İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından Mustafa Balbay, ´Arif Doğan delil çokluğundan serbest bırakılırken biz delil yokluğundan tutuklu yargılanıyoruz. Türkiye´nin açık hava hapishanesine dönmesine izin vermeyin´ dedi.
İkinci Ergenekon davasında 100. duruşma
İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından Mustafa Balbay, ´Arif Doğan delil çokluğundan serbest bırakılırken biz delil yokluğundan tutuklu yargılanıyoruz. Türkiye´nin açık hava hapishanesine dönmesine izin vermeyin´ dedi.
İkinci ´Ergenekon´ davasının 100. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteci Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay´ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan Noyan Çalıkuşu, Hurşit Tolon, Emin Şirin, Tanju Güvendiren, Murat Ağırel, Muhterem Balcı katıldı. Tutuklu sanıklar eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, İbrahim Özcan, Hasan Atilla Uğur, Oğuz Bulut, Servet Kaynak ve Levent Göktaş ise duruşmaya gelmedi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, birleştirilen davanın tutuklu sanığı avukat Yusuf Erikel´in salonda bulunmadığını kaydetti. Duruşmayı izlemeye gelen Cumhuriyet gazetesi okurları, Mustafa Balbay´a sevgi gösterisinde bulunarak el salladı. Mustafa Balbay da, onlara el sallayarak, ´Sağlam durun, geçecek bu günler. Hiç canınızı sıkmayın´ dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salondaki duruşmada söz alan tutuklu sanık Mustafa Balbay, davanın tutuksuz sanığı Engin Aydın´ın 2009 yılının ocak ayında tutuklandığını, 11 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını, aynı yıl 29 Şubatta akciğer kanseri olduğunu ifade etti. Engin Aydın´ın tek dileğinin savunmasını yapabilmek olduğunu ifade eden Balbay, geçen 4 Şubatta yaşamını yitirdiğini belirtti.
´Ergenekon´ davası süresince 5 kişinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Balbay, ´İnsanlar organ yetmezliği, solunum yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirirdi, şimdi yeni bir ölüm nedeni daha çıktı, hukuk yetmezliği. Engin Aydın´ın ölüm nedeni hukuk yetmezliğidir. Bu süreç tutukluluktan çok daha başka kırgınlıklarla karşı karşıya bırakıyor. Siz insanı kanser edersiniz. Yaşamı hukukla geçmiş, meslek hayatının son dönemlerinde Adalet Bakanlığında yüksek kademelerde görev yapmıştır. Bir hukukçuya nasıl terörist dersiniz? Tutuksuz yargılama esastır derken günümüzde hukuksuz yargılama esas haline geldi. Türkiye´de hukuk yetmezliği ölüm nedenlerinden biri haline geldiği gibi hukuksuz yargılamak gibi bir tabloyla da karşı karşıyayız´ dedi.
İddianamenin kendisiyle ilgili bölümünde Engin Aydın´la 301 kez görüştüğünün yer aldığını belirten Balbay, şöyle konuştu: ´İddianamenin Engin Aydın´la ilgili bölümünde benimle 326 kez görüştüğü belirtiliyor. Savcı Zekeriya Öz bunu bana sorduğunda görüşmüş olabileceğimi söyledim ancak 301 görüşmenin fazla olduğunu belirttim. Çünkü Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosunun telefonları üzerime kayıtlıymış. Arif Doğan ´adam öldürdüm´ diyor. Arif Doğan delil çokluğundan serbest bırakılırken biz delil yokluğundan tutuklu yargılanıyoruz. Türkiye´nin açık hava hapishanesine dönmesine izin vermeyin.´
Bu sabah araştırmacı-yazar Soner Yalçın´ın evinde arama yapıldığını belirten Balbay, ´Burada içeri alınacaklar listesi hazırladık. Bu listenin başında da Soner Yalçın yer alıyordu. ´Böyle gazetecilik yaparsan böyle olur´ diye düşünüyorduk. Listedeki diğer isimleri açıklamak istemem´ dedi. Balbay, önemli bir seçim sürecinin yaklaştığını hatırlatarak, ´Bizi siyasi iktidarın malzemesi yapmayın´ diye konuştu.
Salonda gerginlik
Balbay´ın ardından söz almak isteyen Tuncay Özkan´ın talebini Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün reddetti. Bunun üzerine Şengün ve Özkan arasında tartışma yaşandı. Özkan´ın söz almak için ısrar etmesi üzerine Şengün´ün, ´Mahkemeyi yöneten başkan olarak söz hakkı vermiyorum. Bunu bu hale getirmeyin´ demesi üzerine Özkan, ´Neden söz vermediğinizi açıklayın. Daha konuşmadım. Neyi gördünüz? Tebrik ederim sizi. Konuşma hakkı da yok, ne güzel bir uygulama oldu. Çok yakıştı mahkemeye´ diye konuştu. Mahkeme Başkanı Şengün, sanıkları arasında avukat Yusuf Erikel´in bulunduğu 8 sanıklı dava dosyasının bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiğini ve aynı dosya üzerinden işlem yapılacağını söyledi. Bunun üzerine, Tuncay Özkan, ´Birleştirme kararına itiraz ediyorum. Buna da hakkım yok mu?´ dedi. Başkan Şengün, Özkan´ın dışarı çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine, avukatı Celal Ülgen, Özkan´ın yanına gidip alnından öperek yatıştırdı.
Mustafa Dönmez savunmasına başladı
Daha sonra, tutuklu sanık Mustafa Dönmez, savunmasını yapmaya başladı. Avukat Celal Ülgen, avukatı olmayan sanıkların avukatlığını kendisinin üstlendiğini, Dönmez´in de avukatlığını kendisinin yapacağını söyledi. Tutuklu sanıklardan Mustafa Dönmez de tutukluluğunun 25 ayı bittikten sonra savunma yapma sırasının kendisine geldiğini belirterek, herkesin kandilini ve Sevgililer Günü´nü kutladı. Bu mahkemede suçlandığı konularla ilgili olarak askeri mahkemede de yargılandığını hatırlatan Dönmez, bu mahkemede kendisi hakkındaki dosyanın Ankara´ya Genelkurmay Askeri Mahkemesine gönderilmesini istedi. Mustafa Dönmez, ´Milletin değerleriyle oynamanın ateşle oynamak anlamına geldiğini tarihte görmüştük. Halkın adalete güveni zedelenmiştir´ dedi. Duruşma, Dönmez´in savunma yapmasıyla devam ediyor. ( AA)
Yusuf Erikel´in Mason suikasti´nden ifadesi alınıyor
İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından avukat Yusuf Erikel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ´Mason locası üyelerine suikast´ iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında ifadesine başvurulmak üzere Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesine getirildi. Tutuklu bulunduğu Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nden cezaevine ait ring aracıyla adliyeye getirilen ikinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından avukat Yusuf Erikel, burada ´Mason locası üyelerine suikast´ iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu´nun bulunduğu kata çıkarıldı. Erikel´in bu soruşturmayla ilgili olarak ifadesine başvurulacağı bildirildi.
´Ergenekon´ soruşturması kapsamında 8 sanıkla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından hazırlanan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 16 Mart 2010´da ismini vermeyen bir kişinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne ihbarda bulunduğu ve ´Bugün Taksim´de bulunan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği önünde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği Başkanı Mustafa Asım Akın´ı lacivert montlu, kahverengi ayakkabılı, 1.90 boyunda Ali isimli kişinin vuracağı´ bilgisini verdiği belirtiliyordu.
İhbar üzerine yapılan çalışmalar sonucunda Taksim´de bulunan Mason locasının yakınlarında Hacı Ali Hamurcu´nun 1 adet bıçakla yakalandığı belirtilen iddianamede, Hamurcu´nun hapisteyken kendisini ziyarete gelen avukat Yusuf Erikel´in 10 trilyonluk senedin tahsil edilmesi için Mason locasını hedef gösterdiğini anlattığı ifade ediliyordu.
İddianamede, ´Yusuf Erikel´in telkinleri sonucu, Mason locasında ilk olarak loca başkanlarına yönelik eylem yapmayı ve bulamazsa locadan çıkacak herhangi bir kişiye bıçaklı saldırıda bulunmayı düşündüğünü´ bildirdiği ifade edilen Hamurcu´nun bir süre sonra eylemi gerçekleştirmekten vazgeçtiğini ve kendisini ihbar ettiğini beyan ettiği kaydediliyordu.
Şüpheli Yusuf Erikel´in ´Ergenekon´ terör örgütü mensubu olduğu, örgütte aktif olarak faaliyetlerde bulunduğu ve şüpheli Hacı Ali Hamurcu´yu Mason locası yöneticilerine yönelik eylem yapması konusunda yönlendirmiş olabileceği bildirilen iddianamede, Hamurcu´yla ilgili soruşturmanın da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtiliyordu.
Hamurcu, 19 Mart 2010´da ´silahlı terör örgütü üyeliği´ suçlamasıyla İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesince tutuklanmıştı. ( AA)
(14 Şubat 2011, 12:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Erikel davası Ergenekon´la birleştirildi
Erikel davasıyla ilgili manşetlerimiz