Diyarbakır´da devam eden faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın bugünkü duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. 1994 yılında evden alındıktan sonra cesedi bulunan ve engelli Abdullah Efelti´nin kardeşi Mehmet Efelti tanık olarak dinlendi. Efelti, ´Ağabeyim kiraladığı tarlayı Temizöz´ün tehdidine rağmen sürünce öldürüldü´ dedi. Efelti, Temizöz´ün ´neden şikayetçi olmadın´ yönündeki sorusuna da şöyle cevap verdi: ´Ağabeyimi gözümün önünde de öldürseydin yine şikayetçi olmazdım. Çünkü bir saat sonra beni ve babamı da alır öldürürdün.´
Temizöz´ü şikayet edemezdim, bizi de öldürürdü
Diyarbakır´da devam eden faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın bugünkü duruşmasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. 1994 yılında evden alındıktan sonra cesedi bulunan ve engelli Abdullah Efelti´nin kardeşi Mehmet Efelti tanık olarak dinlendi. Efelti, ´Ağabeyim kiraladığı tarlayı Temizöz´ün tehdidine rağmen sürünce öldürüldü´ dedi. Efelti, Temizöz´ün ´neden şikayetçi olmadın´ yönündeki sorusuna da şöyle cevap verdi: ´Ağabeyimi gözümün önünde de öldürseydin yine şikayetçi olmazdım. Çünkü bir saat sonra beni ve babamı da alır öldürürdün.´
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince KCK davasının da görüldüğü özel salonda yapılan duruşmaya tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ katıldı. Sanık avukatları KCK davasını örnek göstererek, yargılamanın daha hızlı yapılması açısından, teknik araçlarla duruşmanın kayıt altına alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, yaptığı değerlendirme sonucu talebi kabul etti. Duruşmanın sabahki bölümünde tanıklar Mehmet Nergiz, Abdulkerim Akbaş, Mehmet Efelti ve Mehmet Özdal dinlendi. Ramazan Uykur´un öldürülmesi olayıyla ilgili ifadesine başvurulan tanık Mehmet Nergiz, olayla ilgili bir bilgisinin olmadığını belirterek, Benimle aynı isimde Cizre´de 3 kişi daha var. Söz konusu cinayetle ilgili bilgi sahibi değilim. Sanıklardan bazılarını tanırım. Çünkü ben de 1996 yılından bu yana koruculuk yaptım. 3 ay önce bu görevim sona erdi dedi. Diğer tanık Abdulkerim Akbaş da sanıklardan sadece Hıdır Altuğ´u tanımadığını diğerlerini tanıdığını anlattı. 1994 yılında İnci köyü muhtarı olduğu dönemde köydeki bir çobanın 2 ceset gördüğünü ve durumu kendisine bildirdiğini kaydeden Akbaş, Ben de Jandarma Komutanı Cemal Temizöz´e durumu bildirdim. Köye, bir grup asker gönderildi. Cesetleri alıp götürdüler. Cesetlerin kime ait olduğunu bilmiyorum diye konuştu.
2 toros otomobil ağabeyimi götürdü
Tanık Mehmet Efelti de öldürülen ağabeyi Abdullah Efelti ile ilgili beyanda bulundu. Ağabeyinin, pamuk ekmek için Cizre-Silopi arasında Salih Şık´tan bir arazi kiraladığını ancak dönemin jandarma komutanı Cemal Temizöz´ün buna karşı çıkarak, Bu araziyi ekmeyeceksin. Yoksa zarar görürsün dediğini ileri sürdü. Yaşananları ağabeyi Abdullah ve yeğeni Mesut Efelti´nin kendisine anlattığını ifade eden tanık Efelti, şunları söyledi: Ağabeyim, bunun üzerine Diyarbakır ve Mardin´deki sivil ve askeri yetkililere durumu anlattı. Onlar kendisine ´Tamam gidip tarlanı ekebilirsin´ demişler. Cizre´ye döndü ancak köye bir süre gelmedi. Kavaközü Jandarma Bölük Komutanı ve Karakol Komutanı sürekli ağabeyimi sorup duruyorlardı. Ağabeyim bunun üzerine bölük komutanının yanına gitti. Bölük komutanı ona ´yarın sana kahve içmeye geleceğiz´ demiş. Ağabeyim köyde karakol komutanını beklerken 2 tane toros marka otomobil gelip ağabeyimi alıp götürmüş. Köyün girişinde nizamiye var. Köye girmek için mutlaka nizamiyeye uğramak gerekliydi. Aksi taktirde köye girilmezdi. Askerin haberi olmadan köye birinin girmesi mümkün değildi. Ağabeyimi götürenleri bölük komutanı ve karakol komutanı mutlaka biliyordur. Bir süre sonra ağabeyimin cesedi Silopi-Cizre karayolunda bulunan Katran Karakolu yakınlarındaki bir çukurda bulundu. Bu olaydan 3 gün önce araçla Silopi´den Cizre´ye giderken kimlik kontrolü yapan astsubay bana ´Abdullah Efelti´yi tanıyor musun?´ diye sordu. Bende ´Benim ağabeyim olur. Ancak bir süredir kayıp´ dedim. Ağabeyimin cesedini bulduktan sonra onu almaya giden babama, ´bu cesedi alırsan diğer oğlunda ölür´ demişler. Ağabeyimin cesedini belediye mezarlığına gömdüler.
