Devrimci Karargah iddianamesinde, örgütün eylemlerine ilişkin detaylı bilgiler de yer alıyor. Selimiye Kışlası´na yönelik gerçekleştirilen eylemde kullanılan havan mermileriyle ilgili ayrıntılar dikkat çekiyor. İddianameye göre, söz konusu saldırıda kullanılan mühimmat TSK envanterinde kayıtlı. Bir örgüt üyesi ise ihbar e-mailinde ´askeri yetkililerden silah ve mühimmat aldıklarını´ iddia ediyor. İddianamede ayrıca şüpheli Osman Baha Okar´ın, Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında soruşturma yürütülen bir kısım şahıslar ile tespit edilen irtibatlarına yer veriliyor. Yine iddianamede Hanefi Avcı´dan ele geçen ses kayıtları ve el yazılı notlarla ilgili ayrıntılı bilgiler veriliyor.
Selimiye´ye atılan havan mermileri TSK malı
Devrimci Karargah iddianamesinde, örgütün eylemlerine ilişkin detaylı bilgiler de yer alıyor. Selimiye Kışlası´na yönelik gerçekleştirilen eylemde kullanılan havan mermileriyle ilgili ayrıntılar dikkat çekiyor. İddianameye göre, söz konusu saldırıda kullanılan mühimmat TSK envanterinde kayıtlı. Bir örgüt üyesi ise ihbar e-mailinde ´askeri yetkililerden silah ve mühimmat aldıklarını´ iddia ediyor. İddianamede ayrıca şüpheli Osman Baha Okar´ın, Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında soruşturma yürütülen bir kısım şahıslar ile tespit edilen irtibatlarına yer veriliyor. Yine iddianamede Hanefi Avcı´dan ele geçen ses kayıtları ve el yazılı notlarla ilgili ayrıntılı bilgiler veriliyor.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 129 sayfalık Devrimci Karargah terör örgütü iddianamesinde ilginç detaylar var. Örgütün eylemleriyle ilgili ayrıntılar. İddianamedeki bilgilere göre, Bomba Bilgi Merkezi´nden soruşturma kapsamında elde edilen patlayıcı madde yapımında kullanılan malzemelerle, Türkiye genelinde meydana gelen olay yerlerinde ve operasyonlarda elde edilen patlayıcı maddeleri mukayese etmesi talep ediliyor. Merkez tarafından hazırlanan raporda 7 Ağustos 2008 tarihinde Selimiye Kışlası´na düzenlenen havan toplu saldırı eyleminde olay yerinden elde edilen materyallerin yapılan incelemesi neticesinde, olayda kullanılan el yapımı havanın TM 31-210 isimli (Amerika Birleşik Devletleri Özel Kuvvetleri için hazırlanan) kitapçıkta belirtilen el yapımı havan ile büyük oranda benzerlik gösterdiği belirtiliyor. Karacaahmet Mezarlığı içerisinden 4 adet 60´lık havan mermisi ile Selimiye Kışlası hedef olacak şekilde ateşlenmesi eyleminde kullanılan ve olay yerinde ele geçirilen materyallerle ilgili olarak mühimmat incelemesi de yapılıyor. 16 Eylül 2008 tarihli Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1´inci Ordu Komutanlığı´nın 4070-103-08/Tük.mlz.Ks. (Müht) sayılı yazısında; Söz konusu mühimmat parçalarının TSK envanterinde bulunan 60 mm´lik havan mühimmatı ile aynı özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. deniliyor.
´ASKERÎ YETKİLİLER YARDIMCI OLUYOR´
İddianamede, Olay yerinde ele geçirilen mühimmat ambalajlarına (püsüslerine) ait bilgilerin, KKK´lığı envanterindeki ´LOT J-N-T-2-8´ ve ´LOT-MA-1-272´ kafile numaralı, birliklerin yaptığı tatbikat ve eğitim atışları ile çeşitli operasyon görevlerinde kullanılan 60 mm´lik havan mühimmatı ambalajları olduğunun belirlendiği görülmüştür. ifadelerine yer veriliyor.
