Bir heyet tarafından muayene edildiğinde foyası ortaya çıkacak olan Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın Adli Tıp´a sevkinin, doktorlar tarafından dün 2. defa engellenmesiyle ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı... Mahkemenin kararı üzerine Kardiyoloji Enstitüsü´ne gönderilen tam teşekküllü ambulansa teslim edilmeyen Haberal için, 2.5 saatte alelacele rapor hazırlanıp, ´ölüm riski var´ denildi!
Ambulans 06:00´da geldi rapor 08:30´da yazıldı!
Bir heyet tarafından muayene edildiğinde foyası ortaya çıkacak olan Ergenekon sanığı Mehmet Haberal´ın Adli Tıp´a sevkinin, doktorlar tarafından dün 2. defa engellenmesiyle ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı... Mahkemenin kararı üzerine Kardiyoloji Enstitüsü´ne gönderilen tam teşekküllü ambulansa teslim edilmeyen Haberal için, 2.5 saatte alelacele rapor hazırlanıp, ´ölüm riski var´ denildi!
İkinci ´Ergenekon Terör Örgütü´ davası kapsamında tutuklu bulunan ve tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü´nde 617. gününü dolduran Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın, Adli Tıp Kurumu´na sevki 2. defa daha engellendi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Metris Cezaevi yetkilileri ve jandarmalar; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararı üzerine Prof. Dr. Haberal´ı Adli Tıp Kurumu´na sevk etmek için dün sabah 06:00´da İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´ne geldi. Prof. Dr. Haberal´ı, Adli Tıp Kurumu´na sevk edecek ambulansta, kardiyoloji uzmanları, doktorlar ve yetkililer hazır bulundu. Ambulans hastane gibi donatıldı.
Haberal´ın hareket ettirilmesi tıbben uygun değilmiş!
Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın, ?ayakta tedavi olabileceği?ne ilişkin 3. raporu gizleyen ve 76 gün boyunca taburcu etmeyen İÜ Kardiyoloji Enstitüsü yetkilileri, Prof. Dr. Haberal´ı dün de korudu. İÜ Kardiyoloji Enstitüsü yetkilileri, saat: 8:30´da yeni bir rapor hazırladı. Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Rıza Aydın tarafından hazırlanan 20 Aralık 2010 tarihli raporda; Mehmet Haberal´ın, etyolojik faktörler ortadan kalkana kadar inmibilizasyonun tıbbi açıdan mümkün olmadığı belirtildi. Raporda; Prof. Dr. Haberal´ın hastaneden çıkarılmasının ´potansiyel ölüm riski taşıdığı, hareket ettirilmesinin tıbben uygun olmadığı´ iddia edildi. Rapor jandarma görevlilerine verildi.
Haberal´ın 7 kilometre yolculuğuna bile karşı çıkılıyor
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Metris Cezaevi´nden sorumlu Cumhuriyet Savcısı, söz konusu raporu, Ergenekon davasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne iletti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nün raporunu hakkında yeni bir karar alacağı öğrenildi. İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nün, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararına rağmen, Prof. Dr. Haberal´ın hastaneden 7 kilometre uzaklıkta bulunan Adli Tıp Kurumu´na sevkine karşı çıkması dikkat çekici bulunuyor.
3 taburcu raporu savcılık, cezaevi ve mahkemeden gizlenmiş!
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü´nün; Prof. Dr. Haberal´ın ayakta tedavisinde sakınca olmadığına yönelik 3 raporu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Metris Cezaevi ve Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilmemişti.
İşte o raporlar
İÜ Kardiyoloji Enstitüsü´nden Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu´nun 27 Ağustos 2009 tarihli raporunda, Prof. Dr. Haberal´ın ayakta tedavisinde sakınca olmadığı ifade ediliyor. 28 Eylül 2009´da hazırlanan ve altında Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu´nun imzasının bulunduğu raporda, ?Hastanın (Mehmet Haberal) ayakta tedavisinde sakınca yoktur? deniliyor. 16 Ekim 2009´da verilen raporda, Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Kurul üyeleri olarak Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Vedat Sansoy, Prof. Dr. Tevfik Gürmen ve Dr. Cengizhan Türkoğlu´nun imzası bulunuyor. İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürlüğü´ne yollanan karar yazısında şu ifadeler yer alıyor: ?Enstitümüzün B. Servisinde 304 numaralı odada yatmakta olan hasta Mehmet Haberal´ın sağlık durumu değerlendirilmiş ve tıbbi tedavisine ayakta devam edilerek, bir ay sonra kontrole gelmek üzere taburcu edilmesine karar verilmiştir.?
Mahkeme tezgahı yutmamış sevkte ısrar etmişti
Ergenekon sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal´ın Adli Tıp´a sevk edilmemesi için avukatlarının yaptığı başvuruyu değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, başvuruyu reddederken bugüne kadar yaşananları ilginç bir dille karara yansıtmıştı. Mahkeme; avukatların Haberal´ın aynı dönemde hem sağlık sorunlarındaki ölüm riski taşıyan ciddiyeti hem de yurt içinde düzenlenecek bilimsel kongreye katılımı ile yurt dışında yapılacak ödül töreninde bulunması için tahliye talebinde bulunduğunu hatırlattı. Söz konusu süreçte buna benzer çok sayıda çelişkinin yaşandığının anlatıldığı kararda, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit´in ölümüyle ilgili araştırmanın da avukatların talepleri sebebiyle yapılamadığı belirtildi. Mehmet Haberal´ın avukatları 24 ve 25 Kasım 2010 tarihlerinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne iki itiraz dilekçesi verdi. Dilekçede; Haberal´ın Adli Tıp Kurumu´nda muayene edilmesine elverişli olduğuna dair yattığı sağlık kuruluşu tarafından rapor verilinceye kadar beklenmesi istendi.
Tutukluluk hali ruhsal çöküntü oluşturdu
Avukatlar dilekçelerinde müvekkilleri Mehmet Haberal´ın tutukluluk halinin devam etmesinin ruhsal çöküntü halini artırdığını, ayrıca savunma alındığı sırada şok stresler ve ani psikolojik travmalar yaşadığını iddia ettiler. Dilekçede, sanığın tutukluluk halinin majör depresyona yol açtığı, yoğun stresin öldürücü nitelikte olduğu ve Adli Tıp´a sevki sırasında da ani ölüm riski bulunduğu savunuldu. Dilekçede; söz konusu nedenlerle sanığın bulunduğu hastanede yatağının başında muayenesinin yapılmasının tıbbi zorunluluk olduğu ileri sürüldü.
´Haberal iyi´ raporları mahkemeden ve Adli Tıp´tan gizlendi
Dilekçeyi değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık hakkında İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü doktorları tarafından birbirleriyle çelişen raporlar verildiğini hatırlattı. Söz konusu raporlardan sadece sanığın sağlık durumu hakkında olumsuz tanıların bulunduğu raporların gönderildiği, ancak sanığın taburcu edilebileceği yönündeki raporların ayrıntılı talep yazımına rağmen mahkemeye ibraz edilmediğine dikkat çekildi. Mahkemenin 4 sayfalık kararında ?taburcu olabilir? raporunun Adli Tıp Kurumu´ndan da gizlendiği belirtildi.
Hastanede yatması gereksiz
Mahkemenin 30 Ekim 2010 tarihinde verdiği kararda Haberal´ın gerekli önlemler alındığında hastanede kesintisiz yatırılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı tespit edilmiştir? denildi. Sanığın tedavi görmekte olduğu söylenen kurum tarafından kendisine önerilen bir kısım tedaviyi de reddettiği, bunun da doktor raporlarına yansıdığı anlatıldı. Soruşturma aşamasında savcılığın sanığın şu anda tedavi görmekte olduğu kurumda daha önce benzer bir durumda yatan hastanın olup olmadığını sorduğunda ise ilgili kurumun bu konuya açıklık getiremediği ifade edildi. Kararda; Mahkememiz tarafından 29 Mart 2010 tarihli ara kararımızla Adli Tıp Kurumu´na sevk edilen sanığın sağlık durumu gerekçe gösterilerek yatmakta olduğu Kardiyoloji Enstitüsü tarafından Adli Tıp Kurumu´na gönderilmemesi üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından belirtildiği dönemde muayeneye gönderilmesi istenmiştir. Söz konusu yazı bir rapor değildir. Evrak üzerinden verilen karardır. Ancak bugüne kadar mahkememize gönderilen tek rapor içeriklerinde sanığın tedavisinin daha ne kadar süreceği konusunda ise herhangi bir açıklık bulunmamaktadır ifadeleri kullanıldı.
Çelişkili talepler
Kararda, Sanığın sağlık durumu gerekçe gösterilerek tahliye talebinde bulunulması yanında eş zamanlı olarak sanığın yurt içinde düzenlenecek bilimsel kongreye katılımı ve yurt dışında yapılacak ödül töreninde bulunması gerektiğinden bahisle tahliye talebinde bulunulmuştur. Ancak bu çelişik durum konusunda da sanık müdafileri tarafından mahkememize yeterli hukuki ve tıbbi açıklama getirilmemiştir denildi.
Ecevit ile ilgili araştırma yapılırken sevke direnilmesi anlamlı
Mahkeme kararında; Bülent Ecevit hakkındaki iddiaların araştırılmaya başlandığı süreçte yine sanığın hukuki durumu konusunda aydınlatıcı sonuçlar doğuracak bu araştırmaya dair ara kararlarından avukatlarınca dönülmesi istendiği anlatıldı. Bu taleplerin reddedildiği ve evrakların Adli Tıp Kurumu´na gönderildiği belirtilen kararda; bu sefer de sanık avukatlarının idari yargıya başvurduğu ve Ecevit´in ölümü hakkındaki iddiaların araştırılmasının mümkün olamadığı vurgulandı.
Köksal Şengün yine muhalif
Kararda 2 üyeye karşı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Başkanı Köksal Şengün´ün muhalefet şerhi düştüğü ortaya çıktı. Şengün, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü tarafından 23 Kasım 2010 tarihinde düzenlenen sağlık raporlarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiş, Haberal´ın Adli Tıp Kurumu tarafından muayeneye götürülmesi ile ilgili kararın sağlık şartları uygun olduğunda yapılması üzerine geri alınmasına karar verilmesini istemişti. ( Kenan Kıran - Murat Alan / Yeni Akit)
(21 Aralık 2010, 15:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Haberal Ecevit gibi hastaneden çıksın, iyileşir
Doktorlardan panik-tehdit: Haberal Adli Tıp´a gidemez, yoksa..
Panik-tehdit korkutmadı: Mahkeme Haberal sevkinde ısrarlı
Mahkemenin Haberal şüphesi hastaneyi panikletti
İşte 1 yıl mahkemeden gizlenen ´Haberal sağlıklı´ raporu
Flaş!!! 3. Haberal raporu da mahkemeden gizlenmiş
Haberal ve onun yargı ile sağlıkta kollanması manşetlerimiz
Sağlıkta kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Ecevit´in tedavi sürecini Adli Tıp inceleyecek
3´ncü Ergenekon iddianamesinde Mehmet Haberal
Tüm Ergenekon iddianamelerinde Mehmet Haberal