Tek isteği toprağı ekip biçmekti
Tanığın beyanının ardından söz alan sanık Cemal Temizöz, tanık Efelti´ye ´O dönemde savcılıkta verdiğin ifadede olayla ilgili bilgi sahibi olmadığını söylemişsin. Bu çelişki neden? diye sordu. Bunun üzerine tanık Efelti, O dönemde bir insanın değeri yumurta kadar bile değildi. Kimi kime şikayet edelim. Korkumuzdan şikayetçi olamadık. Sen benim gözümün önünde bile ağabeyimi öldürseydin şikayetçi olamazdım. Eğer şikayetçi olsaydım babamı ve bizleri de alırdın. Ben niye başka birinin ismini vermiyorum da seni söylüyorum. Ağabeyim, bir gözü görmüyordu. Tek isteği o toprağı ekip biçmekti. 7 çocuğu yetim kaldı dedi. Sanık Temizöz´ün avukatı Hikmet İşler, tanığın beyanlarının görgüye dayalı olmadığını ifade ederek, kabul etmediklerini söyledi.
Tanık Özdal: Aydın´a işkence ettiler, sonra cesedi bulundu
Tanık Mehmet Özdal da Türkçe bilmediği için tercüman aracılığıyla beyanda bulundu. Özdal, sanıklardan Kamil, Kukel ve Tamer Atağ´ı tanıdığını diğer sanıkları tanımadığını belirtti. Mustafa Aydın´ın öldürülmesi olayıyla ilgili bildiklerini anlatan tanık Özdal, 1994 yılında Bozalan köyünde Mustafa Aydın ve Arafat Aydın´ın ruhsatlı silahları olduğu gerekçesiyle askerler tarafından operasyona katılmalarının istenildiğini ileri sürdü. Korucu olmayan Mustafa ve Arafat Aydın´ın silahlarıyla operasyona katılmak üzere Hisar Jandarma Tabur Komutanlığına gittiğini anlatan Özdal, şöyle dedi: Birkaç gün sonra köyümüzün ileri gelenlerinden Abdulcabbar Özkan, beni ve Ramazan Aydın´ı çağırarak, ´Onlara biraz yemek götürün´ dedi. Biz de atlara binip Hisar Jandarma Tabur Komutanlığına gittik. Karakolda, yaklaşık 20 metre ötemizde elleri bağlı bir şekilde yere uzatılan Mustafa Aydın´ı sopalarla dövdüklerini gördüm. Oradaki yetkili bizi görünce askerlere bağırarak uzaklaştırılmamızı istedi. Bizi uzaklaştırdılar. Birkaç gün sonra Arafat Aydın´ı gördüm. Bana, ´Bize Bedran, Tayfun ve Mehmet olarak bilinen 3 itirafçı işkence yaptı. Size bağıran kişi de Cemal Temizöz. Beni daha sonra bıraktılar´ dedi. Bir süre sonra Mustafa´nın cesedi bulundu
Temizöz Tanık Özdal´ın beyanlarına itiraz etti
Yeniden mahkemeden söz hakkı isteyen sanık Temizöz, o tarihte ilk kez Cudi Dağı´nda terör örgütü PKK´ya yönelik büyük kapsamlı bir operasyon düzenlendiğini anlatarak, söz konusu Abdulcabbar Özkan´ın da korucubaşı olduğunu ve bizzat operasyona katıldığını söyledi. Temizöz, tanığın beyanlarının çelişkili olduğunu ve yönlendirildiğini ileri sürdü. Sanık Adem Yakin de tanığın beyanlarının hukuku bir değerinin bulunmadığını ifade etti. Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.
İstenen cezalar
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK´nın adam öldürmek, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve adam öldürmeye azmettirmek suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün dokuz, Kamil Atağ´ın yedi, Tamer Atağ´ın iki, Adem Yakin´in yedi, Hıdır Altuğ´un üç, Fırat Altın´ın (Abdulhakim Güven) altı, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz´ün 1993´te Cizre´de terörle mücadele ediliyor görüntüsü altında korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK´ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor. ( AA)
Tanık Avşar: 1 ay işkence gördüm
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tanıkların dinlenmesine devam edildi. Tanık Selahattin Avşar, insanların öldürüldüğü dönemde kendisinin bir ay işkence gördüğünü söyledi. İşkence görmesine karşın korktuğu için şikayetçi olmadığını belirten Avşar, ?Cemal Temizöz´den dolayı şikayet etmedik. Hakim de savcı da oydu. Kanunlarda bir ay işkence var mıydı? Binbaşı Cemal ve itirafçı Abdulhakim Güven gelip bizi aldılar. Biz dört kişiydik. Farklı odalarda tuttular. İşkenceden sonra tekrar bizi biraraya getirdiler. Üzerimizi soyup sopayla vuruyorlardı. Elektrik de verdiler. Bizi götürdükleri yer emniyetti. Askeri birlik değildi, ama Cemal Temizöz sürekli oradaydı? şeklinde konuştu.
Tanıklar M. ve O. Özdemir: Adem Yakin İzzet Padır´ı götürdü
Tanıklardan Mehmet Selim Özdemir ise, öldürülen İzzet Padır olayı ile bildiklerini anlattı. İtirafçılardan Adem Yakin´i tanığını söyleyen Özdemir, ?İki tane itirafçı vardı. Silahlarını bizim köye saklamışlardı. Onları almak için bizim köye geldiler. Döndüklerinde İzzet Padır da arabalarındaydı, götürüyorlardı. İzzet´i ondan sonra bir daha görmedim. Sonra öldüğünü söylediler? dedi. Tanıklardan Osman Özdemir de, İzzet Padır ile birlikte çarşıdan dönerken Adem Yakin´in aralarında bir grubun kendilerini durduğunu kimlik kontrolü yaptığını dile getirdi. Kendisinin ve bir kişinin daha bırakıldığını ancak İzzet´in karakola götürüldüğünü anlatan Özdemir, ?Götürenler arasında Adem Yakin vardı. Nereye götürdüklerini bilmiyorum. Biraz araştırdık, kimse yerini bilmediğini söyledi. Temizöz´e ve Kamil Atağ´a da sorduk bilgileri olmadığını dile getirdi? dedi.
Arif Doğan´ın ifadesi okundu
Tanıkların dinlenmesini ardından Mahkeme başkanı, dava dosyasına eklenen belgeleri okudu. Emekli Albay Arif Doğan´ın JİTEM ile ilgili ifadesini okuyan başkan, Doğan´ın JİTEM´i Genelkurmay´in bilgisi dahilinde kurduğunu ve İçişleri Bakanlığı´na kendisinin kurulmasına dair belgeler sunduğunu dile getirdi. JİTEM´in OHAL sınırları içerisinde kaldığını belirten Doğan, 1993 yılında görevden ayrıldıktan sonra yerine Veli Küçük´ü getirdiğini söyledi. Doğan beyanlarında Musa Anter ve diğer faali meçhul cinayetlerle ilgili bilgi sahibi olmadığını dile getirdi. Mahkeme heyeti, sanıkların dinlenmesine geçti.
Kukel Atağ´dan Kürtçe savunma talebi
Sanıklardan Kukel Atağ, Kürtçe savunmak yapmak istediğini ancak mahkemenin buna izin vermediğini bildiğini belirterek, ?Siz tercüman atıyorsunuz. Atadığınız tercüman da tam Kürtçe bilmiyor? dedi.
Tamer Atağ: Biz de faili meçhul mağduruyuz
Sanıklardan Tamer Atağ, ağır ceza mahkemelerinde yargılanacak bir suç işlemediğini ileri sürdü. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılanması gerektiğini iddia eden Atağ, devletin dibine dinamit koyanların yargılanmasını istedi. Faili meçhullerin mağduru olduğunu ileri süren Atağ, ? Benin dedemi, amcamın failleri hala ortada yok. Devlete karşı bir şey yapmadık. Otelimizi bombaladılar. Amcam oğlu yaralandı. Faili hala yok? diye konuştu.
Adem Yakin: Takdirnameli tetikçi derler
Sanıklardan itirafçı Adem Yakin ise terör örgütünden ayrıldıktan sonra askere gittiğini, acemi birliğini Silvan´da, usta birliğini ise Cizre´de yaptığını belirtti. Terör örgütünün Cizre sorumlusu olduğu için asker ve polise yardımcı olmak için Cizre´ye gönderildiğini ifade eden Yakin, ?Asker olarak gönderilmem suç muö dedi. Faili meçhuller konusunda herkese yardımcı olacağını belirttiğini ancak kimsenin gelmediğini söyledi. Yakin, ?Cizre´de, birçok başarılı operasyona imza attık. Bir çok takdirnamemiz var. Bunları söylemeye, sunmaya korkuyorum. Çünkü sonra takdirnameli tetikçi diyecekler. Bizi Avrupa, ya da İnsan Hakları ile ilgili suçlayıp Bekaa´da kendi yaptıklarını, kirli çamaşırlarını gizleyip devleti suçlayanları görün? şeklinde konuştu.
Sanık Atağ: Bu pis işlere nereden bulaştım?
Cizre eski Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamil Atağ ise, kendisini Kürt lideri olarak tanımladı. 25 yıldır kendi halkıyla savaşmak zorunda kaldığını belirten Atağ şöyle dedi:?Benim emrimde 500 korucu var. Bunların arkasında 3 bin kişi var. Silahlı aşiretim var. Ben de bir Kürt lideriyim. Halkımıza karşı bize faili meçhulcü dediler, hakarete uğradık. Ortada delil yok, benim 25 yıl savaştım. Cezaevinde de kalmaktan korkmuyorum. Ben bu ekibi tanımıyorum. Pis iş yapmak bize yakışmaz. Ama bu baskı, şiddet, bizi korucu olmaya, bu pis işi yapmaya zorladı. Bize yapılan zulüm ve hakaret nedeniyle korucu olduk. Abdullah Öcalan bizi buna mecbur etti. Bu yüzden korucu olduk. Ben öbür dünyada Öcalan´dan şikayetçiyim. Ben kendim Kürtçü ve devrimciydim. Benim itibarim, siyasi hayatım kalmadı. Herkes katil diyor. Halkımıza karşı beni hedef gösterdiler. İddia makamı da bizi hedef gösterdi. Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, ´Ermeni soykırımı için biz yapmadık aşiretler yaptı´ dedi. Bu da ona benziyor. Eğer faili meçhuller benimle çözülecekse buyurun elinizdeyim, halledin. Evimde 73 nüfus var, oğlumu bırakın gitsin. Ben buraya lazımım.? Atağ, ülkesi için ABD´ye karşı çıktığını belirterek, ?Ben ABD´ye rest çekmiş adamım. ABD beni 1997 yılında ajanlaştırmaya çalıştı. Ben onlara ülkem için rest çektim. Halkımdan koparıldım. Şimdi D tipinde bezelye ile yaşıyorum. Ben bezelye ile yaşayamam, hastayım. İstediğim gıdaları almak istediğimde ´yasak´ diyorlar. Ya kardeşimi, ya oğlumu bırakın ben kalayım. İstediğiniz zaman çağırırım. Bu yapılan suçlamalar ırkımıza yakışmıyor. Ben Levent Ersöz´ü, Hurşit Tolon´u da Şırnak´ta görev yaptıkları için tanıyorum. Şimdi bunları tanıyorum diye ben de Ergenekoncu mu oldum? Tahliyemi değil, beraatimi istiyorum? şeklinde konuştu.
Temizöz´den ´Bahoz Erdal´ Cizreli iddiası
Cizre´de görev yaptığı dönemde, hiç kimsenin öldürülmesi için emir vermediğini ifade eden sanık emekli Albay Cemal Temizöz, ?Ben terör dışında kaçakçılıkla da mücadele ettim. Kaçak hayvan girişine izin vermedim. Örgüt kaçakçılardan komisyon alıyordu. İhale alanlar, bölücü örgüte yüzdelik komisyon ödüyordu. PKK´da şahin ve güvercin kanadından söz ediliyor. Ben kimsenin bilmediği bir hususu belirtmek istiyorum. Örgütün askeri silahlı kanadı sorumlusu ´Bahoz Erdal´ kod adalı Fehman Hüseyin aslen Cizre´lidir. Babası Kiçan aşiretinin üyesidir.? Sanık Albay Temizöz´ün bazı avukatları örgütle bağlantılı olduğunu söylemesi üzerine müdafi avukatlar tepki gösterdi. Mahkeme heyetinden sanığın avukatlarla ilgili suçlayıcı beyanlarda bulunmamasını istedi. Temizöz, beyanlarından sonra kendisinin kaleme aldığı ´Yine de geldik Cizre´ye´ başlıklı şiirini okudu.
Arif Doğan´a tanık sorusu
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, İstanbul Emniyet Müdürlüğü´na yazı yazılarak , Arif Doğan´ın tanık olarak dinlenmek isteyip istenmediğinin sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca, Albay Cemal Temizöz´ün Cizre´de görev yaptığı dönemde, hakim, savcı, emniyet müdürü ve valilerin görev yerlerinin belirlenmesi için ilgili bakanlıklardan bilgi istenmesine karar verdi. ( Hürriyet, Cihan)
(10 Aralık 2010, 17:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Temizöz iddianamesinde ara