İddianamede, 30 Ağustos 2009´da Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü´ne gönderilen bir e-mail ihbarına da yer veriliyor. e-Mailde yer alan iddialar dikkat çekici: Ergenekon örgütü İstanbul ve çevresinde daha önce çeşitli yerlere gömülü vaziyetteki ve İstanbul dışındaki villa tipi evlerde sakladıkları silah, el bombaları, LAW silahlarını bizlere söyleyerek almamızı sağladılar. Söyledikleri yerlerin çok az bir kesimi boş çıksa da çoğunluğunda çok sayıda mühimmat alındı ve çıkarıldı. Bu silahların bizden önce DHKP-C örgütüne de verildiği söyleniyor. (...) Bize en son bir askeri yetkili tarafından çok miktarlarda askeriyeye ait silah, patlayıcı, teçhizat verildi. Biz üslerimize ´Neden biz bunlardan silah alıyoruz?´ dediğimizde, bize (askeriye içerisinde solcu subaylar var, onlar bize destek sunuyorlar) cevabı verildi. Ama görüyorum ki bizi yurtdışına çıkartanlar da bize silah mühimmat verenler de Ergenekon´un ta kendisi ve bu örgüt (Devrimci Karargah) Ergenekon ve PKK kontrolünde ve denetiminde bir yapı.
YÜZBAŞI BENİ KAPIDA KARŞILIYORDU
Gizli tanık İsmet´in ifadeleri de söz konusu e-maili doğrular nitelikte. Gizli tanık şöyle diyor: Jandarma Genel Komutanlığı´na Yüzbaşı Necmi S.´nin çağırmasıyla gidiyordum. Beni kapıda karşılıyordu. Operasyonlarda ´attı, kullandı´ göstererek sakladığı, daha doğrusu bana öyle söylediği TNT, dinamit, el bombası, silah, mermi gibi askeri mühimmat ve malzemeleri kışlanın içerisinde yani askeri lojmanların içerisinde bana veriyordu. Yine beni kapıda karşılayıp kendi odasına çıkartıyordu. Krokiler çizerek silah ve patlayıcı alabileceğim adresleri tarif etmek suretiyle bırakılan yerlerden hiçbir problem yaşamadan yani yol kontrolü, çevirme, takip yaşamadan malzemeleri alıp örgüte ulaştırıyordum. Savcı, Bir kısım mühimmat ve silahın terör örgütlerine ne şekilde ulaştırıldığı konusunda aydınlatıcı olduğu değerlendirilmiştir. ifadelerini kullanıyor. ( Zaman)
DEVRİMCİ KARARGAH SANIĞININ ERGENEKON İRTİBATLARI
Davanın sanıklarından Osman Baha Okar´ın, Orhan Yılmazkaya´nın kaldığı örgüt evinde yapılan aramada ele geçirilen sahte kimliklerin üzerinde parmak izinin bulunduğu belirtiliyor. Örgüt evinde ele geçirilen sahte kimlik ve boş nüfus cüzdanlarının, Okar tarafından temin edilmiş olabileceğinin değerlendirildiği anlatılıyor. Osman Baha Okar´ın annesi adına kayıtlı telefonu kullandığı ve telefon hattının Ergenekon terör örgütü kapsamında hakkında soruşturma yürütülen Ufuk Akkaya (Ulusal Kanal istihbarat şefi) isimli şahsın kullandığı telefon numarasının geçmişe dönük HTS dökümlerinin incelemesinde de 27 Haziran 2007- 1 Mart 2008 tarihleri arasında 24 adet görüşme kaydının bulunduğu tespit ediliyor. Sanık Rıdvan Turan tarafından kullanılan telefon numarası ile Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan Merdan Yanardağ´ın adına kayıtlı telefon hattı arasında 1 Ocak 2001-22 Temmuz 2006 tarihleri arasında (Arama-aranma-mesaj alma-mesaj atma şeklinde) 3 adet görüşme kaydının bulunduğu aktarılıyor. İddianamede, Yine soruşturma kapsamında, telefon irtibatlarının değerlendirilmesinde, şüpheli Osman Baha Okar´ın, Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında soruşturma yürütülen bir kısım şahıslar ile irtibatlarının bulunduğu görülmüştür. Şüpheliye ait telefon takiplerinin yapılan incelemelerinde, şüphelinin örgütsel içerikli bir kısım görüşmeleri tespit edilmiştir. Görüşmelerde örgütsel faaliyetler ile ilgili konuşmaların yer aldığı anlaşılmıştır.´ ifadeleri kullanılıyor. ( Zaman)
KİTABIYLA ÖRGÜT ÜYELERİNİ UYARDI: DİNLENİYORSUNUZ!
