Ergenekon sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal´ı koruyan İÜ Kardiyoloji Enstitüsü yetkililerine yönelik soruşturma büyüyor. Prof. Dr. Haberal´ın tedavi gördüğü hastanenin 3. katında bulunan doktor, hemşire, hasta bakıcı ve güvenlik görevlilerinin ifadeleri alındı. Diğer yandan Haberal´ı gece yarısı geç saatte ziyaret eden Kanal B haber spikerinin, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne nasıl ve niçin girdiğinin araştırıldığı da öğrenildi.
Haberal´ın yattığı hastanedeki personel sorgulandı
Ergenekon sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal´ı koruyan İÜ Kardiyoloji Enstitüsü yetkililerine yönelik soruşturma büyüyor. Prof. Dr. Haberal´ın tedavi gördüğü hastanenin 3. katında bulunan doktor, hemşire, hasta bakıcı ve güvenlik görevlilerinin ifadeleri alındı. Diğer yandan Haberal´ı gece yarısı geç saatte ziyaret eden Kanal B haber spikerinin, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne nasıl ve niçin girdiğinin araştırıldığı da öğrenildi.
Ergenekon Terör Örgütü sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal hakkında hazırlanan 3 taburcu raporunu 76 gün boyunca işleme koymayan ve Haberal´ın Adli Tıp Kurumu´na sevkini 2 defa engelleyen İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü yetkilileri ile çalışanlarına yönelik soruşturma büyüyor. İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nde; Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın tedavi gördüğü 3. katta bulunan doktor, hemşire, hasta bakıcı ve güvenlik görevlilerinin ifadeleri alındı. Beşiktaş´ta bulunan İstanbul Adliyesi´nde çağrılan hastane çalışanlarının Adalet Bakanlığı müfettişi tarafından ifadelerinin alındığı öğrenildi.
3. kattaki personel sorgulandı
Adalet Bakanlığı müfettişinin; Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın Adli Tıp Kurumu´na sevk edilemeyeceği yönünde iki raporda imzası bulunan Prof. Dr. Nazmi Gültekin, Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Dr. Barış Ökçün, Doç.Dr. Alev Arat Özkan ve Dr. Rıza Aydın´ın da ifadesini aldığı bildirildi. Müfettişin, 3. katta çalışan hastane personeline; Prof. Dr. Haberal´ın taburcu raporlarının neden işleme konulmadığını, Prof. Dr. Haberal´ın tedaviyi kabul etmemesine rağmen neden hastanede kaldığını sorduğu ifade edildi. Müfettişin, alınan ifadelerin ardından hastane personeli hakkında işlem başlatacağı bildirildi.
4 profesör, Savcı Fikret Seçen´e ifade verdi
Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın mahkemeye gönderilmeyen sağlık raporuna ilişkin İÜ Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız, raporda imzası bulunan Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Yiğit ve Prof. Dr. Cengiz Çeliker ile Prof. Dr. Sezer Karcıer, Beşiktaş´ta bulunan İstanbul Adliyesi´ne gelerek soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen´e ?şüpheli? sıfatıyla ifade vermişti. Doktorların, ?Ergenekon Terör Örgütü´ne yardım ve yataklık? suçlamasıyla ifadeleri alınmıştı. Prof. Dr. Haberal´ın 3 defa taburcu olmasını isteyen Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu ise savcılıkta ?tanık? sıfatıyla ifade vermişti.
Mahkeme de raporları soruşturuyor
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Kasım 2010 tarihinde görülen duruşmada, Prof. Dr. Haberal´ın nihai sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu´na sevk edilmesini kararlaştırarak, bu sanık hakkındaki tüm sağlık raporlarının da bu kuruma gönderilmesine karar vermişti.
?Ölümcül risk taşıyor? demişlerdi
İÜ Kardiyoloji Enstitüsü, Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın Adli Tıp Kurumu´na sevkine uygun görüş vermemişti. Prof. Dr. Nazmi Gültekin, Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Doç. Dr. Barış Ökçün ve Doç. Dr. Alev Arat Özkan imzalı 23 Kasım 2010 tarihli yazıda, Haberal´ın ölümcül risk taşıdığı ve Adli Tıp Kurumu´na sevkinin tıbben doğru olmayacağı iddia edilmişti. Raporda; Adli Tıp Kurulu üyelerinin hastanelerine gelip, Prof. Dr. Haberal´ın muayenesinin hasta yatağı başında yapılması yönünde görüş bildirilmişti.
?Hareket ettirilmesi tıbben uygun değil?
Mahkeme, Haberal´ın sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu´na sevkinin yapılmasına ikinci defa karar vermişti. Bu kararın ardından Adli Tıp Kurumu´nda 20 Aralık 2010 tarihinde muayene için randevu verilen Haberal hakkında aynı tarihli bir rapor düzenlenmiş, Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Dr. Rıza Aydın imzalı raporda Haberal´ın potansiyel ani ölüm riskiyle hareket ettirilmesinin tıbben mümkün olmadığı belirtilmişti. Mahkeme bunun üzerine Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın muayenesinin, Adli Tıp görevlileri tarafından hastanede yapılmasına hükmetmişti. (Kenan Kıran / Yeni Akit)
Spiker, Haberal´ın odasına nasıl ve niçin girdi?
02 Ocak 2011: Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Haberal´ı gece yarısı geç saatte ziyaret eden spikerin İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne nasıl ve niçin girdiğinin araştırıldığı ortaya çıktı. Ergenekon Terör Örgütü´nün yöneticisi olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Prof. Mehmet Haberal´ı gece yarısı ziyaret eden spikerin İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü´ne nasıl girdiğinin araştırıldığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı müfettişinin, Prof. Dr. Haberal´ın tedavi gördüğü 3. katta bulunan doktor, hemşire, hasta bakıcı ve jandarma personeline Kanal B´nin eski haber spikeri Ece Zereycan´ın, Prof. Dr. Haberal´ın yanına hemşire kıyafetiyle girip girmediğini sorduğu öğrenildi. Ece Zereycan, 17 Ağustos 2010 günü saat 22:00 ile saat 23:30 arasında Prof. Dr. Haberal´ı odasında ziyaret etmiş, Ece Zereycan´ın hastaneye giriş ve çıkışının görüntüleri basında yer almıştı.
Başsavcılık inceleme başlattı, Savcı soruşturma başlattı
03 Ocak 2011: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da, hareket ettirilmesinin tıbben uygun olmadığı iddia edilen Prof. Dr. Haberal´ı gece yarısı ziyaret eden kişi yada kişiler hakkında inceleme başlatmış, İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nün Fatih ilçesi sınırlarında olduğu gerekçesiyle inceleme dosyasını Fatih Cumhuriyet Savcılığı´na göndermişti. Fatih Cumhuriyet Savcılığı da, Prof. Dr. Haberal´ı, Metris Cezaevi´nden Sorumlu Cumhuriyet Savcısı´ndan izin almadan ziyaret edenler hakkında soruşturma başlatmıştı.Fatih Cumhuriyet Savcısı Ercan Altuncu´nun, Ece Zereycan´ın, Prof. Dr. Haberal´ı odasında gece yarısı ziyaretine göz yuman jandarma görevlileri ve hastane personelinin ifadesini alacağı öğrenildi. (Kenan Kıran / Yeni Akit)
Haberal´a yerinde muayene, isyan ettirdi
Adli Tıp´ın Haberal´ın ayağına giderek ´yerinde tedavi´ verme kararı alması diğer hasta yakınlarını kızdırdı. Daha ağır sağlık sorunları yaşayan tutuklu ve hükümlüleri ayağına çağıran Adli Tıp´ın, Haberal´ı tedavi gördüğü hastane odasında muayene etmesi çifte standart olarak değerlendirildi. Kanser hastası iki tutuklu bu imkandan faydalanamadığı için ölmüştü.
Adli Tıp Kurumu´nun, ?potansiyel ani ölüm riskiyle hareket ettirilmesinin tıbben mümkün olmadığı? şeklindeki rapor nedeniyle yaklaşık 1.5 yıldır hastanede bulunan Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın tedavi gördüğü yerde muayene edilmesine karar vermesi, benzer durumdaki hasta yakınlarının tepkisini çekti. Daha ağır sağlık sorunları yaşayan tutuklu ve hükümlüleri ayağına çağıran Adli Tıp´ın, Haberal´ı tedavi gördüğü hastane odasında muayene etmesi çifte standart olarak değerlendirildi. Aynı hassasiyetin lenf kanserine yakalanan Nurettin Soysal´a, lösemili Abdullah Akçay´a ve akciğer kanseri Rıdvan Kızgın´a gösterilmemesi eleştirildi.
6 ay ömrü var denildi, Adli Tıp´a çağrıldı
Akçay ve Kızgın, cezaevinde yaşamlarını yitirdi. Dicle Üniversitesi tarafından ´hastanın yolculuk yapmasının büyük risk taşıdığı? belirtilmesine rağmen, Adli Tıp Soysal´ı İstanbul´a çağırmıştı. Diyarbakır´da hastanenin ?6 ay ömrü var? tespitine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu Soysal´ın ?cezaevinde de tedavisinin mümkün olduğu? yönünde rapor verdi. 14 yaşındaki hükümlü Abdullah Akçay da cezaevinde lösemiye yakalanmıştı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nce ?üç ay ömrü kaldı? tespiti yapıldı. Avukatları cezayı erteletmek istedi ancak Adli Tıp Kurumu Akçay´ı görmekte ısrarcı oldu. 6 ay sonra Akçay için ?ölmek üzeredir? yönünde rapor verdi. Ancak artık çok geçti. Çünkü Akçay hayatını kaybetmişti.
Hareket etmemeli!
Bingöl İHD Başkanı Rıdvan Kızgın da akciğer kanserine yakalanmış, doktorların ´bu şartlar altında hastanın cezaevine konulamaz´ raporuna rağmen adli tıp, ısrarla hastayı görmek istemişti. Kızgın´ın ömrü de buna yetmedi. Kanser hastası Güler Zere´nin kaderi de farklı olmadı. Zere, 14 saatlik sarsıcı bir yolculukla Adana´dan İstanbul Adli Tıp Kurumu´na götürülmüştü. Cumhurbaşkanı Gül´ün affettiği Zere, tahliye sonrası hayatını kaybetti. ( Star)
(01 Ocak 2011), son güncel.: (03 Ocak 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Harekette ölüm riski var, tehdit ve bayan ziyaretçide değil
İşte 1 yıl mahkemeden gizlenen ´Haberal sağlıklı´ raporu
Haberal ve onun yargı ile sağlıkta kollanması manşetlerimiz
Sağlıkta kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara