İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuksuz sanıklarından emekli Albay Arif Doğan, mahkemedeki çapraz sorgusunda, JİTEM´in Hizbullah´a askeri eğitim verdiği iddialarını reddetti. ´Hizbulkontra´ olarak adlandırdıkları örgütün elemanlarına sadece din dersi verildiğini, mağaralarda yapılan bu din derslerinin de, camide nasıl vaaz verileceği ve vatan sevgisini nasıl öğretileceği konularıyla sınırlı olduğunu iddia etti. Doğan, örgüt lideri Hüseyin Velioğlu´nu da övdü: ´Hizbulkontra´yı kurdum ve başarı da elde ettim. Çok güzel hizmetleri oldu. Eğer bir suç varsa zaten cezasını da ölerek çekti. Allah rahmet eylesin.´
JİTEM´den din eğitimi: Camide nasıl vaaz verilir!
İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuksuz sanıklarından emekli Albay Arif Doğan, mahkemedeki çapraz sorgusunda, JİTEM´in Hizbullah´a askeri eğitim verdiği iddialarını reddetti. ´Hizbulkontra´ olarak adlandırdıkları örgütün elemanlarına sadece din dersi verildiğini, mağaralarda yapılan bu din derslerinin de, camide nasıl vaaz verileceği ve vatan sevgisini nasıl öğretileceği konularıyla sınırlı olduğunu iddia etti. Doğan, örgüt lideri Hüseyin Velioğlu´nu da övdü: ´Hizbulkontra´yı kurdum ve başarı da elde ettim. Çok güzel hizmetleri oldu. Eğer bir suç varsa zaten cezasını da ölerek çekti. Allah rahmet eylesin.´
İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuksuz sanıklarından emekli Albay Arif Doğan, dünkü duruşmada savcı Nihat Taşkın´ın, Hizbulkontra´yı kurma amacına ilişkin sorusu üzerine, bu oluşumu, PKK´nın yaptığı çalışmalara karşı halkı dini yönden eğitmek için kurduğunu belirtti. Doğan, Hüseyin Velioğlu´nu da dini bilgisi çok fazla olduğu ve dindar bir aileden geldiği için seçtiğini söyledi. Doğan, Hizbullah üyelerinin Gercüş´te aldığı eğitime ilişkin soru üzerine, ´Hizbullah değil, benim dediğim Hizbulkontra´dır. Onlar tamamen dini eğitim alıyorlardı. Camide nasıl vaaz vereceklerine, vatan sevgisini nasıl öğreteceklerine ilişkin eğitim alıyorlardı. Eğitimi de Hüseyin Velioğlu veriyordu´ dedi. Eğitimin neden dağda verildiğine ilişkin soruya karşılık da Doğan, onları kimsenin görmemesi gerektiğini, bu yüzden de dağdaki mağaralarda eğitim aldıklarını söyledi.
Velioğlu´nun suçu varsa cezasını ölerek ödedi!
Hüseyin Velioğlu´nun görevinin ne kadar sürdüğü sorulan Doğan, ´Bilmiyorum. Kurdum ve başarı da elde ettim. Çok güzel hizmetleri oldu. Eğer bir suç varsa zaten cezasını da ölerek çekti. Allah rahmet eylesin´ dedi. Hizbullah´ın askeri eğitim alıp almadığına yönelik soruya da Doğan, kesinlikle hiçbir şekilde jandarmanın Hizbulkontra´ya eğitim vermediğini kaydetti.
Arif Doğan: Cingöz´ü PKK öldürdü
Savcı Taşkın´ın, suikast sonucu öldürülen Tuğgeneral Temel Cingöz´ün Adana´da 1991 yılında Hüseyin Velioğlu ile görüştüğünü belirtmesi üzerine Doğan, şunları kaydetti: ´Temel Cingöz, Velioğlu´nu tanıyordu. Bir dönem Siirt´te jandarma komutanıydı. O zaman ona Velioğlu´nun faaliyetleri hakkında bilgi vermiştim. Görüşmüş olabilirler. Cingöz çok önemli bir istihbaratçıydı. Ben onun talebesiydim. O kahramanlığının kurbanı oldu. O PKK tarafından öldürüldü. PKK merkez konseyinin kararı bende var. Aşiret meselesinden dolayı öldürülmesine karar verilmişti. DHKP-C´nin öldürdüğü yalan. Bende PKK´nın emri var.´
İtiraz üzerine Doğan Özkan´ı tanımaktan vazgeçti
Savcıların sorularını tamamlamasının ardından Doğan, sanıkların sorularını yanıtladı. Tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan´ın, kendisini tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Doğan, Susurluk kazası sonrasında bilgi almak için birkaç gazeteciyle birlikte Yalova´ya geldiklerinde Özkan´ı gördüğünü söyledi. Özkan da bunun üzerine, ´Yanlışınız var. Sizinle hiçbir zaman görüşmedim. Başkasıyla karıştırıyor olabilirsiniz´ dedi. Doğan ise ´Tamam, siz öyle diyorsanız öyledir´ diye cevap verdi.
Sanıklar da Doğan´a soru yöneltti
Doğan, Özkan´ın, ´Ne zaman emekli oldunuz?´ sorusunu, ´Ben hiçbir zaman emekli olmadım. Seferberlik tetkik kuruluna göre ben 4 yıldır generalim, o aramayı yapanlar bunun belgesini gördü´ diye yanıtladı. Özkan´ın, ´Halka silah, fişek dağıtma işini hangi yıl yaptınız?´ sorusu üzerine Doğan, ´Doğu´da görev yaparken 1985-1990 yılları arasında´ dedi. Doğan, Özkan´ın ´Geçici köy korucularına mı yoksa rastgele mi dağıttınız?´ sorusuna da ´Köy korucularına değil ama o zaman var olan devlet tarafından tespit edilen kişilere silah verildi. Bunlar köy öğretmenlerine ve değişik hizmetlerde bulunanlara dağıtıldı. Hepsi zimmetlidir ve belgelidir´ yanıtını verdi. Tutuklu sanık Mustafa Dönmez´in, ´Dün silahları bazen savcılığın adli emanetinden temin ettiğinizi söylediniz, açıklık getirir misiniz?´ sorusuna karşılık da Doğan, ´Savcı dalga geçer gibi soru soruyordu. Espri amaçlı söyledim. Ama adli emanette suç olmayan silahlar Silahlı Kuvvetlere gönderiliyordu. Bir keresinde Suriye´den gelen iki kamyon dolusu silah yakalamıştık. Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı anlaşarak Silahlı Kuvvetlere devretti´ dedi. Tutuklu sanıklardan Levent Göktaş, Doğan´ın TSK ile ilgili söylediği bazı şeylerin yanlış anlaşılmalara neden olduğunu belirterek, TSK´da her şeyin kanun ve yönetmeliklerle belirlendiğini, her şeyin talimatlar üzerine yapıldığını söyledi.
Duruşma 20 Ocak´a ertelendi
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Doğan´ın çapraz sorgusuna ara vererek, duruşmayı 20 Ocak Perşembe gününe ertelediğini açıkladı. ( AA)
Doğan Kurtlar Vadisi´ne özeniyor
Duruşmalarda verdiği ifadelerinde JİTEM´in sorumluluğunu tek başına üstlenmeye çalıştığı gözlerden kaçmayan Doğan´ın, JİTEM elemanlarını övmesi ve ´JİTEM olmasaydı bugün 80 bin asker ölmüş olacaktı´ gibi ifadelerle kendisini ve örgütü kahraman göstermeye çabalaması dikkat çekti. Terörle mücadele adına hareket ettiği ileri sürülen JİTEM´in masum insanlara karşı yargısızca işlediği çok sayıda vahşi cinayetle insanları devletten nefret ettirdiği, Kürt vatandaşlardan bir çoğunun bu nedenle PKK saflarına katıldığı hatırlatılarak örgütün terörü daha da arttırdığı ileri sürülüyor. Örgütün bu vahşi yöntemleri ile uyuşturucu ve kaçakçılık gibi kişisel menfaat ilişkilerini onaylamayan çok sayıdaki Türk subayının da yine örgütçe suikaste uğradığı ileri sürülüyor. Bu iddialar bizzat JİTEM elemanlarınca dile getirilmekte. Ergenekon ve Albay Cemal Temizöz davaları gibi örgütü kısmen konu alan davalar haricinde, doğrudan JİTEM´i konu alan Diyarbakır´da açılmış davalar da halen görülmekte.