Devrimci Karargah terör örgütüne ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık eski polis müdürü Hanefi Avcı´nın ´Haliçte Yaşayan Simonlar´ isimli kitabında, Nejdet Kılıç´ın dinlenmekte olan telefon numaraları ile bu kişinin irtibatlı olduğu diğer şüphelilere yönelik yapılan fiziki ve teknik takibi deşifre ettiği belirtildi. Kitabın 500. sayfasında, bazı telefonların hukuka aykırı dinlendiği yönündeki iddiasına örnek olarak gösterdiği bölüme yer veriliyor. Avcı´nın kitabının yayımlanmasının ardından şüphelilerin telefon dinlemeleri konusunda birbirlerini uyardıkları ve teknik takip çalışmalarına karşı önlem aldıkları belirtiliyor. Kılıç ve Avcı´nın bu konuya ilişkin yaptıkları telefon görüşmeleri de iddianamede özetleniyor.
Alınan ses kaydına göre sanık Kılıç´ın, 26 Ağustos 2010´da Ahmet Doğan Fırtına´yı arayarak, Kitabın 500. sayfasını oku.´ dediği, böylelikle kendisi hakkında yürütülen soruşturmadan bilgi sahibi olduğu ve bunu çevresindekilerle paylaştığının anlaşıldığı aktarılıyor. Örgütün içindeki faaliyetlerinden dolayı hakkında soruşturma yürütülen Nejdet Kılıç´ın evinin bölgesinde yapılan teknik çalışma sonucunda tespit edilen ve birebir kullanıldığı anlaşılan telefon numaralarının Hanefi Avcı ve Kezban Kerman (Küçük) tarafından kullanıldığı ifade ediliyor. Nejdet Kılıç´a ait ADSL´den kezbankerman@hotmail.com´ elektronik posta adresinin kullanıldığının belirlendiğinin görüldüğü bilgisi de veriliyor. İddianamede, 16 Eylül 2010 tarihinde saat 16.33´te Nejdet Kılıç ile Hanefi Avcı arasında geçen görüşmede, dinleme nedeniyle şüphelilerin zaman zaman ankesörlü telefon ile görüştüklerinden söz ettikleri, Kılıç´ın takip edildiğinden şüphelendiği ve Avcı´nın bilgi verdiği kaydediliyor. İddianamede, Hanefi Avcı´nın, mahkeme tarafından verilmiş gizli belge niteliğini taşıyan mahkeme kararını usulsüz olarak elde ettiği ve Devrimci Karargah terör örgütü şüphelisi Nejdet Kılıç ile bunları paylaştığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Hanefi Avcı´nın Devrimci Karargah örgütü ve şüphelilerine yardımda bulunduğu tespit edilmiştir. deniliyor.
