. Aynı dille mi konuşacaktık. Bu ülkede yargı niye var? Eğer hukuk devletiysek ben hakkımı gider yargıda ararım. Siyasetçiyim diye hedef tahtası mı olacağım? Dillerine ne geliyorsa bunu söyleyecekler. Kalemlerinden ne akıtacaklarsa bunu akıtacaklar. Eee? Biz de buna ya sabır çekeceğiz, yok böyle bir şey. değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, yargının kendileriyle ilgili ilginç kararlar verdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Siz siyasetçisiniz´ dedi. Bu hakaretlere ilginç bir kılıf buldular. ´Bu eleştiri değil, ağır eleştiriye girer´ dediler. Hükümeti sistematik olarak eleştiren bir çok gazete ve köşe yazarı var. Hükümeti amansız topa tutan yayınların, gazetecilik faaliyetinin ötesine geçerek siyasi bir kampanyaya dönüştüğünü de zaman zaman görüyoruz. Bize yönelik iyi niyetli eleştirileri özellikle değerlendiriyoruz. Ondan nasibimizi alıyoruz, düzeltiyoruz, adımımızı atıyoruz. Özeleştiri yapıyoruz. Eleştiri hakarete dönüşüyor ise ya cevap hakkımızı kullanıyoruz veya yargıya gidiyoruz. Bizim kendisini muhalefet partisi gibi konumlandıran medya ile mücadele edecek, kendimizi savunabilecek gücümüz var, irademiz var. Bizim gelecek saldırılara karşı korkumuz yok. ´Biz muhtar bile olamaz´ diyen medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldik. Siyasi gücümüzü de medyadan değil sadece milletimizden aldık, sizden aldık. Onun için ne kimseye minnet ederiz, kimsenin vesayeti altına gireriz, ne de bu tür yollara tenezzül eder muhalifleri susturmaya çalışırız. AK Parti´nin muhalif yazarları susturduğu iddiasını kendimize asla hakaret olarak kabul etmeyiz. Çünkü yarası olan gocunur, bizim böyle bir yaramız yok.
´Tutuklamalar yargının tasarrufu´
Son tutuklamaların tamamen yargının tasarrufuyla olduğunu kaydeden Erdoğan, hükümetin bu meselede hiçbir dahlinin olamayacağını, olursa da buna izin vermeyeceğini ifade etti. Herkesin aksi ispat edilinceye kadar herkesin masum olduğunu söyleyen Erdoğan, Yargılamada asıl olan adaletin gecikmeden tecelli etmesidir. Bizim dertli olduğumuz burasıdır. Bir an önce dosyalar masaya getirilsin, ne yapılacaksa yapılsın, karar verilsin. Bu sürecin uzamasını biz doğru bulmuyoruz. Buna biz de iktidar olarak karşı olduğumuzu söylüyoruz. Gerilimden, kutuplaşmadan en çok biz şikayet ediyoruz ama kusura bakmayın, kimse bizden yürütme olarak taraf tutmamızı, sürece müdahale etmemizi beklemesin. Ana muhalefet liderlerinin söylediği gibi, bu işlerinin avukatlığını gidip de Silivri Cezaevi´nin önünde yapanlardan değiliz. Biz o samimi milletimizin avukatı olarak buradayız. Ha geçen bir şey daha söylüyor. Savcılıktan bahsediyor. O size yakışır. Bizim görevimiz yargının işini kolaylaştırmaktır. Devam eden davalarla, operasyonlarla ilgili toplumda farklı görüşlerin olması doğaldır. Toplum adalet ister, adalet çağrısı yapar. Toplumdaki duyarlılığı göz ardı etmek mümkün değildir. Yasama ve yürütme nasıl toplumsal duyarlılıktan etkileniyorsa, yargı da toplumun bu çağrısına kayıtsız kalamaz. Biz yargının hızlı çalışması için elimizden geleni yapıyoruz. dedi. ( Cihan)
Medyadaki liberallerin inanılmaz tavrı
Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener´in gözaltına alınmaları, sadece Ergenekon yanlısı medya tarafından değil demokrat görünen bir çok medya mensubu tarafından dahi eleştirilmişti. Bu eleştirilerde inanılmaz bir ayrıntı vardı. Gözaltına alınanların hangi gerekçeyle alındığını delillendirecek iddianame ortaya çıkmadan, hatta birkaç günlük polis ve savcı sorgusu dahi beklenmeden bu çevreler, olayın ilk anından itibaren gözaltıların siyasi olduğunu, muhaliflerin susturulmak istendiğini iddia ettiler. Kamuoyunda büyük tepki toplayan bu tavır, medya mensuplarının dokunulmaz olup olmadığı sorusunu sordurmuştu. Tutuklanan generallerin cezaevinde genelkurmay yetkililerince ziyaret edilmesini ´yanlış meslek dayanışması´ olarak eleştiren bu medya mensuplarının, benzer durumda kendi meslektaşları için benzer bir dayanışmaya girmesi şaşırtmıştı.
(08 Mart 2011, 14:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Bunlar da medyadaki Büyükanıt´lar
Kafası karışanlar, kafa karıştıranlar
Gözaltı için önce mahkeme sonra medya onayı
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
ODATV İLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Kontrgerilla Medyası
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Flaş!!! Odatv´ye baskın