İskender Büyük değil Arif Doğan
Kurtlar Vadisi dizisinde devlet adına hareket eden devlet görevlisi, mafya üyelerinin arasına sızarak suikast ve diğer yöntemlerle mafyayı çökertiyor, bu görev sırasında işlediği suçlar ise mahkeme tarafından affediliyordu. Doğan´ın da aynı beklentide olduğu, Ergenekon davasında mahkemedeki rahat tavırlarıyla anlaşılıyor. 27 Ekim 2010 tarihinde açıklamalar yapan Doğan Kurtlar Vadisi´ne özendiğini belli etmişti. ´Kurtlar Vadisi Gladyo´ filminden örnek veren Doğan, ´Orada İskender mahkeme heyetine şunu söylüyor; ´Sayın mahkeme üyeleri, ben bildiğim bazı şeyleri size söylersem, kaldıramazsınız, çok kötü duruma düşersiniz. Hedef olursunuz.´ Bu Gladyo´nun veya Kurtlar Vadisi´nin bir sözü değil, Arif Doğan´ın sözüdür. Anladın mı? Ben hakimleri çok severim. Onlara zarar vermek istemem. Ne sorarlarsa tabii konuşurum. Bana sordular ´JİTEM´i sen mi kurdun´ diye. Evet, ben kurdum. Yıllardır diyorum. Bunu söylerken de ben askeri literatürün dışına çıkıyorum. ´JİTEM yok´ diyenlere de hodri meydan diyorum. Var mı yok mu görsünler´ diyerek sözlerini bitirmişti.
BDP´li Demirtaş: Hizbullah, JİTEM´in bir komisyonudur
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hizbullah tarafından 1993´te Van´da öldürülen Orhan Karaağar´ın mezarını ziyaret etti. Karaağar´ın ölümünün 18. yıldönümünde nedeniyle geldiği mezarlıkta konuşan BDP Eşbaşkanı Demirtaş, Hizbullah diye bir şeyin olmadığını, cinayetlerin Hizbul-Kontra tarafından devlet desteğiyle işlendiğini iddia etti. Hizbullah diye tartışılan şeyin, devletin kontrolünde ve bir çete olduğunu öne süren Demirtaş, Hizbi Kontra´dır. Uluslararası anlamda Lübnan´da, İran´da bildiğimiz Hizbullah değildir bu. JİTEM´in bir komisyonudur, çetesidir ve arkasında devlet olmadan bunlar bırakın adam kesmeyi, tıraş bile olamazlar. Devlet gücüyle, devlet desteğiyle bu cinayetleri işlediler. Devlet bugün onları yeniden kullanmak isterse, güç verirse harekete geçerler, arkalarında devlet gücünü bulamazlarsa akrabalarından bile destek alamazlar, bu çeteler. dedi. Orhan Karaağar davasının 18 yıldır sonuçlandırılmamasını trajedi olarak niteleyen Demirtaş, Hizbi-Kontra denen çetenin bir hiç olduğunu öne sürdü. Hizbullah´ın bir devlet operasyonu olduğunu, devlet eliyle yapıldığını ve devlet eliyle çökertildiğini anlatan Demirtaş, Hizbullahçıların dindar halktan destek alamayacağını savundu. ( Zaman)
(19 Ocak 2011, 12:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Aygan: Doğan, aklınca JİTEM´i gömecek
Arif Doğan mahkemede JİTEM´i savundu
Orakoğlu: Hizbullah´ı eğiten Yeşil ve emrindeki ekiptir
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
JİTEM´le ilgili tüm manşetlerimiz
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Hizbullah (Hizbulkontra) örgütüyle ilgili manşetlerimiz
Ergenekon-Hizbullah bağlantıları