Makamındaki 24 kasette, 255 dinleme kaydı Devrimci Karargah sanığı Hanefi Avcı´nın makamında yapılan aramalarda çok sayıda ses kaseti ele geçirilmişti. İddianamede, kasetlerin mahkeme kararına dayanmaksızın usulsüz olarak yapılan dinlemeler sonucunda elde edildiği aktarılıyor. Usulsüz olarak yapılan dinlemeler sonucu elde edilen ve kişisel veri niteliğindeki görüşmelere ait kayıtların Avcı tarafından arama tarihine kadar kalan süreçte saklandığı belirtiliyor. İddianamede yer alan bilgilere göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nce 24 adet teyp kasetindeki görüşmelerden bir kısmı çözümlenemiyor. Çözümleri yapılamayan ve içerisinde anlaşılamayan bölümlerin bulunduğunun bildirilmesi üzerine, 7-11-12 ve 17 rakamları ile numaralandırılmış kasetlerin anlaşılamayan bölümlerinin anlaşılabilir hale getirilmesi amacıyla TÜBİTAK görevlilerine teslim edildiği anlatılıyor. Kasetlerin ele geçirildiği çantada ve iki adet naylon poşet üzerindeki 65 adet vücut izinin de mukayese işlemlerinin devam ettiği, bittiği takdirde savcılığa gönderileceği ifade edildi. TÜBİTAK yetkililerince kasetler üzerindeki incelemeler devam ediyor. İddianamede, diğer kasetlerin, 2000 yılından önce oluşturulduğu değerlendirilen toplam 225 adet telefon dinlemelerine ait kayıtlar olduğu belirtiliyor. Kasetlerde seslerinin adli mercilerden izin alınmadan dinlenildiği ve kaydedildiği anlaşılan kişilerin müşteki sıfatı ile ifadelerinin alındığı anlatılıyor. ( Zaman)
AVCI´DAN AĞAR İÇİN 60 BİN DOLAR
Devrimci Karargah iddianamesinde Hanefi Avcı´ya ait olduğu ileri sürülen el yazılarında çarpıcı iddialar var. Devrimci Karargah iddianamesinde 50 yıl hapsi istenen Hanefi Avcı´nın makam odasında bulunduğu öne sürülen dinleme kasetlerinin yanında not kağıtları bulunduğu öne sürülüyor. Kaset içerikleriyle örtüştüğü ve Avcı´nın el ürünü olduğu öne sürülen bir notta şöyle yazılmış: ?Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar´ın lehine ifade veren çocuklara 60 bin dolar ödüyor.?
Avcı´nın Eskişehir´deki makamında ele geçirilen bantlarda aralarında gazeteciler, işadamları, politikacılar ve askerlerin de olduğu birçok ünlü ismin konuşma kayıtları yer alıyordu. Avcı bu kasetlerin kendisine ait olmadığını savunmuştu. İddianamede Avcı´nın elinden çıktığı iddia edilen notlardaki içerikle, kasetlerdeki konuşmaların birbiriyle örtüştüğü öne sürülüyor. Ek iddianamenin içeriğinde olan ve Avcı´ya ait olduğu öne sürülen notlardan biri Alaattin Çakıcı ve Mehmet Ağar ile ilgili. Belgede aynen şöyle yazıyor: Mehmet Kocabaş (Eski ANAP milletvekili) Çakıcı´ya telefon ederek ?Mehmet Ağar lehine ifade veren çocuklar için 60 bin dolar? verilmesini istiyor. Çakıcı da bunun üzerine ben göndereyim diyor ve ödüyor...?
Yine Çakıcı´yla ilgili bir başka not ise şöyle: ?Türk Ticaret Bankası olayında (Alaattin) Çakıcı, Kamuran Çörtük´e vazgeçmesi için çocukluk arkadaşı olan Mustafa Kefeli´yi gönderdi. Bu olaya karşılık Kefeli, Çakıcı´dan Futbol Federasyonu´nun feshedilmesini sağlamayı taahhüt etti. Kefeli, Çörtük´ü vazgeçirince Alaattin, şimdi federasyon üyelerini tehdit etmeye başlamış.
Mafyanın boyutu... Halit Cıngıllıoğlu´ndan Çakıcı, para istiyor. Halit C, Cumhurbaşkanına gidiyor...?
KASETLER GİZLİ KALACAK
İddianamede Avcı´nın 2000 yılından önce yaptığı 225 telefon dinlemesine ait kayıtlar da yer alıyor. Savcılık, kişilerin özel hayatıyla ve işleriyle ilgili konuşmalarının yer aldığı kaset çözümlerini telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratacağı için iddianameye koymadı. Ayrıca bu konuşmaların tapeleri ek delil olarak da konulmayacak.
İSTİHBARATIN ESKİ ŞEFİ
Hanefi Avcı, Susurluk kazası döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. 4 Şubat 1997´de Susurluk skandalını araştıran TBMM komisyonuna verdiği ifadede devlet içinde çete kurulduğunu ileri sürdü ve Mehmet Ağar, Korkut Eken, Veli Küçük gibi isimler hakkında suçlamalarda bulundu. 28 Şubat sürecindeki tavrı ve daha sonra bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle yavaş yavaş geri hizmete çekildi. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü yaptığı sırada ´Haliç´te Yaşayan Simonlar´ adlı kitabı çıktı. Ağustos 2010´da çıkan kitabında Gülen cemaatinin emniyet teşkilatında örgütlendiğini savundu. Avcı, Devrimci Karargah örgütüne yardım ve yataklık etmek suçlamasıyla 28 Eylül 2010´da tutuklandı.
EN DERİN KASET ARŞİVİ
Hanefi Avcı Haliç´te Yaşayan Simonlar kitabı çıktıktan bir ay sonra gözaltına alındığında Eskişehir´deki makam odasında da arama yapılmıştı. Bu aramada 28 Şubat ve Susurluk sürecine ait dinleme kasetlerinin bulunduğu öne sürülmüştü. Aralarında dönemin siyasileri ve gazetecilerin de bulunduğu 53 kişinin özel görüşmelerinin bu kasetlerde olduğu görülmüştü. Kasetlerle ilgili olarak adliyeye çağırılan bu kişilerden ikisi dışında herkes şikayetçi olmuştu. Hanefi Avcı ise makam odasını çok önceden tamamıyla boşalttığını ve bu kasetlerin kendisinin olmadığını, kendisine komplo yapıldığını savunmuştu.
SUSURLUK DAVASI SANIĞI
Eski Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar´ın ismi özellikle Susurluk kazasından sonra karanlık ilişkilerle gündeme gelmişti. Susurluk davasında mahkûm olanların pek çoğuyla yakın ilişkileri vardı. Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal´ı öldürmekle suçlanan Susurluk hükümlüsü Özel Harekat polislerinin dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar´ın emriyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldıkları iddia edilmişti. Milletvekili dokunulmazlığı, eski vali olması nedeniyle uzun süre yargılanmadı. Kasım 2008´de ´Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemdeki suçlamalarla ilgili yargılanmaya başlandı. Cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Dava devam ediyor.
HÜKÜMET DÜŞÜRMÜŞTÜ
Çete lideri Alaattin Çakıcı´nın adı Susurluk döneminde sıklıkla gündeme geliyordu. 1 Mayıs 1997´de Flash TV´de canlı yayına telefonla katılan Çakıcı, Türk Ticaret Bankası´nın Erol Evcil´e satışı için Özer Uçuran Çiller´in, 20 milyon dolar komisyon istediğini söyledi. Adı çok sayıda suça karışan Çakıcı 17 Ağustos 1998´de Fransa´da yakalandı. Yakalandıktan sonra ortaya çıkan telefon görüşmeleri, Korkmaz Yiğit tarafından satın alınan Türkbank ihalesinin durdurulmasına, ANAP´lı bakan Eyüp Aşık´ın bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifasına ve 56. hükümetin düşmesine sebep oldu. Çakıcı´nın telefon kayıtlarında Mehmet Ağar´dan sıklıkla söz ediliyordu. Çakıcı halen cezaevinde. ( Radikal)
(06 Şubat 2011, 10:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek