Taraf yazarı Emre Uslu dünkü köşeyazısında, balyoz ek klasörlerini incelerken yakaladığı çok çarpıcı bir ayrıntıyı işliyor. Buna göre Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranan kişi bir askeri savcıdan yardım istiyor. Yardım istenen savcı yardım isteyenin davasına bakıyor ve bilirkişinin daha ağır ceza verilmesi görüşünü hiçe sayarak daha hafif ceza istiyor. Soruşturmayı yürüten bu askeri savcının adı Balyoz davası CD´lerinde ´öncelikli ve özellikli görevlendirme´ listesinde geçiyor. Ergenekon sanığında ele geçen askeri belgeleri inceleyen bilirkişi casusluk olasılığından bahsediyor. Ama gün geliyor bu bilirkişi, ofisinin altında saklanmış torbalar dolusu belge çıkması üzerine casusluk soruşturması kapsamında tutuklanıyor. Uslu´nun delil klasörlerini dikkatle inceleyerek farkettiği ve ´bu karmaşık ilişkiler tuhaf bir sonuç doğuruyor´ dediği duruma göre; Sanık, savcı ve bilirkişi Ergenekon´la ilişkili davalardan sanık olarak yargılanıyor. Uslu´nun ´tuhaf ve karmaşık´ diye nitelediği durum, Ergenekon örgütlenmesinin iddia edildiği kadar derin ve geniş bir örgütlenme olduğu iddialarını aslında güçlendiriyor. Bu yönüyle aynı örgütlenmede yeralan isimlerin yolunun bir yerde kesişmesi tuhaf değil gayet normal olarak değerlendirilmeli.
Sanık, askeri savcı, bilirkişi.. Üçü de Ergenekon sanığı!
Taraf yazarı Emre Uslu dünkü köşe yazısında, balyoz ek klasörlerini incelerken yakaladığı çok çarpıcı bir ayrıntıyı işliyor. Buna göre Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranan kişi bir askeri savcıdan yardım istiyor. Yardım istenen savcı yardım isteyenin davasına bakıyor ve bilirkişinin daha ağır ceza verilmesi görüşünü hiçe sayarak daha hafif ceza istiyor. Soruşturmayı yürüten bu askeri savcının adı Balyoz davası CD´lerinde ´öncelikli ve özellikli görevlendirme´ listesinde geçiyor. Ergenekon sanığında ele geçen askeri belgeleri inceleyen bilirkişi casusluk olasılığından bahsediyor. Ama gün geliyor bu bilirkişi, ofisinin altında saklanmış torbalar dolusu belge çıkması üzerine casusluk soruşturması kapsamında tutuklanıyor. Uslu´nun delil klasörlerini dikkatle inceleyerek farkettiği ve ´bu karmaşık ilişkiler tuhaf bir sonuç doğuruyor´ dediği duruma göre; Sanık, savcı ve bilirkişi Ergenekon´la ilişkili davalardan sanık olarak yargılanıyor. Uslu´nun ´tuhaf ve karmaşık´ diye nitelediği durum, Ergenekon örgütlenmesinin iddia edildiği kadar derin ve geniş bir örgütlenme olduğu iddialarını aslında güçlendiriyor. Bu yönüyle aynı örgütlenmede yeralan isimlerin yolunun bir yerde kesişmesi tuhaf değil gayet normal olarak değerlendirilmeli.
Askeri Savcı, Bilirkişi ve Şüpheli Ergenekon´dan sanık. Bir süredir Balyoz davasına ilişkin ek delil klasörlerini detaylı bir şekilde inceliyorum. İncelemelerin sırasında önüme çıkan her yeni belgeyle gözüm bir kez daha faltaşı gibi açılıyor. Bugün size Ergenekon soruşturmasında bilirkişi olarak atanan bir bilirkişinin Balyoz davası kapsamında Gölcük´te çıkan belgelerden sonra ?casusluktan? tutuklanışını anlatacağım.
15 Aralık 2008 tarihinde F.A. isimli bir şahıs İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na bir ihbar mektubu yazarak Astsubay Ahmet Şafak Serpin isimli bir şahsın Ergenekon örgütüyle ilişkisi olduğunu iddia edip şahsın açık adresini verir. Bunun üzerine yapılan aramalarda gizlilik dereceli evraklarla, bir ucu Ergenekon´a ulaşan fuhuş soruşturmasının ipuçlarını barındıran belgeler ve bilgisayar dokümanları bulunur. Bu belge ve dokümanlar arasında ele geçirilen bir CD´nin içerisinde ?bazı üst düzey askerî şahısların özel hayatına ilişkin gizli bilgi ve resimlerin bulunduğu tesbiti yapılır ve gereği için konu askerî birimlere iletilir. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askerî Savcılığı aramalardan çıkan dokümanlar ve belgelerle ilgili soruşturma başlatır. Soruşturmayı Askerî Savcı Cumhur Eryüksel açar.
İşin tuhafı şu: Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranmaya başlanan şüpheli Ahmet Şafak Serpin´in ?ne yapmalıyım? diye aradığı ilk kişi, kendisinin soruşturmasına bakan Askerî Savcı Cumhur Eryüksel görünüyor. Eryüksel de hemen evi aranan Serpin´in evine geliyor. Bu durumu, ifadesine başvuran Eryüksel şu şekilde anlatıyor: ?Bu soruşturma kapsamında Ahmet Şafak Serpin evinin arandığı gün beni telefonla aradı. Evinin arandığından bahsetti. Ne yapması gerektiğini bana sordu. Daha sonra arama işlemine Adlî Müşavirle birlikte bizzat gittim. Daha sonra da evinde ele geçirilen bir CD nedeniyle hakkında Ergenekon soruşturması kapsamında işlem yapıldı.?
Durum şu: Evi Ergenekon kapsamında aranan bir şüphelinin yardım istemek için aradığı ilk kişi olan bir askerî savcı, soruşturmanın askerî ayağında şüpheliyle ilgili dosyayı da alan ve soruşturma başlatan savcı olarak görünüyor. Bu durum teknik bir zorunluluktan doğdu diyelim. Tuhaflıklar burada da bitmiyor. Askerî Savcı konuyu araştırmaları için birkaç bilirkişi belirler. (...) İki şüphelinin bilgisayarlarında gizli bilgilerin bulunduğu gerekçesiyle yeni bilirkişi atanır. Atanan bilirkişilerden biri İsth. Yb. Behçet Altıntaş´tır. Asıl karmaşa da bundan sonra başlar.
Askerî Savcı Cumhur Eryüksel iki şüpheli hakkındaki iddialar ve askerî bilirkişilerin tesbitlerine rağmen (...) Diğer şüpheli Ahmet Şafak Serpin´in de ?suç delillerini gizleme? suçundan cezalandırılmasını ister. Dava dosyalarını inceleyen birçok bilirkişinin işlenen suçları daha ağır bulmasına rağmen Ergenekon örgütüyle ilişkili olmak suçlamasıyla suçlanan şüphelilere Askerî Savcı daha hafif cezalar talep etmiş.
İşin tuhafı Askerî Savcı Cumhur Eryüksel´in adı 11 numaralı Balyoz CD´si içinde bulunan 2002-2003\ Dz. KK\ BILGI NOTU\ EKD.doc isimli word belgesinde ?ÖNCELİKLİ VE ÖZELLİKLİ GÖREVLENDİRME LİSTESİ? içinde geçiyor. Bu nedenle Balyoz soruşturmasını yürüten sivil savcılar tarafından şüpheli olarak ifadesi alınmış.
Askerî Savcı´nın atadığı bilirkişi Behçet Altıntaş da geçenlerde Gölcük Donanma Komutanlığı´ndaki aramalarda fuhuş ve casusluk çetesinin dokuz çuvallık arşivin saklandığı odanın sahibi İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Kemalettin Yakar ve Binbaşı Behçet Altıntaş, ´örgüt üyeliği´nden tutuklandı. Milli sırları yabancı istihbarata satan casusluk çetesine yönelik soruşturma kapsamında dün yedi muvazzaf subayın ifadesi alındı.
Casusluk çetesine üye olmaktan tutuklanan Binbaşı Behçet Altıntaş´ın bilirkişilik yaptığı Askerî Savcı Cumhur Eryüksel´in soruşturduğu davada verdiği mütalaa da oldukça ilginç: ?Süphelinin şahsi bilgisayarında bulunan belgelerin, TSK. bilgi varlıklarının güvenlik sakatlanmasına neden olma ihtimali, devletin güvenliğine ulusal varlık ve bütünlüğüne zarar verme ihtimali, yabancı bir devlete fayda sağlama ihtimali, devletin menfaat ve prestijini zedeleyebilme ihtimali nedeniyle AS.C.K´nun 89. maddesinde belirtildiği şekilde memleketin veya bir askerî birliğin güvenliğini, savaş hazırlığını veya eğitimini önemli derecede ihlal ettiği, K.K.Güvenlik Yönergesi´nde gizlilik dereceli verilmiş her çeşit bilgi ve belgenin herhangi bir sebeple kontrolsüz olarak birlik/kurum ve karargâh dışına çıkarılamayacağı bu çerçevede şüphelinin gizlilik dereceli bilgilerin kişisel bilgisayarında bulunmasının mevzuat gereği uygun olmadığı değerlendirilmektedir.?
Ortaya çıkan manzaranın özeti şu: Ergenekon soruşturması kapsamında evi aranan kişi Askerî Savcıdan yardım istiyor. Yardım istenen savcı yardım isteyenin davasına bakıyor ve bilirkişinin daha ağır ceza verilmesi görüşünü hiçe sayarak daha hafif ceza istiyor. Soruşturmayı yürüten savcının adı Balyoz davası CD´lerinde ?öncelikli ve özellikli görevlendirme? listesinde geçiyor. Ele geçen belgeleri inceleyen bilirkişi, ?bu belgelerin kurum dışına çıkarılmış olması, devletin güvenliğine ulusal varlık ve bütünlüğüne zarar verme ihtimali ve yabancı bir devlete fayda sağlama ihtimali var? şeklinde mütalaa veriyor ama aynı kişinin ofisinin altında saklanmış torbalar dolusu belge çıkıyor. Casusluk soruşturması kapsamında tutuklanıyor. Bu karmaşık ilişkiler tuhaf bir sonuç doğuruyor: Sanık, savcı ve bilirkişi Ergenekon´la ilişkili davalardan sanık olarak yargılanıyor. ( Emre Uslu/ Taraf)
Askeri Savcı Eryüksel´den açıklama
Açıklama: 17 Ocak 2011 günü yazdığım ?Askerî Savcı, Bilirkişi ve şüpheli Ergenekon´dan sanık? başlıklı yazıdan sonra yazıda adı geçen Askerî Savcı Cumhur Eryüksel aradı. Benim evraklar üzerinden okuyup yazıya dönüştürdüğüm olayı kendi açısından anlattı. Eryüksel´in anlatımından ben ikna oldum. Bir açıklama gönderdi. Açıklaması şu şekilde:
?Söz konusu haberde E.Dz.Astsb. Ahmet Şafak SERPİN´ in 01.01.2009 tarihinde evi aranırken ilk aradığı kişiymişim gibi görünüyor. Olay günü Ahmet Şafak Serpin Adli Müşavirden temin ettiği cep telefon numaramdan şahsımı aramıştır. Dolayısıyla ilk aradığı kişi ben değilim. Kendisi benim yazıda belirtildiği gibi ahbabım değildir ve cep telefon numaramı da Adli Müşavirden almıştır.
Ahmet Şafak SERPİN´ in evinde yapılan arama neticesi bulunan bir CD ile ilgili olarak İstanbul C.Başsavcılığınca Ahmet Şafak SERPİN ve C.E. hakkında Askeri Savcılığımıza suç duyurusunda bulunulmuş, Savcılığımızca şahsım tarafından tanzim edilen 20 Ekim 2009 tarihli iddianame ile Zincirleme Amire ve Üste Hakaret suçundan C.E., suç delillerini gizlemek suçundan Ahmet Şafak SERPİN hakkında kamu davası açılmıştır. Ayrıca her iki şahsın şahsi bilgisayarlarında Askeri belgeler bulunması nedeniyle tarafımdan tanzim edilen 15.03.2010 tarihli iddianame ile C.E. hakkında Zincirleme Emre İtaatsizlikte Israr, 12.01.2010 tarihli iddianame ile Ahmet Şafak SERPİN hakkında Zincirleme Emre İtaatsizlikte Israr suçundan kamu davaları açılmıştır. Gazeteniz haberinde şahsımın Bilirkişi Yb. Behçet ALTINTAŞ´ın Askeri Belgeler nedeniyle hakkında As.C.K. nun 89 ncu maddesinin tatbikini istediği kişi Ahmet Şafak SERPİN olarak gösterilmiştir. Halbuki bilirkişi As.C.K.nun 89 ncu maddesinin tatbikini C.E. hakkında istemiştir. Ahmet Şafak SERPİN hakkında böyle bir talebi yoktur. Nitekim Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi anılan şahıslar hakkında açılmış bulunan bu iki dava ile ilgili olarak 9.12.2010 ve 30.11.2010 tarihli gerekçeli kararlarında As.C.K. nun 89 ncu maddesini tatbik etmemiştir.
Balyoz davasıyla ilgili olarak İstanbul C.Başsavcılığının 3.7.2010 gün ve 2010/185 sayılı kararıyla hakkımda Kovuşturmaya Yer olmadığı Kararı verilmiş ve şüpheli sıfatım ortadan kalkmıştır. Aynı şekilde Dz.Bnb. C.E. hakkında İstanbul C.Başsavcılığınca 2008/1756 soruşturma dosyasından Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verilmiş ve şüpheli sıfatı sona ermiştir. Şüpheli Ahmet Şafak SERPİN hakkında henüz İstanbul C.Başsavcılığınca kamu davası açılmamıştır. Yb. Behçet ALTINTAŞ´ın Askeri Savcılığımızca bilirkişi olarak görevlendirme tarihi 3.11.2009 tarihidir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Askeri Savcılığımızca isim zikredilmeksizin yazılan iki kişilik bilirkişi talebimiz üzerine anılan Komutanlıkça tefrik edilen bilirkişilerden bir tanesidir. Bu tarihte hakkında İstanbul C.Başsavcılığınca yapılan bir soruşturma yoktur. Yb. Behçet ALTINTAŞ hakkında İstanbul C. Başsavcılığınca yapılan soruşturma Aralık 2010 tarihlidir ve kendisi 14.01.2011 tarihinde tutuklanmıştır.
Cumhur ERYÜKSEL, As.Hak.Kd.Albay, Dz.Sh.K.As.Savcısı.? ( Emre Uslu / Taraf)
(18 Ocak 2011), son güncel.: (06 Ekim 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon davasını engelleme girişimleri