2006´da Başbakan Erdoğan´a yönelik suikast girişiminin krokiler ve mühimmatıyla ortaya çıkartıldığı Atabeyler operasyonunun ardından yaşanan ilginç sarı zarf olayında, zarfı medyaya veren şahsın kimliği tespit edildi. Hava Kuvvetleri´nde görevli olduğu öğrenilen subayın bağlantılarının tespit edildiği, önümüzdeki günlerde ifade vermeye çağrılacağı öğrenildi.
Atabeyler´in sarı zarfını veren kişi tespit edildi
2006´da Başbakan Erdoğan´a yönelik suikast girişiminin krokiler ve mühimmatıyla ortaya çıkartıldığı Atabeyler operasyonunun ardından yaşanan ilginç sarı zarf olayında, zarfı medyaya veren şahsın kimliği tespit edildi. Hava Kuvvetleri´nde görevli olduğu öğrenilen subayın bağlantılarının tespit edildiği, önümüzdeki günlerde ifade vermeye çağrılacağı öğrenildi.
Atabeyler Operasyonu´nun başlangıcında gazetecilere operasyonla ilgili bilgilerin bulunduğu sarı bir zarf verilmesi olayının sırrı aydınlandı.Genelkurmay Karargahı´nın Eskişehir Yolu´na bakan kısmında bir gazeteciye verilen sarı zarfı, Hava Kuvvetleri´nde görevli bir subayın verdiği belirlendi. Yaklaşık üç yıldır konuyla ilgili devam eden soruşturmada, sözkonusu sarı zarfı gazeteciye veren kişinin bir asker olduğu konuşulmuş hatta konuyla ilgili bazı görüntüler ortaya çıkmıştı.
Olay netleşti
Yapılan soruşturma, bölgede yapılan incelemeler, alınan ifadelerle olay netleştirildi. İsmi geçen subayın bağlantılarının tespit edildiği, önümüzdeki günlerde ifade vermeye çağrılacağı öğrenildi. ( Habervaktim)
Sarı zarfın içindekiler
Kendilerine ´Atabeyler´ grubu adını veren Özel Harp Dairesi (ÖHD) mensubu bir grup suikastçi, 2006 yılında Başbakan Erdoğan´a yönelik suikast hazırlığı üzerinde iken yakalanmış, suikastçilerin evlerinde yapılan aramalarda çok miktarda patlayıcı madde ele geçirilmişti. Bu operasyonların ardından ilginç bir gelişme olmuş, meçhul kişiler bazı gazetecileri arayarak baskında ele geçirilen dokümanlarla ilgili bilgi vereceklerini söylemişlerdi. Ankara´da Genelkurmay Nizamiyesi önünde tişörtlü bir şahsın gazetecilere verdiği sarı zarflardan operasyonla ilgili belge ve dokümanlar çıkmıştı. Genelkurmay önünde verilen soruşturma dosyaları kafaları iyice karıştırırken birçok iddiayı da beraberinde getirmişti. Onca kameranın 24 saat 360 derece çalıştığı Genelkurmay Nizamiyesi´nin önü gibi kritik bir yerde bu dosyaları kimin dağıtabileceği ve bu riski kimin göze alabileceği sorusu o zaman cevap bulamamış, sarı zarfı veren kişi de kameralara yansıyan görüntülerin yetersizliği nedeniyle teşhis edilememişti. Sarı zarf olayındaki ilginç bir ayrıntı da, zarftan çıkan krokiler ile basın yayın organlarında yayınlanan atabeyler grubuna ait flamalardan birinin, polisin suikastçilerin Eryaman´daki evinde ele geçirdiği belgeler arasında bulunmadığı iddiaları olmuştu. Ancak krokilerin baskın tutanağında olduğu sonradan ortaya çıkmıştı.
Yılmazer: Atabeyler, dört dörtlük bir suikast girişimi
İki hafta önce Habertürk´ün görüştüğü İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, Atabeyler çetesinin hedefinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylemiş ve ilginç açıklamalar yapmıştı: O olay Başbakan´a yönelik dört dörtlük bir suikast girişimidir. Öyle basit bir ordudan dışarıya silah çıkarma işi değildir. Bunun dört dörtlük bir suikast girişimi olduğunu Başbakan´a dahi anlatamadılar korkudan.
Yılmazer: Sarı zarf ile olayı sulandırmak istediler
Atabeyler operasyonu var ya, o olay Başbakan´a yönelik dört dörtlük bir suikast girişimidir. Öyle basit bir ordudan dışarıya silah çıkarma, bunları gizleme, saklama işi falan değildir. Ele geçirdiğimiz mühimmat ve planlar, Başbakan´a nerede nasıl saldırılacağını, suikastçıların nasıl yerleşeceğini, hangi silahların nerede nasıl kullanılacağını gösteriyordu. Çok netti. Bununla ilgili bir sarı zarf hikâyesi ortaya atılarak bu iş sulandırılmak istendi. Bunun üzerine ben, Emniyet Genel Müdürü´nden ağza alınmayacak laflar işittim. Ama dosyayı tamamlayıp önüne koydum. Ağzı açık kaldı. Hiçbir şey diyemedi. Kem küm etti. Öylece kaldı. Bunun dört dörtlük bir suikast girişimi olduğunu Başbakan´a dahi anlatamadılar korkudan. Başbakan hâlâ bilmiyor olabilir o işin ne olduğunu. Bir suikasttı. Sonra sarı zarf hikâyesiyle sulandırılmak istendi. Onu da tespit ettim. Hava Kuvvetleri´nden bir subay, o zarfı muhabire vermiş. Onun kamera görüntülerine bile ulaştık. Ama bir şey olmadı, yapılmadı. Cesaret edemediler.
Atabeyler olayı neydi?
Atabeyler grubuna yönelik operasyon Ankara Eryaman´da 31 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilmişti. Bir eve baskın düzenleyen ekipler, Genelkurmay Başkanlığı´na bağlı Özel Harp Dairesi´nde (ÖHD) görevli iki astsubay, iki yüzbaşı ile emekli bir binbaşının da aralarında bulunduğu 9 kişiyi gözaltına aldı. Aramalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Danışmanı Cüneyd Zapsu´nun evlerine ait krokiler bulundu. Serkisof marka saatle hazırlanmış TNT karışımı patlayıcı, farklı menşeli 70 adet infilak kapsülleri, 348 gram C-4 patlayıcı, TNT kalıpları, dinamitler, yangın çıkarıcı bombalar ele geçirilmişti.
4,5 yıllık dava Ergenekon´la birleşebilir
Atabeyler çetesine yönelik operasyonda tutuklanan, aralarında Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda görevli subay ve astsubayların da bulunduğu 10 sanıkla ilgili yargılama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde 4,5 yıl önce başladı. Sanıklar ´hükümete karşı darbe hazırlığı´ suçlamasıyla yargılanıyor. Atabeyler´in askerleri Yüzbaşı Murat Eren, astsubaylar Yasin Yaman ve Erkut Taş hakkında Genelkurmay Askeri Mahkemesi´nde de yargılama yapıldı. Çete üyesi olmaktan askeri mahkemede 5 yıl 7 ay 25 gün hapis cezasına çarptırılan Eren´in, devlete ait gizli bilgileri içeren CD´yi Yunis Akkaya´ya verdiği kesinleşti. Eren´in yalnızca görevi gereği edindiği gizli belgeleri açıklamak ve zimmetli askeri mühimmatı gizlemek suçundan ceza aldığı duyuruldu. Eren, Taş ve Yaman, YAŞ kararıyla TSK´dan ihraç edildi. Atabeyler davasına bakan Ankara 11. Ağır Ceza´nın talebi üzerine davanın Ergenekon davası ile irtibatlı olup olmadığına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek. Ancak bu karar için 1,5 yıldır İstanbul´dan cevap bekleniyor.
Atabeyler, Cumhurbaşkanlığı seçim kışkırtmalarından 4´ncüsü idi
Abdullah Gül´den önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in görev süresinin 15 Mayıs 2007 tarihinde bitmesine 1 yıl kadar varken, Türkiye´de peşpeşe bir takım hareketlenmeler gerçekleşmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı makamının kale olduğunu ve AK Parti´ye kaptırılmaması gerektiğini başlangıçta sağda solda dillendirilmekle yetinen çevreler, bir adım daha ileri gittiler ve Mayıs ayının başlamasıyla birlikte toplumsal boyutta ´kışkırtmalar´ sürecini başlattılar. 1 Mayıs 2006 tarihinde Süleyman Demirel´in, ´Başörtüsüyle okumak isteyen Arabistan´a gitsin´ diyerek birden ortaya çıkmasıyla başlayan 1 yılı aşkın bu süreçte, 29 tanesini tespit edebildiğimiz peşpeşe gerçekleşen bu kışkırtmalardan ikincisi Cumhuriyet gazetesinin bahçesine üç kez gerçekleşen el bombası atılması olayı, üçüncüsü Danıştay saldırısı olayı ve dördüncüsü Atabeyler grubunun suikast girişimi olayıydı. Danıştay saldırısı üzerine gerisinin geleceğini tahmin ederek başladığımız ve kışkırtmalar gerçekleştikçe hemen eklediğimiz ´provokasyonları teşhir canlı yayınımız´daki 29 olayı görmek için tıklayın.
Abdullah Harun
(17 Aralık 2010, 14:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Atabeyler ve Ergenekon davalarının birleştirilmesiyle ilgili manşetlerimiz
Atabeyler Çetesi ile ilgili manşetlerimiz
Atabeyler Çetesi ile ilgili geniş bilgi içeren dosyamız
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar